March 15, 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

March 15, 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

vi Iktisadi ve mali hafta Fransanın son tedbirlerinin tesiri - Istanbul borsasında vaziyet Fransada allı ticaretini kayıd al- tma alan ve altın hamillerini, mecvut- larin: hükümete teslime mecbur eden muhtelif kanun ve kararriamelerin maküsü bir netice vermekle kalmıya- rak, devletin müdafaai milliye için büyük bir istikraz akdine lüzum gör- düğü şu sırada mili itibarı ehemmi- yetli surette haleldar eylediği beş ay- hk bir tecrübe neticesinde sabit ol- ması üzerine, hükümet Jiberelizm prensiplerine rücua karar vermiş ve bilümum maninları kaldırarak altın ticaretinin serbestisini ilân etmiştir. ,Alelâde bir mata gibi alınıp satıla- bilecek hattâ ihraç da edilebilecek olan &ltm bu suretle İtibarını tekrar elde etmiş bulunuyor. Pransa, bu ted- bire müterafık olarak bir de, yüzde dört buçuk faizli 10 mliyar franklık mili müdafaa istikrana Kambiyo opsyonu şartını ithal etmiş bulunu- yor. Kambiyo opsyonundan maksad, bizde vaktile Ünirl€ tahvilâtında ol duğu gibi hamillerin, faizleri muay- yen ecnebi kambiyosile alabilmeleri salâhiyetidir. Yani bu yeni İstikroz tahvilât sahipleri, kuponları ister frank ister İngiliz lirası ister dolar wârak alabilecekberdir. Dür akşam Paristen gelen telgraf- Yardan anladığımıza göre bu İstikre- zın beş milyardan ibaret ilk tranşı derhal kapanmış ve hattâ Londradan İngiliz sermayedarları küliyetli mik- darda bu istikraza iştirak etmişler- dir. İster elde edilen bu muvaffakiyet sayesinde elyevm altın harekâtının istikameti değişmiş ve Fransaya ha- içten altın girmeğe başlamıştır. Bu- Dun İlk müsajd tesirini Fransız rant- Tarımın derhal birer ikişer puan yük- selmiş olmalarında görüyoruz. Fran- sa fİarafından hafta zarfında &lnan mühim tedbirde, şim diye kadar 900. ayarında 46 miligram altın olmak üzere bilfiil slabilise edilmiş olan Frank kıymeti- ne biraz daha alâstikiyet vermek ve sssa spekülâtörleri şaşırtmak üze- Yo Fransız bankasının geniş salâhi- yetler ile teçhiz edilmesi hususudur. Fransız bankasına Charles Rist, Paul Bandoin, Jacgues Rueff gibi leraatla- rile temayüz etmiş mühim şahsiyetler müşavir tayin olunmuşlardır. Banka ilk iş olarak hafta zarfında altını 46 milgrama değil, beynelmilel piyasa- Tardaki fiate yani bir az daha paha- hya satın almağa başlamıştır. Şim- diye kadar Paris borsasında 105,15 frank raddelerinde Kote edilen İngiliz. Yirası bu mübayaat yüzünden bir ara» ık 108 e kadar fırlamış ise de, müah- haren 106,45 franga düşmüştür. Bü- tün dünya piyasalarında olduğu gibi bu tahavvülün hılkâsını bizim piya- samız da hissetmiştir. Filhakika beş aydanberi bir Türk Hrasına mukabil 17,03 frank alınıp verilirken elyevm frank fiati 17,23 dür İngiliz piyasalarında faaliyet ber- devamdır. Maden fiatleri hafta zar- fında eski rekorları yine kırdı. Bakır "78, kurşun 34, çinkn 35, kalay 801 (Bir hafta içinde 25 puvan tereffü) sterline fırlamıştır. Bu nisbetsiz yük- #elişlerin hayat pahalılığına sui tesir etmesinden korkuluyor. Almanya, şimdiye kadar hususi ÇELİK KARTALLAR JAMES CAGNEY MARGUERİTE LİNDSAY ( FRANSIZCA ) LORETTA FRANCHOT TONE LEVİS STONE KIVIRC YOUNG İlkbaharla beraber, sevimli küçük ŞHİRLEY TEMPLE? de filmi le SARAY sinemasına geliyor, bekleyiniz | klering mukavelesi akdetınediği mem- leketlerle takas usulü üzerine mua- mele yapıyordu. Badema bu memle- ketlerle ticareti serbes mübadele esa- sı üzerine yapmağa karar verdiği bil- diriliyor, Orada da Hberalizm hareketi başlamış demektir. İSTANBUL BORSASINDA VAZİYET Borsamıza, diyecek yok, pek has- sastır. Ufak bir âmilin büyük fiat tahavvüllerine ve bunun neticesi ola- rak büyük zararlara badi olduğunu bu hafta zarfında bir kere daha mü- şahede ettik. Prank fletinin yukarı da söylediğimiz gibi cüzi tahavvülü ve yüzde yedi buçuk falzl! Türk bor- cu kâğıdları cotationunun biraz aşağı gelmesi, bunların burada 18,50 liraya kadar düşmesini hiç bir veçhile hak- h gösterecek mahiyette değildi. Bu telâş hafta zarfında bir 'çok kimsele- rin mallârım ucuz fiatie elden çi- karmalarına sebeb oldu. Şayanı te- şekkürdür ki mühim bir yerden he- men müdahak: olunarak yapılan beş altı bin kadar Kontan mübayaat sa- yesinde fiatler tekrar yükseldi. Önü- müzdeki kuponun tediye akçesi hak- kında düyunu umumiye meclisi ile 4htilâf gerçi bakidir ve ağlebiyhti- mal hükümeli cumhuriyenin noktai nazarı galebe edecektir. Fakat bu takdirde bile, yani kuponlar halihazır frank fiatile tediye edilse bile senede 210 kuruş kadar alınacak demektir ki bu esas üzerine piyasamızın hesâp ettiği yüzde on kapitalizasyonu naza- rı itibara alsak, tahvillerin yine 21 Yira etmesi lâzım gelir. Binaenaleyh piyasanın endişesini nabemahal bu- Tuyoruz. Türk borcu kâğıdlarının cuma#lesi günkü kapanış flatleri şunlardır: Birinci seri 19,65 lira Ikinci seri 19,15 lira Üçüncü,seri 19,05 Anadolu grupu kâğıdlarında bu hafta biraz canlınk : görüldü. Sebebi önümüzdeki hafta zarfında bunların Ergani - Sivas Erzurum tahvilleri ile mübadeleye başlanabilmeleri ihtima- lidir. Son flatler aşağıdakilerdir! Hisse senetleri 23,05 lira 'Tahviller 39,80 lira Mümessil senedat 42,50 lira Haydarpaşa limanı 42,25 lira Dahili istikraz kâğıtlarımızda bir değişiklik yoktur. Merkez bankası 96,75 liradır. Os- manlı bankasının nominal fiati 34 Yirada iki puvan gerilemiştir. İş ban- kası bilâkis 30 kuruş daha yüksele- rek 10,50 lirada kaldı. "Endüstriyel kâğıtlarımız aşağı yu- karı geçen haftaki fiatlerini muha- faza etmektedirler. Aslan çimento 14,55 liraya muamele gördü. Diğer bazı nominal fiatler şunlardır: Bo- monli 9,90 lira, Telefon şirketi 6,50 ra, teamvay 16,25 lira, İttihad de- girmencilik İl lira, Şark değirmen- cilik 1,10 lira, Omniyom 0,85 lira, Şark ecza deposu 3 lira, Şirketi Hay- riye 16 İira. BORSA HARİCİ MUAMELÂT Türk altını geçen haftadanberi ge- 'ne iki kuruş yükselerek 1038 de kaldı. Mısır Kredi Fonsiyelerinin fiati de şunlardır: v 1903 tertibi 103,50 lira 1911 tertibi 92,50 lira, BIR KADIN YALANI artist IK BAŞ AKŞAM (Baş tarafı Il inci sahifede) uzun bir tevakkuflan sonra kaldırmak mümkün oldu. Polis müdürü' B. Salih Kılıç kai: balık arasında intizamı teminle meş- gul oluyordu. Teyyare meydanı bir insan denizi haline gelmişti. “Bu insan denizinin etrafmı yüzlerce hususi otomobil, taksi, otobüs ve arabalar çevirmişti. Merasim yerinde hava kurumu re- isi B. İsmail Hakkı etrafına bakını- yor: — 100,000 kişi var değil mi?. yordu. Maalesef merasime ilân edilen 22- mandan bir saat sonra başlanmla- bildi. Hava bayramına karşı büyük, can- dan, harikulâde bir alâka gösteren halk sabırsızlıkla bir an evvri me- rTâsimin başlamısını bekliyordu. MERASİM BAŞLIYOR Nihayet istiklâl marşı ile merasime başlandı. Türkkuşu namina B. Şa- kir Hazım bir nutuk söyledi. Hulâsa olarak dedi ki: Genç bayanlar ve baylar. es- kiden, bizim zamanımızda 20 yaşın- daki delikanlıya çocuk nazarile baki- lırdı. Hattâ mektebe bile kalfa ile gidenler vardı. Şimdi ise bizim bü- tün ümlidimiz âiz gençlerde. Bugün 14 yaşında parlak muvafakıyetler gös- teren plânörler, 17 yaşında dünya re- koru kıran uçucular var... Yetmiş yaşında uçan yaşlılara ras- uyoruz. Spor namına futbolden baş- ka bir spor tanıyamamış olan bizle- Te acıyorum. Bir topun arkasında kanter içinde papuç paraladığımızı, kenter içinde hasta düştüğümüzü ha- tırladıkça kendi kendime acmiyo- rum, Lâkin zannedilmesin Ki futbolden şikâyet ediyorum, Hayır o zaman yap- tığımız futbol ve buna mümasil spor- lar sayesinde bugünkü kuvvetli bün- yemize sahibiz. ,Tecssüf ettiğim şey daha o günlerden itibaren uçama- mamızdır. il Bugün «uçan adams sporu iyi dü- şünen, çabuk karar veren sıhhatli adam mânasınadır. Uçmada hiç bir tehlike yoklur va- tandaşlar. Eğer dizgin kullanmasın bilmeden ata binerseniz, volan kul lanmasını öğrenmeden otomobil ida- resine kalkarsanız ayni tehlike faz- Jasile onlarda da vardır. Bugün biz hepimiz uçmağ mecburuz, uçmayan sporcu bizden değildir.» UÇUŞ TECRÜBELERİ BAŞLIYOR Nutuktan son:a motörlü tayyare- lerin arkasına bağlanan plânörlerle uçuş tecrübesi yapılmasına başlandı. İlk olarak plânörcü B. Hilmi ve Meh- med uçtular. Havada burgu şeklin- de, devrilme taklidi tarzında, ve geri uçma gibi çok muvaffakıyetli tecrü- beler yaptılar. Motörü olmıyan plâ- treni di- 4— Altıncı kolordu baş hekimliğinden emekli ALBAY AHMED CEVDET BORAL bu dünyaya gözlerini yumdu. Yurduna çok hizmetlerde bulunmuş 15/3/937 pa- ünde Talimha- zartesi günü Kadıkö; ne sokağındaki 1 numaralı evinden kaldıracağız. o Osman ağa camiinde öğle namazı kılındıktan sonra Kara” eaahmeğdeki âile"kabristanına defn- edilecektir. g Münir Nureddin ANKARA - YENİ Yalnız 2 konser verec€ktir. ge İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları Operet kısmı bu akşam TT 8. 2030 da “Pi SAZ. CAZ Yazan: Ekrem Reşid, Müzik Cemal Reşid. Sinema şaheseri nörlerle takla attılar, Evvelki parkta motörsüz” tayyaresini Gülha- ne parkında bir-ağaç üstüne hari- kulâde bir manevra ile konduran pi- lot B. Âli halk arasında büyük bir şöhret kaznmıştı. Herkes onu göste- riyordu Nihayet B. Âli de bir plânörle hs- rikulâde akrobası tecrübeleri yaptı PARAŞÜTLE ATLAMA Şimdi paraşütle atlama tecrübele rine sıra gelmişti. Meşhur paraşütçü bayan Yıldız, B. Hüseyin, B. Hik- met, B, Vecihinin idare ettiği tayya- reye bindiler. yükseldiler. İlk ola- rak bayan Yıldız kendisini 800 met- reden boşluğa bıraktı. Yanımda duran eski bir tayyareci: — Bu genç kızın boşluğa atıhışın- daki süküneti, soğukkanlılığı tayya- reden bir görseniz. diyordu. Tayya- renin merdivenine çıkar, sanki evin- deki ılık banyoya girer gibi kendisi- ni boşluğa bırakır... Şimdi bayan Yıldız paraşütünü be- yaz bir şemsiye hiainde açımş hava- da süzülüyordu. Bayan Yıldız yere alkışlar ârasın- da indi. Halk intizama riayet eden polislere rağmen koştu. Bayan Yıl dza sanılan ihtiyar kadınlar arasın- da ağlıyanlar vardı. Bayan Yıldın paraşütle indiği yerden hangara ge- tiren otomobilin etrafı binlerce kişi ile dolmuştu. Kendisini otomobilden bin müşkülâtla çıkarmak kabil oldu. Bayan Yıldızla hangara girdik, ko- nuşmağa başladık. Son derece mü- tevazı, gösterdiği cesareti hiçe sayan bir genç kız. Sordum: — Bu kaçıncı uçuşunuz?. — Bu tam yirmi altıncı uçuşum... En fazla atladığım irtifa 2,100 met- redir. En az Ankirada Atatürkün önünde bir buketle 400 metreden atladım. dört yüz metre atladığım mesafelerin en azıdır. Ve zannederim. ki bü bizde az mesafeden paraşütle atlama rekorudur. Çünkü mesafe ne kadar az olursa paraşütle atlama © kadar müşküldür. — Sizi paraşütle atlarken hiç an- neniz veya yakın akrabanız gördü mü? — Annem ilk zamanlarda tayyare- ci olmamı pek tehlikeli buluyordu. Fakat şimdi alıştı. Hayatta en bü- yük arzum annemi tayyareye bin- dirmektir. İzmire gider gitmez onu tayyareye bindireceğim. Ben paraşütle atlarken annem görmedi amma, yakın akrabamdan görenler çoktur. Hattâ ben paraşüt le indikten sonra heyecanından ağ- ayan akrabalarım vardı. — Kac yaşındasınız? — 335 tevellütlüyüm.. bir buçuk senedenberi tayyareciyim.. —Tayyareci olmak nasıl aklımza geldi?. — Ben bir köylü kızıyım... İzmir- de «Cumaovası» köyündenim. İzmir hava meydanından kalkan tayyare- ler köyümüzün üstünden gayet ya- kından geçerlerdi. Tayyareler ge çerken ben kendimi şaşırır, işim vâr- sa hemen bırakır onları seyre dalar- dım. Yakından bile bir tayyare gö- rememiştim. Bütün emelim tayyare- ci olmaktı. İşime gücüm pencereden tayyareleri seyretmekti. Bir gün an- neme: Anne ben tayyareci olacağım.. Dedim. Annem: — Kızım bunu her yerde söyleme., seni deli zannederler. dedi İzmir lisesinde okuduktan sonra musiki mu- allim mektebine girmek için Ankar raya geldim. 'Tam o esnada Havaku- şu açıldı. Hemen imtiham filân be taktım, Çok sevdiğim kemanımı bile düşünmüyordum. Havakuşuna gir dim. Elimde bir buket olduğu halde 400 metreden Atatürkün önüne indi- ğim dakikadaki heyecanımı size an- latamam... . BAŞ ROLLERDE: gün | 15 Mart 1937 — Bugün heyecan duydunuz mu? — İstanbulun havasından muğır bilmiyorum. Belki de arlık paraşütle atlamak bana artık sürülen iskeleden Ada vapuruna geçmek kadar basit geldiğinden midir anlamadım hiç be- yecan duymadım, — Paraşütle atlarken boşlukla aşas ğıdakileri görüyor musunuz? — Hem de tek;r teker. o kadar kendime hâkimim... Bence hara yer- den daha az tehlikelidir, Ve paraşüt- le atlamak sokak kapımın eşiğinden allamak kadar tehlikesizdir. İstanbulda ilk defa paraşütle at- layan kadın uçucuya sordum: — İstikbal için tasavvurlarınız var mıdır? “ Ne büyük emellerim var... Şimdi- lik havadan ve tayyareden başka bir şey düşünmüyorum, — Meselâ evlenmek.. — Şimdilik katiyen... Plânörle as- gari 10 saat havada kalarak, yani mo- törlü bir vasıtaya başlanmadan bir re kor yapmak emelindeyim. Bu meslek- ten ayrılırsam katiyen yaşıyamam.. Bayan Yıldıza teşekkür ederek ay- rıldık. Şimdi grup halinde havada ak- robasi yapıyorlar. Ve nihayet hep bir- den grup halinde paraşütle atlıyan genç Türk paraşütçüleri.. HAVA KUŞUNA YAZILMAK İSTİYENLER Merasimin sonlarına doğru gençler- den ve orta yaşlılardan birçok kimse- ler havakuşu erkânına müracaat etti- ler, ve havakuşuna yazılmak istedik- lerini söylediler. Havakuşuna yazılı bir bayan 11 aylık çocuğunu göstererek: — En genç uçucu oğlum olsun. İle- ride tayyareci olacak.. onu uçurunuz.. diyordu. Bayrama aid sözlerimizi bitirmeden evvel şu noktaya işaret edelim. Şimdiye kadar halk bu tayyare bay- ramına görülmemiş bir surette rağbet etti. Ve havacılığa karşı halkın için- deki candan alâka insana büyük bir sevinç verecek derece idi. Lâkin itiraf etmeli ki merasim hiç de bu büyük alâkaya uygun bir inti- zamla terlib edilmemişti. Halkın rağ- beti göz önünde bulündurule- rak çok daha fazla tren hareket et- tirtmek kabildi. Nitekim tren bulama- dıkları için merasime gelenlerin iki misli haik istasyonlarda kaldı. Bir kıs mı da merasim bittiklen sonra, seyir- ciler dönerken hıncahınç trenlerle Ye- şilköye gidiyorlardı. Sonra merasimin bir saat gecikmesi de halkı sabırsızlattı. Meydanda tek bir ses büyültücü âlet olmadığı için nutuk işitilemedi. Havacılık bizim mili tezimizdir, Ha- zır halka da havacılığa karşı sonsuz bir alâka var. Gönül ister ki bu alâkayı, bu rağbeti zedeliyecek en küçük bir ihmalden sakınalım, Gelecek bayram- Tarımız bu seferki ile kıyas edilmiye- cek kadar muntazam olmalıdır. Bunu alelâde bir bayram şeklinde değil milli bir tez halinde mülâhaza etmeliyiz. 15,000 liraya satılık apartıman Kurtuluş tramvay caddesi üze- rinde ve durak yerinde altışâr odalı üç ve üçer odalı üç yani al- tı daireyi ve altında bir dükkânı muhtevi güneşi, havadar iyi bir apartıman on beş bin liraya satı- Yıktır. (Akşam) ilân memurluğu- na müracaat. Telefon 24240 Selâmi İzzet TİYATRO KONUŞMALARI Her kitapçıda bulunur. Fiati: 50 kuruştur. Bu akşam SAKARYA sineması “Harp,i yaratan Nicolas Farkas'ın şayanı hayret filmi ve Pierre Frondaie'nin romanı FORT ARTHUR ( Orjinal Fransızca kopyes ) DANJELLE DARİEUX » ADOLF WOHLBRUK - CHARLES VANELS mun Telefon : 4İ34İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: