August 24, 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

August 24, 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

j daha doğru olur. Dünyaya geldikten, ç BA AE e , Sahife 6 Bursanın imar plânını Manisada izim tayanı| Dünya buğday B. Prost yapacak Yeşil, Muradiye gibi tarihi ve kıymetli âbidelerin etrafında büyük parklar yapılacak Devlet ma hallesi, Cumhuriyet meydanında, Sanayi mahallesi Merinos fabrikası yanında kurulacak, Sakiz su geldi olacak Bursanın umumi manzarası ve İmar komisyonu reisi vali B. Şefik Soyer Bursa (Akşam) — Şehrimiz imar | şehrin muhtelif kabristanlarındadır. plânının B, Prosta yaptırılması kati olarak tekarrür etmiştir, Plân esas- Jarı üzerinde icab eden hazırlıklar ha- Taretle devam ediyor, Şehrin ve şehirle birlikte Uludağın havadan fotoğradileri için, alâkalı ma- kamlardan muvafakat cevabı gelmiş- tir. İstanbul Belediyesi de fotoğraf işinde Bursa Belediyesine vasi mik- yasta yardım vadinde bulunmuştur. Hava fotoğrafınm kânunuevvelde alınması da tesbit edilmiştir. Diğer taraftan B, Prosta verilmek üzere umumi ve mufassal bir rapor hazırlamak için İmar komisyonu, va- Ji B. Şefik Soyerin başkanlığı altında çalışmağa başlamıştır. Mütehassıs- larla birlikte İmar komisyonunun kadrosu otuzu geçmektedir. Komisyon geçen haftadanberi üç umumi toplantı yapmiş ve dört komi- te teşkil etmiştir. Komiteler sık sık aipanık raporlarını barlamışlar. MY bir kısmı müzakere ve kabul edilmiştir. Bunlar arasında en ziyade tarihi binalar kısmı komis. yonu bilhassa meşgul etmektedir. Bursanın eski, dağınık bir şehir olma- si ve kıymetli birçok tarihi eserlerin şehrin hemen her tarafına serpilmiş vaziyette bulunuşu, bu yolda yapılan tedkiklerin de çok esaslı olmasını icab ettirmektedir. Muhtelif mıntakalardaki mezarlık- larda pek çok şahsiyetler medfundur. Bunlar arasında, tâ Bursanın fethi zamanındanberi ifa ettikleri ilmi ve askeri hizmetlere göre, tarih sahifele- rinde yer almış simalar bulunmakla Onun için komisyonda, bu mezarlık- ların muhafazasından giyade, kıymet- li mezarların münasip bir yerde top- | lanarak bir nevi eazım mezarlığı, ya- hut mezarlar müzesi teşkili fikri üze- rinde bir temayül göze çarpmaktadır. «Yeşil, «Muradiye» gibi bina ve tarih kıymetleri bakımından ehemmiyetli âbideler, bulundukları yerlerde mu- hafaza edilecek ve çevreleri genişle- (lerek, eserler, büyük parklar içine alıncaktır, Bursanın kuruluş vaziyeti de ince- den inceye tedkik edilmektedir. Çe- kirge, bir köy ve mahalle vaziyetinden çıkarılarak tamamile modem bir su mıntakası haline konulacaktır. Şimdiki stadyom ile Çelikpalas ara- sı, Kültürpark sahası olarak aynla- cak ve sanayi mınlakası «Merinos» fabrikası civarında kurulacaktır. Şehrin içinde, muhtelif semtlerde bu- lunan fsbrikalar kâmilen bu mınta- kaya indirilecektir. Devlet mahailesi, bugünkü Atatürk haykelinin bulunduğu Cümhüriyet meydanında teşekkül edecek ve yeni yapılacak olan Halkevi binası da bu- rada Inşa olunacaktır. Şehrin tren ve otobüs istasyonları İle hâl ve ticaret mıntakası, Demirtaş istasyonu ile Uzunçarşı arasını kap- lamış olacaktır. İmar komisyonu, nihayet önümüz- deki hafta içinde toplantılarını bitir- miş ve raporu hazırlamış olacaktır. Raporun coğrafi, iktisadi bakımlardan ihtiva ettiği kısımlarında, çok kıy- metli tedkiklerle esaslı ve mufassal 'dır. Fakat dediğim gibi, bu mezarlar, * malümat mevcuddur. Yazan; Perihan Ömer — Sen Petronu ne kadar iyi tanı- yorsun? — Onu, kimse iyi tanımaz. Fakat , herkes, bu anlattıklarımı bilir. Çünkü ; bütün Roma onunla meşgul. Bütün kadınlar ona çıldırıyor. Erkekler gıp- ta ediyor, Yalnız ondan Poppda ile Ticellius nefret ederler. — Poppea, Ticellius, Biliyor musun, ben bunlardan Nerondan korktuğum- dan daha fazla korkuyorum. — O halde mümkün olduğu kadar silik kal, fazla süslenme. İğrenç te ol- ma. Bir şeyi ne çok iyi, ne çok fena yap. — Bütün bunlar niçin? — Sana bir fenalık gelmemesi İçin. Poppdanın gözleri, üzerinde bir kaç saniye fazla durdu mu, kendini bed- baht addedebilirsin. İşte bundan sa- kınmalı, varlığını mümkün kai sak lamağa uğraşmal, esirenin solgun yüzünde, 4, gene içini çekerek: için bu dedi. — Ne İçin dünyaya geldim desen Bir gecenin romani olduğu ! Tefrika No. 19 hele böyle geldikten sonra biliyor mü- sun biz, esizler, para ile salın alınan insanlar, neye benzeriz? — Neye. — Şu ayağındaki süslü şeridlerle bağ” lı pabuca. Evet biz mütemadiyen ezi- len, süslü pabuçlarız. Biraz canları- nı sıksak, kullanılmış olduğumuz için, alındığımızdan daha ucuz bir fiatle, bir eskiciye satar, ve yahud, fırlatıp ta.. öbür dünyaya atarlar. Acı, acı güldü. Diğer esire ağlar gibi başını eğerek gülen arkadaşının omuzuna dayadı, #5. Roma sokaklarını, gece tüllerle sar- mış, bütün neşesile parlıyan mehtab, pırıltılar saçmıştı. Roma artık uyan- muştı. Her köşesinde, bin bir zevk ve bin bir acı saklıyarak yaşıyordu. Ha- yalı, tuttukları şarap kupalarınn içinde görmeğe başlıyan sefihler gülü. yorlar, sefiller aç midelerini ellerile | bastırarak inlerken, uyumağa çalışi- saraya geldim | yorlardı, Neronun sarayında taşan bir neşe vardı. Sokakta bir Kaç kişi durmuş, parlyan saraya bakarak düşünüyor. AKŞAM Bu sene eğe çok güzel ve eğlenceli oldu Manisa (Akşam) — Bu sene Üzüm bayramı çok güzel ve eğlenceli olmuş- tur. Manisanın civar köy ve nahiye- lerinden kamyonlarla getirilen üzüm nümuneleri davul zurna İle Halkevi bahçesinde açılan sergiye konulmuş- tur. Sergiyi vali B. Lütfi Kırdar aç- mış ve üzümden yapılmış büyük bir çelengi Atatürk büstüne koymuştur. Merasimde on bin kişiden fazla halk bulunmuştur. Kütüklerden üzüm toplıyan köy kızlarını temsil eden canlı tablolar sokaklarda gezdirilmiş, ve sergide en iyi üzüm yetiştirene hediyeler veril- dikten sonra teşhir edilen taze üzüm- ler halka dağıtılmıştır. Herkes üzüm şarkısını söyliyerek bol bol üzüm ye- miştir , Gece, ortamektepte köylüler serefi- ne 300 kişilik bir ziyafet ve Halkevi bahçesinde gardenparti verilmiştir. Gardenparti çok eğlenceli ve kalabe- lik olmuştur. Manisanın Üzüm tan- gosunu “söyliyen “birçok çiftler, gece, yarısına kadar dansetmişlerdir. Başvekil “İzmirden dönüşte“ hususi trenle Manisaya uğramış ve fevkalâde tezahüratla “karşılanmıştır. Başvekil evvelâ Partiye gitmiş, şereflerine ve- rilen öğle ziyafetinde bulunduktan sonra Üzüm bayramı münasebetile açılan sergiyi gezmiş ve etrafı doldu- ran halk tarafından şiddetle alkış- lanmıştır. Başvekil Manisada birkaç saat kalarak, yeni yapılan binaları tedkik ettikten sönra coşkun tezahü- rat arasında şehrimizden ayrılmıştır. Sağlık korucu kursları Edirne (Akşam) — Trakyada bu sene açılan Sağlık Korucu kursların. dan 59 kişi Sıhhat Vekâletinin prog- ramına göre kura görmüş ve bu genç- ler köy bölgelerine dağılmışlardır. Önümüzdeki sene yeni kurs açıla- caktır, Köylerinde Sihhiye çantala- riyle dolaşan bu gençlerin rehberliği pek kıymetlidi: Umurbey köyünde bademcilik .fidanlığı Edirne (Akşam) — Ziraat Vekâ- leti Çanakkalenin Umurbey köyünde büyük bir bedelneilik fidanlığı ye- tiştirilmek üzere 12,000 lira sarfile derhal başlamıştır. Siirdde bir kamyon kazasında 7 kişi yaralandı Diyarbakır (Akşam) — Şoför Yu- sufun İdaresinde, eşya ve yedi yol- cu alarak Siirdden hareket eden kam- yon, Sattı köyü civarına geldiği za- man önüne çıkan hayvanları çiğne- memek için manevra yapmak ister- ken devrilmiştir. İçinde bulunan yedi yolcu ağır surette yaralanmışlardır. Şoför Yusuf tevkif edilmiş, yaralı lar da tedavi altına alınmıştır, m Ağar 15 bu Sal 2 berdieikiii liralık bir kredi açmağa karar verdi Bu seneki dünya buğday mahsuli bir çok noktadan dünyanın en mü- him bir “meselesi ve ayni zamanda bir çok hükümetleri düşündüren bir gaile olmuştur. Buğday müstabsili olan umum memleketlerde bu sene mahsul son derecede mebzüldür. Mahsulün çok olması fiatleri dü- şürmektedir. Fakat müstehlik mem- Jeketlerden çoğu bu ucuzluğa baka- rak külliyetli mikdarda ihtiyat buğ- day iddihar edeceğinden fiatlerin tu- tunacağı ve hattâ birderece yükse- leceği bekleniyor. Beynelmilel ziraat enstitüsünün tuttuğu hesablara göre umumi harb- denberi şimdiye kader kürrei arzın şimal nısfında bu seneki kadar be- reketli mahsul olmamıştır. Burada geçen seneye nazaran on iki milyon üç yüz bin ton fazla buğ- day yetişmiştir. Bu fazlalık yüzde en üçnisbetindedir. Müstahsil memleketlerin ihracata müsajd olan buğdaylarından müs- tehlik memleketlerin #htiyacatı iki misli fazla bulunuyor. Fransanın bu seneki mahsulü altı senedenberi emsali görülmemiş de- recede berekellidir. Bu sene kürrel arzın 'nısfı şimalisinde değil, misfı cenubisinde de mahsulün bereketli olacaği anlaşılıyor. Avüstralyada ve Arjantinde buğday mahsulü teşrini- sani ve kânunuevvel aylarında yeti- şir. Lâkin mezruatın bugünkü hali mahsulün çok mebzül olacağını gös- termektedir. Amerika hükümeti, buğday ve di- ğer hububatın gayet bereketli Ol masından çifçi sınıfının mutazarır olmaması için köylülere yüz kırk iki buçuk milyon İngilz lirâhk nakdi muavenette bulunmağa karar ver- miştir. Amerikalı her köylü yeni mahsu- lün 27 Kilo tutan her kilesi için hü- kümetten bir şilin üç pens mükâfat alacaktır. “Köylü pamuğun her Jib- resi için iki pens, mısırın her kilesi için 8 pens, pirincin her 100 libresi için bir şilin bir pens mükâfat ala- caktır, Gelecek sene mahsulü daha a2 olursa. çifçiye verilen mükâfat bir kat daha arttırılacaktır. Amerika bü- kümeti bu nakdi mükâfatlar ile köylüyü mahsulün fiali düşerse za- rara uğramaktan kurtaracak ve ay- ni zamanda satış muamelesini tesri edecektir. Köylü (atin yükselme- sini bekliyerek elinde tutmuyacaktır. Bu suretle Amerikada ticaret ve mü- badele canlanacaktır. Bu sene Tuna havzasındaki mem- leketlerde dahi buğday mahsülü çok bereketlidir. Bu sene dahi Almany& mübadele usulü ile bu buğüaylar& | başlıca müşteri olacaktır, Almany# en ziyade Macaristan, Romanya v€ Yugoslavyadan bu sene büğdüy ale” | caktır. Evvelce bu memleketlerden daha ziyade mısır alıyordu. Fake bu sene mısır mahsulü (İyi olma mıştır. Arjantin dahi buğday ve musif. | : i ” mahsulünün bir kısmını mubadef | suretile Almanyaya vermeğe hazır” lanmıştır. Alelâde zamanlarda buğ” day mısıra nisbetle daha pahalıdık Lâkin Rusya bir kaç haftadanbeli dünya piyasasına buğdayı mısırda daha ucuza teklif ettiğinden misir buğdaydan o pahah bul” nuyor. Bu sepe buğday mahsulünün çok mebzül olması yalnız tâbi böreket- ten ileri “gelmiş değildir. BuğdsY | cinsinin ıslahı için yapılan gayretlef | dahi mühim bir âmil olmuştur. | Meselâ Fransız ziraat mütefennin | leri çok yüksek verimli ve ayni 2 manda hasadı kolay bir buğday t© humu bulmuşlardır. Bu cins buğday Şimali Fransa ve emsali iklimlef. için son derece müsalddir. Bu cim buğdaya Rhelms tohumu ismi verik miştir. ğ Bu cins buğdayın verimi diğer cinslere nazaran yüzde yirmi fazla” dır. Soğuğa ve dona mukavemet et mektedir, Taneleri sert ve iridir. Yalnız e& iyi cins buğdaylardaki tatlılık yok” tur. Bu cihetten. İngiltere, Kanzd& ve Avustralyadaki yeni cins buğday” | lara. muadli bulunmuyor, Maahaz4 | bereketli olması itibarile buğdaf | mahsulü üzerinde daima mühim bif âmil olacaktır. — F. Çorlu civarında bir bataklık kurutuldu l Çorlu (Akşam) — Kazamızın Türk“ gücü köyünün sıhhatini tehdid ede 18,000 metre uzunluğundaki gölün bataklık kısmi kurutulmuştur. EN SERİ, EN EMİN EN UCUZ vasıtadır. Alım satım, kira işlerin- de iş ve işçi bulmak için ye ediniz! İ Jardı. Hallerinden, o âleme girebilmek için coşkun arzularla sarsüdıkları belli idi, Onlar da, asiller gibi süslen- mek, en nefis yemeklerle doymak, gü- müş kupalardan damarları alevlenin- ceye kadar şarap içmek ve sade uzak- tan görebildikleri güzel kadınların yumuşak vücudlerini kuvveti artan kollârı arasında sıkabilmeği elbette isterlerdi. Lâkin talih kara sargısile onları çekerken, isyan-etmek hakkını bile kendilerinde: bulamıyorlardı. Bu , adamlar, yorgun bacaklarının üstün- de sallanarak sarayın ışıklarını seyre- derken, ıztırablarını biraz daha derin- leştirmekten başka, acaba ne bulu- yorlardı? İhtimal - açlıktan ve didin. | mekten bulutlanan gözleri ışıklara dalarken, hiç olmazsa, biraz hayal yaratmak ümidile parlıyordu. Karşi» dan hızlı adımlarla ilerliyen bir genç göründü, kalabalığa yaklaşınca hay- retle bağırdı: — Hey! Arkadaşlar! Ne öyle hayran hayran bakıyorsunuz? Kinle titreyen bir ses cevap verdi: — Neranun eğlencesi Yar, bilmiyor musun? — Siz buradan ne görebiliyorsu- | nuz? — Hiç. Sade bakıp, kim bilir ne ka- | dar eğleniyorlardır, diye düşünüyo. ruz. — Demek Neronu ve asilleri kıska- ere ii e? viölmiğ niyorsunuz — Tabii, <4 Ve bunu, ütanmadan da süylü- yorsunuz. — Elbette, neden utanalım; onlar bahtlı biz bahtsız, onlar daha doğar- ken bahtlı imiş. — Bu dünyaya herkesin gelişi ve gidişi birdir. Yaşlhca bir adam acı bir gülüşle söylendi: — Fakat yaşayışları eş değildir. Genç omuzlarını silkti: — Evet, şimdi bütün * Romayı bir araya topla, bak kimi genç, kimi yaş- lı, kimi sıhhatte, kimi hasta, bir kıs- mı çirkin; bir kısmı da güzöldir. Yani hepsi bedbalttır. Lâkin isteseler hep- si bahtlı olabilirler. — Nasıl? — Kendilerini biraz daha az, bâş- 'kalarını, biraz daha fazla düşünerek. Meselâ siz, bugün bedbahtsınız, ne için? Çünkü yalnız kendinizi düşünen adamlarsınız. Nerona gıpta ediyorsu- nz, çünkü, anası ona, cinayetten çal- ma bir kuvvet vermiş. O da, hiç yo- rTulmadan istediği kadar fenalık yapa“ biliyor. Ak! 'Tembâller. İşte bunun için ona imreniyorsunuz. Çünkü her şeyi yatağında, uykuda bulmuş, Sizin de ananız, daha siz yumurtasından yeni çıkmış, etrafına hayran, hayran bakınan bir civeivken, başınıza bir tac "koysaydı; ihtimal, sizler de, onun ge canavar olurdunuz, Çünkü iyiliği, f€ nalığı ayırabilecek zaman bulamaz” | Biz. Dinliyenlerden biri, başını salya rak söylendi: — Ne olurdum bilmem? Bildiği bir şey varsa benim ne başıma tac, de cebime para koyan oldu. — Herkesin başında tac, cebind para yoktur. Lâkin, her insanın kafi” sının içinde bir beyin vardır. Bu Ö” her şey için kâfidir. Bak, bir kaç adı yürü, kollarını kaldır, indir, gözleri kapa, düşün, düşünebildin mi? —— Evet, — Bak, cevap ta verebiliyorcun, d” ba ne istiyorsun. Sende her şey vA” Boynunu büküp istediğini ve: ? ni bekliyeceğine çalış, ara, bul, BA benim de başım çıplak, cebimde, BİS para da yok, hattâ karnım da aç. A5” ben mesudum., Şu gıpta ettiğiniz N€ rondan çok daha mesudum, — Ne için? — Çünkü, yalnız kendimi düşü” müyorum. Parasız olduğumun fari da bile değilim. Neronun insanla” ıştırabdan inletirken bulduğu zevkle ben onlara yardım edebilmek için lışirken duyuyorum. : Onun seyi€ iniltilerle beraber sönüyor, beni ni daima içimde yaşıyor. Dünya döndük mahsulü | Amerika hükümeti, çifçilere 142,5 milyon Ingiliz N

Bu sayıdan diğer sayfalar: