22 Haziran 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

22 Haziran 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i Sahife 4 (Baş tarafı birinci sahifede) B. Hasan Cemilin açış nutku «Büyük 'Türk âlimi İbni Sinânm 900 üncü yıldönümü törenini Türk tarih kurumu âdına açıyorum. İbni Sinâ 'yalnız Türk ve islâm Aleminde diğli, bütün cihan ilim âle- mine şeref vermiş bir Türk dâhisi- dir, orta çağda garp müesseseleri kültür hayatında karanlık bir devir Yüşarken şark Harzemi, Farabi, İbni 8inâ ve Biruni gibi büyük Türk âlimlerinin feyizli tesirleri altında canlı ve ebedi bir ilim hayatına mg- Tikti. Ancak Türk âlimlerinin riyaziyat, felsefe, tıb, tabiiyat, dil ve bütün ilim gruplarına şamil olan bu fikir hareketini canlandıran eserleri garp dillerine çevrildikten sonradır ki garpte bir kültür hayatı başladı. İbni Sinâ çarkta nasıl asırlarca Şeyhürresi diye tanınmış ise garple de haklı olarak Prince de medecin ünvanını aldı. İbni Sinâ töreninin bizte en mü- him mânası bu büyük Türk dâhisi- nin, Türk yurdunda yüksek eserler yaratmakla cihanda bir tesir bırak- mış olmasını hatırlamaya bir daha vesile hazırlamış olmaktır. Atatürk devrinin yetiştirdiği Türk gençleri, İbni Sinâyı yükseltmeğe ça- ışmakla Türk inkilâbının talebesi ve fedakâr bir unsuru olduklarım İs kat etmiş olacaklardır. Muhterem dinleyicilere, muhterem ecnebi âlimlere, bu toplantıya işti TAK ettikleri için 'Türk tarih kurumu adına en samimi teşekkürlerimi ar- zetmeği borç bilirim.» Üniversite rektörünün teklifi B, Hasan Cemil şiddetle alkışlan- dı. Bundan sonra kürsüye gelen üni- yersite rektörü B. Cemil Bilsel ilim- lerin hâmisi ve Türk inkilâbmm ve renesans hareketinin yaratıcısı Atatürke bu güzel toplantı münase- betile tazimlerin arzını Türk tarih kurumuna tevdi etmeği, ayrica Bü, yük Millet Meclisi reisine, Başvekile, marşale ve Kültür Bakanına tazim telgrafları çekilmesini teklif etti. Bu teklifler salonu dolduranların coş- kun alkışlarile karşılandı. Yabancı üniversitelerden gelen telgarflar Bu arada İbni Sinâ ihtifali müna- sebetile bütün dünya üniversiteleri ve ilim kurumlarından gelen tel graflar okundu. Bunlar arasında Ber- lin tib tarihi cemiyeti reisinden, Liyon üniversitesinden, Köstence- den, Paris tıb fakültesinden, Paris tıb tarihi cemiyeti umumi kâtibin- den Viyana tıb tarihi enstitüsü di- rektöründen, Roma tıb tarihi ensti- tüsü direktöründen, Amerika tıb tarihi cemiyetinden ve tanınmış bir çok profesörlerden gelen telgraflar okundu. Bunlara da mukabil teşek- kür telgrafları çekilmesi alkışlarla Kabul edildi Profesör Şemseddin Günaltayın nutku Bundan sonra üniversite ordinar- yüs profesörlerinden ve Sıvas me- busu B. Şemseddin Günaltay kür- süye gelerek sözlerine İbni Sinânın hayatını anlatmakla başladı. 980 senesinde Wahacala Hormisen kasabasında değmuş olan ve 1037 de ölen İbni Sinânın, bütün iddialara rağmen. ırkan Türk olduğunda şüp- he bırakmıyacak delillerin elde edil- miş olduğunu söyledi ve dedi ki: — Eserlerini Arapça yazdığı için İbni Sinânın Arap filozofu, bazı ri- salelerini Farsça yazdığı için Farisi Alimi olduğu iddia ediliyor. Halbuki bir çok garp âlimleri eserlerini Lâtin- ce yazdıkları halde bunların Lâtin ırkına mensup oldukları kimsenin aklına bile gelmez. İbni Sinâ da eserlerini müslüman aleminin müşterek kültür dili olan Arapça ile yazması onun bir Türk Alimi olmamasına bir sebep olarak gösterilmez. İbni Sinâdan başka bir çok Türk âlimleri de eserlerini Arap- ça yazmışlardır. B. Şemseddin Bundan sonra İbni Sinânın âna ve babasının ve cedleri- AKŞAM 22 Haziran 1937 o — İbni Sinâ parlak surette anıldı «İbni Sinânın eserleri» sergisinden bir görünüş ten sonra İbni Sinânın muhtelif ilim şubelerindeki yüksek mevkiini izah etti. Ve sözlerine şu cümlelerle nihayet verdi; — 900 sene evvel bugün bir hayat sönmüş değil, bir güneş grup etmişti. Bugün Atatürkün yaratıcı elile Tür- kiye yeni bir renesans devrine gir- miş bulunuyor. İbni Sindalar, Farabiler yetiştirmiş olan Türk milleti için ilim sahasın- da da zafer muhakkak ve katidir. B. Neşet Ömer kürsüde — « Büyük bir deha sahibine yapı- lan bu ihtifali gene büyük bir dehâ sahibinin himaye ettiği bir kurumun yapması dünyada ilk tesadüf edilen vâkıadır.» cümlesile sözlerine başlı- yan üniversite ordinaryüs profesör- lerinden B. Neşet Ömer İrdelp İbni Sinâyı büyük bir hekim olduktan başka kâinatın bütün vâklalarını #)- mi bir görüşle tahlil etmiş bir dâhi olarak selâmladı. B. Neşet Ömer, bundan sonra İbni Sinârnın tıb dokirinlerini tedkike | girişti Ve mistisizmden başlıyarak bugün | tabda vâsi mikyasta revaç bulan na- turalizm mektebine kadar gelmiş, geçmiş bütün mektepleri izah etti. Ve İbni Sinânın dektrinlerini anla- tırken Aristönün İbni Sinâya tesir- lerini, Aristo ve İpokrattan ayrıldığı noktaları tebarüz ettirdi. Ve esası- nı İbni Sinânın vazettiği naturalist mektebinin bugün hâlâ tıb âlemin- de mühim bir mevki tuttuğunu söy- ledikten sonra: — İbni Sinânın fikirlerinin 600 se- ne yaşaması onun kudretini göster- meğe kâfidir. Ben tedkik ettim, yirminci asırda fikirler elli seneden fazla yaşamıyor, dedi ve çok alkışlandı. 'B. Neşet Ömer hastalıkların ilâçla tedavisinin de ancak İbni Sinâ ile başlamış olduğunu söyliyerek kürsü- den indi. B. Akıl Muhtarın sözleri Alkışlar arasında kürsüye gelen üniversite ordinaryüs profesörlerin- den Dr. Âkil Muhtar Özden, büyük 'Türk âlimi İbni Sinânın tıbbı hakkın- da bir kaç söz söyliyi rTerek: — Tabiat zaman zaman üstün adamlar yetiştiriyor. İbni Sinâ da bu üstün adamların en büyüğüdür, dedi ve onun daha pek genç yaşta ölme merak sararak süratle inkişaf ettiğini, mantık, riyaziye, astronom! ve tıb ilminde en yüksek derecelere yükseldiğini, Aristo, Calinos gibi âlimlerin eserlerini yeniden tedvin €derek kendi buluşlarile zenginleş- tirdiğin! anlattı. — Son günlerde elime geçen bir kitapta İbni Sinânın bir hazine ol- duğu, fakat bir memba olmadığı ya- zılıyordu. Bu hususta bir kaç söz söylemek isterim, diyen bay. Âkil Muhtar, İbni Sinânın arziyatta, fi- zikte, kimyada ve bir çok tabiat vâ- klaları hekknda sahip olduğu oriji- nal fikirleri, İbni Sinânın / Aristoyu ve Calinosu tedkik ederken onlara uymıyan kendi moktai nazarlarını dalma ilâve ve onların fikirlerini ten- kid ettiğini ve bazan onların düştü- ğü hataları tashih ettiğini etrafile ve mağ dren az | bir şeyler almıştır. Fakat onların eserlerini tam ilmi bir görüşle tas nif etmesi onun yüksek kudretini is- bata kâfidir. İbni Sinânın zekâsı bir hârikadır, Biz onun türklüğü ilene kadar iftihar etsek ezdır. Bütün dünya daonun insan olmasile ifti- har edecektir. B. Âkil Muhtar şiddetli arasında kürsüden indi. Profesör Royer'in konferansı B. Âkil Muhtardan sonra, İbni Si- nâ ihtifali münasebetile şehrimize gelmiş olan ecnebi profesörlerden Iouvain üniversitesi tıb tarihi pro- fesörü doktor Tricot -'Royer hazıru- pun şiddetli alkışları arasında kür- süye geldi ve alkışlar ME de- vam etti. «İbni Sinânın Avrupa tıb tedrisi- ne tesiri» mevzuu etr#fında büyük bir alâka uyandıran çök şayanı dik- kat bir komerans veren profesör Royer tib tarihi tedrisâtına âlemşü- ıaül bir kafaya malik olan büyük Türk âlimi İbni Sinâ “ile başlamak zaruri olduğunu, tıb İlminin onun getirdiği yeniliklerle bugünkü y sek “mevkie iriştiğini, ' Avrupa tab tedrisatında İbni Sinânın tesirlerini ve yüksek mevkiini anlattı. Profesörün bir seat süren konfe- ransı sik sık coşkun alkışlarla ke- sildi ve gene şiddetli alkışlar arasın- d& kürsüden indi, Bundan sonra celse yarım saat ta- til edildi ve davetliler üniversite konferans salonunun yanında Türk tarih kurumu tarafından hazırlan- mış olan «İbni Sinânın eserleri» ser- gislni gezdiler, Burada İbni Sinânın Arapça ve Farsça yazdığı risaleler ve 'Türkçe tercümelerinin . el yazısı müzehbep nüshaları ve İbni Sinânın tasvirini gösteren kıymettar minyatürler top- lanmış bulunuyordu. İkinci celse Yarım saatlik fasıladan sonra İb- ni Sinâ ihtifslinin ikinci celsesi bey- nelmilel tıb tarihi cemiyet relsi pro- #esör Dr. V. Gomoni'nin «İbni Sinâ- nın garp tıbbına hizmekleri ve ter- cüme edilen eserleri» mezvulu kon- İeransı büyük bir alâka ile dinlendi. İbni Sinânın garp dillerine tercüme edilen eserlerini ve asıllarının taşıdı- ği büyük kıymetini teker teker izah eden kıymetli profesör İbni Sinâyı dünyanın yetiştirdiği en büyük âlimlerden biri olarak selâmladı. Ve çok alkışlandı. Diğer konferanslar Profesör Gomoni'den sonra ordi- naryüs profesör B. İsmail Hakkı İz- mirli, İbni Sinâyı felsefe bakımın- dan tedkik eden ilmi bir konferans verdi. Ve bunu müteakip doktor Perihan Çambel «İbni Sinâda kadın ve ço- cuk hastalıkları, rasathane müdürü profesör Fatin Gökmen, İbni Sinâ- nın riyaziye ve heyet cephesi> mev- şulu konferanslarını verdiler. Ve büyük 'Türk dâhisinin kudreti- ni izah ettiler, Profesör B. Fatinin alkışlar komferansile (Baş tarafı 1 inci sahifede) yor. Âyanın hnl ve fasletmesi lâ- zımgelen mesele budur. , B. Blum an maliye encümeni reisi B Caillaux kısa bir nutuk söylemiş ve âyan, mebusan- | dan gelen metnin kabulü hakkın daki takriri 96 reye karşı 168 reyle reddetmiş, âyan maliye encümeninin metnini 83 reye karşı 198 reyle ka- bul etmiştir. B. Blum itimad meselesini ileri sürmemiştir. Maamafih âyanın isra- ri karşısında ya yeni bir metin tev- di etmek, yahut çekilmek lâzumdı. Başvekil okâbineyi derhal toplan- | mağa davet etmiş ve yapılan müza- kere neticesinde istifaya karar veri- lerek kabinein müşterek istifaname- si yazılmıştır. Müzakereye- ekseriyet, partileri mü- messilleri de iştirâk etmişlerdir. B. Blumun beyanatı Paris 21 (A.A) — Blum PReisi- cumhura kabinenin istifasını verdik ten sonra motbunta aşağıdaki beya- natta bulunmuştur: «Mebusan meclisi -sollar komitesi tarafından hazırlanan ve hüküme- tin muvafakat edebileceği en son tavizleri ihtiva eden projenin âyan | tarafından reddi her hangi bir ne- | tice elde edilebileceği ümitlerini or- tadan kaldırmıştır. Katiyen zaruri telâkki ettiğimiz vasıtanın bize veril- memesi üzerine iktidar mevkiinden çekiliyorum.» Blum gerek mebussn meclisinin gerek âyann halk cephesi partileri- ne teşekkür etmiş ve helkı süküneti muhafazaya davet ederek demiştir | ki: «Hükümetin diğer bir heyete dev- | ri tam bir sükünet dairesinde vuku- bulmalıdır.» Komünist partisi grup reisi ne diyor? Paris 21 (AA.) — Komünist par- tisi parlâmento . grupu reisi Duclos Başvekâletten . ayrılırken . gazetecile- re demiştir ki: «Benim fi cephesine m up bir hükümet teş- kil edilebilir. Komünistler - bir kaç gündenberi malür olduğu zere ica- bederse halk cephesine mensup bir hükümete iştirâke karar vermişlerdir. Gazeteler ne diyorlar? Paris 21 (A.A.) — Sağ cenah ga- Bayrağa saygı Mekteplerde dersler ve konferanslar verilecek Bayrak ve suncağa karşı gösteril- mesi elzem olan sevgi ve saygı hislerini artırmak için mekteplerde ve Halkev- lerinde dersler ve konferanslar veril- mesi Milli Müdafaa Vekilliği tarafın- dan istenmiştir. Başvekâlet, valikliklere ve Cumhu- riyet halk partisi genel sekreterliğine bir tamim göndermiştir. Tamimde de- niyor ki: «Beyrak vatan ve milletin istiklâl ve hürriyetinin şerefli bir timsali ol- mak itibarile bütün vatandaşların bu kıymetli vediaya lâyık olduğu heye- can ve hassasiyetle saygı göslermesi milli ve vatani bir borçtur, Bu itibarle bilümum mekteplerde ve Halkevle- rinde buna daha fazla ehemmiyet ve- rilerek esaslı dersler ve konferanslar tertibi, şehir ve köylerde de halkın bil- gi ve saygılarını yükseltecek tedibir- ler alınmasını ehemmiyetle rica ede- rim.> amman sadece bir desrshane olmaktan çıktı, bir mabed oldu. Türklüğün ve in- #anlığın en büyüklerinden birini bu- gün burada çok hürmet ettiğimiz de- ğerli profesörlerimiz ve beynelmi- lel tıb tarihi cemiyetinin rels ve mü- messillerinin ağzlle tezyin ettik. 'Türk âlemi bu hadiseyi müstesna bir ilim hadisesi olarak kaydede- cektir. Sayın profesörlere ve ihtifalin ha- zırlanmasında çok yakından mües- sir olan üniversite tıb tarihi profe- İ gazetle sörü doktor B. Süheyle ve hepinize Türk tarih kurumunun teşekkürleri- ni örzeder ve bu güzel celseyi ka- Ha Saat 14de li ii eN ih Fransız kabine buhranı zeteleri rödikel - sosyalist partisini bir » ttihad hükümeti teşkil et- meğe davet eylemektedir. Sol cenah ide bu partiyi halk cephesk ni «devam ettirmeğe> teşvik etmelp tedirler Epoğue gazelesi o Chautemps'im kabiney kil etmeğe memur edile» ceğini ve yeni kabinede Daladiep, Delbos ve Bastid gibi bundan evvek ki kabinede bulunan radikal - s0s- yalistlerin büyük bir kısmı ile 806- yalistlerden Spinasse'in bulunacağı- nı tahmin etmektedir. le Jour gazetesi meli vaziyet do- layısile radikal - sosyalistlerin müş- kilâtin karşılaşacaklarını söylemek- st «radikal - sosyalist partisi mazide yapılan hateları anlayıp mil- Mi “partilerle açıkça teşriki mesaj ederek daha iyi bir istikbal hazırla- dığı takdirde bir felâketin önü alın- mış olacağınız yazmaktadır, Chautemps'in hayatı B. Camille Chautemps 1885 sene- #inde Pariste doğrMuştur. 53 yaşında dır. Hukuk doktorasını yaptıktan sonra bir müddet avukatlık etmiş, sonra siyasi hayata girmiştir. İlk dö fa 1919 da mebus seçilmşitir. Radi- kal sosyalist partisine kaydedilmiş ve bundan sonraki seçimde de me bus olmuştur. 1926 da Herriot kabinesinde Da- hiliye, 1925 de üçüncü Painleve ka- binesinde Adliye, gene bu sene için- de teşekkül eden sekizinci Briand kabinesinde Dahiliye Nazırı olmuş tur. 1928 seçiminde mebus olamamış, ancak bir müddet sonra kısmi inti- hapta mebus seçilmiştir. 1930 senesinde ilk defa olarak Beşvekâlete gelmişlir. Fakat teşkil im huzuruna çık- tığı gün düşürülmüştür. Bundan sonra Sixg kabinesinde Mari, 1932. Herrlot kabinesinde Dahiliye Nazır olmuş, bu nezareti imce encek gene halk | Paul Boncour, Daladier ve Sarraut kabineleriinde de muhafaza etmiştir. Bunda nsonra ikinci defa Başve- kâlete gelmiş, bu defaki kabinesi uzunca müddet iş başında kal mıştır. B. Chaulemps şimdi âyan za sıdır. YENİ NEŞRİYAT: EDEBİYATIMIZIN BUGÜNKÜ MESELELERİ Genç muharrirlerimizden Yaşar Na- bi'nin bu ismi taşıyan yeni bir eseri in- yar etmiştir. Edebiyatımızın, gazete lerde ve mecmualarda her gün müna- tatbiki bu kitapta ayr ayrı kaşa mevzuu olan nazari ve türlü meseleleri tahlil edilmektedir. MEVLÜT General Rifatin mâbdumu bay Na- şit Ulus Aslanın ruhuna ithaf edilmek üzere Kadıköyünde Yeldeğirmeninde Süreyya apatımanı 7 numaralı daire sinde 24 Haziran 937 perşembe günü saat 4,5 de mevlidi şerif okulturulaca- ğından kendisini seven dostlarının teş rifleri rica olunur. Evlenme İs Yurdu sahibi Faik Bahar oğlunun kızı bayan Fatma Nimet ile Düzçe te- simlerinden Osman Kuyumcu oğlunun oğlu bay Kemalin nikâhlarının 17 ha- ziran perşembe günü Beyoğlu belediye. si evlenme memurluğu dairesinde ya- pıldığı memnuniyetle haber alınmıştır. Yeni evlilere saadetler dileriz. pe Av tezkereleri hakkında İstanbul Avcılar Kurumundan: Büyük Millet Meclisinin tasdikine ik- tiran eden 3167 sayılı Kara Avcılığı kanununun İİ inci maddesinin A fık- rası buyruğunca Avcı Kurumlarında ka yılı üyelere verilen haklardan istifade ve kanunun 12 nci maddesi mucibin- ce meli yıl başlangıcında hükmü kal mıyan Av tezkerelerinin yenilerile de- ğiştirilebilmesi için Kurumumuz üyele- rinin ellerindeki hüviyet cüzdanlarının tebdiline lüzum görüldüğünden çarşam- ba ve cuma günleri saat 15 den 18 e kadar Eminönünde Hüseyin EK. hanın

Bu sayıdan diğer sayfalar: