1 Mayıs 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

1 Mayıs 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ŞE? İzmir yangın sahasında yeni binalar yapılıyor Fuar hazırlıkları devam ediyor - İlkteşrinde yeni belediye seçimi yapılacak İzmirden güzel bir görünüş İzmir (Akşam) — İzmirin yan- gın sahâsında imar hareketleri hızla devâm ediyor. Birçok Kimseler bele- diyeden ucuzca satın aldıkları arsa- lar üzerinde yeni ev ve apartımanlar yaptırmaktadır. Belediye, yangın sahasında üç kat- | tan yüksek apartıman inşasına mü- | saade etmemektedir. Belediyeler ka- | nunu mucibince yeni inşa edilmekte olan binaların hepsinin de mümkün olduğu Kadar geniş bahçeleri vardır. Binaların önlerindeki yaya keldırım- larına bina sahibleri tarafından par- ke döşetilmektedir. Yalnız denize ya- kın arsalar üzerindeki inşaatta te- maeller atılıncaya kadar güçlük çekil- mketedir, Bunun sebebi, açılan temellerden fazla su çıkmasıdır. Son hafta içiride yangın sahasında elliden fazla ey ve apartıman temelleri atılmışlır. Fuar ziyaretçileri Fuar komitesi, aldığı yerinde ted- birlerle bu sene fuara fazla ziyaretçi | geleceğini anlamıştır. Onun için ko- | mite reisliği yirmi bin tane beyan- name bastırmış, evlere dağıtmıştır. Bu beyannamelerde fuar münasebe- tile gerek memleket dahilinden, ge rek hariçten İzmire bu sene, geçen | yıllara nazaran daha çok ziyaretçi geleceği bildirilmiş, ziyaretçileri ev- lerinde - para mukabilinde - yaptır- mak istiyenlerin şimdiden komiyete | müracaatla adlarını ve evlerinin âd- reslerini yazdırmaları istenmiştir, Bu suretle evlerde kaçar oda, karyola ve yatağın ziyaretçilere tahsis edilebile- ceği anlaşılacaktır. Fuar istihbarat bürosu, şimdilik belediyede çalışıyor. Yakında Kültür Parkta çalışmağa başlıyacaktır. Bu yıl fuar sahasında daimi bir ransen- yeman bürosu binası inşa ettirile- rektir, Fuar afişleri ve plâm bastırılmış, lâzımgelen yerlere tevzi edilmiştir. Bu seneki fuar afişleri çok cazibdir, Belediyenin bu seneki varidatı Şehir meclisi, toplantılarına devam ediyor. Dslediyenin yeni sene bütçesi üzerinde yapılan müzakerelerde vâ- ridat bütçesi 1,221,001 lira olarak tes- bit edilmiştir Şehir meclisi Azası, dört yıllık dev- re mesaisini yakında sona erdirecek ve teşrinlerde yeni belediye seçimi yapılacaktır. Dört yıl içinde İzmir belediyesinin yaptığı muhtelif inşaat ve icraat ve vücude getirdiği eserlerden mürek- keb albümler hazırlanmaktadır. Bu albümler şehir meclisi âzasına birer hatıra olarak tevzi edilecektir. Ayni zamanda şehir meclisi meşaisi sona erince, belediye reisliği tarafından fuar gazinosunda bir veda ziyafeti verilecek ve belediye telsi Dr. B. Beh- i AKŞAM Diyarbakırda yeni inşaat Belediye Yenişehirde bir nümune evi yaptırıyor | Diyarbakır (Akşam) — İnşaat mev- simi gelir gelmez her tarafta büyük bir çalışma başlamıştır, Belediye Nü- ! mune evinin inşaatı kışın şiddetinden tatil edilmişti. İnşaata bir ay kadar evvel tekrar başlanmış ve birinci kat ikmal edilmiştir. Şimdi bu Nümune evinin üst kısmının betonları dökük mektedir, On bin küsurlira keşifli olan bu ev halkın sur dışında yapa- cakları evlere bir nümune teşkil ede- cektir. Yenişehirde yapılacak evler bu ve bundan biraz daha az para ile ya- pılabilecektir Yenişehirde halkın daha az bir pa- ra ile ev yaptırabilmelerini temin için de ayrıca yerler ayrılmıştır. Proj& ve plânı ikmal edilip tasdik edilen yeni sahada arzu edenler belediyenin gös- tereceği şekli ve proje dahilinde ve kuvvel maliyelerinin müsaadesi nis betinde burada ev yaptırabilecekler- dir, İpek böcekçiliği mektebi Epeyce zaman evvel burada bir ipek böcekçilik mektebi açılmış ve tedrisatı kira ile tutulan gayrimüsaid evlerde yaparak bir çok talebe yetiştirmeğe muvaffak olmuştu, Bu noksanlığı dikkat nazarına alan hükümetimiz burada bir ipek böcekçilik mektebi yaptırılmasına karar vermiş, yapılan keşfinde bu en lüzumlu mektebin sur dışındaki Yenişehirde yapılması ten- sib edilerek keşifnamesi ve projeleri o yolda tanzim edilmiştir. İhalesi yapı- lan bu mekteb binasının bir aydanbe- ri inşasına başlaharak temeller iki metre kadar yükselmiştir. Şehrimizin büyük bir noksanlığını ikmal edecek olan bu mektebin sonbahara doğru inşaatının ikmal edileceği o kuvvetle tahmin olunabilir. çet Uz, dört yıl içinde belediyenin yaptığı işler hakkında bir nutuk söy- liyecektir. Fuarda — Aydın, Bergama, Mene- men, Ödemiş ve Kuşadası gençleri ayrı ayrı günler hazırlamaktadırlar. Zeybek oyunları, milli kıyafetlerle eğ- lenceler tertib edilecek, çok güzel ve eğlenceli günler geçirilecektir. Göztaşıi pahalı Bağlar yaparak vermeğe başlamış- tır. Onun İçin bağcılar, asmaları göztaşı İle Hâçlıyorlar. Şimdi burada göztaşı flatleri yükselmiştir. Vilâyet elddi tedbirler almıştır. Dün akşam saat 18 de Beyoğlunda Roma klübünde klâsik bale ve Tüp | Gülümhan şiddetle alkışlanmışlardır. dansları resitali verilmiş, piyano r8- fakatında davellilere muhtelif danş şekilleri gösterilmiştir. » Klâsik danslarda genç kızlar çok muvaffak olmuş, bilhassa bayan Pes | muş, uzun uzun alkışlanmışlardır. Roma klübündeki danslar Yukarıda resmini gördüğünüz yat, Amerikanın Moskova sefirine aittir. 1 Mayıs 1938 rihan Barkmay ile kardeşi bayani Davetlilere bir saat süren çok parla” bir dans ziyafeti verilmiştir. 'Töp” danslarda da gençler muvaffak Ok” İsmi siklaudur, 2323 tonluktur. Dün Cenovadan limanımıza gelmiştir. Bu gün Odesaya gidecektir. Dumlupınar değil, Ülkü yati okulu talebesi 26 nisan tarihli nüshamızde İzmir. de Çocuk bayramına sid resimler vâr- dı. Resimlerden birinde Dumlupınar yatı mektebi talebesi yazılmıştır. Hal- buki bunlar Ülkü okulu talebesidir- ler, Bu yanlışlığı düzeltiriz. Kadınlardan mürekkeb bir, ilim heyeti geldi Dün Viva 2 adlı bir yatla şehrimize bir kadın ilim heyeti gelmiştir. Hes yet dokuz kişiden mürekkeptir w€ Amerikanın tanınmış milyonerlerin« den bayan Hurtinin riyasetindedir. Heyet bir müddet şehrimizde kalarali telkikatta, bulunacaktır, —— ——— — — — — UZAKE Aşk ve macera romanı 'r Nakleden: (Vâ — Nâ) Hiç bir hata işlemediğini mi söy- lüyorsunuz? Öyleyse ben, bu facianın. | birçok sahifelerini iyi bilmiyorum. l Delikanlı tekrar etti: | — Evet, hiç bir kabahatı yok! Şayed| 9 lekeli bir kız olsaydı ben evlenmeğe talip olmazdım. Kurban gitti... Kurban mı? — Öyle ya, efendim. Ve Cahid, bütün meseleyi anlatma ğa başladı: Peymanın yardırnını, çete gibi elbirliği edip hareket ettiklerini, Boğaziçinde dinlediklerini... Hulâsa, hepsini, hepsini... Vahid bey öfkeyle yerinden kalkıp gene oturuyor: — Vay keratalar!,, « diye söyleni- yordu. O: sırada, doktor Rahmi göründü. O, Cahid'in buraya geleceğini biliyor- du, Yanhanede birleşmek üzere karar vermişlerdi, Vahid bey, doktoru gö- rünce sevindi; — Haydi, çocuklar! - dedi, - Şurada hep beraber, yazıhanede yemek yiye- lim, Zira adamcağız henüz hiç bir şeye | karar vermediği için evine dönmek is- temiyordu, Rahmi de, Cahid de mem- nuniyetle teklifi kabul ettiler. Eve gel- miyeceğini haber vermek üzere, Va- hid bey telefonu açtı, Makinede muhavere başlar başla” | maz, adamın yüzü değişti, Hayret ve | ıztırabla konuşuyordu. Odadakiler de, işittikleri cümle par- Zavalhcık Feriha... | msdise ne olmuş?... Ne olabilir" Tefrika No. 37 çalarından bir facıanın cereyan etti- ğini anlıyorlardı: — Ne?... Bana mı telefon edecekti- i Ne oldu?... İyi anlamıyorum... Daha hızlı konuşun... Nasıl?... Bir ka- za mı? Ferihaya kaza mı olmuş?... Ne kazası?.. Evden çıkmıyacaklardı ki... Hayriye de yanında mı imiş?... Çık- . Hay- di söyle! Ne saklıyorsun?.. Söyle!.. Kendin! mi zehirlemiş?... Ablası teda- vi mi ediyor?... Şimdi... Şimdi... Şimdi geliyorum... Vahid bey, misafirlerine dönerek: — İşittiniz ya... - dedi, - Feriha ken- dini zehirlemiş! Ben eve gidiyorum... Cahid: Biz de sizinle geliriz! - dedi, şlâ yazihaneden dışarı çıktılar. Otomobil kapıda hazır duruyordu. | Önden koşan Vahid bey, arkasısıra gelenleri beklemeden © atladı. Ca- hidle Rahmi bir taksi arayıp bul mağu mecbur kaldılar. Yolda konu- şuyorlardı: — Bu hadise sabahleyin evde kız- larile Vahid bey arasında cereyan | &len vakanın neticesidir. - Diye dok- tor Rahmi - arkadaşına izahat veri- | yordu. - Bana Hayriye telefon etti. Meseleyi anlattı. O, seninle hemşire- sinin İzdivacı için, aradan Aydemirin kalkması zaruri olduğunu düşün- müş, çocuğu kendisine evlâd etmiş. Bu suretle meseleyi halledeceğini ummuş, Fakat Vahid bey tesadüfen işe vakıf olunca, aralarında hayli gü rültülü bir münakaşa cereyan et- miş. Nihayet Ferihanın başından ge çen felâket ortaya çıkmış... Seninki, çocuğu ablası oldığını duyunca fe- na halde kızmış. Cahid: — Demek bu intihar teşebbüsü de ondan ileri geliyor. - diye eseflen- di. - Öyleyse Feriha, benimle evlen- mek ihtimaline mebni, çocuğile yaşa- mağı tercih etti. Bu şerait tahtında... Rahmi, sözü keserek: — İşte, geldi! - dedi, Sokak kapısı açıktı. İçeriye girdiler. Ortada ne bir uşak, ne bir hizmetçi... Evlerin felâ- ket anlarına mahsus bir kargaşalık hissediliyordu. İki erkek, telâşla merdivenlerden yukarı çıktı. Bir hizmetçi elinde | küvet geçiyordu. Helecanla sordular: j — Küçük hanım nasıl? — Ablası tam zamanında yetiş- miş... - Elinde taşıdığını işaret ede- rek - zehirin tesirine fırsat bırakıl- madı. Cahid, geniş bir nefes aldı. Rahmi İ bunun farkına vararak gülümsedi. Odanın eşiğine yaklaştıkları za- man, Vahid bey, onları gördü. Ak nındaki iri ter damlalarını silerek bitab, fakat müsterih bir halde: — Gelin... Girin çocuklar... - de- di. - Ah bu kız ah... Şayet yaptığı de- Wlikte muvaffak olsaydı, halim ne olurdu, bilmiyorum... Ablası bu s& fer de gene onun Imdadına yetişti... Halbuki ben, kızlarımın bütün buh- ranlı zamanlarında onlara karşı ya lâkayd, ya sert davrandım. Müteessir nazarlarile evlâdlarına baktı, Kirpiklerinin ucunda iri birer damla yaş belirdi. Dalma vakur ve neşeli görülmeğe adamın bu perişan hali iki erkeği cidden müteessir etti. Hayriye, beyaz geceliği içinde bal- mumu gibi sararmış yalan Feriha- nın başı ucunda bir şefkat meleği gibi dolaşıyordu. Rahmi onu o halile görünce öyle müteheyyiç oldu ki, Vahld beyin eli- ne sarılarak: — Siz kızlarınızdan dolayı müles- sir olmak şöyle dursun, bilâkis ifti- har etmelisiniz... Bakınız Hayriye hanıma... Ne mükemmel bir insan... Onun gibi evlâd yetiştirmek kaç ba- | bâya nasibdir. Hem doktorluk sa- natında mükemmel,: hem kadınlık şefkati, -hem de kliniğe “günlerini vakfettirerek yetiştirdiği çocuklar... Vahid bey, sonuncu defa olarak si- temli bir nazarla baktı: — Mükemmeldir, evet, itiraf ede- | | rim... Fakat ne terbiyesine, ne zekâ- sına uymıyan bir iş yaptı... Bunu ne suretle tefsir etmeli?... Mümtazla son dakikada evlenişini doğrusu hazmedemiyorum... — Bilâkis bu hareketi onun ne yüksek insan olduğunu isbat eder... O kendini hemşiresinin rahatı ve to- rununuzun istikbali ve şerefi için fe- da etmiştir. Ve sesi titriyerek ilâve etti: — Mümtazın ismini taşımasına isyanınızı hakh buluyorum... Mü- saade ederseniz, bunu silmek pek kolaydır... Feriha, gözlerini açtı, gülümsedi. Hayriye de, doktorluğunun ağırlığı- nı unutarak, bir genç kız heyecanı gösteriyordu. Yanakları kıpkırmızı olmuştu. Cahid, hastanın ferahladığını, açıl- dığını görünce büyük bir sevinçle alışılmış ihtiyar | yaklaşlı, genç kızın ince ellerini rl içine aldı; muhabbetle göze lerinin içine baktı. | oDoktor Rahmi heyecanlı tereddid bir sesle; — Beni damadlığa kabul eder mis siniz? - dedi. - ben Hayriye hanım$ ismimi vermekle, hayatımın en büs yük saadetine kavuşacağım... Klinle ği birlikte idare ederiz.. Ve en se“ vimli, en kıymetli müştefimiz de Ay de olacak. Feriha, kaşlarını çattı: ji Hayır, olmaz, değil mi, Ca hid? . dedi. Cahid galiba, «Feriha nasıl istere se...» demeğe hazırlanıyordu. Fakafl vakit kalmadan, Vahid beyin iş ha“ yatında herkesi «pekis dedirimeği mecbur eden kati, azimkâr ve âmis rTane sesi duyuldu: — Çocuklar!... Şimdiye kadar si lere karşı fazla munis davrandım.4 Her hareketinizi istediğiniz gibi yap* tınız... Görüyorsunuz ki gayet çap* raşık yollara saplınız... Fakat bun dan sanra benim söylediğim olacak. Cahid, oğlum!... Bu sinirli ve hastal kızı sana emanet ediyorum... Seni ona hem ağabeylik, hem kocalık yas parsın... Tedavi için seyahate ihtis yacı var; en muvafığı da, balayı ses, yahatidir... Sizse, çifte doktorlar, birbirinizi seviniz ve kliniğinizde bedi baht ve kimsesiz çocukları yetişti rerek insani hizmetinize devam edis niz... Aydemire gelince, hepinizin bit eşi var... Ben yalnızım... Her halde, iki annesi de torunumu bana çok görmez... İhtiyarlığımı onunla geçi ririm; onun bu aileye lâyık, mükeme mel, şerefli bir genç olmasına çalış, rm, ve mü — SON — EF SEPFE EBEEFBEE g BEBAEEEBEES SBEEFE HABEF BE DPEKERB EFBSBEBESEİŞ EB, PSE,EEREE

Bu sayıdan diğer sayfalar: