18 Eylül 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

18 Eylül 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 Eylül 1935 AKŞAM Sahife ? Tefrika No. 126 TAOLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR CENGİZİ İSKENDER N OĞLU na FAHREDDİN (Cüda) nın içi sızlıyordu.. o artık Ankini öldüremezdi. Fakat kıskanç kadının elinden y: (Güda) Prenses Ankini öldüremi yordu. O gün sarayda bir telâş vardı. y cesur kuma ani na çağırıyor, uzun boylu konuşu- u. civardaki berlere göre X ummadığı için, bu haberi al — Çobanın rüyası doğruya çı- kacak galiba..! vr telâşa düşmüştü. e Turakina meşhur iş öy bir günde irt- işti Mala saraydaki kaynaşmayı görünce, kellesi gidecek diye korkmuş, merdivenlerden yukarı çıkarken dizlerinin o bağı çözül- müştü Büyücü Mala, Turakinanın oda- sına girdiği zaman korkudan i sap sarı olmuştu. v 'Turakina vin sordu: — Oğlum Kutçu ile gizlice be? nuştuğunu söylüyorlar, doğru mı ala ilk önce inkâr etti: — Bir haberim dedi, ben bir kül kedisi gibi oca- ğında pinekliyen ve sokağa ayda yılda bir > çıkan ihtiyar bir Kd Kutçunun yüzünü Bilesin Turakina me bir kadındı. Sırasında adam döğmesini de bi- lirdi. Duyardan Fiğ aldı. — ürürüm. Bana hakikati söyle: Kalça ile konuştun? Mala korkud. n, dayak yeme- den ya kele Bir daha Kutçunun yanına uğramamk şar- tile aa anlatmağa karar ver- di. selama elindeki kamçıyı söylediği şu söz- ü bülbül gibi söylet- la, hakikati söylersen, seni saraya aldıracağım! Diyordu. Mela ellerini göğsünün üstün- de kavuşturarak anlatmağa baş- ladı: — Kutçu daha çocuktur, Nasıl sa içine bir ateş düşmüş. gönlü- nü Ankine kaptırmış. Kendisine öğüt verdim: (Bir çocuk, babası- nın sevdiği kadına göz koyarsa, canı tehlikeye a Vazgeç bu sevdadan!) dedim. kadar çı n Hanın gi ve hizmetine girm gele Türakina zcüleri dışarıya ma sonra, Malanın yanına sokul: yı neler. yapabileceğini ben bilirim! dedi. Eğer sen, Kut- Tuk bilirsen, ömrünün son günlerini sarayda be rm Turakina, büyücünün kalmak için herşeye all ağe ta. 5 Turakina )ya ne yalan uyduracaktı. Bu akasını la Kustarseni ii Dedi ve Turakinanın ayakları- na kapandı: — Ben sizin dileklerinizi yeri- ne getirmeyi candan bir ödev bi- lirim, Fakat, ben bu işi yaptıktan sonra, siz sözünüzde duracak mısınız? Benim sözünde durmaz bir kadın olduğumu ne biliyorsun? Ben yapamıyacağım sözü ei dan çıkarmam. Haydı, .. bu işi bir kaç gün içinde ee Tam haberini getirdiğin gün, sarayda yerini hazırlanmış bulacaksın! Mala sevindi: — Kutçunun sizinle görüştü- ğümden haberdar Men için, e tenbih e n..? yl Mei kumdan değil, işimi boz- Seninle neler kamatğumuzı e bile duymiyacak, ven Prenses Ankinle (Kızıldağ) vo giden (Cüda), Kara- kuruma döndüğü di beri eri görünmi Oktayın karın, ( ie yı aya- ğına getirmenin ilmiyor En Kendi cariyelerinden bi- nden niçin kaçıyor.. Yaptığı işleri Hana haber verme- le- bilir? Bek ki de (Cüda), yeni bir iş üzerinde ulunuyordu. Turakina, (Cüda) yı şöyle bir yoklamak istedi. Cariyelerinden birile şu haberi gönderdi: — Seni biran — nes al dü- şünmeğe başladı. O, artık, pren- ses Ankine sarsılmaz bir sadakat- le bağlanmıştı. Günlerce devam eden zehirli süt hadisesinden pe yuyor ve içini çekerek gizli gizli ağlıyordu. (Cüda) dalkavuk Çıpadan ne fenalık görmüştü? Sarayda sesi çıkan tek bir ka- dın olarak mi için, sırası gelince, çok sevdiği küçük oğlu- nu bile zındana düşürmekten çe- inmiyen Turakina, günün birin- de(Cüda) yı da ele vermiyecek miydi? (Cüda) Turakinaı gönderdiği rsi — ece Han uyuduktan son- ra Kalekim Diye mii vermişti. Cü sarayda son günlerini yaşadığın seziyordu. la tuzağ dü kolay k çoktan Si. Uşerse, reilnmet ig mıştı, (Cüda) gece Turakinaya gi- derse, ne yalan uyduracaktı? Ya- kasını bu şeytan ve kıskanç kadı- nın elinden nasıl kurtaracaktı? bilmiyordu. Turakinaya ver- pa) Ferid, dostu Nazmiye ve karısı sokakta ras gelince, pek memnun oldu. Nazmi onun mektep arkadaşıydı. Liseden şe- hadetname aldıktan sonra biri- birlerini hiç görmemişlerdi. Es- ki dostunu bir kere bulduktan sonra artık ayrılamıyacağını his- sediyordu. Fakat daha doğrusu, dostu: Ferid derhal RA benden hoşlandı zannediyorum» diye dü- şünmeğe başladı. eee pek iyi anlamak iddiasınday: Filhakika, Behice birakin Feride karşı büyük bir teveccüh ve muhabbet göstermeğe başla- mıştı. Gayet teklifsiz konuşuyor- du. Tanışalı daha pek az bir va- kit geçtiği halde Feride kocasın- dan lere e başlamış i sizi bulduğuna o ka- a memnun ki... diyordu. Çün- kü kendisi evde rekli zaman, sizin beni oyalayacanızı va yor. Yemeği yer yemez o; namak için klübe koşuya dan bari biraz evde otursa! Ferid de oyunu verdi. Fakat genç kadına Ter ne ge lüzum görmedi. — Tabii, kaybediyor, dedi. ayır, doğrusunu söylemek lâzım a) oyunda çok tali var, kazanıyor. — o halde kendisinin taliini daha artıralım! Ne kadar hoşuma gittiğinizi tahmin edemezsiniz, Be- emki Nazmi sizi bu kadar ihmal ediyor, bu hissimi itiraftan hiç 4 nç kadın Bu bir ci gibi ir olmabiliedi. EE Ferid dostunun karısını öpm teşebbüs ettiği zam. şiddetle itti. Ertesi günkü tec: beler de daha fazla bir nl kıyet temin etmedi Ferid: ıştı, — ir gün Pm kalabil seydim onu yumuşatabilirdim! di- ye içini mii Birkaç gün sonra Ferid hesa- bına iyi bir AZ çıktı, m rada at yarışları vardı. uu Bunların pek hararetli olacağı, at- ri üzerine oynanacağı söyleni- u. Nazmi at MK oy- in Ankaraya gitmek is- dostum var. dedi. Bir yeni at varmış. Adı Ak tay. Fevkalâde Fakat yeni olduğu için kıymetini kimse bilmiyormuş. Mutlaka bi- rinci o gelecek diyor. Gidip biraz para koymak istiyorum. Ferid İstanbulda bir iki Behice ile yalnız kalabilmek için dostunu Ankaraya gitmeğe teş- vik etti. Kendisi de oyunu pek sevdiği için, dos yirmi lira verdi. Bunu da kendi hesa- bına oynamasını rica etti. mükemmelmiş. (Kızıldağ) sarayında giriştiği bu tehlikeli işe el atmaması gerekti, (Cüda) ortalık kararıncaya ka- dar düşündü. Turakinanın o den kurtulmak için, üzerinde rüyeceği bir tek yol vardı: Teh Ağzı kilitli j — Hiç olmazsa iki misli bir pa- ra kazandır bana, ha! diye tem- bih ediyordu. rtesi günü Behice Feridle be- mobilini biraz yoluna koyarak genç kadını almağa gitti. Kilyosa sa gideriz, di Ferid artık kitekeii da- kikasının yaklaştığını > pek mesud oluyordu. Tatlı bir yi mek yediler. Güldüler, lan lar. Yemekten sonra, Ferid yukarıya çıkarak istirahat 7 yi teklif etti. Fakat Behice : çok rahatım, dedi. Yu- karı çıkıp dinlenmeğe hiç lüzum yok. Otomobile bindiler. Fakat genç kadın Feridin biraz cüretkârane hareketlerine hep mümanaat edi- yor, elini itiyor, fazla teklifsiz- liğe imkân bırakmıyordu. Ferid otomobili durduracak olsa barbar bağırıyordu. Feridin bütün ümidleri yıkık mış, keyfi kaş Kadak lâ- t eder: rtık şe! en Akşam gazetesini aldı. Bura- ara yarışlarına dair son telgraflar vardı. Birinciliği Altay kazanmıştı! Hem de bire elli nis- betinde bir kâr temin ediyordu! Bu haber Ferid için bir teselli teşkil etti. Yirmi beş lirası tam 1250 lira olmuş demekti, Ufak te- fek borçlar ödendikten sonra ken- . Fakat halinde — bir fevkalâdelik yoktu. Ferid dostunu görünce yerin- den ni koştu, büyük bir ke- yifle elini sıktı: Yaşa Nazmiciğim! dedi. Gel şu bizim Altayın şerefine bi- rer rakı içelim şurada! Nazmi gayet sıkılmış vaziyet- teydi. Ferid bunu lag far- kedememişti. Fakat şimdi gözüne çarpmamak kabil değildi. Niha- yet Nazmi boğuk bir sesle: — vam için bahse girişme- dim! d m lık irdi. ll zapderek: — Haydi canım, Fakat alay etme, dedi. Ferid oturmu, ellerini uğuşturu- yordu. — Alay etmiyorum. Ne bi yim ben, şeytan bu. Son dakika, da tereddüd ettim. Kimsenin bil- mediği buat nereden birinci ge- lecek dedim. aş kendinden geçmişti: hakkın yoktu, dedi. n sana Mi hesabıma Altay için yirmi beş lira koy diye pa- ra vermiştim. ana doğrusunu söyliyeyim mi, Ferid, ben Ankaraya bile git- medim. — ii ne yaptın O akşam karım birdenbire yahut oldu. An- Mc Radyo 18 Eyi çarsam ba ,30 Mans amm (Plâk) 0 » Ss z Sez 5 ö ? 21, si , e gren 23 ae its orkestrası, 24 iri reş, 13-15 Plâk ve duyumlar, Oren 19,15 Könserin süreği, 20, Plâk, 21 Piyano-şari kı, 22,05 Hafif mü zik, onserin süreği, 23,15 Ya- bancı dillerle duyumlar, 23,25 oOKom serin süreği. e va, 18,15 e - Sözler, 19 ri, 19,45 Reklâm, ak e a, 20 Halk mü- ği 20, 0 Akün a 1s ll g , 21,45 Orkesi ce müziği ve e aral arı, 19 Eylül Perşebme tanbul: 18,30 bayanlar için jimnas" tik, bayan Azade ei 18,50 dans musikisi ve hafif musiki, 20 konferans, doktor Rifat Ahmet, İstanbul çoc: hastanesi göz mütehassısı (Çocuklarda öz hıfzıssıhhası), 20,30 stüdyo orkes- rası, 2İ ra ve tango pe Muhittin Sadık, Viyolonsel ii 22, 5 plâk ve 0 Harpa bea 20, va di müzil 26 05 eii 22,40 pek müz hava İn 24 çigan müziği ül diğ -15 ye ve ya daya Eş 18 ri iri o A a 19,15 konserin sü“ hr 20,20 yi 2115 v5 a ll iata» opsra konseri e — Kuartet konseri, lon müziği - duy lar ve male 2 eee il ee 05 lâk. 4 20,20 a orkestrası, 21,43 eğlenceli yayım, 2 Kainz programı, yi 10 şarkılar, 23, 20 tamimler, 24,05 N RE ği Posta ittihadına dahil ol ecnebi memleketler: İİ a Sn e kep Adres tebdili için kuruşluk pul ll Ni Cemaziyelâhır 19 — Hızır günü 136 S İmak İkindi Al Yatı E 947 M28 552 923 12 132 Va. 402 543 1209 1587 1817 1948 İdarehane: Babsâli civarı Kızılay menfaatına müsamere tip edilmiştir. Deniz kızı Eftalya ve kemani bay Sadi tarafından da müsamereye iştirak edilecektir. gi tesi günü de karımın rabatsızl d Hep onun yanında di bu aksiliğin neden olduğunu anladın ya? Evet, Ferid pek iyi anlamıştı. Fakat ne eyler > kilit liydi. Karının hasta olduğunu söylediğin gün hen nsl. otomo” lirayı cebine atmak istediği mw hakkaktı, Ferid uzun bir düşünceden son rms — Bari benim yirmi beş lira”! geri ver, dedi. — Ha,

Bu sayıdan diğer sayfalar: