1 Şubat 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

1 Şubat 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Büyük bir silâhlanma yarığı büyük devletler deniz Bütün “silâhlarını artırmakla meşgul Muhtelif devletlerin donanmaları ne haldedir ? Yeniden yaptırılmakta ir çene mikdarı nedir ? Dünyanm her tarafından sulh lehin- de yükselen seslere teslihatı tahdid kon- feranslarına rağmen büyük küçük dev- letler, var kuvvetlerile silâhlanma ya“ rışına devam ediyorlar, Kara teslihatın- da bu yarış umumidir. Deniz tesliha- tında ile silâhlanma yarışı yalnız bü- yük devletler arasında cereyan ediyor. Büyük bahri kuvvetler, deniz tesli- katının tahdidine ilk adım olmak üze re 1922 de Vaşingtonda, 1930 şenesin- de de Londrada iki mukavele akdettiler Bu mukavelelerde her büyük bahri devletin malik olacağı tonaj nisbeti, tayin ediliyor, deniz toplarının çapları da bir dereceye kadar tahdid ediliyordu. Fakat 1937 kânunusüanide, bu iki mua- hedenin müddeti meriyeti bitmiş ve yerlerine yenileri ikame edilmediği ci- hetie, büyük devletler arasında deniz teslihatı yarışı yeniden başlamıştır. Bahri teslihatın tahdidi mukavele- lerinin müddeti bittiği şu sıralarda aca» ba muhtelif devletlerin donanmaları ne vaziyettedir?. İNGİLİZ DONANMASI Vaşington muahedesine göre İngik tere ile Amerika donanmaları müsavi olacaktı, fakat hakikatte sadece to- naj kale alındığı takdirde İngiltere dünyanın en büyük donanmasına Sü“ hiptir. Son istatistiklere göre inşa edil- mekte olanlar da dahil olmak üzere İn- gilterenin 384 harp gemisi vardı, bun- Jar 1,545,473 tofi habınindedir, AMERİKAN FİLOSU Amerikanın ise 3083 gemisi vardır, Ye» ni olarak 95 gemi inşa edilmektedir. Hepsinin yekünu 1,359,140 ton olacak- tır. Bunlara zamimeten beheri 85,000 ton hacminde iki drodnaut inşası ka- rarlaştırılmıştır. Fakat deniz kudreti sade tonaj ve topla ölçülemez. Mürettebatının talim terbiyesini, kuvvei maneviyesini, ÜSÜ- bahrileri ve ticaret gemilerini de nazarı itibare' almak gerektir. İngiltere Ame- rikadan daha büyük bir ticaret filosu- ma ve.daha iyi bahri üslere maliktir. Yalniz Pasifik Okyanusunun en tehli- keli noktası olan şimali garbisinde İn- o giliz üsleri pek zayıftır. Buna rağmen Amerikan filosu tay- yare kuvvetleri, ve mürettebatının ta- im terbiyesi,bakımından İlk safta gel- mektedir. Ancak yeni inşa edilmekte “ olan Alman filosu istisna edilmek şar- ” tile. JAPON DONANMASI iz ve Amerikan donanmalarının n hemde pek yakından ağır toplarla techiz edilmiş olan ve çok mo- dern Japon filosu gelir. Jâpon donan- ması, kısmen harp kudreti, kısmen de Bir Amerikan dretnotunun havadan örünüşü garbi Pasifik'de Japonyanın coğrafi va- ziyetinin netitesi olarak Pasifik Okya- nusunun o kısmına hâkim bulunmak- tadır. Jüponyanm donanması 233 ge- miden mürekkeptir. İnşa edilmkete o lanlar da dabil olmak üzere tonaj y&- künü 882,000 baliğ olmaktadır, Japonya bilhassa tahtelbahirlere e- bemmiyet vermiştir. Bugün mükemmel 70 deniz ali gemisine maliktir, Ayni İ zamanda Moğami gibi 6 pasluk toplar- la techiz edilmiş olan krüvazörleri ve ön sistem hücüm botları fevkalâde ta- arruğ kudretine maliktirler, RUS DONANMASI Fakat Japon - Rus harbinde kısa boy- lu Japon bahriyelilerinin Rus bahri | kudretini tahrip ettikleri zamandan | beri ilk'dela olarak Ruslar Vladivostok'- da Japon kudretini tehdid edecek bir | donanma inşasına başladılar, İ Fakat daha şimdiden Rus donanması uzak şarkta Jpon hâkimyetini ve Bal- tıkta Alman donanmasını tehdid et- mektedir. Rusya belki bahri kuvvetler arasında dünyada yedincidir. Fakat Sovyetlerin bahri inşaatlarını gizli tut- maları yüzünden bunu kestirip atmak kolay değildir. ALMAN DONANMASI Rusyadan bir adım ileride Almanya vardır. Almanya inglitere ile yaptığı anlaşma neticesi ancak İngiliz dönan- masının yüzde 35 i nisbetinde bir donan- Ton inşa edebilir. Fakat İngiltere daha şimdiden Almanyanın bu nisbetle ikti- İa etmiyeceğinden endişe etmekleğdir. Almanya itmam edilmiş 59 gemiye maliktir, 39 tane daha hali inşadadır. 'Tonajı 323,748 tondur. Fekat bu o kadar çabuk artmaktadır Ki, 1940 se- nesinde 420,000 tona baliğ olacağı tah- min edilmektedir. Almanyanın yeni in-' şa eliniş olduğu denizaltı filosu dünya- nın en kuvvetli filolar? arasına girmiş» tir. Bilhassa denizaltı gemilerinde tek motör kullanmak sisteminde muvaf- fak olması Almanyayı bu sahada ya- kında rakipsiz kılacaktır. Döyçland kruvazörü sisteminde inşa edilmekte olan 6 kruvâzör ve gene hali insada bulunan 26,000 tonluk iki gırh- hile Almanya Fransa için büyük ve çe- tin bir rakip olacaaktır. Bilhassa teknik bakımdan ve efradının talim terbiyesi bakımından Alman donatıması dünya- da rakipsizdir. FRANSA VE İTALYA Dördüncü mevkii işgal etmek için Fransa İtalya hali rekabettedir. Fran- sa daha büyük bir tahte)bahir filosuna ve daha fazla tonaja malik olmakla be- raber İtalyn filosu daha yeni ve teknik bakımdan daha mütekâmildir. Fransa yeni olarak dört büyük zırhlı inşa etmekte olduğu gibi yen! iki zırhiz- hin inşasına da hazırlanıyor. İtalya İse 15 posluk ağır toplarla mücehhez 35,000 tonluk iki yeni zırhlı yaptırmakta ay- Bİ zamanda eski dört zırhlıyı tamir ede- rek dünyada en seri zırhlı filosuna ma- Hk olmayı tasarlamaktadır. Bakalım bu bahri rekabet devletleri nereye götürecek?. Selâmi. İzzet TİYATRO KONUŞMALARI Her Gülce Bel Fiati: 50 kuruştur. DM a ER ER EE ni ASKERLİK BAHSİ: Ispanya harbi nereye varabilir Askeri muharririmizden; İspanyanın dahili harbini bir hayli noktasından araştırdıktan, şimdiye ka- dar olan gidişini kuşbakışı gördükten sonra neticesi hakkında da umumi mütalâalar yürütebiliriz. Vakıa bu mü- talânlar evvelce de söylediğimiz gibi pek kati olamaz. Çünkü elde her şey- den evvel kati hesapları ve tahminleri yapmağa müsaid eleman yok. Aşağı yukarı iki tarafın da menbaları İspan- ya dahilinden ziyade dışarı memleket- lerdir. Şu veya bu devlet şu veya bu tö- rafa daha ne kadar ve ne süretle yar- | dım edebilecek? Bunu kestirmek güç- | ve ideal uğruna hayatını feda etmeği, tür. Fakat bugünkü durumu göz önün»! de tularak vasati bir tahmin olsun ya pabilmek de imkânsız değildir: Bir defa iki tara! kuvvet, kudret ve via la Kal epi RE mez. Halbuki karşı taraf yani hükü- halindedir. Şurada burada bu muvâ- zenetler bazan bozulur gibi oluyor. | Meselâ son zamanda asiler diğer taraf- larda tıkanı kalmı; 1 3 el ele geçirmelerine rağmen disiplinsiz cenupta ve Malaga cephesinde ilerle- meğt buşladılar. Fakat bu; nihayet son günlerde oraya gelen Italyan 4 nüllülerinin gösterdiği mevzii bir ileri- leyişe benziyor. Bir şehir veya bir iki kasabanın tekrar asiler eline geçme- sile neticelenecek ve fakat hükümet- çilerin saflarını yıkacak bir netice el- de edilemiyecektir. Çünkü Malagadın Valânsiyaya 300 kilometreden ve Bar- selona ise "(00 kilometreden fazla me- safe vardır, bunlar da öyle haftada beş on kilometre yol almakla bitmez. Kaldı ki hükümetçilerin başka cenbe- lerden veya cephe gerisinden getıre- çekleri kuvvetlerle bunları durdurma» ları çok tabitâir, İki tarafı şimdilik hali muvazenede kabul edince yarınki netice hakkında karar vermek için bu muvazeneyi Xi- min ve ne suretle bözabileceğini araş- tirmaklan başka çare kalmaz. Bunun için de bugünkü vaziyeti ve zahiri hali değil iki tarafın kudreti harbiyesini (harb polansielini) göz önünde tut- mak gerektir. Yani insan kuvveti, sa- nayi, para, maneviyat bunların hep- sini hesaba katmak icab eder, Kısa bir araştırma bu hususta hü- kümetçilerin asilerden her cihetle üs- tün olduğunu bize ispat edebilir, Bun- Jarı sıra ile anlatalım: İnsan kuvveti itibarile: Vakız asiler satıh itibarile İspanyanın yarısından hayli fazlasını ellerinde bulunduruyor- lar, Fakat nüfusu itibarile kesif olan Akdeniz - sahilindeki büyük şehirler hükümetçilerin elindedir. Bundan baş- ka asilerin elinde bulunan mıntakalâr- daki nüfusun ekseriyetini teşkil eden ameleler ve fakir köylüler asilere can ve gönülden bağlanamazlar. Bu $6ebep- tendir ki asiler insan kuvveti itibarile bir yardımı daima dışardan, yani Al manya ve İtalyadan veya Fastan bek- lemektedirler ve görmektedirler, Buna karşılık bükümetçilerin sıkıntısı insan kuvvetinde değil belki silâh ve tayya- rededir. Sanaylin de büyük kısmı İspanya nın şark sahillerinde ve hükümetçile- rin elindedir. İspanyanın altınları Pa- riste ve hükümetçilerin emri altında bulunuyor, Bu cihetlerden de hükür) metçilerin kuyyetli olduğu söz götür! mez. Maneviyat cihetine gelince; asiler mütemadiyen milliyetçi olduklarını iddia ettikleri halde kendi saflarmdâ, harb edenlerin yarısından fazlası yö”; bancıdır veyahud kendi saflarında, çarpışan İspanyollar bu işe dört el ile, sarılmadıkları için dışardan yaban” #thalini zaruri görmektedirler, Harb için dışardan gelen bu insani“. ların münevver şefleri belki bir rejimi göze âldıran idealistler olabilirler, Fa, kat bunların emrinde çarpışan insan-, ların ve hele Fastan getirilmiş zavalli, Arapların böyle bir ideal uğruna ken-. dllerini feda edecekleri akla getirile- metçiler için bü mücadele bir hayat memat meselesidir. Onun içindir ki usiler bidayette hemen bütün orduyu sivi) muhafızlar önünde durmağa ve Mâdrid önünde aylardır devam eden çetin mücadelelere katlanmağa nee“ but oldular. Yoksa eğer asiler tarafın- da daha bidayetlen itibaren tam imali” hı, karşılarındakiler kadar. olsun asi- lerih kurmak isledikleri rejime sadık askere sahib olmuş olsalardı daha bir dayette doğru dürüst silâhlandulma» mış, talim ve terbiye görmemiş disip linsiz başıbozuk kütleyi söküp atmak üç beş günlük işten başka bir şey ola- mazdı. Vana hükümelçiler tarafında da dışardan gelrsiş kuvvetler vardır. Fa kat evvelâ hükümetçilerin $ bünyeleri böyle beynelmilelci dıma müsaittir, Sonra da dışardan ge lenlerin e de »* hakikaten ha- yatını i bağlamağ mecbur olen motoliksizlerdir, O halde netice olarak gu formülü ko- yabiliriz: İki taraf dışardan yardım görmeseler ve harb böylece devam et- se bu işten kaybedecek asilerdir. Z8- ten İngilterenin son kontrol teklifine hükümetçiler. kontrolün tam olmasi şartile muvafakat ettikleri halde asi- ler buna bir türlü yanaşmadılar, Çün» kü dışardan yardım ve hattâ gönüllü, yeni insan gelmezse eninde sonundâ p olacaklarını biliyorlar. Dışardan bu insan yardımı ne derç- ceye ve ne vakte kadar devam edebilir? Bunun cevabını verememekle beraber İspanyaya mütemadi İtalyan ve Alma akınının “devamına (Fransanın ilâ- nihaye müsaade edemiyeceği de aşi- kârdır. Çünkü bu hal bizzat Fransa- nın emniyeti ve Afrika müstemlekele- rile irtibatının kesilmesi tehlikesini gizlememektedir. Fransa bir gün bu yüzden harbe girmeğe merbür kala- bilecektir, Halbuki bütün zevahire rağ” men faşist devletlerin de böyle bir har- bi göze aldırmadıkları: muhakkaktır. Bu sebepten İspanyada hükümetçile- rin de ileride ne alâmetler gösterecek- leri, disiplinsizlik yüzünden “dağıtılıp dağıtılmıyacakları da pek kestirileme- mekle beraber asilerin akibeti bize hiç de'parlak görünmüyor. M. Şevki Bahkesir (Akşam) — Halkevi temsil kolu, yoksulları gözetme birliği meh faatine (Leblebici hor hor) operetini öynamıştır, Üç gece tekrar edilen eseri 1800 kişi seyretmiştir. Yukarıdaki resim temsilde ro) olan gençleri bir ardi gösteriyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: