22 Ocak 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

22 Ocak 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SİYASI İCMAL: Uzak Şarkta vaziyet * Uzak Şarktak! harb devam etmek- fedir. Japonya Almanya vasıtasile yaptığı son anlaşma şartları mare- 8 Şang - Kay - Şek hükümeti tara- fından kabul edilmediğinden Tokyo- da toplanan İmparatorluk konjeran- $t bir daha bu hükümeti tanımama- Ya ve kuvvetlerini imhaya karar ver- Miştir. Bu karara binaen Sarı nehir- den cenuba ve Mavi nehirden şimal doğru ilerliyen Japon orduları Çinin Şarkını tamamile işgal etmektedir. Buruda Japonyanın yardımile ku- rulacak yeni Çin hükümeti Japonya- m anlaşma şartlarını kabul edece- Ğinden Japon ordusunun büyük bir Kismi sörbes kalacaktır, İhtimal bün- dan sonra Japon ordusu Mançuri hu- dudlarına gönderilecektir. Uzak Şarkta Japonydnn mutlak Sürette hâkim olmasına karada $07- yet Rusyası ve denizde Amerika en- gel olabilir. Lâkin. şimdilik Amerika» nın bir müdahalede bulunmasına ih timal kalmamıştır. Amerika parlâ- mentosu kongrede, Bahriye Nazır tarafından yeni bahriye bütçesini. 27 milyon dolar arttırılması hakkın da verilen izahat Amerikanın mida- haleden çekinmesinin hakiki sebep- lerini anlatmıştır. Bu izahata göre Amerika donan- ması zırhlı cihetinden faik olmakla beraber muhrib ve tahtelbahir cihe- tinden tefevvuk Japonyadadır. Ame- rikanın arkı cihetinden tefevvuku da yalnız sayıdadır. Çünkü mevcud aırhlılarının hepsi de 16 seneden da- ha eskidir. Binaenaleyh Amerika ye- ni bir donanma yapmadıkça Uzak Şarkta büyük bir harbi gözüne almı- PN | şacaktır, lin inme ker Baz Dişi doldi şi doldurulan lan fil Geçen gün Viyana at cambazhane- fillerinden birinin dişini tedavi mek lâzım gelir. Bunun için bir diş $İ ve bir baytar celbolunur: Doktorlar hususi âletlerle mücehhez oldukları halde at cambazhanesine giderler, Fi- Tin ayakları ve hortumu bağlanır, Fil bundan evvel de bir diş tedavisi geçir- diğinden ve bu sefer de başına gelecek belâyı gayet kuvvetli zekâsı sayesinde Anladığından kendisini kandırmak çok | “hayet yere yatırılır. Dişçi yarım metre uzunluğundaki burgu âletini filin öğ- zına sokarak çürük dişi delmeğe baş- lar, Açılan oyuğun içini hususi bir madde ile doldurur. Ondan sonra sıra fi çözmeğe gelir, Herkes korkmağa başlar. Fil ayağa kaltıktan sonra inti- kam almaktan endişe edilir, Onun için evvelâ bir ayağı, sonra diğer ayağı ve nihayet hortomu çözülür. Fil hiç sesini| çıkarmaz, kendisine iyilik yapıldığını | anlar ve verilen hediyeleri yemeğe baş- | Büç olur, Alfred ismini taşıyan fil ni- | lar. Piyangoda kazanan bir k fenerci »” Bu sefer Fransa piyangosunun 500 bin franklık büyük ikramiyesi 'Fran- anın en münzevi adamına isabet et- Kiiştir. Bu bahtiyar ads'm iki seneden- beri Bretagne sahilinde bir fenerde bekçilik yapan Kernel isminde birisi- dir. B. Kernel ayda yalnız iki defa yüzü görür, onlar da kendisine on beş günde bir defa yiyecek içecek getiren kimselerdir. B. Kernel 500 bin İrank kazandığına tabii çok seviniyor- uş, fakat birdenbire konduğu bu rvetinden bir sene daha istifade ede- “miyecekmiş. Çünkü imzaladığı kon- | trat mucibince bir sene daha bulun- düğü fenerde bekçilik yapmağa mec- burdur. Tazminat vererek mukâveleyi feshettirmeğe de hiç yanaşmak iste- miyor, «Varsın param bankada boni beklesin, ben de bürada tek başıma fener kulesinde oturacağım ve serve- timi nasıl kullanacağıma dair on iki Ay mütemadiyen plânlar kuracağım.» diyormuş. Bir milyonerin düellosu 'Havanadan bildirildiğine göre Kü- banın yüksek sosyetesine mensup ölan iki kişinin düellosu büyük heyecan uyandırmıştır. Küba'nın en zengin şe ker mahsulü yetiştiren milyonerlerin- | den Yose Casanove mebuslardan Manuel Penabaz'ı düelloya davet et- miştir. Penabuz Hâvananın en ziyade okunan gazetelerinden birinin sahibi ve naşiridir. Bu gezete son zamânlar- da milyoner Casanova aleyhinde bir takım makaleler neşretmişti. Bu ma- kalelere tahammül edemiyen milyo- ner gazetenin sahibi Penabazı düello ya davet etmeğe mecbur oldu. Düelle- nun kılıçla yapılması kararlaştırıdı. İki hasım düello sahasına geldiler ve şahidierin huzurunda biribirlerine kar- $ı kılıçlarını sallamağa başladılar. Fa- kat altı dakika sonra Penabaz düello edemiyecek bir hale geldi. Kılıcı ka- lemi kadar maharetle kullanamadığını anladı. Hasımler barıştılar ve dostça ay- rıldılar, Onlar barıştılar amma şimdi bütün Küba şehri düellonun dediko- dusile meşgul olmakta devam ediyor, Eski zaman fıkrasi İC Evvel zaman içinde, Musa adında Dir adam, cami avlusunda apdest &lan birinin, şadırvan kenarına bi- raktığı cübbesini cebinden bir kese altın çalıyor. Sağ cebine koyuyur ve Sağ elile de keseyi tutarak camiye gi- Tiyor. O sırada Musa peygömbere dair bir fıkra anlatan vâiz haykırıyor: — Ya Muşal.. Sağ elinde ne var!.. Bizim Musa bu feryadı duyunca hemen keseyi çıkarıp fırlatıyor: — Sen hoca değilsin, büyücüsün!, deyip kaçıyor. ——————ğş——— ki ip — Tütün konferansı ihracatı arttırmak için tedbirler alınacak Şark tütünleri konferansı dün öğ- Jeden evvel dördüncü toplantısını yap- mıştır. Saat 12 ye kadar devam eden kongrede üç devletin tütün işleri üze- rinde mühimi görüşmeler yapılmıştır. Bu seneki kongreden Türk, Yunan ve Bulgar tütüncülüğü için çok iyi karar- lar alınacağı zannedilmektedir. Üç devlet arasında kurulması düşü- nülen tütün ofisi mühim faideler te- min edecektir. Ecnebi memleketlerde mevcud sigara fabrikalarının harman- Jarını daha fazla şark tütünlerile yap- Malarını temin maksadile ihracata müş- İereken arttırmak icap etmektedir. Bu İşi de müstakbel tütün ofisi yapabi- Yarış mücadelesi B. Herriot'nun gençliğe bir hitabesi Paris 21 (AA) — Meclis reisi ve eski Başvekil B. Herrlot, beynelmilel gençlik mecmuası vasıtasile bütün memleketler gençliğine bir yeni sene mesajı neşretmiştir. Mesajda denili- yor ki: «Barış öyle bir esastır ki, bütün insanların medeniyetleri bu. esas Üze- rine kurmaları icabeder. Bu barışı kazanmak için gençliğin. hararetli müzaharetine ihtiyacımız vardır, Bu barış » muharebesini, hayat mücads- lesi yapmanızı teklif ederim» B. Herriot, gençliği 1938 ağusto- sunda Nevyorkta toplanacak olan dünya ikinci barış kongresi fikrinden ama dolayı tebrik etmiştir. KANSIZLIK tenlasizlik icin yeğine deva kanl ih; En manmtakp eba tarafından trip edilmiştir. imiş. SIROP DESCHLENS, PARIS Insanların hoşlandıkları renklerle mizacları arasında sıkı bir alâka varmış Bir çok şeylere karşı zaafları olan in- sanlar renklere karşı da mukavemet cdü- mer bir cazibe duyarlar. Hepimiz ken- dimizi yoklıyacak olursak tabisti doldu- ran renkler “arasında bir veya İkisini ölekilere terçih ettiğimizi saklayamayız. Büzı insanlar kırmızıyı sever, bazısı min- iden hoşlanır, kimisi sarıyı, turuncuyu, kimisi pembeyi, moru beğenir ve gene herkes. kendisinin ve etrafının daima tereih ettiği renklerle çevrilmiş olmasın- dan bur duyar. Bir başkasının bayıldığı yenkler bizim hoşumuza gitmeyebilir. Be- değişen bir meseledir. İnsanların renklerle olan bu yakın alâkasını gezen bizi kirseler bunlara mâna verip herkesin sevdiği renge ba- karak mizacını okumak mümkün oldu- gunu bile iddia etmişlerdir. İnsanların ruh ve yâyri meşur “hayatlarını tedkik etmek merakında olan ve “bu hususta bir çok şüyanı dikkat neticelere vardığı ka- bul edilâh bir kadın, Mme“Theu, renkler ve. Insanlar hakkında yaydığı bir maka- lede şunlurı söylüyor: Çok eski zamandanberi renklerin ifa- de ettiği münalar hakkında bir çok etüdler yapılmıştır. İlmi nücuma göre yer yüzünde mevcut yeni esas renge te- kabul eden, yedi insan mizacı vardır. Renklerin bir kısmı saftır, bir kısmı da iki rengin birleşmesinden husule ge- lir. Saf renkler üçtür; Sarı, kırmızı, mavi, Sarı renk vuzul ve muhabbet, kırmızı hararet ve hayatiyet, mavı ise ceyvaliyet ve zeki ifade eder. Bunları ayrı syr? tedkik edelim: San: Bütün renklerin içinde en kuv- vetlisi sarıdır. En uzaklardan seçilebilen, boyada en fazla “Yutan renk te budur. Bir çok müşahedelerle sabit olmuştur ki ciddi, ağır başlı, mütehakkim ve enerjik Insanlar dalma sari rengi tercih ederler. Bunlar çabucak kârar vermezler. Fakat verdikleri kararda da sonuna kadar se- bat ederler. Dünyanın en ağır başlı in- sanları olarak kabul edilen Çinlilerin sarı rengi sevmeleri bunu teyid eden bir pan renk kırmızıdır. lak olmasına rağmen sarıdaki kuvvet an- Ağırbaşlı insanlar sarıyı, gösteriş meraklıları kır- mızıyı, hassas insanlar maviyi, hayalperestler yeşili, sebatsızlar moru, hiddetliler kahve ren- gini severlermiş Uığına ve ciddiyetine erişemezler. Kirmı- m meraklıları neşeli “zevkü safaya düş- kündürler.. İhtişam, - gösteriş meyli on- lara dalma nüfusun rengi olan kırmızıyı intihap ettirir. Roma imparatorlarınin, kostllerin sırtlarında Rınl biz manto taşıdıklarını hatırlarsınız. Mavi: Gök maylai, saf renklerin bu Üçüncüsü hassas insanların, bilhassa Ka- dınların tereih ettikleri renk gibi güzü- küyor. Bu ronk düşünce, zekâ, muhay- yele.. ilh rengidir, Bunun içip mütefek- kirler, muharrirler, şelrler dalma çalış- mak vo dalma ilham nimak için otraf- larının mâvi renkle muhat olmasini af- zu ederler. Yazın, penceremizi hafif ma- vi bir perde ile örtmekle en ziyade isti- rahat verici bir ışığı odamıza akıtmış ol- maz mıyız? Mavi rengi ekseriya yumuşak tabiatii, hassas Insanlar severler, Kadınların ek- serisi bu renge meclüptürler. Zaten Havva annemizi de mari gözlü olarak temsil ederiz. Yukarda bahsettiğimiz üç esas renk birbirlerile karışınca başka renkler hu- sule gelir ve ifadeleri değişir. Bu renk- taksimi İstimlâk kanunu ve küçük ev sahipleri Yeni çıkacak istimlâk kanunu lâyi- hasında satın alınan emlâk için bono verilmesi düşünüldüğü haber verüi- yor. Emlâk sahipleri, yeni kanun 18- bu madde üzerinde, eham- miyetli bir surette durmaktadırlar. İs- tlmlâk işlerinde belediyelerin pek çok güçlüklere tesadüf ettiği malümdur. | Her emlâk sahibi belediyelerin takdiz ettiği kıymete itiraz eder. Bu yüzden #ık sık ihtilâflar olur. İhtilâflar mah- Kemelere de intiksl eder, Bu gibi istim- Jâk ihtilâfları ve davaları yüzünden bir caddenin senelerce açılamadığı çok kere görülmüştür. Bu gibi hâdiselere meydan vermemek belediyelerin imar İşlerini kolaylaştırmak maksdile yeni bir istimlâk kanununa çok ihtiyaç vardır. Fakat emlâk sahiplerine taksitle ödenmek üzere bono verilmesi, Üze- rinde durulacak bir meseledir. An- cak küçük bir evi olan aile sahipleri- nin taksitle ödenen bonolarla ev sa- hibi olmaları ihtimal! pek azdır. Eğer istimlâk bedelleri peşin olarak tediye edilecek olursa, emlâk sahipleri, bele- diyeye sattıktan sonra ayni para ile bir ev daha yaptırabilirler, Halbaıki bonoların taksitlerile bunu yaptırmak kabil olamaz. Şu neticeye. varabiliriz ki, istimlâk bedellerinin peşin verilmesi gene şehrin imarı hesabına faydalaıdır. Evi- ni belediyeye peşin olarak satabilen bir adam tekrar ev yaptıracak olursa şehir daha ziyade imar görecektir. Yeni istimlâk kanunu lâyihası yâ- pılırken, bu gibi noktaların üzerinde durmak çok faideli olacaktır, — H. A. maa m Yugoslav Başvekili Essende Essen 21 (A.A) — Stoyadinoviç dün hususi trenle gelmiştir. Burada Krupp fabrikalarını ziyaret edecektir, Yugoslavya başvekili halk tarafın- dan alkışlanmıştır. Sağlam sened Telefonla beş kere beni aramış. sened verecek. Nasıl bir sened ya- payım da sağlam olsun?» İtibar kalmadı, emniyet hissi çok zayıfladı diyenler çok. Lâkin ne de olsa fertler cemiyet içinde yaşadıkça, ahbapları, dostları bu- Iundukça, borç, alacak meseleleri eksik olmaz. Başka türlüde bu dünya yürümez zâten; her kesin birâz olsun emniyet etmesi lâzım» dır. En sağlam sened para borcu ik- rarını havi resen tanzim edilen n0- ele geçirdim. Para yerine şimdilik | ter genedidir. Borçlu ve alacadı Bir İngiliz vapuru Kuruçeş- mede başka bir vapura çarptı Karadenizden gelen İngiliz bandıralı kikata başlamıştır. Hasaratin, mühim olmadığı tahmin eğiliyor. eğiliyor. Dunkergue Fransız zırhlısı Antilles adalarından dönüyor Brest 21 (A.A.) — 1200 kişilik mü- rettebatı ile dün Antilles adaların kadar bir mukavemet seferine çıkan Dunkergue satffıharb kruvazörü 10 martta avdet edecektir. noter huzuruna giderler. Noter kâğıdını alır: — Şu tarihte bay Ahmed ile bay Mehmed daireme geldiler. Bay Ahmed bay Mehme- de çabuk iş bitirir, Ekseriya man- kemeye gitmeye lüzum kalmaz. Ne diyeyim, kimin alacağı varsa böy- le bir senede müstenit olmasını Allah müyesser eyleye. Avukat Emcet Ağış. Kadın meselesinden kavga Üsküdarda oturan 29 yaşlarında Hayri ile Sami, bir kadın meselesin- den kavga etmişler Sami sopa ile Hay- riyi muhtelif yerlerinden yaralamış- tır. Polis Samiyi yakalamış, Hayriyi de tedavi altına almıştır. NOVOTNY' de

Bu sayıdan diğer sayfalar: