15 Eylül 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

15 Eylül 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAM N Sahife 9 'Tefrika No. 123 in n Radyo — — er akşam | Te k d. İ, k d > bir bilâ: | erkKedılen Kadın Eylül Paz; TACLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR v vi i # tanbul, E ,30 a yeli ve dans O gün saat altıda buluşacak- Ni bu esvabı giymek TEDİ kr de Mesud DEE i |CEN N Gi 7 I IN O L lardı. (Necdet çan e kabil İ aklıma geldi. Necdet beğenmi- | yeler, 20 Konferans, elm smear nas mina; ekmekçilik hakkında, Saffet taj değil demişti). Kâm n b ecek! fından, 20,30 Radyo caz ve tango or. İSKENDER FAHREDDİN geçirilecek saatler bir ii Kaçar gibi odadan çıktı. Sokak- Mae Zi m. al 30 dar uzun gelirdi. Zaten daha | ta kulaklarında hep bir ses uğul- ai 2230 yan siğil ei Kutçu zındandan çı ıkınca rengi soluktu. be geceden eli e ”— duyordu: Necdet! Necdet! Nec- 16 Eylül Pate oğlu Ankini sevdiğini anasına bile söyliyememiş mıştı. Yalnız sabaha karşı det! Neredeyse saat altı olacaktı. İs li 18,30 Bayanlara jimnastik Pi lerini kapayabilmi: U dağ Apartımanın kapısını açan hiz- rs, Azade Tarcan, 18,50 a — Sen dahan k AM ye pa ön ikisi > ci İmei kimi seviyordu? 7 Sen evelenmiyecek mi vakit içinde bir ses: Bugün altı- | metçi: 5 çi en e Estegi er ii sin?. MR sokağa da! diyordu. — Beyefendi daha gelme- | orkestran, m Ha Er 30 e . k ii hi eser sam, Za ie Moğollar | — Evlenme çağın geçiyor da. | | Öğleye kadar ni böyle va- | didedi... yer adalar Gezenin yağmur! ar yağıyordu. Moğol 2 SR bir sakitin kzn seyi | ki goz Neclâ tele- Her zamangi odaya girdi. İçe- i ü i, Bu müddet içind lar, da ir belki bu inanışla- rım mânasız bularak lar ek ca uğursuzluk getireceğine inan- mak gülünç olur Kanon, Oktaya daima haya Bu şiddetli ek Ea çok ni zarar görmüş, f bir kişi de bu vesile ile | it ne lir şmuşt Hanın Kiyak oğlu eriş yattığı e su basmıştı. Turakini n defa erik ha- na yar e bu yağmurlar, oğlumun bize kurtulması için, gök Tanrıdan gelen eğ işarettir. Kut- çuyu bu felâket rtarmalıyız. Onun masum ol alalim siz de çok yakında anlıyacaksınız!. , Oktay vi terbiye etmek ve indirmek istiyordu. Bu bir ka aylik m. cezası ona çok bile Haydi, emir veriniz.. Kut- Çuyu boğulmaktan kurtarınız!. müteessir oldu. Saray muha- fızını çağırdı: — Kutçuyu zindandan çıkarınız Onu affediyorum. pi Turakina memnundu. sürmedi. Kutçu zindanda hasta- lanmıştı. Kutçunun rengi gün geçtikçe soluyordu. Bir yerinden muztarip değildi. Göze görünür yarası yok- Onun öv gizliydi. Kutçu zin- 'danda kalbinden yaralanmıştı. Oktayın eri oğlu şimdi, ök dürmek istediği kadını seviyordu. Bu, şaşılacak bir şeydi. Oktayın biritik gözdesini sev- mek., Kutçu bu sevgisini anasına da âçamıyordu. Turakinanın arm kaldırmak İstediği bir kadını Kutçunun sev- mesi ne dem ekti? Turakina mi önceden duy. muş olsaydı, şüphe yok ki, m zindandan çıkarmak için hanın ayaklarına kapanmazdı. 5 özsi (Ankin)i nasıl sevmiş- Bu, ve garip, çok meraklı bir hikâye alin bir sabah zindanda, ya- nöbetçi, başbaşa vermiş- | ni yorum. Ondan başkasile evlene- mem, — O halde ne bekliyorsun? — Babasının ölmesini.. — Tuhaf şey. Babası engel mi oluyor?. — Evet. (Ben kızımı bir asilza- deye vereceğim!) Adam sen de, Karakurumda kız kıtlığı yok 1 fena mı. Hele bir iste.. uma- rım sana verir. Benim sevgilim (Buşi)nin kızından daha güzel değil. Fakat, ben zabitin kızından başkasile ya- şıyamam, seviyorsun de- — Çıldırıyorum... — Ben hiç bir kadın sevmedim. Eğer seryeeili (Prenses Ankin) gibi bir kadın severdim. — Sen de ona mı tutuldun?. Yok Hakan gözde- sinde gözümüz yol vi Nöbetçi içini çekerek sözüne de- vam etti; iç bir kadın, Ankine ben- zemez. O, baştan başa bir ateş parçası olarak yaratılmış. Hele bir tarafına dokun.. hele bir gö- zünün içine bak. Derhal yanmağa başlarsın Kutçu bu ökse dinlerken düşünüyord ii rkesin yanıp tuütuştu- ör Sie bir kadını öldürmek istediğim için, şimdi kendimden öze yerden kalkarak, fi- da an bir gün kendi. e söylediği şu kısa sözleri ha- ai — Hayatın bütün kirlilikleri içinde temiz kalan sevgiden baş- ka ne vardır?.» Kutçu o güne kadar hiç bir ka- dınla meşgul olmamış, zabit ve zengin kızlarına yan gözle bile bakmamıştı. Gerçek, bana zindanda sev- gi 2 gerek!.. Diye söylendi.. başını sallıya- rak, zihnini başka mevzularla uya- lamağa çalıştı, eytan bir kerre bu b (Kutçu)nun kafası aatler geçtikçe, kafasından yüreğine inen bu ai bütün Ke sarıyordu. — .. Ben seni öldürmek için, anamın balk nd içtim Kutçunun içindeki ateşi, sile li yağmurlar al o artık andını da unutmuştu. Kutçu hürriyetine kavuşunca ilk i çi aynaya bakmak oldu. indanda ne kadar da çok sa- rarmıştı. o renginin bu soluşunu içindeki ari İz kadar olgun ve zeki ocuk değildi. Bir gün nn sordu: — İnsan sevgi yüzünden zayıf- lar mı, anacığım?. fon etti: uran, ayol ne kadar za- man oldu, lele görmüyo- evlenmesi beni o pin va etti ki... Şimdi ser- bestim artık, Benek bir tarafa gidelim mi? Eski zamanlar gi- bi... Dünyadan elini eteğini çek- miş iki arkadaş gibi dolaşırız. Aman bu Neclâ ne münase- betsiz, ne yapmacıklı bir kadındı! Bugün kabil değil, şeke- rim. İşim var, erer; modadan, kumaşlardan orada olduklarını söyledi. Kâmuran acele sesle: —Biliyorum, dedi. Fakat ren- gi uçmuştu. omuzlarına »ki kurşun bir el basarak onun belini büküyor gibiydi. yük bir titizlik hissile evin yet küçük salon çekildi. Şezlon- ga dişe büyük bir çiçek de- ibi... Nec det e zaman- ride taze çiçek kokusu vardı. Nec- det ne zamandan beri karanfil lâvantası kullanmağa başlamıştı? Affedersiniz, geç kaldım. Necdet telâşla geliyor. Kâmu- ranın iki elini tutmuş, öpüyordu. kadar işim vardı ki... Bu- günlerde yazıhanede yalnız ol- duğumu biliyorsun. Bütün mesu- liyet beni — Tenis, tiyatro, çaylar, hiç biri yok mu bunların; bir yere git- miyor musun? — Hiç bir yere adım attığım nim üzerimde. ş — Biraz evvel Pakizeye uğra- dım, Ne kadar gençler var orada. eşimin kızları var. On- lara koca bulmak ister, tabii, aha şimdiden — O kadar küçük değiller. Va- kit çabuk geçiyor. Farkına var- m « Sen de anne olsaydın o zaman anlardın. Necdetin sesi acılaşmıştı San- ki söyliyemediği bir şeyi sesile i. saret edemedi. ne olmuştu. Çocuğu ancak bir ay yaşamıştı, Ned benze! Fakat ne lili 3 Na Sel “— da da rahat edemedi, Ahbaplı dan birine telefon ettiz — Melâhat, bugün dörtte Pa- akize lah Allah. Deil kar- deşi canım. — Ha! Aman gitmem oraya. Canım sıkılıyor. Bir sürü modern genç kızlar ve Hollivut beyleri do- lu i- ki evde yangın çıkmış gibi, lâşla kendisini sokağa attı, Lai Pakize hanımın evinde, Güzide hanımın kızı Ayten, yere halının üzerine oturmuş, etrafındakilere kürek çekildiğini tarif nasıl iyi iyordu. Kâmuran, kanaj üzerinde, uzaktan li ii yem Pa. kize salonda dolaşıyor. Misafirle- Kâmura- aman bu- pek şıksın, ne kadar da gü. zelsini mi Bir aralık Kâmuranın güzü ii burnu, kıp epi nar gibi du- > çok göze çarpıyordu. Ka- üzeri ala yapayalnız, bir dilenci gibi oturan ve bekliyen bu kadın kendisi miydi? Gözlerini Aytene çevirdi. Genç ız Şimdi piyanoya dayanmış, ayakta duruyordu. Arkasına sol- sarı renkte bir keten esvap (Arkası var) un giymişti, Kâmuran düşünüyordu: ii di a Kâ 7 — Ah Necdet... Öp beni bari E bir, hattâ iki, üç buse. akat bizim solmuş bir çiçeğin yaprakları gibi yanaklarına, du- daklarına dökülüyordu Odayı de- rin bir süküt kaplamıştı, ikisi de bunu ihlâl Ge ran hafif bi sordu: — Beni bala musun, Necdet? — Pek birazcık seviyor — > görmeğe vakit bulamı- yorsu! — Vallahi. . Affet Kâmı Biraz sonra içtimaımız sinemi Gayet mühim.. — Biribirimizi ne vakit görece- ğiz ? Necdet Kâmuranın şapkasını, eldivenlerini uzatıyor, va yordu:: — Pudra sürmiyecek misin? — Yarın telefon eder misin soru- Yarın, mutlak: ha fazla gi şına kadar gelirdi Kâmuran eve döndüğü zaman, canlı bir harabe halindeydi. Zih- ninde bir burgu gibi kendisini yiyip bitiren düşünce | ve iztırabı tesirile hiç bir şey görmüyordu. Eski hizmetçisinin yüzüne ba- arak, ondan meded umar gibi > rdu: — Evlenecek değil mi? — Evet. başka bir cevap işit- mek ümidile bunu sormuşken fe- a tasdik eden bu haberi alın- zildi. sana? € — ii söyledi Bi imei ği keli stadyomundan nakil, Dördüncü Balkan güreş müsabakaları. AKŞAM Abonelerine kıymetli kita kaplar hediye ediyor Bu fırsatı kaçırmaz- o alabiie- ksiniz. | ağustos tarihinden 30 eylül ta- rihine kadar yı edilecek ve posta ilg adreslerine gönderilecök- üni 1 senelik abonelere: 300 kuruşluk bedava kitap 6 main ma 125 kurusluk 3 bzsinl eler 50 kuruşluk bedava Ağustos ve eylül zarfında gaze- temize abone yazılacak veya mev- cud abonelerini uzatacak zevata der- hal AKŞAM eya bir İiste- si gönderi! abonelerinin müd- detine göre Kaklığı olan miktar ki- pları: seçerek bize | bildirmeleri kendilerinden rica edilecektir. İste. dikleri kitaplar posta Bereli idaremiz tarafından verilerek derhal adresle: rine gönderilecektir. ser AKŞAM gazetesi-. nin ikramiyeli abone müddetinden istifade ediniz i ieetedİ İİ azra 1400 kuruş 2700 kuruş 750 » 1450 » » > » si Posta itüikadine dahil olmayan ecnebi memleketler: Sen. liği 3600, altı aylığı 1900, ü aylığı 1000 kuruştur. Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul kağ lâzımdır. ii İn — Di günü 183 di Akşam Yatı £ 2 11,20 $48 9,22 12 137 Va. 359 545 1210 1541 18,21 19,54 ii sarıldı. Fakat semi al ran derin yeis ve iztırap a si bu da elinden düştü. erk & yun, yapayalnız, yere kapandı. ikâyeci “gi dünden i

Bu sayıdan diğer sayfalar: