3 Temmuz 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

3 Temmuz 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

My ge AR aların anısları bozulur. Yaşı ve ayrık gibi muzır otların . BAĞCILIK giderse sulanmasına devam edilir. ir, MEYVA BAHÇESİ zelerin tohumları bu ayda eki Örülür, kış için havadar bir ÇİÇEK BAHÇESİ İŞLERİ — KÜMES İŞLERİ — Bu ayda ayda mugaddi ve bol yemler Miımdır. Evlerdeki sebze Sart hastalıklara karşı, Buna, memle- ketimizde Pizen cinsi de derler, Houdan cinsi ta- yoklar, Fransa- Bin Houdan eya- Jetinde Yetiştiril- mektedir ve bu- Bun için Houdan ismini almıştır. Hoüdan cinsi tavukların renk- deri, siyah, beyaz karışık renktedir. En marvf ve makbul cinsleri siyah, beyaz renkli olanlardır. Benekli karışık renkte olanları vardır. Bü cinsin horoz ve tavukları tepeli ve gerdan'ıdır. Küpeli olan cinsleri de pek | Resmimiz bu evsafı haiz tavuk cinsle- rinin horosunu göstermektedir. Bütün görleri örtecek kadar iri tepeli olan ta- vaklar da pek makbuldür. BAĞCILIK: Temmuz ayında yapılacak ziraat işleri UMUMİ ZİRAAT İŞLERİ — Orak, hasad âmeliyatına devam edilir. Nadasların ikinci, hattâ üçüncü defalar sürülmesine kan- Eeçirlerek tohumluk olarak tefrik olunur. car, misir, patates, bazı yerlerde pamuklar çapalanır, kurak giderse sulanır, İŞLERİ — Bağlarda ot alma, çapalamasma, bir müddet daha kurak Uç alma, doruk, koltuk ve sülük alma, yaprak sıralar Lüzüm görülürse, yağmuru müteakip tekrar kükürt ver sebzelerin fideleri bu ayda da Yerlerine Son turfanda havuç, ispanak, semizotu, marul, maydanoz, tere, turp ilh gibi seb- lir. Soğan, sarmısaklar topraktan çikarılarık sapları mahalde muhafaza edilir. Çiçekleri acılı li ilmi 5 Karanfil gibi çiçeklerin çelik ie kn ene dökülmüş olan, sardusya, man alınacak çiçeklere işaretler konur ve bunların sonradan tohumları top- ir. Bahçedeki partellere bü mevsimde sabah akşam bol bol su ve gübre şerbeti mesi lâzımdır. Haşerelerle mücadeleyi unutmamak icap eder. artık kuluçka işine nihayet verilmelidir. verilmelidir. Sık sik taze su verilmesini bakayasını atmayıp tavaklara vermeği de unutmamaldır. i #yi, kümeslerin temiz bulundurulması, Iki ayda bir dezenfekte gdilmesi lızımdır. Süblime, krcalin, th gibi maddeleyle de dezenfekte edilebilir. Çok şık ve zarif bir tavuk cinsi HOUDAN cinsi Biçilmiş tar- tarmiklanmasını devam edilir. Har- bu ayda sabah akşam bol bol s1 ve- Piliçlere bu unutmamak Bu cins tavuklar da semirmeğe pek mü- salt ve elverişlidir. Etleri körpe, kemikle- ri ince ve naziktir. Houdan cinsleri se- nede aşağı yuküri 120 - 130 yumurta yu- murtlarlar. Binaenaleyh oldukça yumurt Jayıcı bir cinstir. Bunların en büyük mah- zurları, tepeleri, bazan gözleri örtecek kadar uzadığından etrafı bakklle göre- mezler ve toprakla yemlerini. bulamaz- lar. Binaenaleyh yemlerini mutlaka önü- ne koymak lâzımdır. Yağmurlu, pek rüzgürl havalarda bu cins tavuklar çok müteesir olurlar, hatti dışarıya çıkamazlar. Rütubetli ve soğuk mahallerden kstiyen hoşlanmazlar, Maa- haza pek pk ve yarif olduklarından pek meraklı olan amatörler tarafından bu cinse pek fazla ehemmiyet verilmekteğir, Civciv pek güzeldir, herkesin nazarı dikkatini celbeder, Bunların bembeyaz veya simsiyah kuz- gun! olanları pek hoştur. Resmimiz Houdan cinsi bir horozu gös- termektedir. Bağlarda uç almadan sonra doruk, koltuk ve sülük almak ta lâzımdır Evvelee söylediğimiz şekillerde sürgün- Yerden uç alındıktan biraz Sonra, asinalar Üzerinde yaprakların diplerindeki gözler- den gene bir takım sürgünler çıkar ve bunlar oldukça boylanırlar, Bu sürgünle- rin meydana gelmesi vo büyümesi tam köruğün büyüme zamanına tesadüf eder. Kendi haline terk edilirse #slkımların iyi bir şekilde teşekkülüne mâni olurlar. Çünkü, oraya gidecek kuvveti, gıda mad- delerini bunlar sarfederler, İşte onun için- Gir ki, bu dorukların da alınması lâzım gelir. Bu ameliyat ekseriyetle asmalar çiçek açtıktan sonra Koruk teşekkül edince- ye kadar yapılır. Dorukların en niha- Yetindeki salkımın üzerinde 10-15 yap- rak bıramlacak bir şekilde uçları kesilir. Şayet daha kıza kesilire Üzümler iyi bir şekilde kemale gelmezler ve oldukça ekşi kahır. Koltuk almak, bu da, bir yaşindaki ya- ni bir senelik dallardan fışkırmış olan yeşili sürgün dalların, #sikimin teşekkül ettiği mahalle kadar kaldeden başlıya- rak yaprakların koltuk diplerindeki göz- lerden çıkan sürgünlerin Okesilmesine deriz. Koltuklar kesilirse bunlardan hasıl olan dallar daha güzel odunlaşır, kuvvetlenir, Yalnız koltukları erken almak Jâzımdır. Asmalarda sülük almak ta faydalıdır. Yaprakların mukabil taraflarındaki sü- Mikler alınırsa salkımlar daha ziyade te- gekkül eder ve iri, gösterişli salkım ve üzümler meydana gelir. Bu sülüklerin ko- parılmasile tasarruf olunan kuvvet tama- mile salkımlara gider ve s#alkimın İyi bir tarzda teşekkülüne hizmet eder. Çileklerimize zararlar yapan bir haşere Anthonomus Rübia > j f Anthonomus haşeresi, çilekler çiçek aç- tıklarında ve tane bağlamağa başladık- ları sıralarda, çileklere musallat, olurlar, Resmimizde görüldüğü gibi, haşereler, giçek ve çileği ihtiva eden dalı keserek ösaresini emerler. Bu şekildeki bir ds), bittabi kurumağa mahkümdur. Dişi haşereler, yumurtalarını çiçeklere koyarlar ve bu esnada besadüf ettikleri dalları kemirmek suretile parçalarlar, Şe- kil 2.de görüldüğü gibi çilekten maada ahududu, ümü, basti güllerin goncelerini frenk de sokarak, usarelerini emmek suretile musallat oldukları aksamı harap edetlef, Yumurlladıklari yumurtalardan, kirmi- sımtrak beyaz renkte, üzerleri tüly, baş- ları sarı veya kahverenginde bir takım kurtlar, tırtıllar çıkar, Kurtlar, büyüşün- Ge toprak içine girerek krizalitf olarak kahr ve saklanırlar. Ertesi söne bü kriza- Htlerden siyah renkte o rezmimizde 1 Takkamile göslerilen haşereler meydana gelirler, Bu haşerelerle şu şekilde mücadele ka- bildir: 1 — Çilekler çiçek açmazdan evvel veya giçek zamanında, sabah erkenden başe- releri toplamak. 2 — Bununla berâber, 3 kilo gaz yağ, 3 arapsabunu, 15 kilo soda ve 100 kilo su le yapılan mahlâlü, bu haşerelerin bulundukları yerlere polverize etmek lâ- zımdır. 3 — Çilek tarlalarını, sonbaharda, çâ- palamak ve sulamak suretile toprak için- deki krizalit halindeki bsşereleri imha etmek şekilleri ile bu haşereye karşı mü- cadele kabildir. Bir düzeltme Geçen haftaki nüshamızda intişar eden çanta çiçeğine ali resim yerine &hven başka bir çiçek tabedilmiştir. Bu pek şik ve zarif olan çiçeğin resmini bu nüsha- mızda tashihen talediyoruz, yaznıyı, 26/6/9397 tarihli gazetemizde oku- yabilirsiniz.. Buna alt Gazetemizde İntişar eden ziraat yazılarının iktibası ve kitap, risale şeklinde neşri hakkı mahfuzdur. Es-1 Mahmud Karakurd Beğenmiyeceksin diye biran yü- zümü göstermekten korkuyorum sana!.. Bırak yüzüm, bu karanlık per- denin arkasında saklı kalsın!.. Belki bu suretle sana bir parça daha az çir- kin görünürüm!... Kız, birdenbire ince, esmer kolla- ını bu canından çok sevdiği adamın boynuna doluyor... Dudaklarını onun kalın dudaklarının üstüne koyuyor öpüyor... Öpüyor... — Benim canım erkeğim! Benim dün. aday eşi olmıyan kuvvetli adamım!.. Benim biricik asil sahibim!.. Senin de- rini değil seni seviyorum ben!.. Benim için, her şeyin güzel senin!.. Sararan esmer yüzün, karanlık gözlerin, kuy- vetli kolların, göğsün, yüzünün bütün çizgileri, her şeyin, her şeyin güzel ve €ş*iz!.. Senin gibi bir sahibim olduğu içip, dünyanın en büyük saadetini hissediyorum şimdi ,, Kollarmın ara- sında ezilmek, göğsünün üstünde çır- pınmak bana şimdiye kadar duymadı- ö bilmediğim, hudutsuz ve esrâ- tengiz bir zevkin heyecanlarını veri- yur... Sık beni kollarının arasında gü- ECE!.. Tefrika No. 85 zel erkeğim; unutayım biran kendi- mi. Zabit, kızı bileklerinden yakalıya- Tak kendine doğru çekiyor... Yüzünü, onun esmer yanaklarının üstüne ko- yuyor... Dudaklarında inler gibi bir ses: — Mariya; ben de seni &yni kuvvet, ayni heyecanla seviyorum!,. Birdenbire kirpikleri ıslanıyor yüz- başının!.. Kız görüyor. — Ne o; ağlıyor musunuz Faruk Zabit şaşırmıştır... — Deli misin Mariya; niçin ağlıya- yım böyle mesud bir zamanda!.. — Ama bakın kirpiklerinizin altın- da göz yaşları parlıyor... — Yok canım, sana öyle geliyorl., Faruk hemen parmaklarımın ucile kirpiklerini siliyor... — Şu anda tasavvur edemiyeceğin acaba bir sevinç midir, yoksa bir izti- rap mı? —Itırap olur mu hiç? Nereden ha- tırına geldi bu da şimdi?.. Niçin ıtı- rap olsun?.. Tablatile sevinçten göz- lerim yaşarıyor... Sana sahip olmak saadeti beni şaşırtıyor, deli ediyor an- iyor musun?.. — Yalan söylüyorsunuz Faruk beyi. Birpiklerinizin altını islatan bu yaş- lar, sevincin değil, büyük bir ıztırabın Mfadesidir. Beni sldatıyorsunuz. beni avutmak istiyorsunuz!.. — Mariya; gene bu gece çocuklaşı- yorsun!.. Kiz susuyor... Yalnız: — Peki, öyle olsun! Diyor ve sonra dudaklarını mâna- Mh mânalı kıvırarak gülüyor... — Farzedin ki çocüklaşıyorum!.. Fakat siz de kabul edersiniz ki, çocuk- laşmak, hâdiseleri çocuk gözile gör- mek, bazan insana bahtiyarlık verir değil mi?.. Ne mutlu onlara ki, gele- cek felâketlere bir çocuk ıztırabile gö- ğüs germesini bilirleri.. — Sen bu gece bir tuhafsin Mari- yal,. Müphem ve mânalı konuşuyor. sun daime!.. Söyle bana: Bir şey mi igittin yoksa?... — Niçin ikide birde; «bir şey mi işit- tin?..» diye soruyorsunuz Faruk bey?.. Yoksa işitmem icab eden bir hâdise mi var ortada?.. SEBZECİLİK: Kışlık sebzelerin en mü- kemmeli olan Karnebahar .nasıl yetiştirilir ? Karnebaharlar; kışlık sebzelerin cidden en mükemmelidir. Bunun muhtelif tarzda yemekleri, salataları, hattâ turşusu bile yapılabilir. Haşlandıktan sonra yumurta- ya batınlarak tereyağında kızartılmış yemeği pek nefistir. Kamebaharların yenen kısmı müzhiri *çiçeklerin gonceleridir - bunların iki muhtelif cinsi yardır: 1 - Rengi kar gibi beyaz olan cin;, 2 - Sarımtırak krem renginde olan cirsleridir. Karnebaharlar, iyi hazırlanmış, serin, derin ve killi kumsal toprakları sever ve gübreden pek hoşlanır, bu geklide iyi mah- sul verirler. Karmebahaların yetiştirme tarzlar — Bunların tohumları, şubat veya mart nihâyetine . kadar, toprak tahtalara ve yastıkları serpme suretile ekilirler. Be- her metre murabbana 100 - 120 gram tohum kâfidir. Tohumlar tırmıkla kapatılır. 2 - 3 san- tim gömülürse kâfidir. Tobum ten sonra Loprağın üzeri edilirse fena olmaz. Bu maksatla veya ağaç tokmaklar istimal olunur. Tohumlar 10 - 12 gün zarfında İntaş ederler. Çikmiş olan fidelere yapılacik pek mühim bir ameliyat yoktur. Arasıra sulamak, toprağını kabartarak otlarim almaktan ibarettir. Fideler 5 - 6 yaptık olunsa, mayıs, ha- giranda tsrlasma nakledilir. Şayet vakti zamanında tohumlarını ek- mek kabil olamadığı & © fidelerini pazarlardan tedarik ederek ekmek te kas bildir. Karmebahar fideleri, bahçelerde yapı Yan tavalsra, parsellere masura o vsulile gekilde, uzun Yal: tar miş yerlere dikilirler. Fideler vk 60 ar santim fasılalarla dikilirse kâ- ir, Dikme ameliyatını sabah erkenden ve- ya akşam üzeri yapmak daha iyidir. Mümkün mertebe fidelerin kuyvetiileri, kısa boylu ve pişkin olanlarını dikmek, tayıflarını atmak lâzımdır. Fidelerin mükemmel bir gekiide tut- ması için gün aşırı, hattâ, 2 - 3 defa sulşmak ve üçüncü sudan sonra topruk tavında iken çapalamak lâzımdır. Karnebahar dikilmiş olan toprağın dal- ma ratip olması lâzımdır. Binaenaleyh gık sık su vermek icap eğer. Arasıra su ile beraber sulu gübre şerbeti rermek te lıdır. Karnebaharlar biraz boy attıktan son- ra alt yapraklar temizlenerek Okopanlır. İkinci ay gene bir parça çepa Yurulur ve bol sulanır, Eylül hattâ ağustosta bile karnebahar- Yarın müzhirleri - çiçek gonceleri - gö- rünmeğe başlar, Müzhirin (çiçek gonce- lerinin) taze, körpe kalması için bunla- rin üzerlerinin yapraklaria örtülmesi lâ- #ımdir, Yahut yapraklarının yukanya doğru, karnebaharlar üzerine kadar bağ- lanması da çok faydalıdır. Karnebabarlar, tabii şeklini alınca ko- parlmağa başlanır. Fark büyümelerine meydan verilmez, aksi takdirde hemen çiçeğe kalkar, Kamebaharlardan tohum almak için en iyileri ayrılır, koparılmaz, yerlerinde uzunca bir müddet bırakılır. Bunlar, çi- çek açıp sararınca, kuruduktan sonra Kke- silerek tohumları akmır. Tohumları alınacak karnebaharların, ekleri teşekkül edince yanlarına birer “destek veya herek konur ve bunlara bağ- lanır. Zabit gene bir şaşkınlık ânı geçiri- yor. — Mariya; ne söylesem mâna veri- yorsun!.. Ne olacak canım, hiç bir şey yok tabiit,. — Yok değil mi?.. — Yok elbet!.. Kızın dudaklarında, gene o acı, hü- günlü gülüşler!.. — Birakm şimdi bunları Faruk bey!.. Bu gece içimde öyle garib, öyle izahı güç arzular, heyecanlar yaşıyor ki tasavvur edemezsiniz!.. Sanki bu gece benim için bir ıztırap, bir felâket gecesi olacak!,, Çok korkuyorum! Bazan saçlarımın arasina soğuk bir rüzgür parçası girmiş gibi, ensemde ıslak bir ürpetiş hissediyorum, titri- yorum!.. Bazan mendilimi dişlerimin | arasına alarak, hıçkıra hıçkıra, bağı- | ra bağıra ağlamak istiyorum!.. — Sinirli misin Mariya; her zaman söylüyorum, bütün bunlar uykusuz- luktan oluyor... Haydi gel seni yatıra- yım, uyumağa çalış biraz!.. #— Hayır hayır uyumuyacağım!.. Bilâkis sizinle bu gece başbaşa, tâ gökler aydınlanana kadar burada, pencerenin önünde kalacağım!.. Öy- le istiyorum... — İmkânı yok Mariyal.. Bu gece se- ninle kalamam, biliyorsun dönmeğe Pek hoş ve güzel bir yaz çiçeği Malope Grandiflora Malope; çok gösterişli bir çi- çektir. o Bühassa koparılmış çiçek- leri salonlarda, vazolara konmas ön çok elverişii- dir Bahçelerde de, bulundukları yer- leri O mükemmel ©“ bir şeklide süzler, Epice boylanır ve kismen de sarılıcıdır. 12- metre kadar boylanir. Beyaz, mavi, kırmısı, sari, pembe ronk- ileri pek makbuldür. Haziran, temmuzdan itibaren çiçek açat ve teşrinieyvele kadar mütemadiyen çi- çek verir. Tohumları, şubatta yastıklara ekilir, to- humlarından çıkan fideler, nisan, mayısta, 40 santim fasılalarla yerlerine dikilirler, Maloptler; iyi barırlanmış gülreti yağı sever. Günde bir defa, aksami GüZ6ş batınık üzere, sulanırsa di çiçeklerin yaprakları iridir, tıpki cbegö- meciye benzer, hattâ pek çok yerlerde bunun yaprakları ispanak gibi yenmekler dir. Zaten ebegömeçi fasilesinden bir çi- çektir. Bunun envai pek çoktur. İri yap raklı olan Malope Gran, ç yazdır. M. Miniata, 2£. çiçekleri de muhtelif renktedi Resmimiz Malope Grandiflerayı termekledir. Eüş- SORGULARINA CEYAPLAR Pangaltı, B. Hâsnü Vamık: Gönder- diğiniz rülfarus yapraklarını tedkik ets tik, yaprakların kurumuş olmasına rağ- men bunda iki hastalık gördük, Biri klörüz, biri de haşere tahribatıdır. Yaprakları sararmakta olan zulfarus saksılarına: Yüzde 4 - 5 nisbetinde kib- ritiyeti hadid -karaboya-yı suda hallederek nebatlara veriniz. Bununin beraber biraz da arotlu kimyevi gübreden - bir gaz te- Dekesine iki veya üç çorba kasığı, hallederek, gün asiri ve on beş gün fa- sılalarla bu mahlül İle sulayınız. Nebatlarm bulundukları saksılara biraz da çürümüş gübre koyarsanız fena ol- maz, Haşerelere karşı, hazır olarak, tohum mağaralarında satılan katakillayı nebat- ların üzerine ekerseniz İyi tesir yapar, Yalnız bu Ilâcı sabahları erkenden İsti- mal etmek lâzımdır. Kimyevi gübreyi ve karaboyayı da tohum mağazalarından GÜVERCİN YETİŞTİRİLEMSİ: Erenköy, B. Ali; Sanatkârane uçuşlar yapan, lüks güvercinleri hususi olarak yetişlirmek için, evvelemirde, köşkünürün bir kenarına, bunların barınmalarına e- verişli hususi güvercinlikler yaptırılması lâzımdır, Güvercinlikleri, köşkünüzün damı, catıst üzerine, bitişik olarak Yaptırmak doğru değildir. Bunlar için ayrı, hususi yerler yapmak ister. Eğer beslemek istediğiniz güvercinler a2 mikdarda, mahdul bir kaç tane ise, da- varlara asılabilecrek bir şekilde, bölmeli, kafes şeklinde hususi güyercinliklerin yap tırılmasile iktifa edilir. Güvercin yetiştirmek, bakım ve idare- leri ve güverein cinsleri hakkında pek yakında muntazam Yazılarımız intişar edecektir. e Bunları okumanızı tevsiye ederiz. la zabitin boynuna â — Hayır hayır dönmiyeceksiniz!., Katiyyen sizi bırakmam, bir dakika bile bırakmam!.. — Olmâz Mariya, hattâ şimdi der- hal gitmem lâzım!.. Saat on ikide ku- mandarlıkta mühim bir içtima var. Kız, ince esmer kollarım zabitin boynuna sarıyor. Bütün kuvvetile s- kıyor kollarını!.. i — Bırakmıyacağım diyorum bu ge ce gizi anlıyör musünüz?...,, Yüzbaşı, kızı saçlarından öpüyor. * — Bazan ne kadar çocuk oluyorsun Mariya!.. Bırakmıyacağım olur mu hiç?.. Gilmeğe mecburum!.. Nihayet benim bir asker olduğumu unutma» man lâzım! ! Kızın birdenbire yeşil gözlerinde kuvvetli bir ışık yanıyor... Büyük bir Sırrı ifşa etmek ruhu ihtiyacını taşi yan bir insan telâş ve heyecanile zabi- tin güzlerine bakıyor... Dudaklarında dik ve titremiyen bir 8€3... — Niçin bu kadar ısrar ediyorsunuz, niçin muhakkak gitmek İstiyorsunuz Faruk bey; söyler misiniz bana?.. — Saat on ikide kumandanlıkta mühim bir içtima var dedim yal. — Nedir bu içtima?.. Hangi mükim sebep sizi böyle gece yarıları kuman- danlıkta toplanmağa icbar ediyor?.. — Bu bir askeri iş Mariya!.. — Yani bir sır mı? (Arkası var) ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: