15 Ocak 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11

15 Ocak 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| 5 5 Kânunusani 1937 Sahiie Sİ Kral Zoso, Macar kontesile nasıl tanıştı? Kral daha ilk görüşte Macar kontesinin| i güzelliğine hayran olmuştu Şereflerine verilen temsilde kral, kontesin yanına oturmuş, kendisine fevkalâde iltifatta bulunmuştu Kontes Mikes Arnav —— kralı Ahmed Zogonun ile nişanlandığını ve yakında Budapeş- teye gideceğini yazmıştık. Bir Fransız gazetesi, Ahmed Zogonun Macar kon- tesi ile fik defa nasıl tanıştığına dair şu tafsilâtı veriyor: Macar kontlarından Bethlen Roma- dan Tirana memuriyeti mabsusa ile gitimişti. Konta bu seyahatinde Kuzini kontes Hanna da refakat ediyordu. Macar kontu ile Kuzini Tiran sarayın- da misafir edildiler, Ahmed Zogo, mi- Safirlerini beyz renkli büyük ünifor- measile kabul etli. Daha ilk görüşmede Arnavüd tesinin güzelliği flerine verilen bir temsilde kral Zogu, ayni locada Macar kontesinin ya- nında oturmuş, kendisine fevkalâde ik tifatta bulunmuştu. den sonra Macar kontesi kral Zoyonun hemşireleri Adile, Nafi,a Se- niye Mü en, Ruhiye ve Maksudeye takdim “edildi. Kontes, Tiran sarayın- da gördüklerine pek alâkadar oldu, yanına gelen Armavudluk matbuat mü- düründen, Arnavutluk ve bilhassa kral Ahmed Zogo hakkında malümat istedi, Kontes, Armavutluk matbuat müdürü- Kn ının dikkat gözüne çarpmış- © fında Amavud kralının koyu kırmızı nün verdiği izahattan çok memnun ; kaldı. gezinti yapması kararlaştırılmış! Eral Zogonun rükübuna mahsus müs kellef Pakar markalı bir otomobil sa- © rayın dış merdivenleri önüne gelerek tevakkut etmişti. Otomobilin iki tarar bir zemin üzerinde siyah kartalı ar» maları göze çarpıyor, pos bıyıklı beyaz Kalpaklı ve milli kıyafetli şoför de pe ronun önünde ayakta duruyordu. Biraz sonra Ahmed Zogo, yanında kontes ve Macar kontu bulunduğu hal. de sarayın dış kapısında göründü, Ah- med Zogo, misafirlerini otomobiline Ertesi günü Macar kontesinin kral i Zogo ile 'Tiran civarında otomobille e tu. is bizzat bindirdi, kendisi de müstacel ba, £* m işleri çıktığı cihetle, bu gezintiye iş- * tirak edemiyeceğini beyan ederek iti- zarda bulundu. İki küzen, Tiran civa» rında otomobille uzun bir gezinti yap- tılar. Bu gezinti esnasında Tiran civa» rındaki bir çingene grupuna rasladılar. Çingenelerin vaziyeti kontesin fevkalâ- de dikketini celbetti ve gözüne ilişen genç bir çingene karısını yanına çağı- rarak bir çiğan dansı çalmasını em- retti. Arnavutlukta, çingenelerin ulu or- ta dans etmeleri yasak olduğu cihetle, çingene karısı bu ricayı is'af edemiyece- ği cevabını verdi. Kontes, saraya men- sup olduğunu anlatmak için otomobilin üzerindeki armaları gösterince akan sular durdu. Çingene karısı, çok oy- nak bir hava çalmağa başladı. Kontes bu gezintiden meyınun olarak saraya döndüğü zaman bu hâdiseyi kral Zo- goya anlattı ve dedi ki; — Haşmetmeap! Emrinizin hilâfı- na bir harekette bulundum. Bir or- man civarında rasladığım bir çingene karısını oynatiım. Kral Zogo, bu sözü işitince, yarı sert yarı tatlı bir çehre ile; — Âlâ... Müerim şiddetle cezalandı- rılacaktır, cevabını verdi. Kontes, kralın bu sözlerini , duyun» ca, kendi yüzünden çingene karısının cezalandırılmasını istemedi ve yüzü- nü bir hüzün dalgası kapladı. Kral Zo- Erzincanda belediye salonunda yerli mallar sergisinde inhisarlar köşesi birinciliği kazanmıştır. Yukarıki klişemiz, sergiyi ziyaret eden vali ile bir kısım zevatı ve birinciliği kazanan inhisar paviyonunu gösteriyor. go, misafirinin bu teessürünü görür görmez, gülerek ilâve etti: — Madem ki, siz emrettiniz, emir- lerime aykırı olan bu hareketi hoş gö- receğim ve çingeneyi cezalandırmıya- cağım. O gece, kral Zogo, kontese izdivaç teklifinde bulundu ve bu teklifi mem- nuniyetle karşılandı. Kontes Hanna Mikese Tiran seyaha- tinde refakat eden kont Bethlen ken- disile görüşenlere demiştir ki; — Roma Macar sefarethanesinde bu- Tunurken Tirana memuriyeti mahsusa, ilg gelmek emrini aldım. Kuzinim Han- nanın bu seyahatimde bana refakat et- mek teklifini reddedemedim. Bu hare- 'ketimden katiyen pişman değilim. Kon- tes, Arnavutluğa ayak bastığı günden- beri, memleketi o kadar cazip ve sevim- Hi buldu ki... Bu akşam ise, saadeti kra- ın kendisine yaptığı izdivaç teklifi ile tamamlandı. Üzüm kongresi Izmirde mi, yoksa Ankarada mı toplanacağı belli de; eğil İzmir (Akşam) — İktisad vekâleti iç ticaret umum müdürü Mümtaz ya- kında Ankaradan İzmire gelecek, ti- earet işlerimiz Üzerinde tedkiklerde bu- Yunacaktır. nı yazmıştık. Kongrenin Ankarada lanacağı kuvvetle söyleniyor. İç e ret umum müdürü Mümtazın, İzmirde yapcağı tedkiklerden sonra üzüm kon- müstahsillerinin bütün dilekleri, ihti- yaçları, kongrede tedkik edilecektir. Üzüm kongresine İktisad bakanımız Celâl Bayar, riyaset edecektir, Erkekleri akim bırakma ameliyatı yapan bir şoför yakalandı Viyana 14 (A.A) — Zabıta, şoförler korporasyonunda erkekliiğ akim bırak» ma ameliyatı yapan takse şoförlerinden Joseph Rild'i tevkif etmiştir. Yeni bir piyes: Aşk mektebi Şehir opereti sev ev w EE leri öğretme», «iyi koca olmas mek- tebi gibi garib ga- i rib mektepler var- Aşk mektebinin muharriri Yusuf Ziya Aşk mektebinin dekorları için Şehir tiyatrosv çok iti- serili tipi yaratmıştır. Eser çok nükteli ve zariftir. Bu gü- zel eserden Yusuf Ziyanın kalemin- den çıkmış bazı manzum parçaları alıyoruz: Refik Kemalin Feriha Tevfiğe iâ- ni aşkı: Sevgilim bu gece ne güzel, ne şık, Saçları başında bir demet ışık! Vücudü fildişi, altın karışık, Kalbimde aşkı bir alev sarmaşk! Aşk mektebi talebelerinin marşı: Aşk mektebi açıldı, &şıklara müjdeler, Sevenlerin kalbini ateşten oklar deler! Aşk için ağlamıyan gözler dünyayı görmez, Karanlıklar içinde düşer, kalkar, sendeler! Vasfi Rızanın güzel sesile söyliye- ceği bir şarkı: Gönlüm o güzel günleri her lâhza düşündü. Ağzın bir alev koncası, Bülbül gülüşündü! Aşıklara Hâtfun bir uzak göz süzüşündü, Ağzın bir alev koncası, Bülbül gülüşündü! Bir gece serenadı: Şimdi ay denizde Bir gümüş servidir. Parlıyan o iz de Kalbin alevidir! pir Dinliyor her kıyı Bu parlak şarkıyı! * Sedelten bir kemer Ufukta şimdi ay, (Kayserili pastırma tüccar Kâron efendinin - bu rolü sanatkâr Behzad yapıyor - oğlu İstanbula gelmiş. Aşk mektebinde talebe. Başından geçen aşk macerasını şöyle anlatıyor!) Abüsseliâm — Gayserliyim. İstan- bula bıldır yaz geldim. Babamın, pas- tırnga, sucuh pavrikası vardır. ben n akşamdan itibaren temsile başlıyor de burada bi dükkene açtım: O bağa mal gondürecekti, ben oğa para gon- dürecektim. Başladıh işe... Gu: den bi düntertesi guniydi, anotları gazeteye bi yol bir de bahtım e patmışlâr.. çaresiz, saya sarkıta rer dükkede döndüm... Meflğn $— Biraz daha kısa anlat- Son... Abdüsselâm — Hasılı kelâm, senin anlıyacâğıi; o gun Gayseriliden da- ha guvaz bir ahbabın marine yan- ıh: Beği geniz gıyısında bir çöle go- türdü.. atmanın derim gardaş, gunes- te gızağimığ gollar, brcshtar, pastırm- ga tahi gibi dizilmiş sağa sola... Birine bir iç çekevim dedim, o da bağa sırıtıvermez mi?.. Arhada- şım dürtdü; Ulan, bah. sana gülüyor... Bir lâf atsana... Bende «Ah anam, yandım!..# dedim... Garı söyle bi dö- müp: Ne çi yandın odum!.. Dime- sin mi?.. Gayrlli bu #tfatın üstüne çöhtüm yatına, Başladıh yarenliğe... kadın ve aşk hakkındaki fikrini öyle anlatıvor: Salamon — Hırsız elinde maymun- cuk neysa, erkek elinde para odur.. Ben para olduktan sonra her kalbin kapısını açarım! Meftun — Paraya teslim olmıyacak kadın yok mudur?.. Salamon — Yoktur... İsitmişsiniz- dir elbel: Meshur bir d'niomat, bir ziyafette, kıraliçayla konuşurken be- nim yibi söylemiş... Kraliça sormuş: ie dar da parâylen elde edebilir . Diplomat: ederim, demiş. a ei demiş... Bir milyon i- ra veririm, demiş... Razı olmam, de- miş... Üç milyon lira veririm, demiş... Razı olmam, demis... Yüz milyon lira veririm demiş... Bunun üzerina kra- Miça hayretle yozlerini acarak sormuş: Peki amâ, bu kadar paravi nerede bulacaksin?.. Diplomat gülerek: Ha, demiş, işte siz de razi oldunuz. iş pa- raları bulmaya kaldı! Erzincanın içme suları Erzincan (Akşam) — Geçen yazdan beri memleketteki bataklıkları kurut- mak ve Erzincan oyasını sulamak için çalışmakla olan su mühendisleri şeh- rin içme sularile de alâkadar olmağa başlamışlardır. Kurutilek mevkiinde çıkmakta olan Karasu ve Kurutilek suyunun membâ- larında sular yeniden ölçülmektedir. İlkbaharda yapılacak olan istasyon bi- nasına buradan su verilecektir. Bunun için sular yeniden tahlile gönderile- cektir. Fıstık aşısı muvaffakiyete neticelendi Diyarbekir (Akşam) — Vilâyetin her tarafında fazla miktard. bulunan salız ağaçlarına fıstık aşırı yapılmış ve bu aşı âmlelyesi üç senedenberi de- vam etmekte bulunmuştu. Bu sene de Gazlantepden getirilmiş olan fıstık aşı- ları bu ağaçlara aşılanmıştır. Bu aşıla 'ma keyfiyeti muvaffakıyetle neticele- rek geçen sene ve bu sene İçin fıstık mahsulü alınmıştır. Aşı ameliyesi her, sene devam edecektir. Boluda sürek avları hararetle devam ediyor. Resmimizde avcılardan bir grup ve vurulan yaban domuzlarile birlikte görünüyor

Bu sayıdan diğer sayfalar: