12 Mayıs 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

12 Mayıs 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 Mayıs 1938 me AKŞAMDAN AKŞAM —— : G8 a Basit ve “adi, üslüp Ulus gazetesinde genç arkadaşımız Yaşar Nabi'nin bir yazısını okudum. © Mealen naklediyorum; diyor ki: — Basit (o üslüp vardır, bayağı üslüp Vardır. Bizim matbuatta ikincisine sık sık raslanıyor, Osmanlıca yıkıldıktan sonra, herkesin anlıyabileceği basit tarz zuhur elti, Bu, âlâ idi. Fakat ondan sonra, bazı Muharrirler, argo çeşidi kelimeleri yazı diline soktular. Bu hiç bir memlekette ol- Msryan, bize has kötü bir yoldur. ilh... Düşündüm, taşındım; etrafıma bakındım, Eğer bu töhmetse, birazı- nin da bana teveccüh ettiğini anla. dım. Kendimi yebü hususta bana benziyen meslekdaşlarımı müsaade- lerile müdafaa edeceğim. Tariften anlaşıldığına göre, meselâ «aldırış etmemek, üstünkörü, salla- Pali, hulıpırtı, külüstür, fiyakalı, Üh..» gibi kelimeler, eyaradana yan bukar, sinek kaydı, cennet öküzü» gibi tabirler bayağı.. Bunları kul anmak suç... Daha doğrusu, bunlar, kiymetli arkadaşımız Yaşar Nabi'nin Arzusu üzere, ancak hikâyelerdeki, Tomanlardaki muayyen eşhasa sarfet- tirilmeli; bizzat müellif fikrini be Yan ederken, kullanılmamalı... Osman Cemal Kaygılı, Sermed Muhtar Alus, kısmen Hikmet Feri- dun Es ve Cemal Refik gibi, ben de bu kaideye riayet etmiyenler arasın- dayım. Fakat sebebide var. Hattâ şimdi şu salırları doğru dü- Tüst efendi elendicik, ceketinin önü İlikli bir üslüpla yazabildiğim halde, Arada sırada - of, patladım bu kadar Merasim çerçevesi içine girmekten! - Argo skaçırıveriyorum!».. Fakat bunda mazur görülmemi İs- Üyeceğim. Sebebi de: Bizler, ilerde tuhur edecek bitaraf bir münekki- din insafla elbette tasdik edeceği gi- bi muayyen hedefi olan bir edebi Mesleğin naçiz mensuplarıyız. Belki izin bu iştirakten, bu yol beraberliğinde haberleri bile yok- tür; fakat hakikat bu merkezdedir. Daha mektepte okuduğumuz za i, daha «lemiz türkçe - hece vezni. cereyanının başlangı- rai itibaren şöyle bir emelimiz — Halkı dinlemek, onun bütün “özlerini yazı diline geçirmek. Orhan Seyfi, Yusuf Ziya, Faruk Nafiz, Halid Fahri, Ömer Seyfeddin, Reşad Nuri, Mahmud Yesari, Peyami Sala, ilh ih... Bu muazzam ve çok Yecheli işi muhtelif sahalarından Yaptılar. Yukarıda ismini geçirdiğim sargocu. arkadaşlarım da kısmen bu Sonuncuların sahalarına iştirak et- mekle beraber, kısmen de B. Yaşar Nabi'nin bayağı saydığı kelimeleri, tabirleri topladılar; yazılarına koy- -. Bunlar arasında benim de im vardır... Ve bu işi, - kendimi ŞEHİR HABERLERİ Damacanalara : - emniyet musluğu konacak Belediye ihtira sahibile müzakereye girişti Memba sularının konulduğu da macana, fıçı gibi kaplara hileli su ka- rıştırılmaması için ötedenberi bazı tedbirler alındığı halde bunların hiç- birisi müessir olmamış, hileli su satı- şının tamamen önü alınamamıştır. İnhisar idaresi memurlarından bir zat, damacana ağızlarına konmak üzere, madeni bir emniyet musluğu ihtira etmiştir. Bu musluk, emniyel- li tertibatı hâiz olduğundan, kaba su | konduktan sonra hususi bir şekilde mühürlenmekte ve kap içindeki suyu boşaltmak mümkün olduğu (halde musluğun mühürünü sökmeden dar macanaya koymak kabil olamamak- tadır, Belediye fen heyeti tarafından bu musluk tedkik edilmiş ve bazı teo- rübeler yapılmıştır. Belediye, ihtira sahibile anlaştığı takdirde bu musluğun ihtira imtiya- zını satın alacak ve bütün su dama» canalarına bu musluk takılacaktır. Musluk bulunmıyan damacanalar- la su nakledilmesi yasak edilecektir. Bu sayede hileli su satışının önü alı- nacağı tahmin ediliyor. Denizbank Umum Müdür muavini Almanyadan döndü Todkik ve temaslarda bulunmak ü- zere Almanyaya giden heyetten Deniz- bank umum müdür muavini B. Tahir Kevkep şehrimize dönmüştür, Diğer umum müdür muavini B. Harun ile heyet azaları orada kalmışlardır. Heyek yeniden ısmarlanan ve 1ısmarlanacak olan vapurlar hakkındaki temaslarını yakında bitirerek şehrimize dönecek- tir. Imar işi B. Prost bir mimar ve ressam tavsiye etti İstanbul imar plânının tatbikine başlanmak üzeredir, Bu sebeple Be- lediye fen işlerinin, bilhassa İmar mü- dürlüğünün işleri çok artmıştır. Şehrimize tekrar gelen şehircilik mütehassısı B. Prost Parisin maruf mimar ve ressamlarından B. Joberin İmar müdürlüğünde çalışmasını Be- lediye reisliğine teklif etmiştir. Bu teklif kabul edilirse B. Jober imar plânının tatbiki sırasında tezyini iş- lerle uğraşacaktır. B. Prostun teklifi Belediye reisliği tarafından Dahiliye Vekâletine ya- almıştır. Vekâlet bu teklifi tasvib eder ve Heyeti Vekile kararı istihsal edi- lirse, B. Prost gibi, B. Jober ile de bir mukavele imza edilecektir, tehlikesine maruzdu ki cidden yazık olurdu. İşte yazılı ve basılı kaldı. Her halde ben ve arkadaşlarım zararlı bir iş yapmış değiliz. Yoksa, argo İle lügatin başka baş- ka şeyler olduğunu biliriz; müstakbel ediplerin bunları biribirlerinden ayırd ederek her sözü yerli yerinde kulla- nacaklarına ben kendi hesabıma eminim. Bilmem, genç arkadaşımı tatmine muvaffak oldum mu? (vâ-N0) Haklı şikâyetler Gece tramvaylarına müşteri alınmalıdır Tramvay şirketi, geceleri çalı- şan amelesinin evlerine dönebi- meleri için ücide, üçte tramvay İş- letiyor; işçilerini şehrin uzak semtlerine kadar naklediyor. Fakat bu arabalara bir milşte- ri binmek istediği takdirde, ba- zan: — Yabancı alamayız. Bu araba bizim ameleye mahsustur! - de- niyor. Halyuki geceleyin evlerine dön- mek mecburiyetinde kalıp saaf- lerce yolu yaya yürüyen pek çok meslek erbapları vardır. Matbaa işçileri bu meyandadır. Onların nakli için de çare dü- şünmelidir. İlk tedbir olarak bil- tün amele arabaları müşteri ka bul etmelidir. Nor; Karilerimizin diğer şikâyet ve di- lekleri 10 uncu sahifemizdedir. Mebus ve belediye seçimi için Evlere birer sual varakası dağıtılmasına başlandı Mebus ve belediye intihablarırıda kolaylık olmak üzere evlere birer sual varakası dağıtılmasına başlanmıştır. Sual varakaları aile reisinin ve yahud alle reisi namına hareket edenlerin imzaları mukabilinde o yerilmektedir. Bu sual varakaları on gün mühletle evlere bırakılıyor. Her aile reisi sual varakasında bulunan suallere cevab vermeğe mecburdur. Memurlar on gün içinde tekrar gel- dikleri zaman varakasını henüz dol- durmıyan aile reisleri, varakanın ken- dilerine verildiği tarihten itibaren on gün içinde, bu sual varakalarını biz- zat belediye şubelerine götürüp teslim etmeğe mecburdurlar. Bu müddet geç- tikten sonra varakayı teslim etmiyen- lerden para cezası alınacaktır. Bu sual vakaları evvelâ Beyoğlu ka- zasında merkez nahiyesinde dağıtıl- mıştı. Merkez nahiyesinde dağıtılan varakalar aile reisleri tarafından dol- durulup fade edilmiştir. Şimdi de Tak- sim nahiyesinde bulunan binalara ve- rilmektedir. Beyoğlu kazası bittikten sonra sıra ile Beşiktaş, Eminönü ve Fatih kazalarına ayni suretle bu be- yannameler dağıtılacaktır, İstanbul diğer kazaları da nihayet eylüle ka- dar beyannameler doldurulacaktır, dar beyannameleri doldurulacaktır. Sütcüler cemiyetinin teklifi İktisad Vekâletine bildirildi Bütcüler cemiyeti, süt hilekârlığının önünü almak üzere şehrin muhtelif noktalarında seyyarsüt İstasyonları ihdas edilmesini ve bu istasyonlarda maaşları cemiyet tarafından verilmek suretile birer baytar ve kimyager bu- lundurulmasını belediyeye teklif et- mişti, Bu teklif İktisad Vekâletine bil- dirilmiştir. Bay Amcaya göre... El arabaları için talimatname hazırlandı "Pilli tape hazizem SENi sini hazırlamıştır, yakında alâkadar- lara ilân edecektir. 1 hazirandan iti- baren tatbik edilecek olan bu talimat- nameye göre, el arabalarının boyu 90, genişliği 60 santimetre olacaktır, Arar baların sathından itibaren yüksekli- ği 30 santimetreyi geçmiyecek ve ta- şıyacağı yük te âzami 50 kilo olacak- tar. Arabalar bir kişi tarafından soy- kedilecek, tekerlekler gerek çift, ge- rek tek olsun, mutlaka firen bulna- cağı gibi, arkasından da destekli ola- caktır. El arabalarının işliyeceği 50- kaklar yakında Belediyece tayin ve ilân edilecektir. Bunların haricindeki caddelerde el arabaları kullanılması yasaktır. Bilhassa bu arabaların köp- rüler üzerinden geçmeleri yasak edil- miştir. Bu suretle her mıntakahın el arabası ayrı olacak, yani İstanbul- daki araba Köprüden Beyoğluna ve- ya Beyoğlundan İstanbul cihetine ge- çemiyecektir, Ancak ekmek taşıyan arabalarla Elektrik şirketinin ve Te- lefon idaresinin el arabaları bu kak El arabaları mutlaka boyalı ve tah! dan yapıldığı takdirde rendeli ola- caktır. Bunlar, diğer her hangi bir nakil vasıtasının köhne levazımından inşa edilmiyecek, meselâ otomobil te- kerlekleri ve saire gibi müstamel ara» bâ levazımı kullanılmıyacaktır. Ko- nacak eşya da araba sathının hudu- dunu geçmiyecek, yanl etrafa taşmı- yacaktır, Kabakulak Nişantaşı civarındaki bazi . mekteblerde vakalar çoğaldı Son zamanlarda Nişantaşı, Maçka ve civarındaki çocuklarda kabakulak hastalığı başgöstermiştir. Vakalar, bilhassa Nişantaşında on beşinci ve elli ikinci ilkmektep talebesi arasın- da göze çarpacak dereonde fazladır. Bu mekteplerin her sınıfında hastar lığa yakalanan birkaç çocuk vardır. 15 inci ilkmektepte son birkaç çün içinde ondan fazla vaka tesbit edilmiş» tir, Bu iki mektepte çıkan kabakulak vakaları üzerine mıntaka maarif sıh- hiye müfettişi B, Halil mahallinde tahkikat yapmış ve tedkikatının ne- ticesinin Maarif müdürlüğüne bil- dirmiştir, Kabakulak hastalığı süratle bula- le iktifa edilmiş, fakat başka sıhhi tedbir alınmamıştır. Halbuki ayni avlu içinde bulunan ve biribirlerile teneffüs zamanların- da ihtilât ve temas eden bu mektep- Sahife İSTANBUL HAYATI Annene sor! Vapurda karşımda oturuyorlardı. Delikanlı, elindeki Akşam gazetesinin. iç sahifesine göz gezdirerek yanında- kine döndü: — A a, baba şuna bak, Mis Tig is- minde bir genç kız otomobille Afrika- rafı yok, Gayet tabii bir şey, Eğer a5- lan, kızı parçalasaydı o zaman ben de şaşardım. Delikanlının hayreti arttı. Telâşla sordu: — Peki amma, aslan, insanı derhal parçalıyan kuvvetli bir hayvandır. Genç kıza dokunmaması tabii bir şey olur mu? Babası derin derin içini çekti: — Yaktile ben de aslan kadar hü- küm sürerdim, Mahallede herkes ben- den korkardı. Evde büyük ağabeyleri- Dişlerim, rim dönmez oldu. O öyle bir kuvvettir ki, aslanı karşısında kedi gibi oynatır. Çocuk hayretten hayrete düşüyor- “du. Gözlerini açarak sordu: * — Ne imiş bu kuvvet? Elektrik mi? — Hayır. — Yıldırım mı? — Çatılmış iki kaşla, mangal ma: şası, — Vallahi, hiç bir şey anlıyamadım. Ne demek istiyorsunuz? — Orasını da annene sor. Cemal Refik sanasasesanısassasasaasasanasnaesaz sss nasanai Bir çingene kadını hırsızlıktan akalandı yi Bebek zabıtası Halime isminde bir

Bu sayıdan diğer sayfalar: