28 Ocak 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

28 Ocak 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

cep 28 Kümumusani 1927 Genç kızlarımız neden tiyatroya rağbet etmiyorlar? Alâkadarlar mektebe giren talebeye harçlığı verilmesini te v eti Devl trosunun açılacak büyük tiyatro Mektebi için şimdiden müracaatlar ka- bul editiyor. Bu iş için memleketimize gelen tiyatvo mütehassısı Karl Eybertin geçenlerde gazetelerde bir beyanatı çıktı, Karl Eybert diyor ki: — Tiyatro mektebi için yapılan mü- racantlarda birşey nazarı dikkatimize 5“ çarptı. Müracaat edenler arasmda ka- “dımiarın, genç kızların bulunmaması... | Bu gidişle tiyatro mektebi için genç kız bulamazsak erkekleri kadın rolüne çı- kârmağa mecbur olacağız... Acaba bizim memlekete kadınlar, genç kızlar sahneye niçin rağbet eimi- yorlar?, Dün bu işle uğraşanlara uzun boylu görüştüm. Ve söylediklerini gayet haklı buldum. Diyorlar ki: — En şerait altında genç kızların ti- yatromuza rağbet etmesi için hiç bir sebe, ur. Genç kız dışarıdan tiyal- To arti; li görüyor... Myor.. yal böyle i, bizim tiyatro- muzda en fazla ilerlemiş, artik bu işin son merhalesine varmış bir artist, me- selâ Ertuğrul Muhsin kaç para alıyor?. 160 tira Bir çeyrek asırlıktan fazla bir sanat hayatından sonra, ve tiyatronun en yüksek basamağına çıkmak nesip olur- Sa elinize haydi, haydi, haydi 160 lira geçecek... En ağır bir piyeste en büyük rolü oynıyan bir artiste meselâ Cahide- Ye bakıyorsunuz. eline kaç lira geçi- yor?. 50 lira... Eğer beğenmediğimiz , filim sanayii memleketimizde bir başlar) Yıp, bir sönmeseydi belki bugün Er- tuğrul Muhisinin evi bile olmıyacaktı. ' Artık «aç kalalım da sanati hizmet e- | delim, sanat sanat içindir» gibi roman- tik sanat düşünceleri dünyanın her te rafında maziye karışmıştır. Bugün yer- yüzünün en büyük sanatkârları bile gözleri tiyatrolarm muhasebesinde eli- | ne geçecek parayı hesaplıyor... Bir zamanın «sanat, sadete sanat» gibi aşırı fikirleri geçmiştir. Dünyanın maddileştiği bu devirde tiyatro sanat- kârma: — Sen yarı aç yarı tok ol da gene sahneye çık.. diyemeyiz. Evet vaktile yalnız sanat hülyası gençleri sahneye sürükliyecek kadar kuvvetii idi Meselâ Ertuğrul Muhsin meşhur sa- natkâr «Hakkı Necipsl bir kerecik gör- mek için tiyatro gişeleri önünde saat- | lerce beklemiş... Bedia Ferdi, Neyire Neyir no müş- küller içinde sahneye çıkmışlardır. İ. Galibin karı gır gıril aç kral, impara- tor, milyoner rollerine çıktığı meşhur- dur. Nihayet sırf sanat duygusu doktor Emin Beligi Tibbiye mektebinden kar çırtımıştır. Fakat artık bugün bu saf sanat düy- gularına dünyanın hiç bir tarafında gençler için: «Evet... bir hedef, bir refah! | yolu varmış.» gibi bir gaye vücude ge- Wir, Genç kızlar kendilerini büsbütün bu Şehir tiyatrosunun kadın artistlerin- den bazıları: Neyire Neyir, Bedia Fer- di, Şaziye, Cahide, Şevkiye, Feriha Tevfik Kızlar korkularında haklıdırlar. Çünkü onlar bu mesleğe kendilerini verirlerse bir daha geri dönmek ihtimali pek az- dır.Lâkin erkekler eğer bu mesleki az randımana tahammül edemezlerse ni- hayet ayrılıp hayatlarını yenibaştan yapabilirler. işte Muammer... Operet ve komedi | için çok büyük ümidler veren ve sana- tini fevkalâde seven bu genç artist ka- zançlı bir istikbal bulunca -bütün sanat aşkına rağmen- daha çok fazla randı- manlı olan yeni mesleğine atılmıştır. Emin olunuz bugünkü tiyatromuz- mesleğe vermekten erkeklerden daha |* ziyade korkuyorlar, ve bunun için sah» neye daha az rağbet ediyorlar. Genç AKŞAM klif ediyorlar da 25 sene çalışmış ve tiyatro sanatına hakiki bir aşkla bağlı olan meselâ İ. Gelip gibi büyük sanatkârımıza müt- | hiş yorucu ve az kazançlı aktörlük mes- leğinin haricinde, faşla randımanlı bir iş veriniz, kabul etmeğe mecbur ola- caktır, Haydi paradan vas geçtik. Senatin, tiyatronun ve şöhretin kuvvelile genç- | ler, genç kızlar niçin sahneye rağbet etsinler? Hangi tiyatro için?. Salaş Te- pebaşı tiyatrosu için mi istikbalini teh- dikeye koysun?. Eskiden kadınlar müthiş telâkkilerio | mücadele ederek sahneye çıkmışlardı. | Bugün tiyatro, yüksek bir sanat adde- | dilmesine rağmen genç kızlar gelmi- | yor.. çünkü bugün genç kız için eski- den olmıyan ibrçok şöhret ve muvaffa- kıyet yolları açılmıştır. Genç kız doktor duyor, genç kız mühendis oluyor, genç. kız avukat ve hâkim oluyor, tayyare- ci oluyor. Bütün bu rakiplerin karşısında tiyat- romun genç kızı çekebilmesi için çok | kuvvetli olması lâzımdır. Yoksa genç | kızlarımızda tiyatroyâ karşı kötü bir te-| iâkki bulunduğuna kani değiliz... Bilâ- kis genç kızlarımızın başının içinde ti- | yatro bir rüya halinde yaşıyor. lâkin | iç yüzünü öğrenmemek Şartile... Acaba tiyatro mektebi için genç kız | nasıl bulmak kabildir? Bunun için ba- | sit bir usul vardır. Bundan birkaç sene evvel Darülbedayi tiyatrosu bunu tec- rübe etmiştir. Ve çok iyi netice vermiş- tir. O zaman bu mektebe giren kız ta- lebeye 50 lira cep harçlığı verilirdi. Çünkü nihayet buraya girecek talebe » de yaşamak mecburiyetindedir. Bu ev- i velce açılan mektep gayet kısa devam | i etmesine mukabili tiyatroya Semihayı ve Samihayı âahs birçok elemanları kazandırmıştır, | Mısırda da tiyatro mektebine giden İ talebeye 5 İngiliz verilir. Genç kız: — Senelerce mektebe gideceğime bir İ yere dektilo olurum.. diye düşünmeme- İ lidir, | o Çünkü tiyatroya intisap edecek genç > — lışmak mecburiyetinde olan kızlardır. Hattâ içlerinde aile beslemek mecburi- yetinde olanlar bile vardır. Bünün için eğer tiyatro mektebine geç kız bulmak istiyorsak mutlaka böyle bir maaş ver- meliyiz. H.P.Es Son günlerde portakal sevkiyatı artmıştır. Bu münasebetle Dörtyolda bü- yük bir faaliyet vardır. Yukarıda Döriyol ve portakal bahçeleri görünlüyor. Yazan: Ahmed Refik Sessiz sedasız bir gömüldü. Bu, Venedikli Baffa idi. Ona ne acıyan, ne de Cülüs bahşişi hâlâ dağıtılmamıştı. Para lâzımdı. Yeni sadrazam Mısır dan geliyordu. İki senelik Misir hazinesi gelire cekti. Para yolda idi. Fakat o, sada- ret mevkline biran evvel oturmak için, İstanbula Üsküdardan geçme- mişti, DİL iskelesinden Kadirgaya bi- merek makamına kavuşmuştu. Birin- ci Ahmedin huzuruna girdiği zaman, paranın yolda olduğunu anlattı. Ye- harp için ve halk için yoktu. İç hazineden derhal yedi yüz bin sltın, yani seksen dört milyon akçe çikarıldı. Bütün askere dağıtıldı. Sad- rTazam tekrar hil'at giydi. Süleymani- yedeki Siyariiş paşa sarayına kuru- lup oturdu. Bu saray, Süleymaniye camfiinin şimalinde idi. Yedi hamami, sltında elli esnaf dükkânı vardı. Şah- nişinlerinden bakıldığı zaman, deniz syak altında görünürdü. Evliya Çele bi bu sarayı görmüş «Matbah ve ahuru padişah sare yında bile yoktur. Mimar Sinan bina sıdır.» diyor. Kasım paşa vakıd veziri azam ola- madı. Fakat veziri sant oldu. Artık hiç sesini çıkarmadı. Divan işlerile meşgul olmağa başladı. Yavuz Ali paşa.da, sadaret maks- İ mına geçer geçmez, yavuzluğunu gös- terdi. Ortalığı kastı kavurdu. Esnafın insafsızlığına şiddetle mâni oldu. Hal- kın da evlerinde rahat etmesini temin etti! Akşam namazından sonra kim- seyi sokağa çıkartmadı. Birinci Ahmed, şehirde bir fesad VENEDİKLİ BAFFA “Safiye Sultan,, Tetrika No: 94 kadın ölüsü getirildi, ağlıyan oldu Lala Mehmed paşanın giydirdiği taç le Bostancılar elinde kafası kesildi. Ölüsü bir çöpçü beygirine konarak atıldı. Bütün bu felâketler ortasında en büyük saadete gene Baffanım kızı Ay- şe sultan nail oldu. Dört yüz bin ak tın nikâhla Güzelce Mahmud paşaya vardı. Baffanın talihli kızı hiç bir za- Teşrinievvel 1603. Bir gün, üçüncü Muradın sandukssının yanıbaşına bir mezar kanlıyordu. Mezar kazıldı. olmıyacağına emindi. Alelüsul türbe | meki saraydan sessiz sadasız bir ka leri ziyaret edecekti. Eyüpten başladı. Yavuzu, Fatihi, Kanuniyi, Beyazıdı, hepsini ziyaret etil. Nihayet Yavuz Ali paşanın Misır hazinesi geldi, Artık içi rahat etti. Şimdi, sarayda bir temizlik yapmak lâzımdı. Evvelâ kızlar ağasından baş- ladı. Kızlar ağası Abdürrezzak ağa Venedikli Baffanın adamı idi Onu azletti. Yerine Mustafa ağayı getirdi. Sıra Venedikli Baffaya, büyük valide- sine geldi. Ona hiç acımadı. Babası- nın saltanatını lekeliyen, Yemişçileri, Saatçiler, Cerrahlar, Tırnakçıları, Hadımları en büyük mevkilere geti- Ten, devletin bütün gelir kaynakları- nı yahudiler elinde bırakan bu kadı- nı Eski saraya attı. Venedikli Batfa, Sarayburnundan Beyazit meydanına sürüldü. Neye uğradığını bilemedi. Fakat <halifel müslimin» henüz sün- net edilmemişti. Birinci Ahmeğdin ilk işi kendini sünnet ettirmek oldu. İs- tanbul donandı. Herkes Yavaz AH paşanın gece yasağından biraz nefes alabildi. Arkasmdan bir de bayram geldi. Halk gene eğlendi. Fakat bi- rinci Ahmed canının âcisndan soka- ğa bile çıkamadı. Bu sefer de çiçek hastalığına tutulmuştu. Bereket ver- sin, çabuk geçti. Baffa eski sarayda hazin bir hayat geçiriyordu. O, oğlunun yaplığı cina- yetleri torununun da yapmasını bek» ledi. Birinci Ahmed kardeşi şehzade . Pakat ekafesni- şin> etti, Ve o tarihten itibaren de Osman oğullarmın nesli bozuldu. Yavuzun torunları mahpesten tahta Venedikli Baffa eski saraya kapatıl- dıktan sonra ne vakalar cereyan ©i- meğli Çıgalazade İran seferine yol- Yandı. Sun'ullah efendi! gene meşihat makamına geçti. Yavuz All paşa Bel- gradda öldü. Lala Mehmed paşa sad- razam oldu. Bu sefer, Macarlar, Nem- çe kâfirinden gördükleri zulümlerin intikamını almaya kalkıştılar. Bocs- kai, veziri asam Lala Mehmed paşa- nin elile Macar tacını giydi. Fekat bu 'B taç Türklerin zaptettikleri ve gene | Macar kardeşlerine verdikleri taç de- ğlal, İstanbulun on nadide elmasla- rile gözler kamaştıran bir taçtı. Türk ve Macar gene biribirile kaynaştı. dın ölüsü getirildi. Ölü gömüldü. 'Tel- in verildi. Herkes savuşup çekildi. “Ona ne acıyan, ne de ağlıyan oldu. Yakanüvisler, onun ölümünü bile ta- rihlerine yazmağılar, Venedikli Baffanın saltanatı ne ka- dar mutantan oldu ise, ölümü de o derecede ssssiz oldu... Mehazler: Hazinei evrakı mühimme defterleri, numara 26 * 75 - Selânikt Hasan beyzade, topçular kâtibi Abdül. kadir tarihleri - Kâtip Çelebi, Fezleke, cild 2 - Naima, cild 1 - Sehaifülahbar, cild 3 - Evliya Çelebi, cild 1. —SON avasansanuanı Geliboluda Adana felâket- zedeleri için müsamere Gelibolu (Akşam) — Gelibolu Namık Kemal ilk okulu öğretmenleri tarafın- dan Adana felâketzedeleri menfaatine Halkevi gösterit salonunda 23 kânunu- sani akşamı bir müsamere verilmiştir. Genç öğretmenler (Yaşıyan ölü), (Mah- çuplar), (Şeriye mahkemesi) adlı üç piyesi bir gecede muvaffakıyetle temsil etmişlerdir. Halkın gösterdiği alâka ve rağbet dolayısile müsamere hasilâtı mü bir yekün tutmuştur. Zilkade 15 — Ruzu Kasım 82 & İmsak Güzey Öğle İkinii Akşam Yatı EL. )22 155 707 SM iie VAS Va 532 7çi5 1227 15,04 1730 İAS4 İdarehane: Babılli ciyanı Acımusluk Sok.

Bu sayıdan diğer sayfalar: