26 Ekim 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

26 Ekim 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Maraş mektupları Maraş kısa bir zamanda çok imar edildi istiklâl harbinden sonra harabe halinde olan bu gar şimdi yeniden canlandı Maraş aile bahçesi Maraş (Akşam) — Maraş, İstikiği | harbinde büyük kahramanlık gös | termiş bir şehirdir. Bu yüzden sayı | $ız şehit vermiş ve beş bine yakın evi | yanmıştır. Vasati yirmi beş bin insanın barınabileceği beş bin ev ve binanın yakılmış, yıkılmış olması, esasen otuz bin nüfuslu bir kasaba olan Ma- Taşı elbette bir harabe haline getir- miştir. İşte, milâddan yüz yularca evvel kurulup, bir çok tarihi devirler geçirdikten sonra bize intikal eyliyen Maraşın o tarihe aid çehresi böyle 4di Maruş, ayni yüzü, bazı ufak deği- şiklerle 933 yılına kadar taşıdı, Fil bakika, mümkün olan gayret sarfe- dildi. Harap şehrin imârı çareleri arandı, Fakat, bu sahadaki faaliyet asıl 933 den sonra ehemmiyet buldu. Belediye reisliğine tayin eğilen kiy- metli doktor bay Hasan Tükel, kah- | raman şehri lâyık olduğu mertebeye ! yükseltmek için geceli gündüzlü dene- cek surette ve büyük bir feragat ve | fedakârlıkla çalışmağa başladı, Bu | mütemadi çalışmaların güzel netice- leri çoklukla alındı. Şehrin imâr plân ve haritası yaptı- rılmış, bilâhara elektrik de istihsal edilecek olan temiz su tesisatı İlerle. miş, otuz beş bin lira sarfile bir elek- rtik santıralı kurularak şehir medeni ışığa kavuşturulmuş, eskiden hasta- ik ve mikrop yuvası olan pis su dere- lerinin üzerleri büyük gayret ve him- metlerle tamamen kapatılmış, meş- hur tarihi Kanlıdere ayni şekilde ka- patılarak üstünde bir bulvar vücuda MEŞ'UM Leman derhal kararını verdi. Bütün | kusurlarına rağmen ne olsa damarların. da babasından mevrus temiz bir kan akıyordu. Tehlikeden korkmaz, cesur ve atılgandı. Böyle bir anda kocasının yanında bulunmak ona yardım etmek, mevkiinin, şerefinin icap ettirdiği va- zifeydi! Bu hissinde önce pek, samimi ol mâkla beraber sonra böyle hareket edi- şinin ne istifadeler vereceğini de he- sapladı. Bir kere tam sırasında dediko- dulardan uzaklaşmış oluyor, koleralı bir memlekete giderek yaptığı fedakâr- ık birçok kişilerin ağzını kapatıyor, hattâ bu suretle elâlem lehinde bile bü-| lunacak! Hem nihayet kocasile İstan- bula avdet ettiği vakit, hâdiseler unu. tulmüş ölur. Hemen Bağdada bir telgraf çekli. Hayatınız tehlikede iken vazifem yanınızda bulunmaktır. Derhal hare- ket ediyorum, leman Birkaç samimi ahbabına kocasından aldığı mektubu ve verdiği kararı bildir. Aşk ve macera romanı Nakleden: (Vâ - Nü) getirilmiştir. Umumi kanalızasyon işi de bu vesile ile halledilmiş ve şe- beke tamamlanmıştır. Şehrin medhalinde çirkin bir man- zara arzeden eski mezarlık kaldırıla- rak geniş ve asri bir mezarlık tesis edilmiş, mili mücadelede ölen kah- ramanlar için de üç âbide dikilmiş, cidden mükemmel ve modem bir eser olan Belediye bainası önünde bir ş6- hiller çeşmesi inşa olunmuş, hileli ve gayri sıhhi fırınlar kaldırılarak asri bir ekmek fabrikası, zemini parke ve direkleri beton bir pazar yeri, bir aile parkı ve çocuk bahçesi, asri gazino, örnek ev ve fidanlık tesis edilmiştir. Yol inşaatına bilhassa önem veril- miştir, Büyük caddeler ön sekizer metre genişliğinde açılarak parke döşenmiş, binlerce metre murabbal kaldırım inşaatı yapılmış, cadde ve sokaklar ağaçlanmnış, şehir bandosu teessüs etmiş, itfaiye ve tanzifat kad- rosu genişletilmiş, Maraşın en güzel bir mesiresi olan Pınarbaşı tanzim ve yolu inşa edilmiş, laboratuvar açıl- mış, geniş ve güzel bir spor sahası tesis olunmuş, otel ve sinema için hazırlıklara başlanmış, eski mezarlık yerinde büyük bir yüzme havuzu in- şası takarrur etmiş, eski ve kapalı çarşılar yeni baştan tanzim edilmiş- tir. Bütçeyi bir misli yükselten müm- taz şehirci bay Tükel bu yıl mezbaha- yı tevsi ve yeni bir kasab ve sebze hali de inşa edecektir. Yiğit Maraş sayın doktorun himmetile her yıl bir az daha terakki ve inkişaf eylemekte- dir. KADIN 'Tefrika No, 47 —m: di. İki üç gün İstanbulda kaldıktan sonra yola çıktı. Sosyetenin şifahi ga- zeteleri uzun uzadıya bu genç kadının cesaretini, fedakârlığını medhettiler. Trene binmezden evvel artık bütün işlerini tamamen deruhte etmiş olan Nusretle konuştu. Avdetine kadar mümkün mertebe alacaklılara para verilmesini, hazır kendi yokken burada biriken varidatı bu işe karşılık tutma- sını tenbih'etti, Bu fazla israftan pa- şaya bir sızıntı gelmesi doğru değil! İbnülkasım paşa, karısının telgrafını aldığrzaman fena halde şaşırdı. O, zev- cesinin böyle hastailklı bir şehre gel- mesini hiç de doğru bulmuyor, onun namına korkuyordu. Fakat ayni 2zâ- manda da genç kadının kendisine gös- terdiği alâkadan, fedakârlıktan son de- rece memnun olmuş; kalbi gururla, Tnuhabbetle, dolmuştu. Lemanı büyük bir minnet ve teşekkürle karşıladı. Reşid paşanın kızı hakikaten şayanı takdir hir metanetle hastalığın müca- delesine girişti. Hasatneler açtı, Çekin- meden, korkmadan kolerahların orta- Sevgilisini öldüren çoban Mahkemede hiç bir şeyden haberi olmadığını söylüyor Çatalcada bir köyde sevdiği Nebile adındaki kızı öldürmekten ve kızın ba- bası Hüseyini yaralamaklan maznun Ahmedin muhakemesine dün ağırceza mahkemesinde başlanmıştır. Tahkikat evrakına nazatan vaka şöyle olmuştur: Köyde çobanlık yapân Ahmed ayni köyde Nebile adında bir kızı sevmiş, €Y- lenmek İstemiş, fakat kızın babası bu- na razı olmamıştır. Aradan bir müddet geçdikten sonra çgban Ahmed bir gün kaybolan bir ko- yununu ararken Nebile ile babası ve kardeşlerinin tarlada çalışmakta ol. duklarını görmüş ve tarlanın kenarın. daki ağacın altına oturarak sevdiği Nebileyi seyre başlamıştır. Bir aralık Nebilenin babası geriye döndüğü zaman Ahmedi görmüş ve fe- na halde hiddetlenerek yerden aldığı | bir taşı Ahmedin kafasma fırlatmış- tır. Taş, Ahmedin gözünün üzerine isa» | bet ederek yaralamıştır. Bundan büsbütün hiddetlenen Ah- med bıçağını çekerek sevgilisinin ba- bası Hüseyinin üzerine atılıp kavga et- meğe başlamıştır. O esnada Nebile ile kiz kardeşleri de babalarını kurtarmak Üzere kavgaya karışmışlardır. Kavga- da Ahmed bıçakla hem sevgilisi Nebi- leyi hem.de babasi Hüseyini yaralamış | ve kaçmıştır. Vakayı haber alan jan- darmalar yetişerek Ahmedi yakalamış- lardır, Vakadan biraz sonra da Nebile ölmüştür. Ahmed, öldürmek ve yaralamak suç- Yarından muhakeme edilmek üzere İs- tanbula getirilerek ağirceza mahkeme sine verilmiştir. Dün başlıyan muha- kemede evrak okunduktan şonra sor. guya çekilen Ahmed garip hareketler. Je sadece, — Ben birşey bilmiyorum. Ben Ne- bileyi seviyordum. Hem çök seviyor. dum. Hâlâ da seviyorum. Ne olduğun- dar. kaberim yok. Onu seviyorum. Ba» ne birşey sormayınız. Hiç birşeye ak- Yam ermiyor. Diye saçma sapan cevaplar vermiş- tir. Çalalcadan vaka şahidlerinin cel bi için muhakeme başka güne bırakıl. miştar. Ahırkapıda istasyon binasi Sirkeci ile Kumkâpı arasında mesa fenin uzunluğu göz önünde tutularak Ahırkapıda bir şimendifer durağı ih. das edilmişti."Banliyö trenleri bu du- rükta pek kısa bir zaman tevakkuf et. tiklerinden yolcular bilhassa yağmur- Yu günlerde sıkıntı çekmektedirler. Devlet demiryolları dokuzuncu işlet- me müdürlüğü yaz mevsimi için ihdas edilen bu duraktan kışında istifade edilmesi için burada bir istasyon bina- sı yaptırılmasını düşünmüştür. Keyfi. yet umum müdürlüğe bildirilmiştir. İs- tasyonun ilkbahara Kadar inşası halk için de çok faydalı olacaktır. sında dolaştı, Kocasile birlikte mem'- keti kurtaran kahramanlardan biri ol. du. Selgin hastalık, bu göyretler karşı- sında yavaş yavaş tavsadı ve nihayet büsbütün ortadan kalktı. O sırada İstanbulda, İsmaili Kenanın annesi, acılarına dayanamıyarak ya- yaş yavaş söndü; oğlunun ynına defne- dildi, Artık onları herkes tamamen unutmuştu. Hattâ klüpte bile, arka- daşları adını sanını nadiren anıyorlar- dı. Irakta hayat sakinleşmeğie başlayın- ca, Leman mücadelesizliğinden eğlene- mez oldu. Kocası, haleti ruhiyesini sez- diğinden derhal İstanbula bir seyahat teklif etti. Boğaziçi yalısının kapısı da böylelikle tekrar açıldı. Davetler, ziya- fetler, eski halini buldu... Eğlenceli akşamlardan birinde, genç kadın, kır saçlı mütebessim kocasının kolunda salonlarında dolaşır ve misa- firlerine iltifatlar savururken gözleri birine İlişti. Bu, kırk yaşlannda kadar, zarif gi- yinmiş bir adamdı. Erkek, musır bir nazarla onu takip ediyordu. Leman derhal hatırladı: Ser. vetzade Bedi! Veklile, çocukken İz- mirde onu görmüş, ablasının ağzında dajma ismini işitmişli. Şimdi o, hayatta ilerlemiş; ismini , hukuk âleminin meşhur cezacıları ara» Amerikada garip bir boşanma davası Geceleyin yatağın sıcak tarafı kimindir? Kocanın mı, karının mı? Amerikanın Boston şehrinde bir ka- " rı koca arasında kavga çıkmış, kavga 7i çi? az zaman zarfında büyüyerek niha- R e yet polisin işe karışmasına sebep ol- “5$ muştur. Kavganın sebebi pek ga riptir: Nostrand adındaki koca, bir fabri- kada çalışır ve gece yarısına doğru işinden çıkarak evine gelirmiş. Karısı bu zamana kadar bekliyemediği için erkenden yalarmış. Koca da evine ge- lince, soyunur ve yatağına girermiş. Karı koca büyük bir yatakta bir- likte yatarlarmış. Madam Nostrand, erkenden yatlığı için kendi tarafını iyice ısıtırmış. Son zamanlarda Bos- © tonda havalar birdenbire soğuduğu için, titriyerek eve gelen koca soyun- duktan sonra karısından yatağın 1si- nan tarafını kendisine bırakmasını temiş. Kadın buna razı olmamış, işte bu yüzden kavga çıkmış... Kavga az zaman zarfında büyü- müş, karı koca döğüşmeğe başlamış- lar. Nihayet komşular ve polisler işe müdahale etmişler ve zabıt tutulmuş. Bu kadar gürültü üzerine karı kora boşanma davası da açmışlar, Mahkeme bu garip davayı görmeğe başlamıştır. Mahkemeye birçok şahid gelmiştir. Bu şahidler, komşular ve polis memurlarıdır, Hâkim iki tarafı yumuşatmak için çok uğraşmış, fakat Madam Nostrand tır. Mahkeme, bunun üzerine boşan- ma kararı vermiştir. Şimdi işin ceza cihetinin halli kal- mıştır. Kârı koca geceleyin komşula- | Tin rahatini bozacak kadar gürültü yaptıklarından dolayı muhakeme edilmektedirler. Bunun için de bir- iki taraf bir anlaşmaya yanaşmamış- | çok şahidler dinlenecektir. Muğlada asri arıcılık ıslah istasyonu . Arıcılık ile iştigal eden bir çok köylü- ler, Muğlaya getirilmekte veya gel- mekte, ıslah istasyonunda fenni arı bakım derslerini, bol bal elde etme çarelerini öğrenmekte ve tekrar köy- lerine dönmektedirler. Kara kovanla senede 10 - 15 kilo bal yerine asri kovanlarla 40 kilo bal alındığını gö- ren köylüler, arıcılar, yeni arcılık usullerine dört elle sarılmaktadırlar, ıslah istasyonunun tanziminde jan- darma muhalazasında mahkümlar çalıştırılmış, muhtelif tesisat çok ucu- za mal edilmiştir. Yukarıdaki resim- ler, asri arıcılık istasyonunda çalış- maları göstermektedir. Muğla (Akşam) — Muğla, kesif ormanlarile meşhur vilâyetlerimizmden biridir. Bu vilâyette fazla orman bu- Tunduğu için bal arısıda çoktur ve Muğla balları, çok güzel, kuvvetli ve meşhurdur. Muğlada arıcılığın 18- Jahı, kara kovanların atılarak yerle- rine, modern ve fenni kovanlar ika- mesi için mühim bir teşebbüste bu- Junulmuş, asri arıcılık ıslah istas- yonu kurulmuştur. Köylerden getirilen gençler, bu İs- tasyonda staj görmekte, fenni arıcılı- ğı öğrenmektedirler. Arıcılık ıslah istasyonunun birkaç yıl içinde büyük faydaları görüleceği - tahmin ediliyor, sında duyurmuştu. Hoşsohbet, zeki bir adamdı. Karısının birkaç sene evvel vefatı üzerine hayli ehemmiyetli bir servete konmuştu. Aileyle eski ülfeti- ne güvenerek bu akşam buraya geldi- gini söyledi. Leman bu ciddi tayırlı erkekle resm şekilde konuşuyor, ana öncele ehemmiyet vermiyordu. Fakat gözleri iliştikçe adamın sarardığını ve mütemadiyen kendine baktığım hisset- duh bey... Bu ismi işitince, genç kadın helecanı- nı gizlemeğe çabuladı. Bedi, arlama- mazlıktan geldi. — Evet beyefendi... Cidden feci bir kayıbımızdır... Hâdise İzmirde bizim evde oldu... Karısının vefatından son- ra tecennün etli. & | ; Erkek, soğuk bir sesle, — Biliyorum! « dedi. - Hattâ elimde o zamanki tahkikat evrakı da var, Ge- ti ve muammalı tebessümlle güldü. | tirttim.. Bu da onun cazibesine kapılmışlardan Leman şaşırarak; biri olsa gerek... — Ya? Niçin?... Gitmeğe hazırlanan Bediin yanıma — Bazı mirascılar, onun tedavi edile bir aralık geldi. mez bir hasta olduğu iddiasında bu Tunarak, karısından kalan servete şim* diden konmak istiyorlar. Bu işlere ba- kıyorum, Vesikalar ortaya konacak, tahkikat yapılacak... — Gazetelerde yüzacak mı? —'Tabii değil mi?,.. Şimdiden muh» birler etrafımda fır fır dolaşıyor. — O halde benim ismim de geçecek — Bu kadar erken mi kaçıyorsunuz, beyefendi? Halbuki ben de sizden birşey rica edecektim. Cinayet davalarını pek merak ederim... Seyretmek Yabil değil mi? Genç kadının yaklaşmasile hissettiği şaşkınlığı yenerek, Bedi, terbiyeli bir tavırla: — Tabii kabil efendim... Mahkeme- | demek? ler umuma açıktır... Fakat bugünlerde Erkek rengi sarararak, alevli gözler” dikkati calib birşey mevcud değil... le kadını süzdü. Enteresün muhükemeler de olu- — Herhalde... 'e cevap verdi, Leman, kendine bakan bu erkeği. gözlerindeki aşk ifadesinden ürktü. adamın da onu çıldirasıya sevdiği bek | liydi. Bu hissinden istifade ederek o ğıdları görüp okuması lâzumdı. (Arkası var; yor elbet... Şimdi hiç birşey yok mu? Erkek hafif bir tereddüdle: © — Bedbaht mecnunun işine bakıyo- Yum. — Kimmiş? — Hepimizin tanıdığı biri... Mere

Bu sayıdan diğer sayfalar: