6 Mayıs 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

6 Mayıs 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— nin 879 liye ilâ- za“ ha- © iye- gek yası di iler Zeldi arak bur. 1zi- ine yatti inük dat n ite © Mayıs 1938 AKŞAM AKŞAMDAN AKŞAMA Fakir ihtiyarlar Bazı işler kanunla onlara hasredilmeli! Bir ihtiyardan mektup aldım; yü- reğim sızladı: Şimdiki neslin yaşlıla- Ta karşı her cihetçe nasıl insafısız olduğunu anlatıyor. I — Evvelden ak$akallılara bir hür- met vardı, Şimdi ne sakal kaldı, ne hürmet! 2 — Evvelden ihtiyarlık tecrübenin Sığınağı sayılırdı. Biz gençken kuv- Vetimiz, teşebbüsümüz, cesaretimiz, atılganlığımız lüzumundan fazal ih- mal edilirdi. Bütün yüksek makam- Jarı ihtiyarlar, hodbince kaplarlardı. «Sizde bekleyin, sıra gelecek!» der- lerdi. Fakat şimdi de aksi oldu: İhti- yar mısın? Yaşın altımışı geçti mi? Yallah kapı dışarı! Hulâsa hem genç- liğimizde, hem ihtiyarlığımızda gad- Te uğradık), Manevi ve maddi cihetlerden şim- diki ihtiyarların maruz kaldıkları fe- İâketleri saymakla bitiremiyen ka- rim, kendi haline geçiyor: «Ben ve benim gibiler ne bedbaht insanlarız ki, bu kadar uzun yüşa- dık. Zamanımızdaki düşünce kaydı: Tasarruf fikri memlekette doğmamıştı. Ne kazandık, yevmün cedid, rızkun cedid yiyor, bitiriyor- duk, « — Allah kerim; kısmetimizi ve Tir... Yaşımız ilerleyince, halimize in- Saf ederek kayıran bulunur elbette... * diye (Tanrının bildiğini kuldan ne Saklayayım?) Kaç kere aklımdan keçirmiştim. «Fakat hani kayıran? Bizim âhırı ömrümüzde, aile rabıtaları bile gev- Şedi, Torunlarımızdan dahi hayır Yok!... Nerede kaldı ki ağyardan!.. «Mecalimin az olmasına rağmen, Balışarak ekmek parasını kazanmak İsliyorum... Bütün kapılar yüzüme örtülüdür. Hem de kanunla! « — İntihar mı edeyim? - diyorum. « — Halinize acıyoruz. Fakat ne Yapalım? Bu yaştan sonra sizi alama- Yız. Nisamlar mâni! - diyorlar. sÇıldırmak derecelerine geldim. Bu tarzda usulleri koyan medeni mem- leketlerin diğer taraftan da yaşlıları Siyanet için sandıkları, hayır cemi- Yetleri, ihtiyar inzivagâhları, her mesleğe göre tekaüdiye usulleri ilh, kurduklarını biliyorum. Biz, şimdi- lik ancak yaşlıların aleyhinde ne var- Sa onu yaptık. &« — Gençler! İş başına... Gençler! Her şey sizin... «Fakat ihtiyarlar ne olacak? Ve €sasen gençler de bir gün bizim yaşı- Miza varmıyacak mı? Âtilerini dü- Şünmek mecburiyetinde oldukları İçin bizi bugünden kayırsınlar da, bu, Cemiyette bir âdet hükmünü alsın... Yoksa şimdiki gençlerin de istikbal- eri fenadır! o Gençlikleri geçicidir. li sanmasınlar! Kariimin feryadnamesinden müte- €sir ve mütenebbih olmamak kabil değil! o Ötedenberi bu sütunda her türlü içtimai teşkilâtımızı koruma- Muz zamanı gelip çattığını yazıp dur- e Ona ilâveten, şunu da söyliye- Öyle kolay işler vardır ki, gençleri bunların başında bulundurmak ten- belliğe bile sevkeder; onlara zarar ve- Tir. Devletin müesseselerinde olsun, Şahsi işlerde olsun, bu gibi işler ted- — Afedersin bay Amca, bizim kız- mü pe) rar | | Esnafa tifo aşısı bitmek üzere | İ o Önümüzdeki yaz mevsiminde yeni | müzakere Umumi müdür «ihtilâfları kö- künden halletmeğe çalışaca- ğım» diyor Nafia Vekâletile Elektrik Şirketi arasında, Ankarada cereyan eden mü- zakerenin inkıtan uğraması üzerine, Şirketin Belçikadaki umum! müdü- rü B, Spesiyal'in geldiğini yazmıştık. Metro hanında kendisini ziyaret eden bir muharririmize, B. Spesiyal demiştir ki: Ankarada Nafia Vekâletile gö- rTüşmek üzere memleketinize geldim. Aradaki ihtilâfları kökünden hallet- meğe çalışacağım, Şirketin imtiyazını hükümete satmağı henüz düşünme- dik. Şimdilik böyle bir şey mevzuuba- his değildir. Çıkarılan ecnebi memurların yeri- ne kimlerin tayin edileceği henüz te- | karrür etmemekle beraber, bu mesele de pek yakında halledilecektir. | bir tifo salgınına meydan vermemek üzere halkia temas eden esnaf bir müddettenberi tifo aşısına tabi tutu- Juyordu. Esnafa yapılan aşı bitmek üzeredeir. Sıhhiye müdürlüğünün gösterdiği lüzum üzerine mektep talebesine de tifo aşısı yapılmasına başlanmıştır. Aşı, 1 hazirana kadar ikmal edilecek- tir, Karısını yaraladı Kendisine itaat etmediğine kızmış Kadıköyde oturan Ali karısı Ayşe- yi, kendi memleketi olan Erbaaya götürmek istemiş, karısı buna muvâ- fakat etmeyince taşıdığı bıçakla Ay- şeyi sal memesi altından tehlikeli surette yaralamıştır. Elli iki yaşlarında olan carih Dur- muş, zabıtaya verdiği ifadede karısı- nın kendisine itaat etmemesi yüzün- den vurduğunu itiraf etmşitir. Haydarpaşa hastanesine yatırılan Ayşenin yarası ağırdır. Lise ve orta mekteplerde im- tihanlar şifahi olacak Şimdiye kadar tatbik edilen usule göre, liselerle orta maketeplerde hem şifahi, hem de tahririi imtihanlar ya- pılıyordu. Tahriri imtihanların sual- leri de Vekâletçe hazırlanrak gönde- riliyordu. Maarif Vekâletince verilen karara göre, bu sene liselerle orta mektepler- de yapılacak imtihanlar tamamile şi- fahi olacak ve talebeye sorulacak $u- alller de mümeyyizler tarafından in- tihab edilecektir. orana kik ve tesbit edilmeli ve kanunen bunlarda ancak filânca yaştan son- rakiler kullanılmalıdır ki, cemiyeti miz, yaşhlara karşı mütemadiyen haksızlık işlömek töhmetinden biraz olsun kurtulsun! (va - Nü) ŞEHİR HABERLERİ Elektrik şirketile| Haklı şikâyetler Havuza akan apteshane Şayed bütün bir kalabalık, sa- bah akşam bir duvar dibini abdes- hane larında kullanırsa, elbette o mahal kokar, civardakiler ra- hatsız olur; ve böyle bir vaziyet elbette şehir için utançtır. Kabataşta tam iskelenin yanın- da bir havuz vardır. Bütün kirleri bu havuzun durgun suyung ak mak üzere, tam yarında bir umu- mi abdeshane yapılmıştır. Sanki boğazın diğer münasip bir akıntı- lı yeri yokmuş gibi!.. Civardaki mahkalle, inhisarlar, iskeleyi ve açık hava kahvelerini dolduran halk, araba vapurile geçen veya motörlerine binen ecnebiler, yer- Hiler, bahusus durgun, sıcak hâ- valarda öğürtüler hissediyor, Di- zar oluyorlar. Evvelce de yazılmıştı, ehemmi- yet veren olmadı. Fakat bu kadar makul bir musırrane itiraza ve milkerrer şikâyete karşı, ya: — Kokmuyor, sıhhate mumr değildir, o civarda rahat rahat oturulabilir! - diye cevap vermeli... Yahud da: O abdeshaneyi oradan başka yere nakletmeli. Her halde ancak ikinci şekil ka- bili tatbiktir!. Iki kadın arasındaki kavga Maznun : “Ne dövdüm, ne yüzünü yaraladım,, diyor Parmakkapı civarında oturan El adında bir kız geçenlerde mahkeme- ye müracaat ederek ayni apartıman- da oturan Hayriye adında bir kızla aralarında çikan kavgada Hayriyenin kendisini döverek yüzünü tırmaladı- ğını ve yüzünde iz bırakan bu yarar nın çehresindeki güzelliği bozduğunu iddia etmiş, Hayriyeden tazminat İs- temişti. Davaya el koyan dördüncü ceza mahkemesi üç kişilik bir ehli hibre teşkil ederek davacı Elinin yüzün- deki yarayı tedkik ettirmiş ve heyet, bu yara izinin, Elinin güzelliği üze- rine hiç bir tesir yapmadığını bildir. Dün dördüncü ceza mahkemesinde bu davaya devam edilmiştir. Bu cel- sede maznun Hayriye mahkemeye gelmiş ve şunları söylemiştir: — Ben Eli ile kavga etmedim, yü- zünü de yaralamadım. Bundan ha- berim yoktur. Eli bana iftira ediyor. Sözleri tamamile asılsızdır. Hayriye bunları söylerken hâkim huzurunda heyecanlanarak ağlama- rını vermek üzere muhakemeyi baş- ka güne bırakmıştır Yalova kaplıcaları için bro- şürler hazırlanacak Deniz Bank, Yalova kaplıcalarını yabancılara da tanıtmak için bro- şürler hazırlatacaktır. | Son yağmurun zararları İtfaiye binalardaki sulari boşaltmakla meşgul Şehirde son yağan sağanak halin- deki yağmurlar tahmin edildiğinden fazla zarara sebeb olmuştur. Bir itfa- iye grupu, evelki gün sabah saat dokuzdan akşama kadar Kasımpaşa Hâkim sokağı ile Tahtagazi mahalle- sinde su basan evlerin suyunu bo- şaltmakla uğraşmış, bu ameliye dün sabah dokuzdan öğleye kadar da de- vam etmiştir. Bundan başka, Yenişehirde su bâ- san dört evin sularını boşaltma işi dün de devam etmiştir. Dün, Yenişe- hirde boş ve küçük bir kulübe çök- müştü, içinde kimse bulunmadığı için nüfusca zayiat olmamıştır. Bele- diye zabıtasına verilen bir emirle; min- takalarında tehlikeli vaziyette bina olup olmadığının tesbiti itsenlimiş- tir. Kasımpaşa, Yenişehir ve civarında geçilmez bir hale gelen sokaklar da derhal tamir edilecektir. İnhisar depolarından tanzifi- yeve tenviriye alınmıyacak İnhisar idaresine mensup depolar- dan şimdiye kadar tanzifiye vergisi ve tenviriye resmi alınıyordu. İnhi- sar idaresinin şikâyeti üzerine bu gibi müesseselerden tanzifiye ve tenviriye alınmaması kararlaştırılmıştır. Yaz tarifesi Adalar arâsındaki seferler için hazırlık yapılıyor Deniz Bank işletmesi yaz hazırlık- larına devam ediyor. Bu seneki yaz tarifesinde bir çok yenilikler yapma- ya karar veren Akay, Adalar arasında tir, Körfez vapuru bir hafta, on güne kadar limanımıza gelecektir. Bu va- pur Kınalıadadan itibaren tekmil Adalarla Yörükaliye uğrıyacak ve Ana- doluyakasına geçerek yoluna devam edecektir. Dönüş ayni şekilde Anado- lü yakasından Adalara-geçmek sure- tile olacaktır. Arazi vergi itirazlarını tedkik için 3 komisyon daha teşkil edilecek Arazi vergilerinin tahakkuk ve tah- sili belediyeye geçliklen sonra vergi itirazlarının da tedkiki belediyeye bağlanmıştı, Arazi vergilerinin itiraz- larını tedkik eden iki komisyon, bü- tün müracaatları tedkike kâfi gelme- diğinden, yeniden üç komisyon daha teşkili kararlaştırılmiştar. Yeni on liralıklar geldi Cümhuriyet Merkez bankası tara- fından Londrada bastırılan yeni on Tiralıklar gelmiştir. Öğrendiğimize göre, yakında teda- vüle çıkarılacaktır, Bay Amcaya göre... ... Babahleyin nişanlısiyle beraber “©. Ben göndermek & istemedim | İS nişanlısını bu taraflarda gördün | evden çıktılar, gece oldu, hâlâ dön- | amma, o babâsı yok mu, ah o babasıl.. Poe mediler... salın mevsimidir geştü güzarın) deyip salıverdi... -.. İşl şairliğe döktü de IÇık gülzüra Bahife $ ISTANBUL HAYATI Çeyreğe bir adam! Rahmetli büyük annem her neden- se salı gününü pek sevmez; havasile, güneşile haftanın diğer günlerinden hiç de farkı olmıyan zavallı salıya büyük bir şeamet isnad ederdi, Salı günü çamaşır yıkattırmaz, yeni dikil. miş bir elbiseyi giymeğe razı olmaz, o gün yeni bir işe başlanacağını işi- tince minderinin üstünde ağrıklı diz- lerini uğuşturarak bir kaç lâhavle çe- kip: — Salı günü işe başlanmaz. Sonu uğursuz gelir. Bunu çarşambaya bi- rakmalı, Diye kati emri verirdi. çıktı, Saat on sıralarında Beyazıddan inerken yağmur başladı. Yaz yağmu- rudur, biraz sonra durur diye yola de- vam ettim. Fakat ümidim boşa çıktı, Hava gittikçe karardı. Tepemde kor- kunç gürültüler başladı, Yağmur ta- neleri irileşti, sıklaştı, Kuvveti bacak- lara vererek koşa koşa Valde camiinin. ilerisinde bir dükkânın saçağı altına girdiğim zaman paçalarımdan sular sızıyordu, Ayni vaziyette yanıma sığı- nanlarla beraber uzun uzun bekleştik. Bulutlar gittikçe tepemize çullanıyor- lardı. Derken yukardan bir çağıltı duyuldu. Yokuştan inen bir çamur ır- mağı süratle etrafı kapladı ve yüksel- Yeşilköyde bulunan cesedin hüviyeti anlaşıldı Yeşilöky deniz feneri önünde bu- lunan kadın cesedi hakkında zabıta- ca yapılan tahkikat bitmiştir. Bu kadının uzun müddettenberi akıl hastalığına mübtelâ olan ve Kadıköyde bayan Güzidenin yanın- da çalışan 66 yaşlarında Rukiye ol duğu taayyün etmşitir, İlkmekteplerin imtihan günleri Vilâyet ilk tedrisat meclisi bugün vali muavini B. Hüdainin reisliği al. tında toplanacak ve ilkmekteplerin imtihan günlerini tayin edecektir. Se ör — ERSEK zin ar teri Aa ii iü A evrene ça SAL

Bu sayıdan diğer sayfalar: