29 Ağustos 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

29 Ağustos 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Pirg muktelti Galatasaray Beşiktaş mubhtelitini 4 - 3 yendi Oyun seri, fakat ahenksizdi Bizimkiler çabuk yoruldular Son dakikada bir penaltı kaçırdık Festival komitesinin üç maç için şehrimize davet ettiği Pire muhteliti dün ilk maçını Taksimde Galatasa- ray - Beşiktaş muhtelitine karşı oy- madı. İki gündenberi muntazam fasi- Islarla yağan yağmur sahada böyle büyük maçlarda görülen kalabalığın toplanmasına mani olmuştu. Üç bin kişiye yakın seyircinin büyük bir kısmını yerli Rum valandaşlarımız teşkli ediyorlardı. Saat beşe doğru ev- velâ bizimkiler ve arkasından Pire muhteliti sahaya çıkarak halkı Şa. Şa.. Şa.. diye selâmladılar ve alkışlan- dılar, Kısa bir merasimden 8onra tam beşte oyuna başlandı. Yağmur dur- muş, güneş açmıştı. Saha çamurlu değildi. Galatasaray - Beşiktaş Mühteliti; Mehmed Ali - Hüsnü, Faruk - Eşfak, Çaponi, Şükrü - Rıdvan, Süleyman, Hakkı, Hâşim, Eşref. Pire muhteliti: Demisetis - Koco- yanos, Zakos - Allfrangis, Kasimatis, Helmis - Depuntis, Papandomu, Va- Z0s, Simonidis, Zografidis, Kakem: Ahmed Adem. Bizim takımda İzmirden gelerek Beşiktaşa giren Şükrü ve Peralı Ça- poni de yer almışlardı, Pire muhteli- tinin sekiz oyuncusu Olimpiakosdan diğer üçü de Elnikoslandı. Birinci devre berabere Oyuna bizimkiler başladılar ve sağ- dan Yunan kalesine aktılar. Yunanlı- lar henüz kendilerini toparlıyama- mışlardı ki Hakkı, Hâşim, Süleyman çenberi Pire kalesini sıkıştırmağa baş- ladı. On dakika devam eden bu tazyik esnasında Yunanlılar birçok ciddi teh- likler atlattılar. Bilhassa Hakkı ve Hâşim kale önünde yakaladıkları pas- lardan istifade edemediler ve bu ara- da iki muhakkak gol kaçtı. Onuncu dakikadan sonra bizimki- lerin tek tük yorulmağa ve aksamağa başladıkları görüldü. Buna mukabil misafirlerimiz gittikçe açılıyorlardı. Âni bir hücumla muhtelit kalesine inen Pireliler sağiçleri | Papandomu- nun yakından çektiği sıkı bir şütle ilk göllerini kazandılar. Bu gölden sonra Yunanlılar daha fazla açıldılar ve uzun bir müddet tek kale oynadı- lar, Faket mütemadiyen geri paslarla hücum ettikleri için ciddi tehlikeler yaratamıyorlardı. Yirmi ikinci dakikada Yunan kalesi yakınlarında bir frikik kazandık. Eş- fakın yirmi metreden çektiği şütü ka- leci yakaladı ve otpla beraber kale içine düştü. Oyunu yakından takib eden hakem gol verdi ve böylece 1-1 beraber olduk. Bu golden sonra her iki takım da birer oyuncu değiştirdiler. Bizim ta- kıma Süleymanın yerine Bülend girdi. Oyunun başındanbeti bizim teki- mın İsrarla sağdan işlemeğe çalışma» # bugün dürgun bir oyun çıkaran Rıdvanın aksaması yüzünden hücum- larımızı tesirsiz bırakıyordu. Hal- buki solda iyi anlaşan Eşref Hâşim kombinezonu Yunan kalesi için dalma bir tehlike idi. Devrenin bitmesine beş dakika kar la Pire solaçığı ileri bir pas verdi ve Simanidis seri bir çıkışla takımma Tuşu yaparak devrenin beraberlik sa- yısını kaydetti ve böylece ilk devre 3 - 2 berabere bitti. İkinci devre mağlübuz İkinci devreye bizimkiler değişik bir takımla başladılar: Sacid - Vilas- tardi, Faruk - Eşfak, Çaponi, Feyzi - Rıdvan, Hüsnü, Hakkı, Hâşim, Bülend. Her iki taraf da galibiyet golünü yapmak için bütün gayretleri le çalışıyorlar. Oyun çok seri fakat ahenksiz ve rasgele. İlk dakikalarda misafirler ağır basıyorlar, heran gol tehlikesindeyiz. Nihâyet yedinci daki- kada sağ hafları Depuntis sıkı bir şütle üçüncü gollerini yaptı. Bizimki- ler beraberlik sayısını çıkarmak için son gâyretlerini sarfediyorlar, fakat kale önünde müessir olamadıkları için gol yapmamız imkânsız gibi: Pirelilerde yorgunluk yok, başladık- ları gibi canlı oynuyorlar. 28 ncı da- kikada santrforlarıVazos yakından bir şüt çekti, Sacid topu yakalıyarak ay- nen bizim birinci golümüzde olduğu gibi kale içine düştü ve bu suretle Pireliler 4 - 2 galib vaziyete geçtiler. Bundan sonra esasen yorgunluktan. top&ontrollarını kaybetmiş olan oyun- cularımız büsbütün gevşediler ve oyun çok zevksiz bir şekli aldı. Bu arada Hüsnü santrede yakaladığı topu şah- si bir hücumin kale önüne kadar ge tirdi ve âni bir şütle üçüncü golümü- zü yaptı. Oyunun nihayetlenmesine Iki üç dakika kala gene Hüsnü yakaladığı topla kaleye gidiyordu, fakat Yunan müdafileri arkadan çarparak düşür- düler, Hakemin verdiği penaltıyı Hüs- nü çektiyse de top kalenin üst direği- ne çarparak hemen hemen on sekiz haricine düştü ve böylece bu son fir- sat da kaçtı, misafirlerimiz de ilk maç- larını 4 - 3 kazandılar, Pire muhteliti kuvvetli bir takım olmamakla beraber çalışmamış ve ne» fessiz bir takım karşısında ancak şans- lı bir oyun çıkararak galibiyeti k&- zanabildi. Atlet Beylerbeyinde Türk Hava ç Kurumu müsameresi Önümüzdeki eylülün ikinci perşeni- be günü akşamı Beylerbeyi İskele gar zinosunda Türk Hava Kurumu men- faatine büyük bir müsamere verile. cektir. Beylerbeyi nahiye müdürü bu müsamerenin mükemmeliyeti için çok çalışmıştır. Müsamerede Naşid bir tem» sil verecek ve meşhur hanendeler de Okuyacaklardır, Bugünkü spor hareketleri 1 — Taksimde futbol maçı: Pire muhteliti - Fenerbahçe Güneş muhtelitine karşı saat 16,30 dek 2 — Modada yelken ve yüzme mıntaka şampiyonası saat 14 de. $ — Veliefendide at yarışları saat 15,30 da. 4 — Topkapı Halkevi spor saha- sında maç ve yarışlar saat 14 de. 5 — Tarabyada tenis maçları (hava iyi olduğu takdirde). Istanbul yüzme ve yelken yarışları dün Modada başladı Dün, evvelce yapılması takarrur laa ve yüne la ge lerinin hiç yerinde olmıyan (seçmeler- de mağlüp olduk, bugün nasılsa mağ- Tüp olacağız) düşüncesile kendi yüzü- cülerini müsabakaya girmeğe müsaa- de etmemeleri yüzünden Gulatasaray- nlar yalnız yarışmağa mecbur kaldı. Yarışlara Beykozun iştirak etme- mesine'rağmen Galatasaraylı Orhan, Halli ve Mahmudun (100) metre ve (400) metrede çekişmeleri çok heye- canlı oldu. Proğramda ilk günü mev- cut olan dört yarışın üçünde, zaten neticeleri her zaman kendi aralarında paylaşan ve yüzmede her gün yeni yeni muvaffakiyetlerini gördüğümüz bu yüzücülerin bu müsabakalarda yar rışırlarken görmek çok heyecanlı ol- du. Neticede Orhan bu sene bir türlü yenemediği arkadaşı Halil yüz met- rede mağlüp ederek bu mesafenin şampiyonu oldu. Halil ikinci, Mahmud da üçüncü oldu. Dereceler 100 metre serbest: I Orhan NU Halil TI Mahmud 400 metre serbest: I Heli H Mafmud IM Orhan 100 metre sirtüstü: T Şamil 4X.200 Bayrak: Orhan, Halil, Mahmud, Nevin 12,26 Üç günde yapılması takarrur eden yelken birinciliklerine dün 15 şarpiden fazla tekne ile iştirak eden yelkenciler bize çök muntazam ve güzel'bir ya- rış seyrettirdiler. Müsabık adedinin fazlalığı bu güzel sopra her gün dahı. fazla ulüka uyundırdığını gösteriyor. Yarışların muntazam ve güzel olü- şu, en ufak bir itirazın da mevcut ol- mayışı yarışlara ayrıca bir hususiyet verdi. Neticede Galatasaraylı (Bür- han) büyük bir farkla rakibi Anado- ludan (Şerefi) geçerek birinci, Şeref ikici oldu. Bugün ve yarın yelken ve yüzme yarışlarına devam edilecektir. 154 17 110,8 557 618 6.24 127 Bursada spor Bursa (Akşam) — Bursa spor bölgesi atletizm birincilikleri Atatürk man, Duraspor, Muradiyespor, Akın- spor klüpleri atletlerile İnegöl İdman- yurdundan iki atlet iştirak etmiştir. Neticede Acaridman 138 puanla bi- rinci, Duraspor 9 puanla ikinci ve Muradiyespor 7 puanla üçüncü gel mişlerdir. Bu seneki müsabakalarda alınan neticeler iyi sayılabilir. Gülle atmada (LI7 M.) ile - Sabahaddin . yeni bir Bursa rekoru yapmıştır. Acaridmanın en İyi 100 metrecisi Nazmi ile en iyi 400 metrecisi İbra- him, milli takım kapmında oldukla- rından birinciliklere iştirak o edeme- mişlerdir, Müsabakaların sonunda on beş ki- lometrelik bir bisiklet yarışı yapılmış- tır. Çok heyecanlı olan bu yarışa, mili takıma giren Acarlı Bekir de milit forma ile girip birinci oldu, nasıl SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkı mahfuzdur, Tefrika No. 942 Şeref kurbanları Trablusgarbe sevkedildiler ? Büyük bir menfi kafilesi teşkil eden | (şeref kurbanlarının) nasil sevkedilmiş olduklarını evvelce yazmıştık. Bunların menfalarında sür- dükleri azaplı hayat bu (kurbanlar- dan) korvet kâtibi Ali Fahri efendinin. (Emel yolunda) eserinde tasvir ve ta- rif edilmiştir. Şimdiye kadar elime geç- Trablusgarbe | kâtiplerinden Adil efendileri nezareti idama mahküm etmiş, sonra Abdülamid ta- rafından idamdan affolunmuşlardı. Mabeyinden Trablusgarp vilâyeti- ne tebliğ edilen 24 kânunuevvel 313 tarihli iradede menfilerden hüsnühali görüleceklerin cezaları tahfif, hatta Tu İbrahim Etem, hariciye memiş olan bu kitabı gene bu kafile | a//olunacağı tasrih edilmişti. meffilerinden olan eski Ankara meb- usu bay Mahir Said ahiren bana lare etmek lüttunda bulundu. Bazı kayıd- lar dahs ilâve ederek bu eserden şu malümatı iktibas ile bu acıklı sergü- zeşti ikmal edeceğim. Bu yetmiş sekiz - doğrusu TTdir; çünkü birisi İstanbulda kalmıştı - menfiden Tıbbiyeli ve doktor olanlar rın isimlerini evvelce kaydetmiştim. Bunların haricinde bu kafile ile sev- kedilenler şunlardı: Erkânı harbiyei umumiye birinci şubesine memur topçu erkânı harp calı Ali Rıza, askeri idadisi makine ve müsellesat muallim muavini mülâzimi- evvel Kâmil, Selimiyede seyyar topçu alyının alay yaveri mülâzimievvel Hil- mi Ali, mühendishane ikinci sınıfın- dan Yeniköylü Hulüsi Süleyman ve Gelibolulu Nazmi Nuri, topçu mülâ- zim sınıfından Koskah Emin Hayri, Harbiye ikinci sınıfından İshakpaşalı İsmali Murad, Kuruçeşmeli Fazıl Ah- med, Resmolu Sakallızade Ahmed Ce- yad, Şehzadebaşı Arif Haydar, Girid- li Abdülhalim Fikri, erkânı harbiye mülüzimlerinden Kazanlı Yusuf Ak- | çora, Harbiye birinei sınıfından An- karalı Mahir Sald, bahriye makine re- simhanesinden mülâzim Haydar Şük» rü, bahriye mülâzimi şanilerinden Edir- neli Mehmed Sami, bahriye fen komis- yonu âzasından mülâzimlevvel Rıza Şakir, bahriye mülâzimi sanilerinden Mesudiye firkateyninden Mahmud ağa, Çeşmeli Saffet Tevfik, bahriye silâhendaz taburunda korvet kâtibi Mahmud ağa, Çeşmeli Ali Tevfik ve Kasımpaşalı Fahri Ali, bahriye torpi- do resimhanesinde o mülâzimievvel çarhçı Ahmed Hayri, hariciye mektu- bi kaleminden Ömer Adil, umuruşeh- benderi kaleminden Hasan Fehmi, Mirahor şeyhi Hasan Necmeddin ve karedeşi hukuk mezunlarından Vahyi,| İstanbul idadisinden Kazanlı Abdür- rahman Mehmed, Harbiye ikinci s6- nesinden Kadirgalı Hasan İsmail ve m Hayri Ahmed, üçün- katlı Ziya Salih ve Fındıklılı Halid Mehmed, bahriye mektebine mülhak tücear kaplan mektebinden muhrec “Trabzonlu Osman Mehmed, erkânı harp mülâzimi Ferid Reşid, Harbiye üçüncü senesinden Mirahorlu Hafız İsmail Reşid, süvari mülüzimi sanisi Hasan Fehmi ve Mehmed Bahaeddin, bahriye topçu mülâzimievveli Behcet Fikri, bahriye ikinci snıftan Kapan- 'dakikli Kemal Nazmi, Selimiye kışla- sında hassa topçu beşinci alayı altın- cı bölüğü mülâzimlevveli Ali Kemal, Hıfzırrahman zırlısında mülâzimişa- ni Sadık Mehmed, Tersane resimha- nesinde mülâzimievvel Trabzonlu Os- man Hasan, bahriye binbaşılarından Mehmed, Harbiye idadisinden Hida- yet Muhtar, bahriye mülâzimlerin- den Kıbrıslı Muhiddin (rütbesi Tefo- Yunmamış, kendisi bir ay sonra İzmir. de bir vapura memur edilmişti) piya- de dokuzuncu alayın birinci taburu kâtip muavini Rodoslu Ahmed Refik, bahriye tabibi yüzbaşı Hamid Hüsnü, Divanıharp şeref kurbanlarından Harbiye ikinci smıfından İshakpaşalı İsmail, Kuruçeşmeli Fazıl, Resmolu Cevad, Giritli Abdülhalim, bahriye mülâzimi sanisi Ali Haydar ve Sami, mülâzimleyvel Rıza, tıbbiye üçüncü! amıfından Kapandekikli AM, doku. Tıbbiye mektebinin — (Camialtısı), Harbiyenin müleaffin kahve ocakları, Tophanenin (Salması) tersane zinda- nı, Zaptiye kapısı tevkifhanesi, Meh- terhane, Serasker kapısının Bekirağa bölüğü, Beşiktaş karakolu, Yıldız, (en ziyade Çit köşkü) Taşkışla gibi azap ve işkence yerlerinde sayısı bazan on beşi, on sekizi bulan aylar geçiren, saç ve tırnak kesmek yasak olduğu için pek ziyade büyüyünce saç ve tırnak- ları cerrahlara kestirilen bu hiçareler 1897 eylülünün sekizinde Şeref vapu- Tu anbarına doldurularak 15 eylülde “Trablusa çıkarılmış, Trablusgarp ka» lesinin (Kasr) denilen kısmında ko- guşlara yerleştirilmişlerdi. O tarihte Trablusgarpta kumandan müşir Arif paşa idi. Sarayca menfile- rin muhafazalarına miralay Mustafa ve Bahri beylerle yüzbaşı Dişlek Ha- san efendi memur edilmişlerdi. Şeref vapuru Trablusgarp valisi Na- muk beye vezaret menşurunu da ge tirmişti. Bu menşuru hamil olan bah- Tiye livası Mehmed paşa o zamanın usulüne göre validen beş yüz altın ca- ize almıştı! Menfiler evvelâ Fizana gönderilecek İken lâzım olan iki yüz kadar deve ki- rasi verilemediği için sonradan Trab- Tusta kalmalarına müsaade edilmişti! Yalnız künyeleri hizasmda Fizancı ölmüdıkları işaret edilmiş olan tabip Yüzbaşı Mehmed Reşid, Tıbbiye mek- tebinden Selânikli Mehmed Aziz, İb- rahim Etem, Tibbiyeden Nazım, Galib, Nazmi, bahriye mülâzimi Sadık, Har- biye idadisinden Hidayet efendiler tahliye edilerek Trablusta serbest bi- Takıldılar. Mahpuslara evvelâ kazan yemeği ve riliyordu. Bu o kadar fena idi ki ağıza alımamadığı için sefi! yerli çocuklara bırakılıyor, yahut atılıyordu. Her mah- pusa günde altımış para tahsis olun- Muştu. Bununla yahut parası olanlar kendi ceplerinden kifafınefs eyliyor- lardı. Sonra edilen şikâyet ve gürültü- ler üzerine istihkakları olan erzakın çiğ olarak verilmesi ve yemeklerinin kendileri tarafından pişirilmesi karar- Taştı. Fakat bazan et müteahhidi pa» ra alamadığı için et vermiyor, yahut verdiği at ancak hayvanlara gıda ola- bilecek halde bulunuyordu! Makine muallim muavini mülâzimi- evvel Kâmil efendi gayet becerikli bir zatı. Kurduğu tezgâh ile mahpuslar için gaz sandıklarından karyolalar, dolaplar, hattâ bavullar, tavla, şatrang tahtaları yapıyordu. Mahpuslar yal- nız dini kitaplar okumağa, aptestsiz bile olsa «padişah için!» namaz kılma- ğa mecbur tutuluyordu! Padişahm istediği salâh muhafızlar nazarında ancak bu suretle izhar edilmiş olacak- tı! Mahpusların vakitlerini ibadete hasreyledikleri mabeyine arzedilebile- cekti. Fakat her iş istenildiği gibi yürü müyordu. Menfilere her şey yutturu- Yamıyor, kabul etlirilemiyordu. Şeref kurbanları Trablusa çıktıklarından iki ay ve bir hafta sonra isyan ettiler, Menfiler isyanı! Bu Osmanlı tarihinde biricik bir va- kadır.! 21 Teşrinisani 1897 (9 teşrinisanl 1313) Bir akşam evvel koğuşlarda kitap, evrak yoklaması yapıldı. Sabahı yüzbaşı Dişlek Hasan efen- di gelerek koğuşlardan evvelâ bir, son» zuncudan Nâsliçli Ahdürrahman Ca» Bunların kabahatleri neydi? biline fer, Sıvaslı Hüseyin, yedinelden Üskü- | miyordu. darlı Nazım, altıncıdan Zincirlikuyu» j (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: