20 Kasım 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

20 Kasım 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Brüksel e Amerikada fırtına kopardı Drilksel konferansında. iştirdk için | gresi tarafından kabul edilmişti. #kinet defa davet olunan Japonya kati red cevabi verdi, konferans pek sö- nik bir va. t aldı, Konferansın bu hali almasında baş- uca âmil Romada Japonya, İtalya ve Almanya arasında imzalanan ittifak- | tır. Konferansın bu hali Amerika | Cümhurreisi (Roosevellin mevkiini çök sarstı. Son zamanlarda Amerika | i elkârı umumiyesi Avrupa ve Asyada- ki işlerin çok karışık. olduğunu ve bunlara Amerikanın müdahalösi ken- disini çok tehlikeli ve ağır vaziyete 50- kacağını düşünerek mümkün merte- be bitarajlık ve infirad politikasının takibedilmesi zaruri olduğu kanaati- ne gelmişti. Bu maksadla da malüm ÇELİK İki amele bu evleri kuruyor, yazın serin kişın scak oluyor Bir zamanlar içi dışardan görülmi- yen cam evler yapılacağı söylenmiş ve birkaç yerde de tecrübesi yapılmıştı. Bugün de Nevkastelde çelik ev tec- rübesi yapılmıştır. Bu ey çok ucuza çıkmdŞ, iki amele evi yapmağa kâfi gelmiş, inşaat üç saat sürmüştür. Bir meydana kurulan eyi halk her gün ge- Göthe'nin aşçısına verdiği bonservis garip bir bonservistir. Göthe şöyle yazitış: — Aşçım güzeldir, sevimlidir, şuh- dur, Amma durumuna ve çalımına ta- hammül etmek güçtür, İnsanla alay | eder. İnsanı paylar, terbiyesizdir, Ka- İ Bonservis | pı arkalarında durup konuşanları din- ler. Canı isterse fevkalâde iyi yemek Pişirir, istemezse pişirmez... Görülüyor ki, hizmetçi ve aşçı huf- ları çok fazla değişmemiş. Filler Cenubi Hindistanın Kover Godalaro şehrinin bir buğday tarlasında on dört fil cesedi bulundu. Gece acıkan filler ormandan çıkıp tarlaya dalmışlar ve oralarda buğday» Jara müsallât olan zehirli bir maddeyi | yiyip ölmüşler. Tarla sahibi tarlasının harap oldu- ğuna müteessir değildir, çünkü filler- | den on bir tanesinin dişleri fevkalâde | güzelmiş. Fil dişi de buğdaydan çok | daha pahalı olduğu için tarla sahibi bu işle kazanmış. | > Alçak Gönüllü Meşhur tenor Karüzo yeryüzünün en güzel sesli insanı idi. Sesi sayesin- ..de servet sahibi olmuştu. Öldüğü zaman 60 milyon franklık bir miras btraktı. İ Bilhassa Nevyorkta bronz ve porse- | len emsalsiz eşyaları, vazo ve bibloları | vardı. Pul koleksiyonu 40 bin İngiliz | Urası değerindeydi. | Balıkesir çocuk bahçesi | madığı gibi rutubetten de eser yoktur. | kartal bu horoz heykelinin etrafında B. Roosevelt ise Şücagoda söylediği malim nutkunun akabinde Brüksel konferansının toplanmasına önayak olmakla Avrupa devletlerile “dünya meselelerinde iş dirliği yapmak istedi- gini anlatmıştı. Konferansın iflâs Amerika kongresinin toplantısına te- sadüf ettiğinden Cümhurreisine her taraftan şiddetle hücum edilmiştir. Ayan dzalarından bazıları o Brüksel konferansındaki -Amerikan o murah- haslarının geri çekilmesini istemişler- dir. B. Rooseveltin kendi kabinesi dza- sından Dahiliye ve Ziraat Naztrları bi- le muhalefet göstermişlerdir. Netice- de konferans Amerikanın dahili vazi- yetinde büyük bir fırlina koparmıştır. Feyzullah Kazan EVLER ziyor. Ev «termos, sisteminde yapıldığın- dan, yazın serin, kışın da sıcak dura- caktır. Evde yangın çıkmasına ihtimal ol- Çelik evlerde tahtakurusu, pire ve w ve yaşıyamıyor. Japonyanın nüfusu Japonyada yapılan son sayımda el- de edilen netice dikkate şayandır. Bu- gün Japonyanın nüfusu yüz milyon- dan fazladır, Amerika nüfusundan an- cak yirmi milyon noksan, Nüfusu bu | suretle artarsa 1950 veya 60 da Japon-: | ya Amerikadan daha kalabalık olacak- tır. 1920 de Tokyoda 3 milyon nüfus vardı, bugün 6 milyon var. Yeryüzü- nün birinci şehri Nevyorktan sonra Jü- ponyanım merkezi Tokyo ikinci olarak geliyor. z Kartalla horoz İtalyada Dessio eyaletinin Prima Kö- yünde bir kilise ve bu kilisenin kulesin- de de bir horoz heykeli vardır. Bir gün dağlardan inen büyük bir dönmeğe başladı, döndü, döndü. ve horoza hücum etti. Gagaladı, pençele- rine aldı kaldırmak istedi, uzun bir mücadeleden sonra baygın düştü. Kartalı tutup Milân hayvanat bah- çesine gönderdiler. Bu kuş emsaline nâ- dir tesadüf edilen 2 metre uzunluğun- da muhteşem bir kartaldır. Servetine ve şöhretine rağmen Ka- rüzo çok alçak gönüllüydü. Bir sabah Amerikanın meşhur teno- ru-olan Con Mak Kormik geldi ve şöy- le hatır sordu: — Yeryüzünün en büyük #enoru nasılsınız?. Karizo gülümsedi: — Demek siz artık tenor değilsiniz?, İngiliz gazetele- rinin tirajı son za- manlarda fevkalâ. de bir hadde var- sekiz büyük sabah gâzetesinin her gün tabettikleri nüsha- ların mecmuu şim- di on milyonu geçi- yor. Londranın üç büyük akşam ga- zetesinden her birinin günlük neşri- yatı 1,800,000 nüshadır, Yalnız pazar günleri çıkan gazete- İerin 13,000,000 karii vardır, Londra gazetelerinden başka vilâyet merkez lerinde çıkan gazetelerden her birinin neşriyatı yüz binlerce nüshayı bulu- Yor, Büyük mali gazetelerle haftalık, on beş günlük ve aylık mecmusların neşriyatı da büyük yevmi gazetelerin- ki kadar yüksektir. Yalnız sekiz büyük Londra sabah ga- zetesinin her gün çıkardıkları nüsha bütün İngilterede mevcud ailelerin sa- yısından daha çoktur. Diğer gazetele- rin neşriyatı da hesaba katılırsa İngil- terede her ğilenin adi günlerde ve pa- zarları da birkaç gazete salın aldığına hükmetmek icabeder, İngilterede gazete sürümünün fev- kalâde artmasının bir sebebi İngiliz- lerin okunıyuş gazeteyi okumamaları- dır. Her İngilizin kendisine mahsus bir gazetesi vardır, Bir ailede her büyük adamın, erkek olsun kadın olsun, gaze- tesi başka başkadır. Herkes gazetesi- nin eline yepyeni geçmesini ister, Gazete satanlar okunmuş gazeteyi ne alırlar, ne de satarlar. Bu âdet ol- madığından gazetelerin kenarlarının ya- pıştırılması yahud madeni bir halka ile bağlanması âdeti yoktur. Halbuki Or- ta Avrupa gazetelerinin çoğunun ya kenarları yâpığtırılmakta, yahud bun- lar madeni rabıta ile bağlanmaktadır. Ne İngilterede, ne de müstemlekele- rinde kahvehanelerde, gazinolarda, ve otel salonlarında gazeteler eldenele geçmez. Bu gibi müesseselerin sahip- leri müşterileri için gazeteler satın alıp bulundurmazlar. Her İngiliz men- sup bulunduğu veya benimsediği siya- si parti ve akidenin gazete ve mecmua- sını mutlaka okur, İngilterede gazetelerin sürümü art- tıkça gazetecilik işini kendilerine mai- şet vasıtası'ye mesleği ittihaz edenle- rin sayısı da o nisbette artmaktadır. 1921 senesinde bunların sayısı 50,000 kişi iken 1931 senesinde 80,000 kişiyi bulmuş ve bundan sonra bir kat daha çoğalmıştır. İngilterede matbuatın islihsali İn- giliz lirası ile hesap-edilecek olursa bu memleketin-en mühim sanayi şubesi . | bulunan pamuk ve'yün ipliği yi) İstihsalâtına müsavi ölduğu gö v Maahaza gazetecilik sanayii ticari ve iktisadi esas ve düşüncelerden ziya- de maneri ve fikri temellere dayanmak: ! tadır. Matbuat İngiliz demokrasisinin en mühim temellerinden biridir, Bir İngiliz, mebusunu intihap hakkını, toplanmak serbestisini ve söz hürri- yetini ne kadar şiddetle müdafaa eder- se matbuatın hürriyetine de o kadar kıymet vermektedir. Sulh zamanında İngilterede mat- buatının serbes neşriyatını herhangi suretle takip etmek ve sansüre tâbi tut- Balıkesir (Akaşm) — Belediye, Atatürk parkında her nevi eğlence aletle- rinin bulunduğu güzel bir çocuk bahçesi tesis etmiştir. Yukarıki klişe çocuk bahçesinden bir köşeyi gösteriyor. o $ mak inikân haricindedir. İngilizlerin kanaatine göre matbuat tamamile ser. bes bulundukça felâketi getirecek fikir NOVOTNI' de SÜRPRiZ Budapeşte Operet Şüntörü RUDOLFFY Tamamen yeni bir repertuvarla ve Yunan Opereti artisti ARİS HRYSOHOOS'un re sevimli tenor YUNKA' nn eğlenceli sa İngiliz gazetelerinin tirajl arı | son senelerde pek çok arttı günde 26 milyonu geçti İngilizler okunmuş gazeteyi okumazlar. Her İngilizin kendisine mahsus bir gazetesi vardır. Bir ailede mıştır, Londranın | her büyük adamın, erkek olsun, kadın olsun, gazetesi başka başkadır. Herkes gazetesinin eline yepyeni geçmesini ister. Kahvelerde, gazinolarda gazeteler elden ele gezmez inkılâplarına ve içtimai feveranlara meydan kalamaz. İngilterede hükümetin fikrini neş- reden gazete yoktur. Filvaki Başvekil Çemberlaynın Yorkshire Post ve Ha- ritiye nazırı Eden'in Deyli Telgraf ile iyi münasebatta bulunduğu mütevatir bulufuyor. Lâkin bundan deyletin ba- şında bulunanlar ile şu veya bu gazete arasında bir rabıta bulunduğu mâna- $i çıkarılamaz. Öteki beriki gazete bugün hüküme- tin politikasına müzaheret etse de ya- rın serbesçe tenkid etmekten de geri durmaz, Gariptir ki İngiliz matbuati ayni zamanda elkârı umumiyenin tam aynası da addedilemez. Şu kadar var ki gazetelerin başka başka fikir ve içtihad nöşreylemesi İngiliz milletine tenkid kudretini bahşetmiştir. Bunun için efkârı umumiye herhangi vaziyet ve mesele karşısında müstakilen hük- münü verir. Meselâ 1923 senesinde amele parti- sinin * programı sürümü az bir kaç gazete tarafından neşredildiği ve (Burjuva) matbuntı denilen gazetele- rin sürümü çok olduğu halde amele partisi kahir bir ekseriyet kazanmıştı. Binaenaleyh İngilterede matbuatın ehemmiyeti efkârı umumiyeye tercü- man ve &yng& olmaktan ziyade efkârı umumiyeyi yaratmasındadır. İngilterede gazeteler üç sinıfâ ayrı- ır. Bunlardan bizi Popüler gazeteler- dir. Bunlar malümattan ziyade eğlen- celi ve müheyyiç vaka ve hâdiseler ya- zıyorlar. Bu sınıfa Daily Expres, Daily Mail, Daily Sketeh ve Daily Mirror da- hildir, Diğer sınıf ağır başlı ve ciddi neşri- yata ehemmiyet verenlerdir. Bu züm- reye Taymis, Deyli Telgraf ve Man- chester Guardian dahildir. Bu İki sınıfın arasında bir sınıf ye daha vardır ki, ne fazla ciddidir, ne de fazla eğlence ve müheyyiç, neşriyat yapar. Bu sınıfa News Chorincle ve Daily Herald da- hildir. Gazetelerin böyle sınıflara âyrılma- sı ve eğlence ve müheyyiç neşriyata kıymet verilmesi gazetecilerin. keyif ve arzusundan ziyade gazeteleri elle- rinde bulunduran büyük türüstların sürümü arttırmak için yaptıkları re- .kabetten ileri gelmektedir, Gruplar ile çıkardıkları gazetelerin isimlerini ve kaviş içinde günlük sü- rümlerinin miktarlarını aşağıda 'nak- lediyoruz: Beaverbrook grupu: Daliy Expres (2,500,000) , Sunday Exspres (1,300,000) , Evening Standard (420,000). Rothermere grupu: Daily Mail (1,750,000) , Evening News (750,000), Sunday Dispateh o (870,000), Daily Mirror. (1,000,000), Sunday Bictoriai (1,900,000) Southwood grupu: Daliy Herald (2,000,000) People (3,000,000). Berry grupu: Deyli Telgraf (550,000), Sunday Times (270,000), Daily o Sketch (1,020,000), Sunday Graphie (bir milyon yüz bin). News Chronicle grupu: News Chro- nicle (1,350,000), Star (670,000). Müstakil gazeteler: Taymis, Obser- ver, Sunday Referee, News of (he Worla (3,350,000). İngilteredeki matbuatın sürümü ve İ ehemmiyeti hakkında yukarıdaki ma- lümat ve izahat bu memlekette mat- buatın fevkalâde bir kuvvet olduğunu anlatmağa kâfidir. — F. Tayyare ile tıbbi müstahzarat nakli Almanyadan gelen bir habere na- zaran teşrinisaninin on altısında Ko- lonya şehrinin tayyare istasyonunda üç motörlü büyük bir tayyareye «Ba- yer» adı verilirken büyük merasim yapılmıştır. Bu tayyare Alman tıbbi müstahzaratını icab ederse en kıra bir zamanda izlırab çeken insanlara yetiştirmek için kullanılacaktır. Müruruzaman Vazifedar ve salâhiyettar mah- kemeyi bulunca hemen davasını açti. Müddeaaleyhe arzuhali tebliğ ettirdi. Ön gün içinde o dâ cevabi arzuhalini verdi. Davacı kalemden bir gün aldı, Dava olunana o günü tebliğ ettirdi. Her ikisi de tayin olu- nan günde mahkemeye gittiler. Muhtelif meselelerin tedkiki için aylar geçti. Günün birinde dava olunan geniş bir tebessümle mah- kemeye geldi. Mahkeme heyetine bu işte müruruzaman vardır, dava- nın reddi lâzım gelir. dedi ve bu ciheti isbat etti, Mahkeme de da- vayı reddetti. Zavallı davacı kaybolan vaktine mi, çektiği heyecana mi, yoksa et- tiği masrafa mı acısın?. Bu sebepten her davacı davası- nı ikameden evvel o hakkı dava için kanunen veya mukavele ile bir müddet tayin edilmiş ise o müd- detin geçip geçmediğini bir avu- kata tedkik ettirmelidir. Muhtelif kanunlar birçok mese- leler hakkında müruruzaman müd- detlerirli tayin eder. Meselâ tica- ret kanununda: bir faturayı alan kimse aldığı tarihten itibaren $6- kiz gün zarfında münderecatı hak- kında bir itiraz dermeyan etmemiş ise münlereçatını kabul etmiş ad- dolunur, diye yazılıdır. Keza ayni kanunun 595 inci maddesinde po- liçeden mütevellit olarak kabul - eden kimse aleyhine ikame oluna- cak kâffel daavi hulülü vade ta- rihinden itibaren üç senedir, diye aleyhine hakkı dava sakıt olur di- ye muharrerdir. Borçlar kanunu- nun 126 ncı maddesi de beş sene- lik: müruruzamana tâbi davaları gösterir, Bunlar arasında alelü- müm kira ile resülmâl faizleri, er- zak bedeli, nafaka, otel ve lokanta masrafları zikredilmiştir, Borçlar kanununun 115 inci maddesi ise: İşbu kanunda başka suretle hü“ İ küm mevcud olmadığı takdirde her dava on senelik müruruzamana tâ- bidir, diyerek umumi bir hüküm koymuştur. Avukat Emcet Ağış Beri dl ipleri iran öze

Bu sayıdan diğer sayfalar: