15 Haziran 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

15 Haziran 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mmm mmlik nl, — mamak. m 15 Haziran 1937 Hollivutun en sevimli kadını Ciaüdette Colbert yakında kocasile birlikte Avrupaya gelecek Hollirut (Akşam) — Son seneler zafında Hollivutta en çok parılyah yıl dızlardan biri de Claudette Colberttir. Ciaudette aslen Pransızdır, Pariste doğmuştur. Fakat küçükken İngilte- rTeye gitmiş, orada iyi bir tahsil gör xrüştür, Bu sebeble ihgilizceyi bir İn- giliz kadar bilir, Ciaudette tahsilini bitirdikten son- Ta artist olmağa merak etmiş ve ufak roller yapmağa başlamıştır. Bu roller- de gösterdiği istidad üzerine az zaman zarfında kendisine iyi bir mevki yap- mıştır. Bu sırada sözlü filim çıkmıştır. Amerika filim şirketleri muhtelif J- sanlarda çevirecekleri filimler için çok lisan bilir yıldızlar ararken Claudetta Colbertten istifade etmeği düşünmüş- ler ve kendisini Amerikaya davet et» mişlerdir. Sevimli artist, Paramount şirketile bir mukavele yaparak Holli- vuta gelmiştir. İlk filmini 1929 da Moris Şövalye ile birlikte ingilizce olarak çevirmiştir. Devlet Kuşu adındaki bu filimde gös- terdiği muvaffakıyet üzerine durma- dn filim çevirmeğe başlamıştır. Fa» kat asıl şöhretini 932 den sonrs yap- mıştır, Amerikal:lar bu çok sevimli ve çok zarif, diğer Amerikalı yıldızlara benzemiyen artisti çok beğenmişler- &ir. Hattâ kendisine «Hollivutun en sevimli kadını» adını vermişlerdir. Bu- nun Üzerine Claudette büyük yıldızlar sırasına girmiştir. Bu tarihten sonra artist dram, komedi, tarihi filimler ol- mak üzere pek çok filim çevirmiştir. Sakin kadın Ciaudette, dünyanın en sakin ka- dınlarından biridir. Bütür gün çalışır. Akşam işi bitince doğru evine koşar. Kendisini Holliyutun eğlence yerle- rinde gören olmamıştır. Nadiren soka- ğa çıktığı zaman erkeklerden ziyade kadınlerlg görüşür, Filim şirketlerinin propaganda bürosu onu, filimlerde ol- duğu gibi, hakiki hayatta da peşinden birçok erkekleri sürükliyen mukave- | met edilemez bir kadın gibi göstermek | istemiş, geceleri .çıkarak gezmesini temine çalışmıştı. Fakat o, buna kat- iyyen yanaşmamış, icab ederse kon- | tratını feshedeceğini bildirmiştir. Giaudette, Londrada sahne artist- Mği ettiği sırada Norman Foster adın- da bir artistle sevişmiş ve evlenemişti. İkisi ayni zamanda Amerikaya gitmiş- lerdi, Bir müddet Nevyorktaki stüd- Claudette Colbertin iyi resmi yoiarda birlikte çalışmışlar, sonra bu stüdyolardan bir kısmının kapanması üzerine Claudette Hollivuta gitmiş, ko- cası Nevyorkta kalmıştı. İki sene ka- Car bu suretle ayrı yaşadılar. Yalnız tatil zamanlarında birleşiyorlardı. Bu ayrılık esnasında Norman, sine» nema yıldızlarından Loretta Yungun kız kardeşi Sally ile sevişmiştir. Artist bu sevdasını karısına itiraf ederek ay- rılmağı teklif etmiştir. Claudette hiç- bir itirazda bulunmadan teklifi kabul etmiş, karı koca mahkemeye müraca- atle ayrılmışlardır. Clâudette bu ayrılmadan çok müte- esir olmuştur. Münzevi bir hayat ge çirmesinde bunun da büyük bir tesiri vardır, Üniversite dersleri Bir gazeteci, artistin hiçbir yere çık- madığı halde arasıra Los Angelese git- tiğine de dikket ederek merak etmiş ve artisti takib etmeğe başlamıştır. Bu takib neticesinde. Claudette'in üni- versiteye devam ettiğini öğrenmiştir. Artist bilhassa Gael Pressman'ın ders- lerine devam ediyordu. Ciaudette bir gün dersten çıkarken Üniversite merdiveninde ayağı kaya rak düşmüş ve bacağından yaralan- mıştı. Pressman kazayı haber alınca derhal koşmuş, artisti hastaneye kal- dırtımış ve şehrin başlıca doktorlarını getirtmiştir. Bu hadise dedikodulara sebeb ol- muştur. Bir profesör talebesini ne ka- dar sevse kendisile bu derece alâkadar olamazdı. Herkes arada bir münasebet olacağına hükmediyordu. İkinci evlenme Filhekika genç profesörle artist ara» sınds bir münasebet başlamıştı. İkisi de biribirlerini seviyorlardı. Claudette iyileşip hastaneden . çıktıktan sonra derhal sessizce evlenmişlerdir. Profe- sör Pressman şimdi Hollivutta sık sık görünüyor. Sadeliği, iyi kalbiiliği ile kendisini herkese sevdirmiştir. Claudette Colbert bu yaz sekiz haf- ta tatil yapacaktır. Tatil müddetin! geçirmek üzere kocasile birlikte Avru- | paya gideceklerdi Sinema haberleri k Harold Loyd bu sene içinde iki filim yapacâktır. Gary Cooper kendi çevirdiği fi- limlerin duble edilmiş nüshalarını seyre çok meraklıdır. Desir filminin İransızca nüshasını 8 defa seyretmiş- tir. Bir kelime fransızca bilmiyen Ga- ry bu filimde kendisinin mükemmel fransizca konuştuğunu görmekten çok memnun oluyor. 4 Fransiz yıldızı Danicile Daricux eylülde Hollivuta gidecektir. Sevimli Fransız yıldızı Meg Le- monler Chaste Süzanne operettini çevirmiştir. Baş erkek rolünde Raj- mu bulunuyor. Musikisi çok güzel ve çok neşeli olan bu operetin filmi de iyi olmuştur. Pariste yeraltı o şimendiferinde bir cinayet olmuş, bu cinayet her ta- rafta merak uyandırraştı. Bir filim şirketi bundan istifade ederek «Yerelti şimendiferi cinayeti» adile bir filim çevirmeğe başlamıştır. | müşterileri ise ka- Bursa mektupları Uludağda yaz gezintileri başladı Dolubabada kurulan yaz kampına rağbet her sene artıyor Bursa (Akşam — Kış sporları baş- Iadıktan sonra, U- £ Tudağı sevenler, İ kışlık ve yazlık di- ye ikiye ayrıldılar. Kışın Uludağa çık» mak için sporcu olmaktan başka çare yoktur. Dağ- la şehiri biribirine | bağlıyacak esaslı ve kolay bir nakil yapılın- Gaya kadar bu, ça- resiz böyle olacak- tar. Gerçi sporcu- Jar yazın da dağ- dan istifade edi- yorlar, Fakat kış sporlarının ve ka- yak âlemlerinin ca- mibesi yanında, yaz eğlencelerinin zev« ki daha sönük ka- yor. Onun için, sporculara sorar- sanız, Uludağ de- mek, karlı dağ de- mektir, | Dağın yazık rın erimesini bek- lerler. Bunların dağda en ziyade rağbet ettikleri yer (Dolubaba) daki çamlıktır. Burasi nın yüksekliği ile bin yüz arasın- da olduğu için genç, ihtiyar her- ! | Her sene kalaba lığı gittikçe artan meşhur dağ kam- İğ pı burada kurulu- yor. Geçen seneki kampta elli aile Yukarıdan aşağıya doğru Uludağda Karatepe, bir grup, 120 den fazla kalaba- lık vardı. Bu yıl, daha şimdiden ça dırlar hazırlanıyor. Ayrıca kampın ida- | resi için bir de talimatname yapılmış- tır. Dolubaba kampını ilk tesis eden, denilebilir ki, doktor bay Cevad Pek- sun'dur. O, hiç bir sene, intizamını kaybetmeksizin yaz aylarını silesile birlikte dağda geçirmiş ve (Doluba- ba)yı meşhur bir kamp haline getir- miştir. Bu dağ Robensonu ile pazar günü, bu yılın ilk yaz seferi olarak, Ki- razlı yaylâya kadar çıktık. | Dağ yolunun birçok yerleri tamir e- | dilmişti. Kirazlı yaylâda inşasına baş- “ lanan Imdad evinde hararetli bir ça- | lışma var; ameleler arı gibi kaynaşı- İ yorlar, | Gür bir yeşilliğin kapladığı dağ, he- nüz ilkbahar günlerini yaşıyor. Ren- gârenk dağ çiçekleri arasına küçük kır menekşelerine © kadar çok raslanı- yor ki, insan kendisini haziranda de- ğil, mart ve nisan aylarında sanıyor. Bu pazar, Halkevi spor O komitesi namına hareket eden on iki kişilik bir | sporcu kafilesi, dağın şimdiye kadar hiç gezilmemiş taraflarında 120 kilo- metrelik tetkik gezintisi yapmıştır. İçlerinde Dağcılık klübü reisi ile at- letizm kaptanının da bulunduğu ka- file, cumartesi günü Bursadan Oto- mobile Uludağ oteline çıkmış ve ora- dan yaya olarak, dağın güller mımta- kasını takiben Dağdibi yaylâsına gel- miştir. Yaylâya ayak bastıkları zaman ka- fileyi İbrahim çavuş isminde bir köy- Mi karşılamış ve: «Burası yaylâdır; kuzu çevirmeden, süt içmeden bura- dan gidilemez!..» diye gençleri dur- durmuştur. Çavuşun bu konuk severliği, elbette onun Şahsına münhasır değildi. Nite- kilometrelik gezinti yapan sporoular, sporcular Keles köylülerile birlikte kim ge'çler, her geçtikleri yaylâ ve Yöyde hararet ve sevgi ile karşılan- mışlar, hattâ bu yoldaki ikramlardan âdeta kaçmağa başlamışlardır. Kafilede bulunan bir Alman deli- kanlısı, Türk Köylerinin bu misafir. perverliğini bilmediği için, boyuna mesraf soruyormuş. Hele Keles nahi- yesinde on kaptan fazla mufassal bir yemekten sonra, yeme ve yatma he- Sabını israr ile istemeğe başlamış. Bunun üzerine arkadaşları kendisin bir müziplik yapmağı karar vermiş- ler ve masraf diye Iki buçuk Tirasını clmışlar. Hesalı biraz fazla bulmak- la beraber vermeğe mecbur olan Al man gencine, bilâhare işin şakadan ibaret olduğu ve bu kabil ikramların | her Türk köyünde milli bir anane ha- linde yaşadığı izeh edilmiştir. Kafile, bir geceyi (Keles)de, ertesi geceyi de (Soğukpınar)da geçirdik: len sonra, pazartesi sabahı Bursaya 5 dönmüştür. Gerek köylüleri, gerek- se sporcuları çok memnun ettiği için dağ gezintilerinin sık sık yapılması" na karar verilmiştir. — R. R. “ Çocuğunuza iyi bir dadı arıyorsanız AKŞAM'a bir KUÇUK İLAN vermekle bunu hemen temin edebilirsiniz. 3 defası 100 kuruş

Bu sayıdan diğer sayfalar: