4 Eylül 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

4 Eylül 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAMDAN AKŞAMA Yeni kelimeler hoşsunuz; fakat bir şeyiniz fena hal ile sinirime dokunuyor: Nuvel!... Buda De demek?.. Niçin (hikâye) tabirini kullanmamalı?... Bilhassa (uzun hi kâye) de diyebilirdiniz!» Bazı arkadaşlarım da ayni itiraz da bulunmuşlardı. Kendilerine şöyle cevab vermiştim: — Nuvel, hikâyeden başka türlü bir çeşiddir. Romana yakındır; fa- kat onun daha basitidir. Her yeni mevcudiyete yeni bir isim koymak lâzım değil mi? Meselâ araba mev- €cudmuş; bisiklet keşfolunmuş; (şey- tan arabası) demişler, tutmamış; beynelmilel tabirinde karar kılınmış. Otomobil, tren icad edilmiş; (kara Ppamfuru) denmiş; göne olmamış, Mer millet ne demişse biz de benim- Semişiz. Romandan evvel masal var- mış. Öyleyse, romanı da almamalıy- dık. (Frenk usulü masal) demeliy- dik. Bilmem bu izahatla, bana mektub Yazan kariimi tatmin edebildim mi? Mer yeni mefhuma karşı yeni keli- me! Bunun lüzumunda ısrar ediyo- rum. Bilhassa, fransızca yahud in- Kilizce olmaktan çıkıp ta beynelmilel- İeşmiş sözler var ki, bunlar, beheme- hal dilimize girecektir: «Enterasan — sempatik — orijinal o — plâj — gri» gibi... Girmiştir bile... Gerçi, (enteresan) yerine (cazib), (sempatik) yerine (sevimli), (oriji- mal) yerine (nevi şahsına mahsus), (plâj) yerine (kumsal), (gri) yerine (kül rengi) demekte uzun zaman 15- rar ettik. Israrda da belki haklıydık. Zira o zaman, karilerden pek çoğu bu Sözleri anlamıyordu. Lâkin şimdi an- hyor. Ve esasen, snevi şahsına mün- hasır» Söyle bir kontrol edecek olursak he değişmeler! (A... Hayret... İşle bir daha; bilmezdi... derdi... «Kontrob, yalnız ecnebi Şir. keti halinde olan nakliyat vesatti idarelerinin mülettişlerine denirdi... O da «kontorols diye telâffuz edilir. di!..) Evet, ne değişmeler. Dilimize Yüzlerce ve yüzlerce yeni kelimeler girdi... Evvelâ bunlara itiraz ettik; — Ne lüzum var!... Ne sakil... Biz- de sanki mukabili yok mu?.. Hatırlıyorum ki ben de vaktile şöy- yazmıştım: «— Niçin kuzen demeli”... Bizde daha mufassalı var; (Amcazade, halazade, © dayızade, Onlar bir kuzen diyip geçiyor; bizde daha tafsilâtlısını söylüyoruz. Mü- tekkebi basite niçin feda edecekmi- yiz?.... : Halbuki, böyle (iddialar, insanı Fransız akademisinin o muhafazakâr Azasına döndürüyor; — Olmuz, olmaz!.. Böyle kabul etmeyiz!... Fakat bütün nazariyelere rağmen halk, kullanmağa başlıyor... Kelime Msanda yer ediyor.. Sonra âlimler lügati fetvayı çıkarıyor: Kikabul,. Lügat kitabına dere... Niçin inad etmeli?.. Bu genişle meyi hayat icab ettiriyor... Ne kadar beynelmilel kelime varsa yavaş ya- Vaş, (hayır çabuk çabuk) türkçeye girecektir... Ancak bunlar, züppe ağzından gi- ren, bonjur, bonsuardan apayrı Şeylerdir; karıştırmamalı! Yani tam mukabilinde söz varken, onun fran- Sizcasını kullanmak kabilinden de gil... Yeni mefhumların yeni muka- billeri! Dikkat! Plâj, sadece kumsal de mek değildir. e Türkçede. manası, (üzerinde asri deniz hamamları ku- Yulmuş, yahud kurulmağa o müsaid bir kumsal) dır. Amma, (kumlu) Yerine (sablö) dersek züppeliktir. Bu kelime, asla türkçeye © girmemiştir, Birr iyecektir de... (Vâ - Nü) teyzezade)... | altı ay muteber olacak Bir kısım sanayide haddinden faz- la istihsal olduğu iddiası üzerine bundan bir müddet evvel tedkikler yapılmış ve neticede istihsal fazlalı- ğına tesadüf edilmemişti. Bununla beraber muhtemel fazla istihsalâta karşı tedbirler almması lüzumlu görülmüştür. Alnan ted- birler, ayni zamanda mevcud sana yin himaye görmesini de temin eder mahiyettedir. Diğer taraftan, fabrikalara aid tev- si müsaadesi müddetinin 3 seneden 6 aya indirilmesi muhtelif tefsirlere yol açmıştır. Bu tedbir, lüzumun- dan fazla istihsalât ilede uzaktan alâkalı görülmektedir. Bir çok kimseler aldıkları tevsi müsaadesini uzun zaman istimal et- miyerek saklıyorlardı. İşte bütün bunlara mâni olmak için çok yerinde bir kararla tevsi mü- saadesi müddeti altı aya indirilmiş- tir. Bu müddet zarfında kullanılmı- yan müsaâdeler istirdad edilerek başkalarına verilecektir. Cenaze istasyonları Belediye müracaatlar çoğaldıktan sonra bu istasyonları kuracak Cenaze tekfin ve techiz işleri için Belediyede bir teşkilât meydana ge- tirilmiş ve bu teşkilâtın tevsi edilerek halka kolaylık olmak üzere muhtelif yerlerde birer cenaze istasyonu kKu- rulması kararlaştırılmıştı. İstanbul halkı ölünün hususi bir teşkilât tarafından kaldırılmasına tas mamen alışamadığı için ölüm vaka- larında Belediyeye mürucaat edenler azdır. Bu cihet göz önünde tutularak şimdilik cenaze İstasyonlarının ku- rulması tehir edilmiştir. Belediyeye müracaatlar çoğaldık- tan sonra ihtiyaç nisbetinde bu istas- yonların kurulmasına başlanacaktır, Bıçak karnına saplandı Beykoz kundura fabrikasında ça- lışan Sabri, tezgâh o üzerinde bulu- nan bir bıçağın kazaen kamına sâp- lanmasile yaralanmış, berayı tedavi hastaneye kaldırılmıştır . Ceviz fidanlıkları İstihsalâtı arttırmak için köylüye yardım edilecek İstanbul civarındaki ceviz fidanlık- larında ıslahat yapılması kararlaştı- rılmıştır. İhracat maddelerimiz ara- sında ehemmiyetli bir mevki alan ce- viz mahsulünün istihsalâtı arttırıla- cak, bu hususta köylüye yardımlarda bulunulacaktır. İstanbul civarındaki fidanlıklarda yetiştirilen ceviz fidanlar vilâyet, köylerine pârasız dağıtacaktir. Köy- lüler bu fidanlarla köylerde cevizlik- ler meydana getirmeye çalışacaklar- dır. Aynizamanda ziraat memur- ları köyleri muntazaman dolaşarak ceviz ağaçlarının fenni şekilde nasıl yetiştirileceğini öğreteceklerdir. Damızlık hayvanlar Açılmakta olan hayvan sergilerin den damızlıklar seçilerek hayvan nes- linin ıslahına çalışılacağını yazmış. tık. İstanbul Belediyesi hududları dahilinde açılan sergilerden seçilecek dumızlık hayvanların diğer vilâyetle. re göncedrilmesini kararlaştırmıştır. Beeldiye hududları dahilinde açılan sergilere çok büyük ehemmiyet veri- lecek, İstanbul mıntakası damızlık hayvan sevketmekte adetâ bir nümü- ne deposu haline getirilecektir. Üç kumarbaz yakalandi Muharrem, Ömer ve Kenan isimle- rinde üç kişi, Kadıköy sahilinde kun üzerinde kumar Oynarlarken yaka- lanmışlar, Üsküdar adliyesine veril- Fazla istihsalât Haklı şikâyetler Tevsi müsaadeleri Boşgiden cankurtaranlar Cankurtaran otomobilleri, el. hak çok işe yarıyorlar. Fakat iç- lerinde hasta bulunmadığı ve hat- tâ garajlarına döndükleri esna- larda da o feryadlarile ortalığı ayağa kaldırmanın ne faydası vay- dır bilmem!... Bu sesi işilen nakil vasılaları «Aman bir vatandaşı canı kur. tulsun!» endişesile böyle zaman- larda da gene zınk diye duruyor. lar. Hızlı giden bir otobüs veya tramvayda bu âni durmaların ne demek olduğunu herkes bilir. Bü- tün tramvay halkı iskambil kd- İde gidi biribiri üstüne yıkık. kafalar tosluyor, ayaklar Yürek kalkması dı otomobilinin geçtiği görülüyor. Bu otomobilleri idare eden zevattan. rtoa edilse de can kurtarmağa git- merlikleri zamanlarda boru öttür- meseler!... Tepebaşı: A, A. Hırsız Rıza cür- münü inkâr ediyor Halbuki şahitler itiraflarda bulunduğunu teyid ediyorlar Dün asliye üçüncü ceza mahkemesinde Rim adında bir hırsının muhakemesi yapılmıştır. Rıza şehrin muhtelif semtle- zinde bir çok evleri soymuş, zabıta kendi- sini ararken, bulduğu fırsatı kaçırmıya- rak Balat civarında da Yaşuanın, Eminin, Yakovanın, Neşetin, Fonerde Osmanın evlerinden de eşya çalmıştır. Fakat bu ev- lerin sahibleri hirsizlik vakalarını ikinci şube müdüriyeti tarafından yaka- lanan Rıza İstiçvap edilince bu suçlarını da kendiliğinden anlatimiş ve kendi yanı- nâ verilen komiser muavini B. Şehabed- din ve muavin B, Fahri ile beraber gidip bir çoğu orada bulunup müsadere edil- miştir, Hırsızlara yataklık ve saireden müle- addid sabıkaları bulunan Abbas esasen Türk tabliyetinde 'bulunmadığı için aid olduğu makam tarafindan hudud harici- ne çıkarılmış, Rıza da mahkemeye ve- rilmiş$ir. Dün asiiye üçüncü ceza mahkemesinde mevkufan yapılan muhakemesinde Rıza suçlarını tamamile inkâr ederek: — Bu işleri bon yapmadım, bana iftira ediyolar. Şimdiye kadar hiç bir itirafta da bulunmadım. söylenenler yalandır. Dedi, Şahid olarak dinlönen komiser muavini B, Şehabeddin ile B. Fahri ifa- delerinde Rıza yakalandığı zaman suçla- rını tamamile itiraf etliğini ve soyduğu evleri de kendilerine gösterdiğini söyle- mişlerdir. Maznun Riza bu şahidlerin İfadelerini de kabul etmemiştir. Diğer şa» bidlerin celbi için muhakeme başka gü- ne bırakılmıştır. 16 ev soyan azılı hırsız İhsan dün sorgu neticesinde tevkif edildi İstanbulun o muhtelif | yerlerinde birçok hırsızlıklar yapan İhsan adın- da altmış yaşında azılı bir hırsızin yakalandığını yazmiştık. İhsan dün adliyeye teslim edilmiştir, İhsan bun- dan evvel Ankarada birçok hırsızlık- lar yapmış ve muhakeme neticesinde 12 sene hapse mahküm olmuştur. Fakat hapishanede bir müddet kal dıktan sonra hasta olduğunu iddia etmiş ve muayene için tıbbı adliye gönderilmiştir. Tıbbı adiide yapılan muayene neticesinde İhsanın hapis- hanede yatamıyacak derecede ve te- davisi gayri kabil bir hastalıkla ma- lül bulunduğu bildirildiğinden bu ce- gası tecil edilmiştir, Hırsız İhsan böylelikle yakayı kut- tarınca İstanbulda, yeniden hırsızlığa başlamış ve Beşiktaş, Kumkapı, Kü- çükpazar, Alemdar ve Beyazıd civa- rında 16 ev soymuştur. Bunun üze- rine tekrar yakayı ele veren İhsan dün adliyeye verilmiş, Sultanahmed üçüncü sulh ceza mahkemesinde ya- pılan sorgu neticesinde tevkif edil- miştir. Evrak ceza mahkemesine ve- rilecektir, Otelcilik mektebi Turing Klüb böyle bir mektep açıl- masını istiyor Turing ve Otomobil klübü memle- kette iç ve dış turizmin inkişafı için tedkikler yapmış, neticeyi İktisad Ve- kâletine bildirmiştir. Turink klüb ayrıca gönderdiği ra- porda şehrimizde bir otelciler mek- tebi açılmasını teklif etmiştir. Oteleller mektebi, kurulması muh- temel olduğunu önce haber verdiği- miz otelciler birliği ile yakından slâkalıdır. Oteleller mektebi modern bir mek- teb olacaktır. Turing klüb Paristeki olelelter mektebinin vaziyetini ted- kik etmiş ve İktisad Vekâleline gön- derdiği raporu buna göre hazırli- mıştır. Otelciler Omektebi kurulduktan sonra bütün turistik otel müstah- demleri bu mektebde ders görecek ve diploma alacaklardır. Memlekete gö- lecek seyyahlara nasıl muamele edi- | leceği, ve turistik otel nizamname- sinin ihtiva etmesi icab eden hü- kümler ve bunların tatbik şekilleri yeni otelcilik mektebinde okutula- caktır. Dört yangın Dün şehrin muhtelif yerle- rinde vukubulan yangınlar Dün muhtelif yerlerde yangınlar olmuştur: Sabahleyin saat dokuz buçukla Gümüşsuyunda Yüksek Mühendis mektebi arkasında yapılan yolda kul- lanılan iki varil zift parlamış, yeti- şen itfaiye tarafından söndürülmüş- tür, Sant onda Büyükadada Lunapark gazino yolunda fundalıklar ateş al- mış, on metremurabbaı kadar bir sa- ha yandığı halde itfaiye tarafından kurtarılmıştır, Saat on beşe doğru, Ayvansarayda Nurkalem fabrikasının çatısı arasın- da bir yangın çıkmış, vaktinde yeti- şen itfaiye ateşi genişlemeden sön- dürmüştür. Saat on altıda Ağacamiinde Ban- çeli hamam sokağında dört katlı bir binanın çatı arasından ateş çikmiış ve bu kısım kâmilen yandıktan son- Ta itfaiye tarafından söndürülmtüş- tür. .. .. Köylü çocuklar 17 yaşından yukarı olanlar fidancılık mütehassısı yetiştirilecek Çok isabetli hir kararla, İstanbul vilâyeti civarındaki köylü çocuklari- nin ziraat işlerinde yetiştirilmesi ka- rarlaştırılmıştır. 17 yaşından aşağı olmamak şartile köy çocukları topla. nacak, mevcut fidanlıklarda işçi ola» rak çalıştırılacaktır. Bunların maişe- ti vilâyet tarafından temin edilecek- tir. Çocuklar burada pratik olarak ihti. saslı tahsil yaptıktan sonra çekirdek. ten yetişme birer mütehassıs olarak kazalara tevzi edilecekler ve ziraat işlerinde ücretle çalıştırılacaklardır. Yemekten zehirlendiler Kumkapıda Havuzlu mescid soka gında oturan bayan Ayşe İle kızı Se. her, yedikleri bir yemekten zehirlen- mişler, (Haseki hastanesine yatırıl- mışlardır... i Yük arabası çarptı Şahab isminde birinin idaresindo- ki yük arabası Küçükpazarda Yeşua isminde birine çarparak yaralanma» sına sebeb olmuştur. Arabacı yaka- lanmıştır, Elini makineye kaptırdı Küçükpazarda bir kereste fabrika- sında çalışan Salim isminde bir ame. le elini bıçkı makinesine kaptırmış, bileği kesildiğinden Cerrahpaşa has- tanesine yatırılmıştır. İSTANBUL HAYATI Bunlar da böyle eğleniyorlar Saat yediye yaklaşıyor. Kıvırcık saçlı, yeşil gözlü çığırtganlar renk renk kumaş toplarını; kıravat, gömlek kutularını düzeltip raflara yerleştirir. ken bir taraftan da karşı mağuzala. rın camekânlarında ayni işle uğraşan siyah saten önlüklü genç kızlara göz atıyorlar. Patron, başının yan tara- fından sarkan bir kaç tel saçı çıplak tepesine yatırıp taradıktan sonra ko- caman valizini alıp çıkıyor. Çengelli sırıklarla kapı önüne sıralanan çığırt- ganlar çöp gibi kollarile çelik yaylı kepenkleri indiriyorlar, Bir kepenk sesi duyulur duyulmaz etraftaki ma» Zazalar hep birden faaliyete geçiyor- lar. Kulak zarlarını tırmalıyan gacır- tılar, gürültüler biribirini takib edi. yor. Kat kat enseli patronlar kaldırım kenarına çömelip kepenk kilitlerini sarsa sarsa kontrol ederken çığırtgan delikanlılar arkadan savuşuyorlar. Tramvay durakları, köprü üstü, va- pur iskeleleri randevu bekliyenlerle doluyor. Bir günlük ayrılıktan sonra hasretlerine kavuşan genç çiftler, kabakçekirdeği, sakızleblebisi kâğıtlar rını ceblerine yerleştirip günün yor- gunluğunu başbaşa gidermek üzere İ kendi âlemlerine dalıyorlar, Kuledibinin dar sokaklarında, Şiş- hane yokuşunun sağa sola sapan ara- lıklarında, Kasımpaşa üstlerindeki merdivenli yokuşlarda, Bebek sirt larında hep onlara tesadüf edili- yor, Korku meleklerinin kanad gölge- leri suları karartıncıya kadar türlü dillerle ilânaşk teraneleri devam edi- yor. Ortalık kararırken herkes evin yolunu tutuyor. Akşam yemeğinden sonra da gece yarısına kadar Beyoğlu caddesinde üç aşağı beş yukarı dolaş- Balıkpazarına dalıyor. Sebzeci, yemiş- çi dükkânlarının önlerine valizler sı- ralanıyor. Sokak aralarındaki tezgâh başlarında da hummalı faaliyet baş- lyor: — Dose ena duziko pedimu. — Hadi oğlum, garson. Şuraya biraz — meze gelir de işimizi bitirip gide. im, Kadehler yudum yudum boşalırken portföyler açılıp faturalar, sipariş mektupları, bonolar tekrar gözden ge- çiriliyor. Hangi masaya kulak kabar. tılsa hep kumaş topu, sandık, balye üzerinde konuşmalar duyuluyor. Bir masa başında ayni şahsı on beş dakikadan fazla göremezsiniz. İkinci, nihayet üçüncü kadeh boşaldıktan sonra valizini alıp çıkarken yerine başka biri yerleşir. Kumaş, basma etiketleri, fatura rakkamları arasında yorulan kafalara bu kadarcık eğlence çok görülemez ya?.. Cemal Refik —————. Tanasa rövüsü gitti Festival münasebetile Bükreşten şehrimize getirilen 'Tanasa rövüsü dün saat i3da Romanya vapurile Köslenceye gitmiştir. Pazarlık yasağı kanunu Pzarlık yasağı kanununun tatbik sureti hakkındaki kararnsmenin dün bir gazete tarafından yazıldığı şekil- de teşrinlevvelden itibaren meriyete gireceği hakkında İstanbul Belediye. sine hiç bir malümat gelmemiştir. Bilâkis Belediye talimatnamenin bir iki güne kadar tebliğini beklemekte. dir. Belediye buna göre hazırlıklarını ikmal etmiştir. Hafta içinde tatbika. ta başlanacaktır. - Sirkeci meydanının açılmasına de. vam edilmektedir. Devlet demiryolları dokuzuncu işletme müdürlüğüne gön derilen plân hakkında Belediyenin fikri alınacaktır, Meydan şehir plâni. le çok yakından alâkalı olduğu için bu cihete ehemmiyetle lüzum görül müştür. " Şehircilik mütehassısı B. Prost ya» kında şehrimize geleceği cihetle plân kendisien verilecek ve mütalâası ali- nacaktır. B. Prosle lüzum gösterirse plân tadil edilecektir. il İ j $

Bu sayıdan diğer sayfalar: