31 Ağustos 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

31 Ağustos 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

31 Ağustos 1937 — ————— Kübik resim yapanlar meğer — — AKŞAM gözlerinden hasta imişler! Bu yüzden karşılarındaki manzarayı veya insanı garip şekilde görüyorlarmış Bir Amerikalı göz doktoru uzun müşahede ve tedkiklerden Son zamanlarda empresyonist, kü- bik ve şürrealist diye bir çok sanat mektepleri meydana çıkmıştır. Bu mekteplerin mensupları, büyük bir diği bir sürü acayip şekillerde resim- leri gayet ciddi telâkki ederek ef- kârı umumiyenin nazarı dikkatini ü rine çekmişlerdir, Bu ressam ve aşlar dünyayı ve insanları gördükleri gibi tersim ve irae ettikle- rini iddia ediyorlar. Bu iddialarında büyük bir samimiyet göstermeleri bizi benzemiyen bir şekilde çizivermeleri karşısında ağzımız açık kalıyor. Göz- lerimizi dikerek, kaşlarımızı çatarak kâra ters ters bakıyoruz. Acaba y mı ediyor? Amerikan sürrealisti, Epstel- nin «kadın» namını verdiği heykeli- ne bakın, bir de'bu heykel için mo- dellik eden «Dolores» namındaki gü- zel, endamlı kadına göz atın. Arada hiç bir münasebet görebilir misiniz? Bir Amerikalı âlimin keşfi Doktor Loyd Milis namında bir Amerikalı âlim bu sürrealist sanat- kârların niçin dünyayı ve insanları bu kadar acayip şekilde gördüklerine merak etmiş ve bir çok tedkikatta bu lunmuştur. Vardığı netice şayanı hayrettir. Doktora göre bu garip re- lar gördüklerini eynen resmettikleri iddiasında gayet doğru ve samimidir- ler. Bunların güzel bir kadını $8- iz bir hamur yığını gibi görme- ne sebep göz hastalıklarına müp- telâ olmalarıdır. Bu ressamların çoğu miyoptur. Mi- yop olan bir adam odanın diğer kö- Şesindeki bir kadını acayip bir Ş© kilde görür. Tanınmış bir göz doktoru olan, doktor Lloyd Mills bu neticeye va- yırken süde başkaları üzerinde müşâ- hedelesine dayanmış değildir. Kendi de miyop olduğu için bizzat şahsi teo- rübesinden istifade etmiştir. Doktor Milis kilabınde diyor ki: — Bu hastalığa müptelâ olan S&- in 7 - 8 metre uzaktaki i olduğu gibi görmek imkân- Ancak esas hatlarını görür. bir şey sızdır. Bunları da doğru dürüst değil, kar- | gacık burgacık bir surette... zamanda renkler de değişir. ile imtizaç ederek acayip bir renk teşkil ederler, Sürrealist ve ;$ kübist ressamların sade şekillerinin değil, renk kambinezonlarının da tu- lması bundan ileri gelmektedir. âr vasıh bir surette göremedi- ğİ bir şeyi, muhayyelesini kullanınca, tan 23 bir şekle sokar, iâ Louis Marcousisin yaptığı kendi portresine bakın, Louls Mar- eousisin gözleri hasta olmasa aynaya bakınca her halde kendini bu Şe kilde görmemesi İâzımgelirdi. İnse- nin kendini bu kadar aşağı görebil- mesi için ancak göz hastalığına müp- telâ olması lâzımdır. Gözlük kullanmaktan imtina Asrımızda doktorluk o kadar iler. lemiştir ki küçüktenberi gözlerini durmamasıya yoran ressamların göz- lerine “bilhassa &rız olan bu göz has- talıklarını tedavi etmek mümkün- dür. Gözlük kullanmakla miyopluğun giderildiğini herkes bilir. İki cam bir çerçeve normal nazarı derhal ia- de eder. Niçin bu sanatkârlar böyle kolay bir çareye tevessül ederek nor- mal resimler yapmıyorlar. Doktor Lloyd Millsin tedkiklerinin neticesini kaydedelim, Doktor diyor ki — Bu meseleyi tedkike başladığım saman bi dad sahibi bir genç i ve heykelleri yapan sanatkâr- ” sonra bunu meydana çıkardı Madam Poganski ve heykeltraş Brankusi tarafından yapılan heykel Louis Marcousinin aynaya bakarak yaptığı kendi portresi sanatkâr derhal nazari dikkatimi çek- tL Renk hissi gayet kuvvetliidi. Esaslı noktaları kuvvetli çizgilerle gör rüati noktaları hakikatten öluyor. Acayip şekiller ihraz ediyor- du. Gözlerini muayene edince bunun sebebinin manevi deği, uzvi oldu- ğunu keşfettim. Meğer sanatkirın gözlerinde miyopi varmış. Vazıh ola rak göremediği teferrüntlara muhay- yilesini kullanarak şekil veriyormuş. Bu hatayı tashih eylemesi için der- hal bir çift gözlük taktırdım. Nor- mal nazar iade edilmişti. Fakat bu sefer çocuk resim çizemez oldu. Hakikate en ufak eteferrüntına kadar fırçasını uydurmayı imkânsız buldu. O, muhayyilesini serbesçe kul- lanmağa alışmıştı. Gözlükleri bir kenara atıp eskisi gibi resim yapma- sına devam emekten başka çare yok- tu. Esasen normsl nazarla yaptığı resimler pek çocukça şeyler oluyordu. Avrupada sürrealist Ameri- kadan fazladır, çünkü.. Doktor Lloyd Milisin tedkiklerinde vardığı en şayanı dikkat neticelerden biri de Aş sürrenlistlerin ve kübistlerin daha çok ol- masıdır, Amerikada gözlük kullan- mak artık gayet tabil telâkki edilmek- tedir. Halbuki Avrupada gözlüğe karşı soğukluk elân daha tamamile giderilmiş değildir. Bilhassa kadınlar arasında gözlük kullanmak büyük bir kusur sayılıyor. Gözlük güzelliğin en büyük düşmanı telâkki ediliyor. Avrupada seyahat ederken dikkat edin, görürsünüz. Birisi okumak için gazetesini çıkarırken öbür eli ile de gözlüğünü arar. Fakat gözlüğü an- cak okurken takar. Okuduktan sonra gözlük gene cebe gider. Çünkü &sö- kakta takmak hoşa gitmez. Gör Yüklü olmak, dünyasından vazgeçmiş, kalender bir profesör sembolüdüm Bu sebepten Avrupada Amerikadan daha fazla acayip şekil resimler yâ pan, heykeller oyan sanatkârlar var. dır, Son zamanlarda beliren yeni sanat mekteplerinin acayip şekli eserlerini anlamağa çalışırken sanatkârın Sa mimiyetine inanmalı, alay edip geç- memeli. Onun gözü öyle görüyor. Gördüğünü boyuyor. Atina mektupları Yunanistanda bekârlar- dan vergi alınacak mı? Bu hususta şiddetli bir cereyan başladı. mesele tedkik ediliyor Atina (Hususi muhabirimizden) — Yunanistanda çok çocuklu babaların bir çok cemiyetleri vardır. Bu cemi- yetlerin her yıl akdettikleri kongre- lerde mühim kararlar verilir ve hükü- met bu kararları Lalbika, bilhassa faz- la çocuklu fakir aile reislerini terfihe Çok çocuklu babaların son kongre- sinde, hükümet namına içtimai mua- venet nazırı da bulundu ve kongrenin vereceği kararları, nüfus siyasetine Çök ehemmiyet veren hükümetin tat- bik edeceğini ve fazla çoçuklu aile re- islerine yardım edileceğini temin et- tikten sonra bekârlar meselesine te- mas ederek hükümetin muayyen bir yaştan sonra sebepsiz olarak bekâr kalmakta ısrar eden erkeklere bir ver- gi koymak niyetinde bulunduğunu Mâve etti. İçtimal muavenet nazırınn bu be- yanatı, bekârlar arasında, büyük bir telâş uyandırmış ve onları düşündür- meğe başlamıştır. Bilhassa hüküme- tin bu tasavvurlarını bir takım karar- nameler ile derhal tatbik sahasına koyması, bu telâşı ve endişeyi arttır- mıştır. Şimdiden bir çok bekârlar, be- dırahoma meselesinin de rolü vardır. Yunanistanda evlenecek kızların müs- iakbel kocalarma hatırı sayılır bir dırahoma vermeleri âdettir, Son za- manlarda bolca dırahomalı kızlar azaldığından gençler arasında evlen- meğe rağbet edenler de azalmıştı. Atina gazeteleri, şimdiden bekârlık vergisi hakkında bir anket açınışlar- dır. Yunanistan başpiskoposu hükü- metin bekârlardan vergi almak tasav- vurunu hararetle tasvib etmiş ve de- miştir ki: «— Şayet hükümet bekârlardan vergi almak- hususundaki niyet ve tasavvurunu yerine getirirse bunun tesir ve neticeleri pek büyük olacak- tar. İzdivacı ihmal eden milletler, te- reddi ve inhitata uğramışlardır. Ev- lenmek, hayatın en mukaddes bir ga- | yesidir. İçtimai ve ferdi saadetin te- meli olan izdivaç, bütün beşeriyet için bir vazifedir.» Rum muhacirlerinin Türkiye- ye muhabbeti Yunanistanda yaşıyan Rum muha- cirler, eski yurdlarını bir türlü unuta- mıyorlar, ve her fırsatta Türkiyeye karşı derin sevgilerini gösteriyorlar. Türk donanmasının son Faler ziyare- ti, bu hissin tezahürüne güzel bir ve- sile olmuştu. Geçende Yunanistanda bir tetkik seyahatine çıkmış olan vo mahallelerini ziyaret eden bir Türk tezahüratla karşılamışlar ve şerefine bir ziyafet çekmişlerdir. Bu ziyafete, Atina civarındaki muhacir mahallele- ri belediye reisleri de bulunmuşlardır. Yemek esnasında, Türk - Yunan dost- Yuğundan, Rum muhacirlerinin Tür- kiyeye sevgilerinden bahsedilmiştir. Tayyare ianesi büyük bir hız aldı Yunanistanda, hava müdafaası için halk arasında iane toplanmağa baş- landığını ve Yunan esnaf ve işçi te- şekküllerinin hava müdafaası yardı- mına iştirak ettiklerini geçen mek- tuplarımda bildirmiştim. Yunan baş- vekili B, Metaksasın yardım ve teşvi- kile tayyare ianesi, milli bir şekil al- mıştır. Gazetelerde neşredilen İiste- lerden anlaşılıyor ki, tayyare ianesine para vermiyen hiç bir teşekkül kal. mamıştır. Yunan vapur armatörlerinin “7000 #terlin lirasını bulan ilk ianeleri dün 17,000 siterlini yani bizim paramızla 115,000 lirayı bulmuştur. Yunan ban- kaları da bu milli ianeye büyük meb- lâğlar vermek suretile iştirak etmeği ihmal etmemişlerdir. Mili Yunan ve “Yunanistan bankaları, hava müda- faası için başvekilin emrine beşer ya- ni ceman on milyon dırahmilik İki çek göndermişlerdir. Yunan hava kurümu menfaatine, Atina stadyomunda yapılan atletizm bayramı çok güzel olmuş ve 60,000 se- yirci hazır bulunmuşlardır. Bu bayra- ma Yunanistanın dört tarafından ge- len 1500 erkek, kadın atlet, bisikletçi ve güreşçi iştirak etmiş ve bu müsa- bakalarda bir çok atletizm rekorları kırılmıştır. Yunan hava kurumu, bu atletizm bayramından epeyce hasılat temin etmiştir. kik Izmit Halkevi bir poliklinik açtı Polikliniğin açılma merasiminde bulunanlar İzmit 25 (Akşam) —- Halkevimizin içtimai yardım şubesi senelerdenberi halkın ve köylülerimizin şiddetle ih- tiyacı bulunan bir eser meydana getirmiştir. Bu şubenin çalışkan rei- si doktor Ali Rızanın ve arkadaşları- nın çalışmasile son fenni şeraiti haiz güzel bir poliklinik hazırlanmış ve bunun küşadı valimiz bay Hâmid Oskay tarafından büyük bir kalaba» ık huzurunda yapılmıştır. Askeri ve sivil doktorlarımız bura- da fahriyen muhtelif santlerde ça- lışmayı kabul etmişlerdir. İlân edilen kılmıştır ve her gün büyük bir kala» balık, bilhassa köylülerimiz Halkevi» mizin açtığı bu yuvaya gelip tedavi olmaktadırlar,

Bu sayıdan diğer sayfalar: