28 Ağustos 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

28 Ağustos 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yeni tuvaletile büsbüt tün artistlere yeni çehre yaratan Wal- iy beş on dakika Joanı seyrettikten Meşhur sinema artistleri arasında Joan Cravford ile Joan Bennett hal lerinden memnun değillerdir, İkisi de Güzellikleri ile şöhret buldukları halde tiplerini değiştirmek istemişlerdir. Joan Cravford şimdiye kadar çevir- Gİği filimlerde daima seksapelinden bahsedilir, erkekleri nasıl teshir etti- İİ gösterilirdi. Halbuki Joan bu rok den bıkmıştır. Bundan sonra sade ba- $İL bir aile kadını rolünü yapmak ar- #usundadır. in bir senaryo Hal- rketleri halkın, Joanın ipekçok olan bir her yeni filminde bilhassa bu sapel için görmeğe geldi; ba- it bir kadın Yolü dar K sürerek bu arzusunu yerine getir- Miyorlar, buna rağmen me yavaş değiştirerek başka g râk ortaya çıkınca, şir- ketlerin ister istemez, kendisini ka- bul edeceklerini iddia ediyor. Tpinde İlk değişiklik olarak saçlarının rengi- giştirmiştir. avaş Joan Bennett'in istediği ise, bunun bütün aksidir, Jöan Benneit, 18 andanberi filim çeviriyor, Pek ça- şöhret bulmuştur. Eksöriya saf kız rolü oynamıştır. Evlidir. Büz sekiz yaşında olan iki kızı var- ” Buna rağmen geçenlerde çevir- diği bir filimde üç yaşında çocuğu €lan fettan bir kadın rolü, çok genç göründüğü ve tipi münasip olmadığı İÇİn kendisine verilmemiştir. Bu va- kadan sonra Joan büsbütün coşmuş» tür. Datma masum genç kiz rolü yap- Maktan bıktığını, «Vamps denilen Meşum kadın rolünü istediğini ileri #ürerek Paramunt şirketinin - baş | Mmakiyajeıı Wally Westmora gitmiş, & Üipini değiştirmesini istemiştir. Bü- Rollerinden memnun olmayanlar JoanCravford masum kız, Joan Bennett meşum kadın rolü istiyor paima genç kız rolü a Joan Bennett n değişti Joan Bennet'in eski halile çehresini değiştirdikten sonraki hali onra işe başlamıştır. İlk olarak saçlarının rengini koyu- Jaştırmış, sonra kaşların altını alarak şeklini değiştirmiş, dudakları kalın- Jaştırarak ağzı büyütmüş, pudrasının rengini değiştirmiş, göz kapaklarını gölgelemiş ve ortaya yeni tiple bir Joan Bennett çıkarmıştır. Şimdi bu yeni çehresi ile «Vamp dolü arkasın- dan koşan Bennett, bakalım böyle bir | rolde oöynamağa muvaffak olacak mı? Sinema haberleri Ufa şirketi «Prusya Aşk Hikâye- leri» ünvanlı yeni bir filim çevirme- ğe başlamıştır. Bu filimin meydana getirilmesi Paul Martine tevdi edil- miştir. Filimin dış manzaraları Schmiedeberde çekilmektedir, Bu fili- mİ oynamak için Lidi Baarova, Villi Friç, Hans Nielsen ve daha bir çok artistler angaje edilmişlerdir. X Meşhur sinema yıldızı Sylvia Sidney bir müddettenberi Pariste bulunmaktadır. Yıldıza sinema ar- tistlerinden Leslie Howard da refâ- kat ediyor, Sylvia Sidney, Fransaya Luther Adler ile beraber Karı koca bügünlerde Champlain vapurile Amerikaya döneceklerdir. Yıldızın Fransayı ziyaretten maksadı bir müddet dinlenmek ve Fransız stüdyolarını ziyaret etmekti kocası gelmiştir. 4 İngilterede Denham stüdyosun- da Demir Parmaklıksız Hapishane nammdaki Fransız filiminin İngiliz- ce nüshası temsil edilirken artistler, mahkümlar arasındaki kavgaları bi- hakkin göstermek için adamakıllı birbirine girmişlerdi. Fakat bu sah- nenin filime çekilişi bittiği zaman rejisör güzel artistlerin yüzünü gö nü kan ve bereler içinde görm Hattâ artistlerden biri, yüzündeki yaraları pansıman edilmek için stüd- Joan Oravford'un $ son resimlerinden biri yo dispanserine kaldınlmıştır. Kaan şi ii NN da ği ŞİLİ İLİ LİL İYİ LL İLLE İL İYİYİ M4 Sahife 7 | Aşkta uğurun sonu iflâstır Elektrik ve kaloriferin ga Bayram yana yakıla aşk Çalı süpürgelerini ve bunlara sap yaptığı, uçları vidalı birbirine geçme demir boruları yorgun yorgun sırtın- dan yere indirirken mshzun mahzun yüzüme baktı: Kalmadı, dedi, Kalmadı. Bu İş- te ekmek kalmadı artık Ne iş yaptığını sormi bırakmadan ilâve etti: — Ocakçılık ta mahvoldu. de tarihe karıştı... Bayram, on iki senedenberi bâcâ temizlermiş. Başındaki yaraları Sü ran bezlerin üstüne geçirdiği kaske- tini yavaş yavaş çıkararak kucağına koydu. Şakaklarından sızan terlerini ceketinin kolile sildikten sonra elek- trik, havagazı ve kaloriferin gaderine uğradığını yana yakıla anlatarak sözüne devam etti: — Bakırköyün bir ucundan gir- dim, öteki ucundan çıktım. Dalma- dığım sokak, geçmediğim cadde kal- madı... «Ocakçınmı> diye bağıra ba- gıra gırtlağım kurudu. Kan ter için- de kaldım. Çağıran olmadı. Zaten halkın elekirik ve havagazına râğbe- ( arttıktan sonra bacası kurum tut. muyor ki temizlelink için çağırsınlar, Bayram Kayserilidir, Vaktile mem- leketinde ziraatle meşgul oluyormuş. İşi bozulmuş ve 12 sene evvel bir iş bulmak için İstanbula gelmiş, Sermayesiz iş Bayram, ocakçılığa bir aşk mace- rasile başladığını anlatarak dedi ki: — İstanbula gelince doğru Tahta- kaleye gittim ve arkadaşlara halimi anlattım, bana ekmek parası çıkara- cak biriş bulmalarmı rica ettim. Meğer arkadaşlardan biri ocakçı imiş, etti ve: m yok, Ba- | nebiliyorsanı a meydan Bu İş na ve sesine g yarın berâbe z Dedi. Bu arkadaş ertesi günü ye- dek süpürgelerinden birini ve demir sapları bir çuvala koyarak bana ver- di, O önde, ben arkada sabah sabah mahalle içlerine daldık. Bir yandan | o, diğer yandan ben: — Ocakçımı... Diye bağıra bağıra, sokak sokak | dolaştık. Nihayet arkadaş benim de bağırabildiğimi görünce: — Haydi bakalım, artık yalnız do- laş... Dedi ve beni bıraktı. Ne yalan söy- liyeyim, bu işten para kazanacağımı tahmin etmiyordum. Pek iştihasız dolâşıyordum. Hizmetçi kızla karşı karşıya İşe başladığımın ilk günü idi. Dolaşa dolaşa adamakıllı yorulmuş- tum, Nihayet pencereden bir ses: — Ocakçı... Dur..dur... Burası büyük bir konaklı. Hizmet- çi kız büyük kapıyı açtı ve bacanm temizleneceğini söyledi. Pazarlığı yap» tık. İşe başladım. Bir iki saat çalışa- cak, 2 lira para alacaktım. ordum. Mutbakta bacanın altı- na geçtim ve mağa başladım Hizmetçi kız da bir yandan bulaşık- larını yıkıyordu. Bu aralık Bayramın kederli zünde bir gülüm belirdi elile sakalını avuçlıyarak: — O vakit, böyle korkunç bir adam değildim. Yüzüme bakılır halim vardı. Eh... Gençlik ne kadar olsa... Hem çalışıyordum, hem de hizmetçi kız- Ja konuşuyordum. Konuşa konuşa hemşehri çıkmayalım mı? Kızcağıza kanım müthiş kaynadı. Ne ise uzat- mıyalım, işimi bitirip 2 lirayı aldım ve çıktım. çıktım amma aklında kızda takıldı kaldı. Nasıl oldu bi mem seviverdim Onu... Hizmetçi kızın uğuru Bayram, eski günlerin halırülarını tazeledikçe memnun oluyor, gülü- yor. Fakat bu arada bazan da ağlı- yacak derecede müteessir oluyor ve gözleri yaşarıyordu. Devam et te biraz pera toplayıp kız- lıma koydum ve onu işimde bir uğur denedim. Konaktan yü- Bir drine uğradığını söyliyen macerasını anlatıyor ı i | L Ocak temizleyicisi Bayram dinleniyor aldım. Bir daha, bir daha derken akşama kadar 8 ocak temizledim ve 14 lira kazandım. l4lira... Ben bir günde değil, bir ayda bile bu kadar parayı memleketimde kâzanamaz- dım, Artık keyfime diyecek yoktu. Bu işte, ilk ocak temizlediğim konak- taki kızın bir uğuru olduğuna adam akıllı inandım: Üç ay kadar böyle ça- liştım. Gündelik kazancım 8 - 10 liradan aşağı düşmedi. Epeyce para topladım ve işle bu kızcağ evlen dim. Hangi mahallede işe çıkarsam çıkayım, bu konağın önünden geç- meği âdet edinmiştim. Onu görmesem, beni uyku tutm cuğum oldu. Bir iki sene ber şadık. Bu sirada anamdan mektup alırdım. «Gelinimizi görelim: diyor. lardı. Ben de bir gün trene bin onu memlekete gönderdim. Uğurun sonu Zavalı Bayram. ikram ettiğim kahveyi içmeği unutacak kadar Gal. mıştı. Hatırlattım: — Bayram, kahven soğuyor, Derin derin içini çekerek: — Yalnız kahveyi değil, dedi. Ben kendimi bile unuttum a, bayım... Elini ceketinin cebine attı ve kat kat olmuş. Üstündeki yazılar ter- den biribirine geçmiş bir mektup çika- rarak gözleri dölu bir halde uzattı: — İşte uğurun sonu, dedi. Aşkta uğurun sonu iflâs... Karımdan gelen şu mektubu okursanız, güzlerinizin içsene, yâşini tutamazsnız. Tam beş senedir Bir kaç lirâyı bir araya ge memleketin yolünu tutacağım amma, iş yok... Evlerden çoğunda elektr havagazı kullanılıyor. Ocaklar Ku- rüm tutmuyor, böylelikle bizim cep- ler de para görmüyör. Bütün arka- daşlar benim vaziyette.: Çokları başka iş tuttuler. Lâkin ben bulama” dım. Elektrik ve havagazı ocağı incir ağacı dikli. Yalnız bir X rnda iş var-amma © da hangimize yetecek?... Bayram o başındaki ya ne? — İşte bu yaralar da dencdiğim uğurun son yadıgâr... Kasımpaşada bir baca tömizliyordum. Yukarıdan bir tuğla düştü, Kafam yarılmış Kendimi hastanede buldum. İki gün evvel taburcu ettiler amma elin aci- yor. Bayram, çuvalını, sırtına sldı ve yorgun adımlarla ilerliyerek yandaki sokakların birine daldı. — Ocakçın... Şimdi onun bu bağırışını, dokunan Kalın kundurasının dığı tıkırdıları. duyuyor ve d yorum: Acaba handaki odas parasiz mı dönecek, sem, taşlara çıkar Cemaleddin Bildik Yer değiştirecek kiracılara tavsiye! kşam'ın KÜÇÜK İLÂN RI'nı dikkatle okursanız kendi- nize en elverişli yurdu yorulma ayrudıktan biraz sonra bir kapıdan daha çağırıldım. Oradan da iki Jira dan bulabilirsiniz, * 2 Em e

Bu sayıdan diğer sayfalar: