28 Ağustos 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

28 Ağustos 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAMDAN AKŞAMA Bursaya seyahat böyle mi olmalı! Bursayı ne kadar sevdiğimi şimdi- ye kadar yazdığım belki elli alimiş makaleyle isbat ettim. İnsan sevdi- Zinin âlâ olmasını ister. Onun için sâde hüsnüniyet (neticesi olan bu Yazım kimseyi kızdırmasın. Maksa- dım ancak tashihi müskün kusurla- rın düzeltilmesine vesile teşkil et mektir. © Bursada evi olup her yat istiraha- te giden bir muhterem bayan var. dır. Bu mevsim gene gidecekti. — Âdi gün yola çıkınız. Pazarları kalabalık olur! . dedik; dinlelemedik. — Âdi günler vapur geç kalkıyor. İnsan ancak karanlıkta varıyor. O saatlen sonra yatacak yerimizi ha- sıtlamak mümkün değildir! - dedi; âile efradile birlikte gitti, Gönderdiği mektubdan seyahatine İaallük eden satırları dercediyorum: Trak vapuru, hincahınç dolmuş bir halde dokuza çeyrek kala hereket etti. Bir taraftan gramofonun gü- rültüşü, bir taraftan ehalinin patır- dısı, artık başımız bitti, Birinci mevki Üc ikinci mevki yolcuları arasındaki kapılar kilitli, Gidip gelmek imkânı yoktu. Birlikte seyahat etliğimiz bayan (***) bir defa o taraja gide: decek oldu. Zavallı kapak kaldı, ni- Rayet bir çok yalvardıktan sonra bin müşkülâtla müsaade etmişler, âsa- bma dokunmuş, ağlıyarak yanımıza geldi. Vapurdan çıkışımız görülecek Dir şeydi. Ben önden fırladım. Oto- büslere gittim, hepsine başvurdum. Hiçbiri bizi almıyordu. Çaresiz, tre- ne koşmağa başladık. Hareketine 2 dakika kalmıştı. Her birimiz bir vagona bindik. Bi- Tinci biletle ben çocuklarla ikinciye, bayan (***) birinci biletle üçüncüye birebildik, Çekirgede belki araba bulamayız diye Yahudiler istasyonunda indik. Biz ininsiye kadar araba kalmadı, Bin mişkilâtin bir briçka bulduk. Fakat sığamadık, Ben çocuklarla o sıcakta Yürümeğe başladım. Nihayet gene öy- e vir araba bulduk. Binip otobüse &r gilmeğe karar verdim. Altıpar. makta arabadan indik. Fakat pazar olduğu için otobüsler kalabalıktan bizi yene almiyor! Oradan Bursaya giden otobüse bindik; Ulucami'ye Kadar gittik. Nihayel diğer otovüse binerek eve geldik. Hasılı Mudanya- dan eve kadar tam üç buçuk saalle vardım. Rica ederim Vâlâ bunu «Haki şikâyetler» e yazsın. Böyle giderse Bursa, hiçbir vakitte seyyah celbede- cek bir şehir olamaz, Meseleyi ehemmiyetli bulduğum İçin daha fazla tebarüz ettirmek, dikkati celbetmek üzere kendi sütu- Duma koyuyorum. Bu, bir bakıma sevinilecek bir şey- dir. Eskiden nakliyat vasıtaları sade kötü vapurlar ve trendi, Şimdi mo- dern Trak geldi; Yalvodan ve Mu- danyadan altmış yetmiş otobüs işli- Yor. Gene bu manzara: Yetişmiyor! Hareket fazla; vasıtaralara sığmı- yor. Öyleyse, bu inkişaf eden harekete Böre, vasıtayı, tedbiri, teşkilâtı yolu. »a sokmalı... Bu yapılmamış... Ya- Pılmayınca ise, belki de aksi tesir ha- - olur, Pek çok kimsenin dimağım- — Aman! Berbad... Eğlenmeğe gi- diyoruz, dayak yemişe döneceğiz! Oturalım oturacağımız yerde... Geti- Yin poker kâğıdlarını.. Nerede fiş ler?... - fikri doğar. Aman, buna meydan vermeden Paçaları sıvayalım. (Vâ - Nü) Kantarcı 13 yaşındaki çırağını yaraladı Küçükpazarda kantarcılık eden Mü- min ile çırağı on üç yaşlarında Hüss. Yin, işyüzünden kâvga etmişler, Mümin Hüseyini bıçakla yaralıyarak kaçmışsa da bilâhare yakalanmıştır. Hüseyin Cerrahpaşa hastanesine yatı- Rilmiştir, Eğlence yerlerinin tarifeleri Gazinn, plâj, bahçe, birahane ve bu kabil müesseselerin ucuzluk esa- sma (göre yeni ücret tarifeleri ta- mamile tanzim ve tasdik edilmiştir. Barbaros türbesi Etrafı açmak için 200 bin lira lâzım Beşiktaştaki Barbaros türbesinin etrafı açılarak tanzim edilmesi ve deniz kenarında bir de deniz müzesi tesis edilmek üzere şehircilik xmüte- hassısı B, Prostun hazırladığı plânın atbiki ve burada yapılacak istimlâk muameleleri için 200 bin liraya ihti- görülmektedir. Belediye bu para- Hani temin edemediği için plânın tatbikine imkân görülememektedir. Ancak Barbaros türbesi bahçesinde bulunan eski Beşiktaş muhafızı Ha- san paşanın türbesi hemen kaldırılar cak ve bu türbenin kaldırılmasile Barbaros türbesinin önü de kısmen olsun, tanzim edilecöklir. Yakında bu işe başlanacaktır. Petrol ve benzin fiatleri Petrol ve benzin satış fiatlerinde yapılan yeni tenzilâta aid İktisad Ve- kâletinin tebliğini dün neşretmiştik. Fakat Anadolü ajansının bu hususta ki bülteninde âzami salış fiatlerinin 29 ağuslostan başlıyacağı o yazılacak iken 25 ağustostan itibaren başladığı yazılmıştır, Tashih ederiz. Ekmek fabrikası Diğer şehirlerde olduğu gibi şeh- rimizde de sıhhi, temiz ekmek çıkar- mak üzere bir ekmek fabrikası tesi- si kararlaştırılmıştır. Haber — aldığı mıza göre, bu fabrika, belediye tara- fından değil, toprak ofisi tarafından tesis edilecektir. Bu fabrika için ha- evsafı ayrıca belediyece tanzim edile. cek bir talimatname ile tesbit edile- cektir, Ihtiyar âşık Münasebetsiz ijaretlerinden dolayı 15 gün hapse mahküm oldu ŞEHİR HABERLERİ Karilerimizin fikri Vazıh ve tafsilâtlı ilânlar isteriz Avrupa meşhur şehirlerinin neşrettiği broşürlerde en ince nok- taların, hattâ hamallara verile cek paranın miktarı bile yasıldı- ğt görülüyor. İnsan gideceği ye- re ne vereceğini, harekellen evvel evinde hesap edebilmelidir. Meselâ daha dün Denizyolları işletmesi- nin (İzmir Juarna tenailâtk bi- let) diye bir ilâns vardı: Gözlerim beyhude yere fiat listesini aradı. Halbuki ilân sahasına pekâlâ bü- tün tafsilât, ince hurufat ile ya- alabilir, fiatler konurdu. Değil böyle büyük bir müessese, fakat kilçilk gazino, otel ve saire #ldnlarında fiat Wstesi yoktur. Onun için rağbel az oluyor. Bu kanaati kökünden sökecek şekil , de fiat listesini ilân etmelidir. Mümicün olan sahalarda hükü- metimizin onları bu veçhile ilân eltirmeğe mecbur bırakması ikli- za eder. Kapalı, vüzuhsuz ilânlar ortadan kalkmalı! Zaten üsteler tasdiklidir. Çelikpalasın iHlünında- ki liste teşekküre şayandır. (İşt- ne gelirse!). Turistler için neşrolunan. bro- şürlerde de bu fiat listesi vazıh surette bulunmalıdır. Bunlar ha- rice bedava dağıtılıyor amına da- hilde tedariki pek güç olduğun dan, Devlet Demiryolları tarife- si gibi geyet.ucuz fiable bizlere satılmalıdır ki, dahili turist doğ- sun. Mİ Balkan memleketlerinin Dbirin- de tasdikli bir lokanta listesinde “Köfte fiatinin yanında 80 gram, et yemeğinin yanında 250 gram diye kayıt gördüm ve bu veçhile yemeğin, mezelik denecek kadar az olmamasının sigorta edildi. ğine vakıf oldum ki, hased etme- mek elimden gelmedi. Doktor Refik Nafi Öz Sultanhamamı civarında bir terzi Caddebostan plâjı dükkânında çalışan All adında 55 yaş- larında bir adam kendi çalıştığı dük- künin karşısında başka bir işte hiz- met.eden Öjeni adında 19 yaşlarında -bir kıza göz koymuş, kızla konuşmak için fırsatlar aramışsa da kabil ola- mamışlır. Bunun üzerine Ali işi kar- $ıdan karşıya hallelmoğe katar ver- miş ve çalıştığı dükkânın “penceresi önüne dikilerek karşı pencerede du- ran Öjeniye münasebesiz sözler söy- lemeğe, garip işaretler yapmağa büş- lamıştar, Alinin bu mütemadi izaçlarından usanan Öjeni işi zabıtaya haber ver- miş ve dün Ali yine pencereden mü- nasebetsiz işaretler yaparken cürmü- meşhüd halinde yakalanarak evra- kiyle birlikle Adliyeye teslim edilmiş. tir, Öğle üzeri Sultanahmed üçüncü sulh ceza mahkemesinde muhakeme- si yapılan Ali suçunu inkâr etmişse de gerek tahkikat evrakı ve gerekse şahitlerin ifadelerile, Öjeniye pencere- den söz atıp uygunsuz işaretler yap- tığı sabit olduğundan kendisinin on beş gün müddetle hapsine karar ve- rilmiştir, Yurd gazetesi C. H. P. beş seneden beri neşrettiği Yurd gazetesinin eylül 938 ayından itibaren yeni, daha kuvvetli ve geniş şekilde, köylü ve küçük sanat etba- bını faydalandıracak mahiyette çıka- racaktır. Köylümüzün ve halkımızın İaydar lanması için on beş günde bir 60 bin nüsha basılacak ve meccanen dağıtı- Jacaktır. Cümhuriyet Halk Partisinin bu gü- 761 teşebbüsünü candan alkışlamak ieabeder. Çünkü yeni şehirde Yurd gazetesi köylümüzün ve küçük esnâ- fımışın büyük bir ihtiyacını tatmin edecek ve daha çok faydalanmaları- nı temin edecektir. > e e ika ve gazinosu Üç gün müddetle Belediyece kapatıldı Caddebostan gazinosu ile plâjı dünden tibaren üç gün müddetle be- lediyece seddedilmiştir. Belediyece ve- tilen malümata göre müşterilerden gazino, musaddak fiat (lislesinden fazla para aldığından, müstahdem. leri için sıhhat cüzdanı almadığın- dan, can kurtaran tesisatı kullanma dığından, ve temizliğe riayet etmedi- Elinden bu cezaya çarptırılmıştır. Gazino sahibi, belediyenin verdiği cezaya mahkemeye müracnat etmek suretile itaraz etmiş, faknt mahke- me bu itirazı gayri varid gördüğün- den itirazı reddetmiş ve seğ kararı- ni tasdik etmiştir. Veli ve belediye relsi B. Muhiddin Üstündağ, geçenlerde şehir meclisi salonunda yapılan içlimada kayma- kamlara ve zabıta âmirlerine hitap ederken bilhassa belediye tenbihleri- ne riayet etmiyen ve hayst ucuzlu- ğu meszisini bozmâk istiyen bu kabil müesseselerin, haftanın en kalaba- lik günü olan, cumartesi, pazar, gün- leri kapatılmasının pek müeessir bir tedbir olduğunu söylemişti. İşte Caddebostanı gazinosu da bu esasa göre ceza görmüştür. Bununla beraber, diğer bazı bahçe, gazino ve plâj yerlerinin de cumartesi akşam- ları konser olduğu bahanesile mu- tad ücret tarifesinden fazla ücret is- tedikleri görülmüştür. Bu yerlerde gayet sıkı bir surette mürakabe Ye teftiş edilerek şiddetle toeziye edile cekler ve icabederse bu yerler üçer gün müddetle kapatılacaklardır. Parmaklarını makine kaptırdı Cibalide bir kereste fabrikasında çalışan Ömer, bir aralık üç parmağı. nı makineye kaptırarak yaralanmış, hastaneye kaldırılmıştır. Maktu satış Yiyecek madde- lerinden balık istisna edildi Belediye -İktisad müdürlüğünün pazarlığın men'i hakkındaki kanu- nun tatbiki etralında aldığı tedbirler tamamlanmış ve bu tedbirler Beledi- ye reisliği tarafından alâkadar ma kamlara ve Belediye şubelerile bütün Esnaf emiyetlerine ve teşekküllerine de bildirilmiştir. Kanunun tatbiki üze- rine kanun hilâfında hareket edenler- den 5 liradan 20 liraya kadar para Cezası alınacaktır. Bu gibi hareketle- rin tekerrüründe dükkân veya ma- gaza seddedilecektir, Kanunun fatbikini kolaylaştırmak üzere Esnaf'cemiyetleri Belediyeye müzaharet edeceklerdir. Esnaftan şi- kâyet veya müşkülâtı olanlar Belediye- ye olduğu gibi mensup bulundukları Esnat cemiyetlerine de şikâyet ve müracaatta bulunabileceklerdir. Cemi. yetlere yapılacak müracaatler, Bele- diye şubelerine yapılmış gibi telâkki edilecek ve icab eden tedbirler alına caktır, Şimdilik muhakkak olarak karar- laştığı veçhile ay başından itibaren ekmek, et, bakkaliye maddeleri, seb- ze, meyva satışları pazarlıksız yapıla» caktır. Yalnız gıda maddelerinden balık, maktu fiatten istisna edilmiş- tir, Bundan nbaşka Belediye tuha- fiye, züccaciye, mahrukat, cam ve kunduranın da yukarıdaki maddeler gibi maktu olarak satılması lüzumü- nm İktisad Vekâletinden - istemiştir, Bunun hakkında henüz müsbet veya menfi bir cevap gelmemiştir. Bundan başka maktu fiate tâbi olarak satıla- cak eşya üzerine konacak etiketler hakkında da Vekâletten tâlimat bek- lenmektedir. Terfi eden muallimler Maaşları yükselen İstanbul muallimlerinin isimleri Orta tedrisat kadrosunda bulunan muallimlerden bir kısmı terfi etmiş ve İstanbul Maarif müdürlüğüne bil- diriimiştir. 'Terfi eden muallimler Şunlardır: 22 liradan 25 liraya terfi edenler: Cibali ortamektebinden B. Naili, İnö- nü ortamektebinden bayan Kevsr. 25 liradan 30 liraya terfi edenler: | Cümhuriyet ortamektebinden bayan | Emine İhsan, Çapa ortamektebinden bayan Müeddeb ve bayan Halide, Ça- | talea ortamektebinden bayan Mah- | mure, Heybeli ortamektebinden B. M. Ragıp, İnönü ortamektebinden bayan Meliha, İnönü ortamektebin- den bayan Şekibe ve bayan Seniha. 30 liradan 35 liraya terfi edenler: Cümhuriyet orlâmektebinden bayan Mehpare ve bayan Hamiyet, Cibali ortamektebinden bayan Arife, Cibali ortamektebinden bayan Ayşe, Çalal- ca orlamektebinden B, Ali Turgut ve B. Hasan, Gelenbevi ortamektebinden B. Kemal, Gazi Osmanpaşa ortamek» tebinden bayan Nadide, İnönü orta- mektebinden B. Osman Fevzi ve B. | Süreyya. 35 liradan 40 liraya terfi edenler: Cümhuriyet ortamektebinden bayan Nilüfer, Davulpaşa ortamektebinden B. Ziyaeddin, Çapa kız orlameklebin- den bayan Seniha, Gazi Osmanpaşa ortameklebinden B. Salâhaddin ve bayan Mihriban, İnönü ortamekte- binden B. Bürhaneğdin. 40 liradan 45 liraya terfi edenler; Cümhuriyet ortamektebinden B. İh- san, Çapa ortamektebinden B. Fuat, Çatalca ortamektebinden B. Hüseyin, İnönü ortameklebinden bayan Sara. 45 liradan 55 liraya terfi edenler; Cümhuriyet ortamektebinden B. Ca- fer, Cağaloğlu ortemektebinden ba- yan Sabiha, Davutpaşa ortamektebin- den B. Nuri, Gazi Osmanpaşa orta- mektebinden B. Adnan, 55 liradan 70 liraya terfi edenler: Davutpaşa ortamektebinden B, Eşref, 70 liradan 80 liraya terfi edenler; Heybeliada ortamektebinden B, Ham- di, İnönü ortamektebinden B. Meh- med Emin, * ğe SOHBET: EDEBİYAT (oo N — Veriaine Mordas'a: MEKTEB | «Ne? diyor, Hugo baba gibi, Musset, Baudelaire gibi düpedüz şairlik durur. ken mekteb relsi olmağa mı kalktın?» Sanatte «mektebler», yani hududu. nu tesbit etmiş, bir programa uymuş vereyanlar daima az çok gülünçtür. Çocuklara okutulan edebiyat kaide: leri kitahlarının kimseyi şair, edib edemediği, hattâ kimseye güzeli çir- kinden ayırmak kabiliyetini vereme- diği çoktanberi anlaşılmıştır. Edebi, bedii programlar da o kitablardan farklı mudır? Sanatkâr için en büyük felâket, kendisinden başka bir kimse tarafından çizilmiş bir yolu takib et- mektir. Yolunu kendi açsın; elinden geldiği kadar... Muhakkak bir şehrah olması lâzım gelmez; palikalarda da ne zevkler vardır ki en büyük, en muntazam caddelerde bulunmaz!,. Fakat «mekteb reisleri» için de bir 2 li il il : : ; Büyük mektebler var; meselâ Re- mantikler, Symbolistler... Ama bunlar birer «mektebu olmaktan ziyade birer isyan hareketi, birer ihi » Vic tor Hugo'nun büyüklüğü, yeni bir bediğ getirmiş olmaktan ziyade on yedinci, on sekizinci asırların dövdük- leri zincirleri kırmak olmuştur. Hugo bir değil, yüzlerce mektebin reisidir. «Le pöre Hugo», Hugo baba... Birçok evlâd yetiştirmiş; hepsi de bir bakıma ona benziyor, bir bakıma ondan şiğd- detle ayrılıyor. Verlaine de hir mekteb reisi diye gösterilir; «Art poğtigue» adlı manzu- mesi, gönçler tarafından bir program diye karşılanmıştır... Fakat o manzu- menin her parçası, bir kaide koymak- tan ziyade mevcud bir kaideyi yıkmak için yazılmıştır. Hiç bir şey öğretmez; öğretilmiş şeyleri silmek ister, O zâ- manın edebiyatınca memnuğ, hiç ok mazsa bilinmedik yollara sapmak is. tiyenlerin çektiği isyan bayrağı... Za- ten kendisi de o manzumedeki öğüt. lere büyük bir kıymet vermiyor; iğti. raz edildi mi, hemen: «Asıl lâzım olan güzel, iyi mısrağlardır, salçası ne olur. sa olsun» diyor. («Et surtout de bong vers, n'imporle â guelle saüce.») Romuantiklerle Symbolistler o ka- dar birer mekteb değildir ki ne yap- mak istediklerini, neye varmağa ças | lıştıklarını tesbite imkân yoktur. On- lardan bahseden münekkid veya ede- biyat tarihçisi her birini (yani her iki cereyanın yüzlerce şairlerini) ayrı ayrı tahlil eler, fakat umumi bir ter. kibe varmaz. Umumi vasıfları: Sanat. te fcrdiyetçilik, serbesti... Buna bir program, umümi bir vasıf denebilir mi? (Fransızca «cole littöraire» tabi. rinin karşılığı olarak türkçede «mek tebs kelimesini kullanmanın pek doğ- ru olmadığını biliyorum; fakat bütün iğtirazlaru rağmen yıllardanberi kül- lanıldı ve kullanılıyor. Kabul edilme. sinde hiç bir fenalık görmüyorum.) u . TECESSÜS — Son zamanlarda ter- cüme kütüphanemiz hayli zenginleş- ti. İş murakahesiz oluyor ama zarar yok: bugünün yanlış, kusurlu terci melerinden yarın daha iyileri doğabi- lir. Bir ecnebi edebiyatı ile hakiki tes mas, onun eserlerini dilimize çevir. mek hevesi ile başlar. «Fransız veya Alman şöyle söylemiş; bu his, bu fikir türkçede acaba nasıl ifade edilir?» Bu endişenin duyulması, bir edebiyatın, bir dilin zenginleşeceği müjdesidir. Fakat mütercimlerimizin bu endişe. yi duydukları haylı şüphelidir. Çala kalem yazıyorlar. O kadar da değil; tercüme edilecek eser aramıyorlar, Çıkan kitabları bakın, hemen hepsi pek maruf, artık «hârcı - âlem» olmuş muharrirlerin eserleri. Kimse bize, es-. ki, fakat az okunmuş bir romancıyı, bir müftefekkiri tanıtmak sevdasını duymuyor. Yığının üzerinde ilk bul. duğu kitabı alıp tercüme ediyor, Ara- ma, mülercimin kendi mizacma uy. gun eseri araması yok. Ismarlama tercüme, (Devamı 4 üncü sahifede) Nurullah Ataç

Bu sayıdan diğer sayfalar: