29 Ocak 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

29 Ocak 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 MAHKEMELERDE: Ticarete hile katmış Artin adında bir adam ticarete hile karıştırmak Suçundan maznunen ce- za mahkemesine verilmiştir. Tahkikat evrakına ve yapılan iddiaya nazaran suçun mahiyeti şudur | İstanbulda barsak tcaretile uğraşan Artin Nev-Yorkta Oversat isimli bir şirketle münasebet peyda ederek bu şirkete barsak göndermek üzere mu- kavele yapmıştır. Artin buradan şirkete nümune ola- rak bir miktar barsak göndermiş, şir- ket nümuneleri muvafık bulmuş ve Ar- tine sipariş vermiştir. Artin şirketle tekrar muhabere ederek paranın yüzde yetmiş beşi peşin olarak bankaya ve- rildiği takdirde barsakları gönderece- gini bildirmiştir. Bunun üzerine Nev- Yorktaki şirket 270 İngiliz lirasını ban- kaya yatırmış, Artin de buradan sipa- riş edilen barsakları yola çıkarmıştır. Barsaklar Nev-Yorka varmadan gvvel şirket gene orada diğer bir şirketle uyuşarak barsakları devretmiştir. Bir müddet sonra barsak sandıkları Nev-Yorka gitmiş, sipariş veren şirketin eksperile onlardan devr alan şirketin adamları sandıkları teslim almak üze- re gümrüğe gitmişler, sandıklar açıldı- ğı zaman içindeki barsakların evvelce gönderilen nümunelere uygun olmayıp bozuk ve hiç bir işe yaramaz bir halde bulundukları görülmüştür. Bu vaziyet Irlandanın gülmiyen adamı AEŞAM Irlanda hükümeti reisi general De Valeranın gürültülü hayatı De Valera asker elbisesi giymediği halde general İngiliz imparatorluğunun şimâi müs- takil bir dominyon devleti bulunan serbes Irlanda hükümetinin reisi ge- neral De Valera'nın Londraya gelerek dominyonlar nezareti şefi Malcolm Makdonald ile yaptığı müzakereler bü- tün dünyanın dikkatini tekrar Irlan- da meselesine ve bu memleketin reisi bulunan generalın şahsına celbetmiş- tir. . , General De Valera koyu cumhuri- yetçidir. Ayni zamanda Irlanda ada» sının İngiltere ile ve bahusus İngilte- re kralı ile olan her türlü münaseba- tının ve alâkesmın kesilmesine taraf- tardır, Böyle bir adamın şimdi Londraya ge- lerek İngiltere İle anlaşmak için mü zakerede bulunması çok garip görü- lüyor, Maahaza şurası mubakkaktır ki, bu müzakerelerin mevzuu ve gayesi ne karşısında şirketin teşebbüsü üzerine İstanbulda alâkadar makamlar tedki- kat yapmışlar ve gönderilen barsakla- nn hakikaten bozuk oldukları anlaşt- larak Artin, ticarete hile katmak su- çundan mahkemeye verilmiştir. 'Barsağı sipariş eden Oversat şirketi de buradaki vekiline müracaat ederek Artin aleyhine zarar ve ziyan davası Ceza mahkemesinde yapılan muha- kemede müddelumumi iddiasını wy- Hiyerek Artinin gönderdiği barsakların bozuk olduğu yapılan tahkikat, dinle- nen şahidlerin ifadeleri ve Nev-Yorkta yemin ettirilerek tedkikat yaptırılan, shli vukuf raporlarile sabit olduğun» dan kendisinin ticarete hile karıştır- mek suçundan Türk ceza kanununun 263 üncü maddesine göre cezalandın!- masını istemiştir. * Oversat şirketinin vekili de hâdiseyi baştan aşağı anlatarak Artinin hem mümessili bulunğu şirketi iğfal et- tiğini hem de Diyarbekir ve Bolu ha- valisinin barsaklarını göndermesi Iğ- mm gelirken Kayseri barsaklarımı top- layıp Kayseri baytar müdürlüğürün muayene raporunu Diyarbekir ve Ro- Tu baytar müdürlükleri raporlari gbi göstererek İstanbul gümrüğünü iötal ettiği ve şu hareketile ticarete hile ka- rıştırıp şirketi zarara soktuğu gibi memleket emtiasına da fena bir dar- be vurulduğunu söylemiştir. Suçlu Artin gönderdiği barsakların İstanbul baytar müdürlüğü taefn- dan da muayene edildiğini ve bozuk olmadığını ileri sürmüştür. Fakat key- fyet ledkik edilince baytar zrüdür- olursa olsun general, Irlandanın cum- huriyet rejiminden ayrılmasına ve İn- giltere kralına tâbi olmasına razı ola- cak değildir. Belki dünya politikasının vaziyeti her iki memleketi, yakın korü- şu olmaları itibarile harice karşı tema- sa getirmiştir. De Valera bütün dünyada politikacı olduğu kadar asker olarak da tanın- mıştır. İsminin evveline dâima general ünvanı vazedilir, İngiliz İmparatorlu- gunu genişleteri ve kılıç kuvvetile tah- kim eden mareşallar ve generaller Lon- dranın mükellef klüplerinde topiana- Tak hatıralarından bahsederken en zi- yade ağızlarında De Valera'nın adı işi- tilir, Çünkü İngiliz kumandanlarna bu zat kadar dehşet veren bir düşman olduğunu tarih kaydetmemektedir. Halbuki hakikatte De Valera ne ge- neraldır, ne de ömründe askeri ünifor- ma giymiş bir zabit yahud askerdir. En büyük mehareti mükemmel silâh kul- lanmaktadır. Rovelverile attığı kurşun» lardan hiç biri hedefini şaşmamıştır. İngiliz generalleri De Valera'dan bahsederken (Damned) vasfını ilâve etmeği unutmazlar. Bu kelime (mel'un) mânasını ifa- de ecdr. Fakat mecazi olarak tahkir ile | karışık takdir mânasını ifade eder, manasasasusasansnasansnsarassssasanısasanasaz Tüğünün barsaklarda yalnız bulaşık hastalıklar bulunup bulunmadığı nok- | tasından muayene yaptığı, barsakların bozuk olup olmadığı cihetini araştır. | madığı anlaşılmıştır. | Suçlu vekili müdafaaşını yapmak ü- zere muhakeme başka güne bırakılmış- | tar. İ ünvanını nasıl kazanmış? General De Valera İngilizler büyük ve muktedir düşman- larının bileğini Obökemedikleri za man bü kelimeyi sarfederler. İngiliz generellerini hayret ve deh- şet içinde bırakan bu Irlandalı sıff a8- 'keri idare ve harekâtta gösterdiği kud- Tete binaen isminin önüne (general) kelimesi konulmaktadır. RİYAZİYE MUALLİMİ De Valera'nın asıl mesleği riyaziye muüallimliğidir. Riyaziyesi kuvvetli ol- ması kendisinin muktedir bir sevkül- ceyşçi olmasına çok yardım etmştir. Ri- yazi kafası sayesinde dahildeki rakiple rine veya hususi mavi gömlekliler teş- kilâtının lideri general O'Duffo'ya gale- be çalmıştır. De Valera 1916 senesinde yani umu- mi harbin en kızgın bir devrinde Sir Roger Casement'in İngilizlere karşı tertip ettiği büyük isyanda bu zatın maiyetinde bulunmuştu. Bu isyan Ro- ger Casement'in hayatına mal oldu- gundan kendisinden sonra kumanda ve idare De Valera'nın eline girmişti, Bu adam ince, uzun; sivri burunlu, ve yüzü gülmez ve dâima soğukkanlı bir adamdır, Irlandanın merkezi Dub- lin'de çıkardığı bir isyanda beraberin- deki birkaç yüz Irlândalı muharip ile binlerce İngiliz askeri tarafından sa- rılmıştı. Uzun müddet mukavemetien sonra cephanesi bitmesi yüzünden maiyetin- Tefrika: No. 7 Saat on ikiye beş kala Şuşutla evden çıktık, yürüye yürüye Pervinin Taksim- deki apartımanına gittik, Şuşut, eğer kelimenin manasına ehemmiyet veril- (ek icap ediyorsa guvemantım. Bundan dört beş sene evvel «Fraulein» sülâleleri- ne yol verilirken, samimi bir ahbabımız bu çok temiz Alman kadınını bize tav- siye etmişti. Önce beğenmemiş itiraz etmiştim, halbuki şimdi yanımdan bir an ayrıl- masını istemiyorum. Hem de alman- camı İlerlettim, Asıl ismi Anne Marie Schneider, bir guvernanta yakıştıra- madığım bu isme bir türlü dilim alı- şamadı, kısaca Şuşut diyorum, oda bu samimiyetten memnun görünüyor. Yolda bir ara geriye kaldım, baktım ki, Şuşut bugün âdetinin hilâfına, ab- lamın hediye ettiği açık mavi renkte- ki elbiseyi giymiş başına da fazla süs- lü bir markiz şapka geçirmişti. Daya- namayıp: — Bugün çok güzelsiniz Şuşut.. de- dim. — Öyle mi?. KIRILAN BEBEKLER Nakleden : Zeyneb İdil niyetle süzüldü. İyi kalbli Şuşut istih- zadan hiç anlamaz. Zambak kadar temiz hislerini istediğiniz kadar Sui- istimal edebilirsiniz!, İztırapla geçen bütün gençliği onu hiç yıprandırmamış. Oldukça nüfuz- Tu bir taşralının Jozı imiş, yirmi ya- şında iken, parasını yiyip bitiren, ken- disini aldatan, nihayet sefahatten ölen bir adamla evlendirmişler. Şuşut hususi hayatı için pek titizdir, kimse- ye bir lâkırdı söylemez. Fakat sinir- lerinin zayıf olduğu bir günde acıklı mazisini bana anlattı, Asabiyetten diş- lerimi sıkip, ayaklarımı vururken, o: — Zavallı adamın hastalığı icabı aklı eksilmiştiş diyordu. Taksime gelince: — Beni dinle Şuşut, dedim. Bugün Pervinde küflenmek istemem saat üç- te otomobille gel, Bebeğe, Hâlelere gi- deriz» — Peki Sizi, Peryinin apartımanının taksimatı hiç te güzel değil, fakat büyük bir zevkle döşendiği için insana sinema Deniz rengindeki gözleri memnu- | dekorları hissini veriyor, Kapıyı açan hizmetçi: — Hanımefendi yatak odasında, o- raya buyurunuz. dedi: Pervin hâlâ bu saatte sabahlığı ile tuvaletinin önünde süsleniyordu. Ö- püştük. Kıyafeti için özür diledikten sonra oturmamı rica elti. Kendimi şezlongun üzerine attım, oradan Per- vini seyretmeğe başladım. Aynaya gülen mavi gözleri, bir bebeğinki ka- dar yuvarlak başı hakikaten cazipti. Saçlarının kvrımlarını parmaklariy- le düzelterek hizmetçisinin son vu- kuatını anlatıyordu. Yemeğin hazır olduğunu haber verdiler. — Sen yabancı değilsin, şimdi uzun uzun elbise giymiyeyim.. dedi. Evet ikimiz çok samimi arkadaşız. Pervine karşı içimde tükenmez bir merhamet yar. Kocasını bir çılgın gi- bi sevip iki sene tam bir saadetten sonra öldüğünü gören bu bedbahta bazen acıyor, bazen de güzel Mithata esir olduğu için kızıyorum. Birdenbi- re: — Bir şeyler anlatsana Süzi.. dedi. Omuzlarımı silktim, O israrla de- vam ediyordu. Gözlerini merakla kı- sarak: — Birini seviyor musun? diye sor- du. Pervin bununla tam onuncu defadır! ayni suali soruyor. Zihnini sevgiden başka bir şey meşgul etmiyor, bir ka- de sağ kalanlarla beraber esir düşmüş- tü. De Valera Irlandanın faal teşkilâ- tı Sinnfein'in lideridir. 1921 senesin- de şidedili bir çete harbinden sonra İngilizler ile sulh yapmıştı. Sulhür akar binde yapılan umumi intihabatta 128 mebustan 124 mebusu Sinnfein teşki- lâtı çıkarmıştı. Bundan sonra gene ral De Valera dahili teşkilât ile uğ- raşmış ve cumhuriyetçilik davasını müdafaa etmekle meşgul olmuştur. Filvaki Cosgrave gibi gayet parlak nutuk söyliyen Irlandalı şefler yetiş- memiş değildir. Fakat hiç biri De Va- lera kadar büyük bir inad ve kuvvetle ve muvaffakıyetle Irlandanın cumhu» riyet ve istiklâl davasını gütmemişti, SİYASET ve AŞK De Valera teban-tipik Irlandalılara benzemez, Yüzü ender olarak güler, içki asla kullanmaz, hiç bir spor ile meşgul olmamıştır, Bütün düşüncesi ve gayreti Irlandanın cumhuriyet ve istiklâli davasını zafere eriştirmek ve korumaktır, En büyük zevki İrlandalıların eski dili olan Gal lisanını öğrenmek ve bu dilde konuşmaktır. Zevcesi Jane Flanagan dahi Irlanda nan büyük bir vatanperveridir. Koca- sını Gal liğine sokmak Ye bu dili ken- disine öğretmekte çok yardım etmiştir. 1910 senesinde evlenmişler ve &ltı ço- cuk sahibi olmuşlardır. HARİÇTE DOĞMUŞ De Valera'nın düşmanları kendisini Irlandada doğmamış ve yabancı bir adam diye tavsif ederler. Filvaki De Valera Nev-Yorkta doğmuş ve kendisi- ne Edvard İngiliz adı verilmiştir. Pa- kat daha nevzad iken Irlandaya gelmiş ve burada İngiliz adı yerine halis Gal dilindeki Camon adını almıştır. (De Valera) soy adıdır. Bu şef İngiltere ile sulh yaptıktan sonra memleketine hakiki birçok faideler temin etmiştir. İbtiyarlara 10 şilin haftalık bağlamış, birçok mektep ve hastaneler vücude gelirmiş ve gayet mükemmel bir ordu teşkil etmiştir. Şimdi bu adam Londrada Irlanda adasının birliğini ve tamamiyetini ve cumhuriyetin yerleşmesini kati olarak temin için gayet mühim bir diplomasi vazifesi İfa etmekle meşguldür. Başla- dığı her işi başardığı gibi bu yenisini de! muvaffakıyetle sonuna erdireceği bek- leniy dının bundan başka bir gayesi olaca- ğma inanamıyor. Kırgın bir sesle: — Doğru söylemiyorsun, hislerini benden saklıyorsun.. dedi. Bir müddet sonra ikimiz de bu bah- si bıraktık. Şimdi o bana yalnız Mit- hatı anlatıyor, fakat ikide bir bu s2- mimiyetlerinin arkadaşlıktan başka bir şey olmadığını da ilâve etmeği u- nutmuyordu. Konuşurken gözlerimin | içine bakıyor ruhumu okumak isti- yordu: «Beyhude yere üzülmene değ- mez Pervin, Mithat için mi telâş edi- Yorsun?, Güzelliğinden başka bir şeyini beğenmiyorum. O senin daima senin olacak..; Kısa bir susmadan sonra: — Dün gönderdikleri şu kaz ciğe- rinden sana da yedirmek istiyorum.. dedi. «Ler» dediği kimsenin Mithat ol duğunu tahmin ettim, çünkü mide hususunda epeyce mühim bir şöhreti var. Başbaşa yenen yemeğin çeşidi- nl değiştirmek için kaz ciğerini yolla- | mış olmalı, Tahminim kab'ileşti, ta- bağın yarısından fazlası yoktu. Dün akşam cömert «er» buralardan geç- miş galiba. Galibalara ne hacet esasen biraz sonra Pervin kendiliğinden itiraf | edecek, Güzel bir yemekten sonra kahvele- rimizi içmek için Japonkâri düöşen- miş küçük salona geçtik, Duvarlar- Terkos suyu yerine Taşde! LE > Köne y KADIN KÖŞESİ Tayör ve şapka : | Yakasına hermin kürk konmuş yah yünlü kumaştan tayör. Yaka beyaz, tayörü çok açıyor, Başta ve beyaz çiçeklerle süslenmiş şapklı şapkanın geniş bir vuâleti vardı. KARİ MEKTUPLARI: el yıkanacak Feneryolundan bir kariimiz yazıji” Beyoğlunda bir evim var. Terkos senelerdenberi mevcut. Abone olduğu” muz suyu hiç bir vakit sarfedemezi geçen taksitte 16 lira 40 kuruş fazla sarfiyatı geldi bu seferki taksitte 14 lira 80 kuruş fazla sarfiyat olarak tendi. Su müdürlüğüne istida ile caat ettim. Yirmi lira kira getiren W su bedeli ev sahibine ait olan bu eti aldığımız kirayı tamamen suya vi ten başka çaremiz kalmıyor, dert yacak ve dinleteceğimiz kimse yo Yazdığınız gibi kabahat ne sagtiğii nede ssirede, Saatlerin rm: okuyan acemi memurlar indi W keyfi bir rakkam atıp geçiyorlar. diğer bir abonede fiilen gördüm, hazırım ve bunun için de su mi Tüğüne yazdım. Her taksitte onbeş Jİ fazla su parası ödemek mecburiyeti 8ıl olursa Taşdelen suyu ile el yüz yık” mak lâzım gelecek, Mevzuu bahis Zim evde ne bariyo vardır, ne yıkanır. Su sarfiyatı mutbak, el miş uzun gagalı leyleklerin ayakla” nm dibinde tembelce uzanmak 498 na ne hoş geliyor. Doktor Süleyiii nım sayıf sinirlerime menettiği Kö veyi bugün yudum yudum, bitecek d ye korka korka, zevkle içiyordum. vin, etajerin üstünde duran iki KÖ çük budayı bana uzattı: — Ne güzel değil mi Süz... Tani on Ura, f Her gün çarşıların vitrininde pine liyen bu zarafetsiz, manasız bi sinirime dokunur, fakat merakla YÜ” züme bakan gözlerini sukutu uğratmak itsemedim. Tekrar sordü? / — Boşuna gitti mi?, > — Bayıldım. Budalardan sonra, terziden yeni 8” dığı elbiseleri bir çocuk sevinci ile b” rer birer gösterdi. Takdirlerime deri ediyordum. — Bu emprime kileleri nasl Dük dun? Her halde beğenecekler?.. Dalma «ders. Mithat bu zavallı Öf çekleri sevip. sevmemekle karşı daha sadık kalacak değil ya! 8” mimi söylüyorum şimdiye kadar di dala saadetine hiç te lâyık bir adami gir, arkası ef

Bu sayıdan diğer sayfalar: