5 Kasım 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

5 Kasım 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'eşrinisani 1938 AKŞAM AKŞAMDAN AKŞAMA Şiir radyodan isti- fade edemez mi? Fransız akademisyenleri huzurun- da, E. Dühamel şöyle demiş: — Fikrimce radyo, pek çok kimseyi okuma itiyadından uzaklaştırıyor. Bunun üzerine, Fizam gazetesi, Fr münevverleri arasında bir anke Mory 1SIZ açmış, — Okumayı ve edebiyatı sevenler, kifafı nefs edenlerle manevi ırktan değillerdir! - diyor. radyo ile ayni Morua şöyle söylüyo, — Roğyonun zevk duyarım. müz kısmından Onun sayesinde tari- hi bazı anlarda hazır bulunurum; ki bu da bir müverrih için kıymetlidir. Lâkin radyodan hiç bir edebi zevi alamam. Okumak bir fiildir ki, başka şey onun yerini tutamaz. Dinliyerek Buna râğmen, dinliye rek ruha bir hamle gelebilir ve insa irfan olmaz da kitap okumak arzusu doğabil en enterasan fikri Pol Klodel söylemiş Radyo, vasıtası olabilir! - diyor. Sanırım ki şiir için bir kurtuluş Zira, man- ötedenberi şifahi bir nat- Bakınız ekse- zum SÖZ, ti. Şairler az okunur. risi kahvelerde, salon- | Ta arar Fakat, B. Kiodel kü tekâmül derecesini zifeyi görebilmek mahfillerde, radyonun bugün- böyle bir va- kâfi için henüz Yeni yollar Dün Belediyede | mühim bir toplantı yapıldı İstanbul ve Be; apıla asfalt bir türü k asıdır. Bu mâni. kaldırmak © dün öğleden sonra Vali ve Be- B. Muhiddin Üstündağın bir e antıya elektri dri, telefon mi evvel ortadan lediye reisi idürü ihiddin Üstündağ, kr mali fedak şehir yoll m en mükemmel görmüyor Yabana atılmıyacak bir fikir. şairimiz olan Yahya Kemal, ini cild En iyi eseri, içinde otoplamağı bir | türlü istemiyor; gönlü buna kail ola miyor; İnsiyakı bunu senelerdir red- dedip duyuyor. Şirin şifahi birşey | olduğunu o da hissetmiş olacak. | Başka şairlerimiz hakkında da çok kimsenin şöyle dediğini işitiriz: — Kendi okurken kitapları tatmin etmiyor Esasen hangi güzel zevk alımyor; manzume İy bir okuyucunum ağzında canlanmaz, ve bu sanati beceremiyenin dudak- larında hakiki kıymetinden pek aşa- ğılara doğru sönüp gitmez? Öyle; radyonun terakkisile bir- likte şairlere yep yeni bir kısmet açı- lıyor demektir. Geçen gün yüksek bir münevveri- miz, esefle Asrımız nesir asrı... Manzum sö- ze bu devirde rağbet yok! - diyordu Demek, mesir, matbaacılıkla ber, nazm: aran kilde inkişaf etti Şiir kadar piyade kaldı. Radyonun onu | kurta Şairlere gün doğaca ğına, onların da nihayet talihleri par- lyac l Te radyo: | muz eski ve büyük şairlerimizin eser. | bera- tenasübsüz şe- ise, şimdiye | Zına inanalım mu? i için çalışan yeni lerinden bazı parçalar okumak sure. | tile bir iki gündür bu işe başlamıştır | bile... Ben Türk şiirine daha geniş bir yer ayrılmasını diliyorum. Bu tecrii- beden çok “iyi bir netice çıkabilir, ymuş bulunmak Orta yaşlarında bil 8d üzerinde y n Tüzum emesinde: nı ah müdürlerinin kendi te göre elerini Heyet her biri kendi noktai na- ştir. Belediye, yollara biran evvel başlamak üzere şebek lerin naklini israrla istemektedir. Umumi Meclis Dün ikinci toplantı yapıldı, çekilen telgraflara gelen cevaplar okundu Umumi vilâyet meclisi dün birinci s vekili B. Necip Serdengeçtinin nda top ır. Kâtip- Meliha Avn ur bulunuyor Geçe -aptı okunduktan sonra me: ile B. Muhiddin Üstündağın telgraflarır Atatür- B, Ab- ye Vekili ri B. Şükrü Ka- cevabi t içtir lis kar zim Rendanın, Dal ve Parti genel sekret aflar ndı. At n telg atür- mühim vale edilmiş, bir kısmı da mü abul edilmiştir. Bu arada kta ola hakkında de mezuniyet istiyen bazı rı kabi Şikâyetler Nalbur eşyası satan bakkallar m, Ayni semelie bulunuyor. Bu bak b 7 de kapa- ite nalbur- gelmeniz var mı? Be sınız? ME açık kalmak Iyi bir karar İçinde kimse yokken nakliye vasıtalarını durduran can kurtaran otomobilleri şoför- lerinin vazifelerine nihayet verilecek nin birk ttiği imdadı s bütün nakliye vas meleri için bir miştı. Son otomobillerine larının yol ver- talimatname hazırlân- nanlarda “içir boş ol ardan g olmad halde tle yol dığı acı sesk şa veren (ca esadüf ed bir sebep ve et eden Ş suretle hare dırm ve k ğa karar v tediye sıhh birer zifi zkere yazarak bu şoförün va iğini nda içind insanın âcil si nı zam , bir sureti tulması m zamanlarda E rilen mü derhal vazif, İ bildirmiştir. İ | ŞEHİR HABERLERİ Torik akını Dün de 25 bin çift balık tutuldu dün de devam etmiş, ar tekrar denize dökme- mek için fazla balık tutmamışlardır. Dün çıkan toriklerin miktarı 25,000 çifitir. Piatler balıkların boylarına - 20 kuruş arasındadır. balık moti dün 15,000 adar torik al rdır, İtalyan yeniden üz limanı- Torik fakat balıkç ere h 10,000 çift torik dahild , hemen h Şehirler arası telefon konuş- ma ücretlerini gösteren lev halar her tarafa asılacak Şehirler arasındaki telefon konu ma ücretleri tesbit edildiği b önünü almak için müdürlüğü mükâlemeleri- K otellere ve santralı olan umumi karar vermiştir. Bu fon ücreti âlınma- aktır. şubesi telefon smin önü alını Avni Bayer Arabistana gittiği hak- kında malümat yok Dün bir akşam gazetesi, otobüs ruhsatiyesi meselesinde B, Ahmed sin Yalmana hakaret ettiği için se mahküm olan dişçi B. kkındaki karar temyiz hkemesinin tasdi! cihetle hükmün infazı için ken: müddeiumu: k tarafından miştir, kü den birine gitmiş olm. karşı müddetumum!lik için dün bulunup müddeiu- rından dışarıya gittiği ve Arabistan- da olduğu hakkında adliyede hiç bir SOHBET: Derkenar Iı Keşif — Genç sanatkârların bütün kaideleri, evvelki bü- kalkmaları, ıkmak istemeleri hoşuma gider. Bu, kaideleri, o kiymetleri anlamaları in lâzımdır. Onları inkârdan evvel kabul ederlerse ancak öğrenmiş olur- lar; oysa ki sanatte öğrenilmiş kaide nin, usulün değil, yalnız keşfedil. miş kaidenin, usulün kıymeli var. dır. Her genç sanat adamı dünden Şiddetle, husumetle ayrılıp yeni gü- zelliği aramağa mecburdur; çoğu za- man döner, dolaşır, inkârdan inkâra atlayarak yine dünün kaidelerini, dünün kıymetlerini, dünün güzelli- ğini bulur. Fakat onlara arama de resinin hararetini vermiştir; onları tâ nden duymuştur ve tekrar yaratıcı kılmışlar. Öğrenilmiş kalde ise hiç ildir kendilerinden ün kıymetleri “inkâra bir zaman yaratıcı de n Nizam — Bugün her tarafta çok kelimeler sanatin bir bir keşmekeş içinde olmasından şikâyet ediyorlar. Biribirine zıd birçok cereyanlar var; sanatkârlar arasında sözünü herkese geçirecek bir adam görülmüyor; za- manımızın bir estetiği yok, binbir es- tetiği var ki buda hiç olmamasile müsavidir. Sanatkâr fevkalâde ferdei oldu, eserinin anlaşılıp anlaşılmam Yani bütün içtimai fanliyetle- ri idare eden bir fikirden, bir felsefe'- den mahrum... Halbuki meselâ on ye dinci asır Fransasının s1 bile ehemmiyet vermiyor. zamanımız, on sekizinci âsır Almanyasının, İng liçe Flizabeth devrine ve edebiyatımıza bakm: ferdlerin yetlerini gösteren bütün Emin bir birlik görülüyor. Zamanı- muza da böyle bir birlik, böyle bir ni- zam lâzım. Yani bir iman... İyi ama bir iman, bilhassa bedii bir iman zorla yaratı lamaz. On yedinci asır Fransasına Descartes hâkimdir; fnkat, o asırda Descartes felsefesi kimseye zorla ka- bul ettirilmemiştir, sanatkârlar, fikir ve ilim adamları, bazan Descartes'i bilmedikleri halde, hattâ bazan ona düşman oldukları halde Descartes'- çıdır. Nizam yaratılmaz, birlik zorla kabul ettirilmez, kendiliğinden doğar ve ancak kendiliğinden doğması şar- tile doğurucudur. Nizam, fakat hür- riyet içinde nizam; tazyikı farkedile- meyen, tabii bulunan bir nizam... (Doğrusu böyle bir nizam bugünkü sanatte büsbütün de yok dej za manımızın bedii faaliyetlerinin o bü- ik bir kısmına Bergson felsefesi hâ- imdir: fakat Bergson'culuk, Descar- tes'çılıktan çok daha geniş olduğu için tesiri daima açıkça görülmüyor. Belki yirmi ikinci asrım adamları bu futu- cereyanlarını sezgi ve hareket felsefesine daha nazik bir suretle ircağ edebileceklerdir.) Nizamsızlıktan şikâyet, sadece bir şikâye halinde kaldıkça bir diyeceği- Fakat bazi memleketler. de, meselâ Rusya'da, subgi vasıtalar. In bunun önüne geçilmeğe çalışılı. yor. İktisadi faaliyetler gibi fikir ve sanat faaliyetleri de «idare» altına alınmak isteniyor. Bunun neticeleri ni bir takım kitablarda, mecmualar- da görüyoruz: çoğu, şu propaganda edebiyatı denilen cansız, tadsız şeyin hududunu aşmıyar, Onlarda gerçek bir nizamdan ziyâde bir sıkıntı görü- lüyor, İdare edilen sanatin (art diri. gö) bundan başka netice vermesine (Devamı 4 üncü sahifede) Nurullah Ataç günün dadaisma, sürealisma, risma, v.8. gibi miz olmaz şimendif nü s diyebilmeli ma, bunu diyebi

Bu sayıdan diğer sayfalar: