19 Ağustos 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

19 Ağustos 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

£ Claudette Colbert Holliyutun en çok sevilen. yıldızlarından biridir, Oynadığı filimlerde büyük bir kudret Böstermektedir. oClaudette (birkaç Senedenberi durmadan çalışıyor, Çe- virdiği filimler çok hasılat yaplığın- dan filim şirektleri kendisine bir türlü tatil vermek istemiyorlar , Sevimli artist bu sene nihayet isyan etmiştir. Biraz dinlenmek, seyahat €tmek için filim çevirmeği bırakmış, geçende Avrupaya gelmiştir. Artist zdır. Babası Paris civa- Mandöde — ekmekçi idi. 1 henüz 7 yaşında iken Amerika» iş, orada yerle r, Ameri- yüyen Claudette tabii İngi- Fakat ana ıda unutma a birkaç filim de çevirmiştir. imii artist Fransaya annesile birlikte gelmiş Doğduğu evi, ço- cukluğunu geçirdiği semti ziyaret öt- miş, uzak akrabalarile görüşmüştür. Halk sevimli artisti büyük bir sami- miyetle karşılamıştır, Bu münasebetle gazeteler artistin hayatından uzun uzadıya bahsediyor. Jar, Claudette Colbert en garib tarafı vücudünün inceliğidir. Artis- tin boyu 1 metre 65 santimetre oldu- ğu halde ağırlığı 54 kilodur. Artist bu incelik için hiç bir pehriz yap- mamaktadır. Fazla yemek yememek- le beraber canının istediği her şeyi yiyor Claudette inceliğini spor merakına borçludur. Claudette Coi bayılır. Her gün birkaç Oynar. Evindeki yüzme Uzun müddet yüzer. Evinin geniş bahçesinde dolaşmaktan zevk alır, Geceleri de en ziyade bilârdo ile va- kit geçirir. saat tenis havuzunda çok meraklıdır. hergün bir kaç saat tenis oynar Artist evinin bahçesinden Hollivutu seyrediyor Claudette Collert kitap okuyor Sinema haberleri Metro Goldvin şirketi Aleksandr Dümanın meşhur «Üç Silâhşorlar» eserini fllmea çekecektir. Bu eser şimdiye kadar bir kaç defa filime çe- kilmişti. Bu defaki diğerlerinden ta- mamen farklı olacaktır. * Amerikada Arsen Lüpenin ma- cerâları yeniden filime çekilmeğe başlanmıştır. Hollivutun en ince artisti Claudette Colbert'in boyu 1,65 olduğu halde ağırlığı 54 kilodur Artist pehriz yapmaz, canının istediğini yer. Spora # Robert Taylor «Üç arkada» adında bir filim çevirmektedir. Bu filimde bir çok sahnelerde mayo ile görünecektir, X Hollivuda giden Fransız artisti Fermand Gravey, meşhur Strauss'un: «Büyük Vals» eserini çevirmeğe baş- lamıştır, | yıka gi Sahife 7 Pire, Atina, Napoli Kukulariko nedir ? Vezüv ne olmuş? “Sanki Vezüv Nevyorktaki yüksek binaların arasına nakledilse fena mı olur ?, Bir ozamanlar Atina ucuzluğu ile meşhurdu. İstari- buldan kalkıp da Atinaya kadar kis sa bir seyahat ya» parak lüzumlu bw zi eşya satın alan- ların yol masra- fını çıkardıktan başka epyce isti | fade ettikleri 44. | dia edilirdi, Bu iddiaya inanan. 4 lardan birisi, Fran, saya gideceğimi haber alınca ko- şarak geldi: , — Vapurunuz Pireye (o uğradığı zaman muhakkak karaya (o çıkarak Atinaya gidin ve bir kaf kukulari- ko elbise alın, Da- ha doğrusu 1sv layın, alırsınız. Kukula- rTiko pek şeker şey- dir. Dayanıklı mt li dayanaıklı., Yaz gü.Napoli şehri sahilinden bir manzara ufukta Vezüv yanar nü tiril tiril, yıka Kukulariko ham İpekten bir ku- maşmış. Çok . hafifmiş ve serin tu- tarmış. Bir kostümü hazırı 15, ısmar- laması 20 liraya imiş... Bu kumaşı o kadar medhetti ki vapur Pireye ya- naştığı zaman karaya çıkarak Atina- ya gidince ilk işim, Atinada oturan 1d i te kukulariko ara» Atinada kukulariko pek çok, Fa kat fiatler hiç te öyle söylendiği gibi değil, Bir kere kumaş pek dar. Bir kostümü ancak 10 arşından çıkıyor. (Yunanistanda elân arşın ve okka kullanılır) sonra arşını da 140 - 200 drahmi arasında... Şöyle orta cins 170 drahmilik bir kumaş için 1700 drahmi, yani aşağı yukarı 25 - 26 )i- ra vermek lâzım, İyice bir terzi de 1000 drahmi, yani 15 lira alıyor ki hiç te ucuz denemez, Kukulariko aramakla çok yorul- muştuk. Hava da müthiş sıcaktı, Bir gazinoda oturarak birer pasta ve bi- Ter dondurma yedik. Hesap görür- ken bizim para ile adam başına 30 kuruş tuttuğunu anladım ki buna da ucuz denemez. Dükkânların camekânlarına bak- tım, fiatler aşağı yukarı bizimki gi- bi... Gerçi 25 liraya ısmarlama elbi- se, 5 liraya ısmarlama ayakkabı var. Fakat yerli kumaştan... Bu fiate İs- tanbulda da yerli kumaştan alelâde bir terziye elbise, yahüd bir kundu- rTatıya ayakkabı yaptirmak kabildir. Hele ev kiraları İstanbuldan yük- sekmiş. Kaloriler cak suyu olan dört odalı bir apartman için ayda “10 - 15 lira vermek lâzımmuş, Bunla- rı duyunca Yunanistanın, bedava de- recesinde ucu olduğuna dair duy- duğumuz şeylerin bir efsaneden iba- ret olduğunu anladım. Vapura gelince sabahleyin kar: çıkan bütün yolcuların dönm duklarını gördüm. Hepsi sıcaktan şi- kâyet ediyordu. Hararet 39 dereceyi bulmuştu. Bu hal akşamın altısına, vapurun Pireden hareketi saatine kadar de. vam etti, Vapur denize açıldıktan sonra serinlik başladı . ... Lamartine, İstanbuldan hareketi- nin beşinci günü sabahı erkenden Napoli körfezine girdi. Güverteye çık- tığım zaman bütün Amerikalı yolcu- ları yukarıda buldum. Hepsinde bir telâş vardı, Yandan yana koşuşarak bir şeyler arıyorlardı. Fransızca bilen Amerikâlıya sordum: — Bu telâş nedir? Ne arıyorsunuz? — Vezüv yanardağı (kaybolmuş, onu arıyoruz. Arkadaşlarından bir kaçı «Acaba #oğndan yükselen dumanlar görünüyor Vezüvün hereye gittiğini bilir mi?» diye yanıma yaklaşmışlardı. Ciddi bir tavırla # — Boş yere arıyorsunuz, Vezü radan başka yere gitti, dedim, 'Telâs- la sordular; — Başka yere mi gitti?... Acaba ne- ymadınız v ezüvü Amerikaya taşıdılar, Nevyorkta bi yük binaların ortasına lar Bir kaçı bu söze güldü, fakat bazı- ları da inandı. Yalnız bir meseleyi halledemediler: Vezüv sıcaktır, aca. ba taşırken elleri yanmıyacak mı?.. Buna da gene kendileri cevab verdi- ler ! — Belki sıcağı ven taknıslardır... Amerikaliların bazan pek saf ol- duklarını bilirdim. Fakat bu kadarı- nı hiç tahmin etmemiştim. Hayretis bakarken #leride duran bir genç W3 ellerini çırptı! Horra, işte Vezüv!... dı, Filhakika ince bir sis tabakasının kapadığı Vezüvün üst, yani tüten kısmı görünmüştü. Amerikalı yolcu- lar Vezüvü görünce çok sevindiler. Fakat içlerinden biri şu sözleri söy- lemekten kendini alamadı — Sanki Vezüv Nevyori siyeller arasına nakledilse fena olurdu?... acak» geçirmiyecek eldi- diye bağır- içeriye yoleu- ları Pompeiyi gezmeğe davet ediyor- du. Bu gezinti için adam başına 149 liret, yani bizim para ile 12 - 13 jira vermek lâzım. Pompeiyi vaktile gör müştüm. Bu kadar para mekten ise şehirde kısa bir gezinti vapura dönmeği daha muva dum, rıhtıma çiktim Limanın kapısından dışarı çıkma dan birçok $oförler yakla Adam başına 50 lirete Pompeiyi 't0ek- lerini söylediler, İstemem... dedim. yaklaşınca fiat adam ha- rete indi ve nihayet limanın kapısından çıktığı zaman şoförler adam başına 25 lirete Pompei gezin- tisine razı oldular. 140 liret nerede 25 liret nerede... Şark için pazarlık memleketi derler. Fakat asıl pazar- lık memleketi İtalyadır. — Hiç bilmezsen yarısını ver... Sö- zünü burada tatbik etmeğe kalkışır» sanız muhakkak aldanırsınız. Napo- , yedi. de birir Satıcılara onda birini vererek çekişe çekişe pazarlıktan Süre Tabu fiatetarak vesaire alanları gördüm. E.7.

Bu sayıdan diğer sayfalar: