22 Ocak 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

22 Ocak 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22 Kânunusani 1938 AKŞAM Bahife 9 — Haftanın vakaları : Hollivutun meşhur yıldızlarından Ma- ron Davis gazetecilik yapmak için Ay. rupaya gelmiştir. Avrupadan mektup- lar gönderiyor. Marlon Davis Ame- rika gazete kralı Hearst'ün karısıdır. Londra radyosunda arapça neşriyata başlanması münasebetile Londraya giden İmam Yahyanm oğlu ve Arap şeyhleri Büyük bir serseri .Belçikanın Staviskisi hapishanede öldü Bir aralık 10 milyar frank servet sahibi olan hu adamın gözü doymuyordu Vaktile, dünyanın en zengin adamı olmuş bir çok siyasi hâdiselere sebe- biyet vermiş, imparatorluklar yıkmış olan Jullus Barmat Belçika hapisha- nesinde can vermiştir. Son senelerde Belçikada mühim bir rol a Stavlsklisi adı- ni almış ve bi” kaç ay başvekli Van Zeslandın iktidar mevkiinden çekil mesine sebebiyet vermiş olan bu bü- yük serserinin hayatı, merakla oku- nacak bir macera teşkil eder, Jultus Barmat Rusya yahudilerin- dendir. Ukraynada, bir yahudi haha- munın oğludur. Asi adı da Judko idi. Babasının arzusu, oğlunu kendisine halef, yani haham yapmaktı, Küçük Judko daha küçük yaşta, fevkalâde zekâsile kendisini göstermişti. On ya- şında iken ibraniceyi, tevratı mükem- melen okuyordu. Judko on üç yaşında iken ihtiyar babasını bir tarafa çeke- rek demiştir ki: — Zamanımızın icablarına göre yar şamalıyız. Halbuki biz, iki bin sene evvelki gibi bir hayat sürüyoruz. Ben hayata ve cidale atılmak azminde- yim. Babası sordu: — Ne olmak niyetindesin? — Evvelâ bu köyü terketmek ve şehre gitmek isterim, Ledy şehrinde- ki ticaret mektebine girerek ingilizce, fransızca, almanca ve rusça hesab ve hukuk öğreneceğim. Haham bu cevap karşısında küple- re bindi; — Asla!! Bu dersler, senin felâketi- ne sebebiyet verecek. İyi bir haham olmak için bunları öğrenmeğe hiç Mhtiyacın yok, dedi. — Ben haham olmak niyetinde de- — O halde ne olacaksın? — Ben de bilmem ama herhalde zengin olmak isterim. Şiddetli bir tokat Haham, oğlunun, bu sözlerine da- dı ve suratına şiddetli bir to- £ aşketti. Küçük Judko o tokattan sonra anasının kendisine gizlice ver- diği on ruble cebinde olduğu halde Ledy şehrine müteveccihen yaya ola- rak hareket etti. Şehre vardığı zaman beş rubleyi harcamıştı Şehirde de kimseyi tanımıyordu. Şokakta rasla- dığı ihtiyar bir kadın acıdı, kendisini yanına aldı. Yatmak için bir ot min- der verdi. Judko, ihtiyar kadın hesabına tüt- sülü balık satmağa başladı ve ayni zamanda da kendisini ticaret mekte- bine yazdırdı. Çocuk, bir taraftan ba- lik satıyor, diğer taraftan da mektebe devam ediyordu. Asıl Ismini bırakmış Jultus Barmat adını almıştı. Bir kaç ay sonra İhtiyar kadın, fazla satış yapmadığından kendisini kulübesin- den kovdu. Ekser geceler açıkta yattığı halde mektebini bırakmamış» ti. Bir müddet sonra ticaret mektebi- ni bitirdi ve hukuk fakültesine devam etmek emeline düştü. Fakat bunun için paraya ihtiyacı vardı. Babası, tahsiline devam için muk- tazi parayı vereceği ümldile köyüne döndü, Fakat babası kendisini kabul etmedi ve kendisi için yeni sefalet se- neleri başladı. Serseriyane bir hayat Artık şehirden, şehire dolaşıyor, hayatını kazanmak için her işe baş- vuruyor, fakat umumi kütüphanelere de uğrıyarak kitab okumağı ve malü- matını genişletmeği ihmal etmiyordu. Nihayet Felemenkte Roterdam şehri- ne düştü. Bir gece umumi bahçenin kanepesinde bitab bir vaziyette uyur- ken polis devriyesi tarafından kara- kola götürüldü. Barmat üç gündenbe- rlağzına bir lokma ekmek koyma- mıştı. Polisler kendisine acıdılar, si- cak çorba içirdiler. Karnını doyur- duktan sonra salıverdiler, Barmat karakoldan çıkar çıkmaz doğruca yahudi cemaatine gitti ve kendisine yardım edilmesini istedi. Orada bulunan bir musevi paçavracı- sı, kendisini yanına almağı teklif et- ti. Barmat nihayet kendisine bir mes- | beklesin. Yemin ederim k Julius Barmat lek bulmuştu. Şafak sökerken omü“ zunda bir torba, elinde uzun ve çen- gelli bir sopa bulunduğu halde sokak-; ları dolaşıyor, çöpleri karıştırıyor, pax Ta edecek bir şey bulursa torbasına indiriyordu. Bir aşk macerası Paçavracı yahudinin Klara adında güzel bir kızı vardı. Barmat genç kız sevdi ve patzonundan istedi. Paçavra-, cı yahudi, bu talebi keskin bir kahka- ha ile karşılıyarak cevap verdi: i — Kızım, senin gibi bir baldırı çıps lakla evlenemez. — Ya zengin olursam? evleneceğim, çünkü dünyanın en zen- gin adamlarından biri olacağım. Barmat bu iki yemini tutmuştu. Çünkü on sene sonra, mükellef bir otomobille Roterdüma döndüğü za- man, milyoner olmuştu. Barmat ihti- yar yahüdi paçavracının kapısı önün- de otomobilinden indi, hâlâ evlenme- miş olan Klarayı ve babasini yanına alarak doğruca hahamhaneye götür- dü ve orada nikâhını kıydırdı. Artık 'Barmat servetten servete koşuyordu, bir çok şirketler kurmuştu, kasasına milyonlar akıyordu. İki yüzlü bir oyun Büyük Harb, Barmata bütün zekâ ve şeytanetini göstermek için güzel bir vesile teşkil etti, Barmat bir taraf- tan Almanyaya erzak ve zahire satar- ken, öbür taraftan Fransa ve İngilte- rTeye de hizmetediyordu. Bir gün mareşal Hindenbufgdan mülâkat taleb etti ve İtilâf devletleri tarafından kendisine kürli bir çok teklifler yapıldığı halde, Almahyayı sevdiği için bu:teklifleri reddettiğini ve münhasıran Almanyaya hizmet et- mek istediğini söyledi. Hindenburg kendisini tebrik etti ve lâzım geld emirleri de verği. O tarihten itibaren Barmat Almanyanın hakiki levazım reisi olmuş, muazzam işler görmeğe başlamıştı. Fakat Alman imparalor- luğunun mağlübiyetini de evvelden sezmiş olduğundan, çok tetik davrüh- mıştı. 10 milyar franklık bir servet Barmst 1922 senesinde 10 milyar İranklık bir servet sahibi olmuştu. Fakat para hırsı gözlerini bürüdü- günden bu serveti kâfi görmüyor, da- ha fazlasını kazanmak istiyordu. Al- manya ile münasebetleri sayesinde, Alman bankalarından pek az bir faiz- le büyük krediler almış, fakat kendisi bu kredileri yüzde altmış gibi fahiş bir faizle bazı sınai teşebbüslere İkraz ete miti. Doktor Şaht, Barmatın bu rezilâne hareketini ihbar etmiş, skandal pat lak vermiş, Berlin polis müdürü de dahil olduğu halde Barmat ve ei nazırlar tevkif edilmişti. Ebertin rejimi, bu rezaletten e mış, o zaman Münihde bulunan B, Hitler bundan istifade ederek kendi siyasi nazariyelerini ortaya almıştı, (Devamı 13 üncü sahilede) ww i

Bu sayıdan diğer sayfalar: