24 Haziran 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

24 Haziran 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

senem css RA ii Sahife 4 Hasretülmüluk, Mağbutülümem, eski Türk muharrirlerinin İstanbula verdikleri binbir Sial GE tatillerini geçirmek üzere çok sevdi- Zi İstanbula dönmüştür. Doğma bü- yüme İstanbullu olan Ercümend, bu Kendisinden, bize her hafla, gene eskisi gibi perşembe günleri birer İs- tanbul mektubu yazmasını ve böyle- ce Akşam oyucularına güzel İstan- bulun - onun tabirince her biri cen- netten bir parça olan - kıyısını, bu- cağını tanıtmasını rica ettik. Bizim bu ricamızı kabul eden Ercümend, ilk mektubunu işte bugün karileri- mize sunmaktadır. — Akşam) , İstanbulu görüp.te- ona .candan bir sevgi ile bağlanmıyacak hiç kim- se İasavvur edemiyorum. Koca Fatihin rüyasına giren, onun hükmü altına girinceye kadarda beriliğini, hasretile cayır cayır ya- kan bu ilâhi belde, tabiatin her yer- den ziyade mazhari lütfü olmuş, güzellik mefhumlarının hepsini ken- dinde cemetmiştir. Gözlerim dünyaya Boğaziçi kıyı- larında açıldı. En büyük emelim o gözleri gene o kıyılarda kapamak, ve şayet onların başka yerde kapan- maları mukadderse, ebedi uykumu © kıyılarda uyumaktır. İstanbulun ezeli ve ebedi âşıkıyım. Lâkin bendeki. bu derin aşk, sevgi- umin kusurlarını görmiyecek kadar basiretimi bağlamış değildir. Tabia- tin cömerdliği. sayesinde emsalsiz bir dünya güzeli olan İstanbulun, in- sanların ihmal ve teseyyübü yüzü: den de bazan ne kadar çirkinleştiği- ni. elemle, iztırapla görür ve teslim ederim. Ancak o ne kadar ikmul edilirse edilsin, ne kadar çirkinleştirmek is- tenirse istensin, asırlardanberi mu- hafaza eylediği cevherini kaybede- mez, ve etmemiştir. İstanbulun medhü osenası yo- lunda pek çok yazı yazılmış, pek çok kasideler, medhiyeler söylenmiştir. Eski Türk muharrirleri burası için, biribirlerile sıfat bulmakta müsa- baka ederek, binlerce terkibler vü- cude getirmişlerdi. Hasretülmülük ve Mağbutillümem bu bin bir sıfat- tan iki tanesidir. Hakikaten, İstanbul (şehri, tabit güzelliği ve cografi vaziyetile, asır. larca, yabancı mülükün hasretlerini uyandırmış, ümmetlerin (gıptasını celp ve tahrik eylemiştir. Garbin en meşhur müellifleri, «İn- san Napoliyi mutlaka görmeli ve on- dan sonra ölmeli iddiasında bulunan İtalyanlar da dahil olduğu halde, İs- tanbula karşı hayranlıklar, gene bir çok şaheser borçludurlar, Ne graip ve ne yazıktır ki, şatrin: «O mahiler ki derya içredir, deryayı bilmezler.» fehvasınca, İstanbulu en az bilen ve en az tanıyan gene bizleriz. Elinde böyle bir cevher bulundu- yen Die, yi lenin döker ye AKŞAM arasındadır kından ve daha etrafile tedkik et- mesi, tanıması gerek değil midir? Fakat, işte. tanımıyor. tanımak külfetini - her nedense - ihtiyar et- miyoruz. Zenginlik te böyledir. Her tarafı güzel olan bu şehrin, bize ci- var hangi semti ise, bunu tanımakla iktifa, ve ötesini ihmal ediyoruz. Manzara mı?. İşte önümüzde, Göl- gelik mi?. Burada o da var. Bülbül sesi mi? Bitişik bahçe veya bostanda anu da dinliyebiliyoruz. Deniz. bur- numuzun dibinde. Su.. fıçılarla, şişe- lerle, kapımıza geliyor, Evet amma, İstanbulun bu umumi nimetlerinden başka, bir de her sem- tinin, her mesiresinin, her köşe ve bucağının, her noktasının ayrı ayrı ve biribirinden cazip hususiyetleri vardır ki bunların zevkini tatmak, bütün bir ömrü haz ile doldurur. Eslâfımız bizden çok gezerler, bu | yer yüzü cennetinin safasinı bizden iyi sürerlermiş. Temsilde hata olmaz: Kör, değ- neğini bellemiş gibi, sade Boğazın sahil boyunca bir kaç köyünü, Ada- ları, Anadolu yakasındaki tren bo- yunu, bir de - yeni yeni - Florya plâ- jmı bellemiş bulunan hemşerilerim- den acaba kaç tanesi, meseleâ Kanlı- cadaki Necip paşa korusunu Mihrâ- bad"ı, Büyükderede Abraham paşa çirliğini, Çamlıcada Libâde'yi Kara- deniz ağzında dünyanın en nefis bir mevkii bulunan Şile'yi görmüş, ve ya- hut hiç değilse adını işitmiştir. Yaz tatillerinde yabancı memle- ketlere can atan refah sahibi yurd- daşlarımız bilmelidirler ki, bizim ken- di yurdumuzun içinde, şuracıkta, İs- tanbul vilâyet muhitlihden Çıkme- dan İsviçreyi de, Çekoslovakyayı da, İtalyayı da bulurlar. Vesait belki noksan, yollar ekseriyetle ihtimal ki bozuktur. 'Lâkin, Biz buralara Tağ- bet ettikçe bu yoklukların varlığa inkılâp etmek imkânı da elbette o | nisbette artacaktır. Ben, geçen hafta bir Şile seyahati yaptım: Mahzuz ve hayran döndüm! Gelecek mektubumda size tefsilâtı ile hikâye edeyim de, görün, bakın... Amma, diyeceksiniz ki Şile uzak yer- dir. Hayır: O kadar uzak değildir, ve mevcut vesaitle de en kolay gidile- cek orasıdır. Fakat, ben oraya gelinceye kadar, sizi, burnunuzun dibinde denecek kadar yakın öyle yerlerde dolaştıra- cağım ki, benden bunları öğrendik- ten sonra bana dua edeceksiniz. İstanbulunuzu tanıyın. sevin. o, asil Türk milletinin sevgisine lâyik asil bir şehirdir, İstanbul bir hazinedir. Öyle bir bazine ki ne para, pul ilenede za- manla bir daha'vücude gelmez. Altı yedi yüz yıllık bir tarihin elle tutulur, gözle görülür eserlerini, Roma, Bi- zans ve Türk medeniyetlerinin en gü- Zel âbidelerini ancak bu belde bir ara- ya getirmiştir. Tarih, en parlak faslını İstenbu- Tun. asil “koynuna emanet etmiş gi- Loyd Gorc (Baş tarafı birinci sahifede) tarafından tedbir almmak için ayak- lanması ihtimali vardır. Fransanm alacağı tedbirler İngilizlere bağlıdır. Bidayette İngiliz muhafazakâr ef- kârı umumiyesi büyük bir ekseriyetle Franko lehinde idi. Fakat şimdi bir değişiklik olduğu sezilmektedir. Bask halkı İtalyan ve Alman ağır topları ve tayyareleri tarafından bom- bardıman edilmiye devam edilirse İn- giliz efkârı umumiyesinin de muka- bil tedbir için mütalebatta bulunabil- mesi muhtemeldir. Bu akşam Nöbetçi eczaneler Şişli: Kurtuluş caddesinde Nec- det, Taksim Nizameddin, Beyoğ- ii Kanzuk, Yenişehirde Baronak- yan, Bostanbaşında İtimad, Gala- ta: İsmet, Kasımpaşa: Vası/, Has- Halıcıoğlunda Barbut, Emin- önü: Mehmed Kâzım, : Heybeli- ada: Tomadis, Büyükada: Mer- kez, Fatih; Saraçhanede İbrahim. Halil, Karagümrük: Mehmed Arif, Bakırköy: Merkez, Sarıyer: Nuri, Tarabya, Yeniköy, Emirgân, Ru- melihisarındaki eczaneler, Aksa- ray: Ziya Nuri, Beşiktaş: Nail, Kadıköy: Pazaryolunda Merkez, Modada Faik İskender, Üsküdar: Selimiye, Pener: Dejfterdarda Arif, Beyazıd: Yeni Lâleli, Küçükpazar: Hikmet Cemil, Samatya: Çula, A- lemdar: Cağaloğlunda Abdtilka- dir, Şehremini: Ahmed Hamdi. Acı bir kayıp Urla inhisarlar müdürü Fevzi Akalın, müptelâ olduğu kalb hastalığından kur- tulamıyarak 23/5/1937 pazar günü gecesi İzmir Memleket hastanesinde tihali darı baka eylemiş ve Urlaya © getirilmiştir. Doktorlarımızın yüksek alâka ve iktimamlarına tağmen kurtulamayışı. ve beklenmiyen © ölümü kendisini tamyanları “ve bütün'Urla hal | kım. dilhum etmiştir. : Beraktığı: boşluk kendini kuvvetle hissettirmektedir. Mu- bitine kendisini sevdirmiş olan Fevzi Akalının cenaze merasimi mutantan bir zete ve risalelerde neşrettiği edebi, fel- sefi yarlarile yurdun irfan hayatma karşı olan borcunu fazlasile ödemişti. Merhuma rahmet, kederdide silesine sabırlar dileriz. M. 1138 İRTİHAL Türk Hava Kurumu Lâleli apartıman- de vefat etmiştir. Merhumun cenazesi Türk Hava Kurumu Başkanı Bay İsmail Hakkı ve silâh arkadaşlarının iştirâkile ve bir müfreze asker tarafından mera- | simle kaldırılmış ve bir sene evvel ve- fat etmiş olan oğlu Niyazinin Bülbülde- resindeki kabri yanına defnedilmiştir. Kederli ailesine taziyet beyan öderiz. Bu hafta SÜMER sinemasında BAY TEKİN filminin tekmili birden gösteriliyor. Seans saatleri: 2 1/7 -5 1/2 akşamları 8 1/2 da rih fısıldıyarak akarlar, Sahildeki ağaçlarının dallarında yuva kuran bülbüller, eslâfımızın en neşeli günlerinde âşıkane dem çek- miş olan bülbüllerinden tenasül ede- rek gelmişlerdir. İstanbulun her bucağı cennetten kopmuş bir parçadır. Orada, oturup ta kendini dinliyen insan, âdeta gü- nahlarından tecerrüd ettiğini hisse- der. , İstanbul bir şiirdir. Öyle bir şiir. dir ki insan kudretinin fevkinde ol- duğu için onu ancak tablat ibda Ingiltere ve Fransa, 24 Haziran 1937 Almanya nezdinde teşebbüste bulunuyorlar (Baş tarafı 1 inci sahifede) amafih Almanya fle İtalya, Londra komitesi mesaisine iştirâke de- vam edecekler ve kendilerini ademi müdahele itilâfnamesine bağlı ad- deyliyeceklerdir. Londra 23 (A.A) — B. Rib- benirop, bu sabah Oo Hericiye Nezaretine bir nota vererek Alman- yanın bahri kontrol sisteminden kati | surette çekilmiş olduğunu bildir. miştir. Almanya Valensiya hükümetine karşı harekette bulunmıyacak Londra 23 (A.A.) — B. Eden bu sabah Hariciye Nezaretinde B, Von Ribbentropu, kabul etmiştir. İyi malümat almakta olan maha- fil, Almanyanm Valencia hükümeti- ne karşı hiç bir harekete girişmiye- ceğini beyan etmektedir. Almanyada mühim bir toplantı Berlin 23 (A A.) — Nazırlar mec- Msi, saat. 1130 da B. Hitlerin riya- setinde » toplanmıştır. Toplantıda bütün nazırlar, ordu kumandanı ge- neral Von Fritseh, donanma ku- mandanı amiral Raâcder ve Alman zabıta şefi B. Heinrich Himmler ha- zir bulunmuşlardır. B. Von Neurath, siyasi vaziyet hak- der, Leipzigin torpillenmiesi teseb- büsünün teknik şartlarından bah- setmiştir. Siyasi mahafile göre, Al- manyanın hattı hareketi şudur: «Ademi müdahale komitesi, dev- letlerin Omüessir bir tesanüdünü farzeder. Bu tesanüd. Lelpzigin tor- pillenmesi meselesinde kendisini gös- termiştir. Binnetice Almanya, bun- dan böyle kontrol sistemine iştirâke devam etmesine lüzum olmadığı mü- ta'ânsındadır. Almanyanın Akdenizdeki filosunu geri çağırıp çağırmıyacağı hakkında bir şey söylenmemektedir. Almanya ne derece ileri gidecek? Berlin 23 (A.A) — Havas öjansı muhabirinden: İyi malimat alan mahafil, Almanya hükümetinin Va- lenein hükümetine karşı girişeceği icraatın Valencianım bombardıman edilmesine kadar ileri gideceğini zan- netmemektedir. Maamafih «Kızıl korsanlar» a kar- şı ciddi bir ihtar Leşkil edecek bah- Tİ nümayiş icrasına intizar olun- maktadır. İngiliz gazetelerinin endişeleri Londra 23 (A.A.) — Matbunt, dört devlet arasındaki müzakerelerin inkı- kıtaı dolayısile ümidsizlik izhar et- mekte ve her türlü acele hareketler- den tevakki etmek Jâznm geldiğini kaydetmektedirler. Daily Telegraph diyor ki: «Taarruz eden tahtelbahrin hüviyeti o anlaşıl- madığı muhakkaktır. Bu © hususta tahkikat yapılması elzemdir. İspan- yol yük gemilerinin zaptı veya liman- ların abloke edilmesi hakiki harp ha- | reketleridir. Bu gibi hareketler İspan- | yol ihtilâfının mahiyetini değiştire- bilir. Ademi müdahale, arzu edildiği | şekilde işlememiş ise de Avrupadâ sul- hü muhafaza etmiştir. Hali hazırda | ademi müdahale cephesinin yarılma- sı Avrupayı tehdid eden bütün tehli- keleri yeniden doğuracaktır.» Times gazetesi şöyle yazıyor: «Bu son günler zarfında işlerin makül bir şekilde ilerlemesi ümidleri tahakkuk etmek üzere idi. Von Neurathın Lon- drayı ziyaretini bir İngiliz devlet ada- mının Berlini ziyareti takib edecek ve bu suretle ileriye doğru bir adım atıl- kanaat, hiçbir esasa dayanmamakta- dır. Fransız gazeteleri ne diyorlar? Paris 23 (A.A.) — Leipzig hadisesi etrafında Petit Parislen gazetesi di- Alman 3i ıdarları hareketlerini ölçmiyere! a karşı muhasar ma haline gelirlerse cidden endişe ve riei bir vaziyet karşısında kalınacake tır. Zira, bu takdirde, ademi müda- hale eseri şiddetli bir sademe ile yıkis lacaktır. Kendi cemiyetleri bâkımın- dan Akdenizde ve Pirenelerde çok tel | likeli yeni bir vaziyet karşısında bu- | Munacak ölen ve İspanyada, Cebelül- tarıkta ve Fastaki menfaatleri de teh» likeye girecek bulunan Fransa ve İn- giltere, İspanya siyasetlerini yeniden tedkik eylemeğe lüzumlu muhafas 72 tedbirleri almağa mecbur kalacak* lardır. Avru ki sulh ta büyük bir tehlikenin yamacına gelecektir.» Journal diyor ki: «Berlin şu cihet- ten tegafül edemez ki Lond ris, uzlaşma zihniyetinin er dine varmışlardır ve bu haddi tecavü? ihtimali artık mevcud değildir.» Echo de Paris diyor. ki: «İspanya harbinden ti ş ve büyük riskler almak istemiyerek yayaş yavaş geri çekilmekte bulunmuş bir Almanyaya inanmağa başlamıştık. Bugün kendi Kendimize soruyoruz: Acaba son be$ ay zarfında, İtalya, Berlin ile sıkı bir anlaşma halinde, sadece Almanyanın vekâletini mi yaptı? Şurası kayda ş0 yandır ki İspanyadaki sivil harbin ne- ticesi' yaklaştıkça Almanya yeniden ilk mevkide meydana çıkmaktadır.» Oeuvre gazetesi diyor ki:' «Bugün, bütün bir millet arkasında olarak ve her türlü gürültüden kaçarak, fik vazifesi, Akdenizde bizim de söyliye- cek sözümüz bulunduğunu yalnız hâ- fırlatmak değil, fakat ayni zaman- da kâydetmek lâzımgelen-bir bü- kümete malik bulunuyoruz.» Alman gazetelerinin mütalâaları Berlin 23 (A.A) — Kölnişe Çüy- tung 12 haziran tarihli istişari itilâf- namenin hükümden sakit olduğunu söylüyor ve diyorki: «Dört kontra filosunun tesanüğü- nü ilk defa olarak teçrübe' etmek mevzuu bahsölduğu sırada Frarisâ ile İngiltere müşretek icraatta bu- Tunmaktan imtina eylemişlerdir.» Frankfurter Zeltung, diyor ki: «Bir Alman kumandanı gemisinin teğe- vüze mâruz kalmış olduğunu resmeh raporla bildirdiği zaman Londrada arzu edildiği gibi muahhâren bu bapta tahkikat yapılmasına mahal yoktur» Vekillerimiz (Baş tarafı 1 inci sahifede) tiler. Bu ziyaret esnasında Irak Baş- vekil ve Hariciye Veziri de hazır bu- lunuyorlardı. Saraya giderken ve çıkarken Bağdad caddelerini doldu- ran kesif halk kütleleri heyetimizi pek samimi tezahürlelrle selâmla- mışlar ve alkışlamışlardır. Gösterilen s#ammii alâka ve mu- Kabbet eserleri her türlü tasavvurun fevkindedir. Bu tezahürat heyetimi- zi çok mütchassis etmiştir. Akşam Hariciye Veziri heyetimiz şerefine verdiği ziyafette iki memle- ket- arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının sulh ve iki memleketin inkişafı için olan ehemmiyetini te- barüz ettiren nutuklar teati olunmuş- tur. Ziyafet çok samimi bir hava içinde geçmiş ve bunu parlak bir sü- vare takip etmiştir. Ingiltere ne yapacak? Almanya ile İtalyanın kararları İngilterede heyecan uyandırdı Londra 23 -(A.A.) — Almanya ile İtalyanın deniz komtrolünden çekil mek hususundaki kararları Londra- da derin bir heyecan uyandırmıştır. İngiliz hükümetinin düşünceleri he- nüz belli değildir. B. Eden, bu akşam ve yarın vaziyet hakkında arkadaş- ları ile müzakerelerde buluncaktır. Ancak bu müzakerelerden sonradır ki, İngilterenin ne yapacağına dair bir hüküm vermek kabil olacaktır. Fransız nezaretlerinde devrü teslim Paris 29 (A.A) — Bu sabah muh- telif nezaretlerde yeni bakanlar ile eski bakanlar arasında devrü teslim tan güz eder nun lar yatı G tek yata kan: den ciler Jedi, dur rad vag vagı gök dan tir. tedi

Bu sayıdan diğer sayfalar: