8 Kasım 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

8 Kasım 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Teşrinisani 1938 AKŞAMDAN AKŞAMA m Ediblerin döğüşü Öteden beri diyorduk ki: — Beden terbiyesile fikir terbiyesi- ni ayni seviyeye getirmeli... Arada müvazenesizlik bulunmasın! Oldu olacaklar işte... Al elendim, sen miydin bunu istiyen!... Edibler de sporculara döndü... Edibliğin ge- niş ve şümullü manasını unutarak, evvelâ kâlem «şakası», sonra ağı kavgası ve nihayet dayak... Tıpkı stadyom vakaları gibi: Ça- hm, küfür, tekmel... Bundan evvel ğe yiiksek münevver. lerimiz arasında bir Iki dövüş olduy- du. İsimleri zikredip vakaları tazele- miyeceğim. Keza, son günlerde iki üstat, Tevfik Fikretin: Hâlâ o cehalet, o tecahül veo techil! nusramı hatırlatacak şekilde biribir. lerine girmişlerdi. Ve nihayet, dünkü gazeteler, İsmail Habib Sevük'le Ah- med Hamdi Tanpınarın bir edebiyat münakaşası yüzünden pehlivanlığa kalktıklarım sütun sütün yazıyor. Bi- ri, malüm, edebiyat hocası, kitaplar, makaleler müellifi; öleki de şair ve Güzel sanatlar akademisinde estetik profesörü... Efendi tef çalarsa hane halkı raks eder elbet! fehvasınca, diğer mulavassıt üdeba ve irili ufaklı şücra da onları taklide kalkarsa, vay geldi Babıâli caddesinin ve kültürümüzün başına! İşin en enteresan tarafı, bir Bey- oğlu gazinosunda evvelâ selâm sa bahla, sonra «Sen beni kitabına ni- çin yazmadın?» Ja ve nihayet yere yuvarlanmalarla başlayıp biten «ede- bi mümüikaşa. dan sonra, üstad İs- mail Habib Sevük şöyle diyor: — Bugüne kadar benimle kavga et- meği göze alan tek adam çıktı. Ona da, aramızdaki kuvvet farkı yüzün- den el dokunduramadım. Hayatımın çocukluk ve gençlik devresini sporla geçirdiğim için kollarım çök kuvvet. | Hidir. Üzerine varmak istemedim. Es- | ki bir pehlivan olduğumu da - sırası gelmişken - söyliyeyim. Demek ki, «Mens sana in corpare sano» yani «Sağlam ruh, sağlam vü. cutla!» düsturu Böylece en güzel mi- salini vermiş oluyor. Öyle ya: Spor da cdebiyat ve estetik de ayni neticeye vardılar! Höltürü meydan! ” Bundan sonra, edebiyattaki tasnif. leri de değiştirmek * lâzım gelecek... Mademki akibet buna müncer oluyor, sakın ha, üstad Hüseyin Rahmi, Pe- yami Safa, Reşad Nuri gibi ihtiyar, çe- Himsiz, yabut zayıf olanlar kölemleri- ni münakaşa vadisine saptırmasın- lar... Karşı tarafta bir pehlivan, bir iri | kıyım zuhur edebilir... Üstad Ruşen Eşref, terbiyeci İsma- Ml Hakkı, Kara Davud Nizameddin Nazif, fikirlerini obilâmünakaşa en fazla kabul ettirecek kalem sahipleri arasma girdiler demektir. Eskiden «erbabı seyf ve kulemden» derlerdi. Şimdi de erbabı kalem vel matrak» olmak lâzım gelecek... Bu yeni sopalı edebi mektebin de piri, Desenize hamasi devre girdik! Arab şairi şöyle yazar: * — Puriam bürosu bütün oteleilere bir suni His derdi bay Amca... Maktu satış Fiatlerin yükselip yükselmediği araştırılacak Pazarlıksız satış kanununun tatbi- kine başlandiktan sonra birçok eşya #iatlerinde yükselme görüldüğünden şikâyet edilmesi üzerine Belediye tet- kikat yapmıştı. Bu hususta tetkikat yapıp vaziyeti İktisat Vekâletine erzetmek üzere alâkadar diğer bazı makamlarda harekete geçmişlerdir, Tedik edilecek noktalar şunlardır: 1 — Kanunun tetbikine başlandık- tan sonra umumi olarak eşya fiatle- rinde hakikaten bir yükselme mevcut l mudur? 2 — Eğer bir tereffü varsa en ziya- de hangi maddelerde hissedilmekte- dir? 3 — Bu fiat artışları saticilâar ta- rafından, yani gayri tabii bir şekilde mi, yoksa muhtelif sebebler, meselâ piyasa vaziyeti vesaire dolayısile mi meydana gelmiştir? Yapılacak tedkikat sonunda gayri tabii yükselme olduğu anlaşılırsa ted- birler almak üzere harekete geçile- cektir. Tramvaya atlarken Sabahaddin isminde bir genç, Sa- matyada vatman Ahmedin idaresin- : p' ANBUL Sahife 2. i deki tramvaya atlamak istemiş, mü. | wazenesini temin edemiyerek düş- müş, muhtelif yerlerinden tehlikeli surette yaralanmıştır. Sabehaddin Cerrahpaşa tastahanesine yatırılmış- 1 #r. Satışlar fazlalaştı ihracat a arttı İhracat mevsiminde olduğumuz ci- hetle piyasada hareket yün geçtikçe canlanmakta, bütün ihraç maddele- zimiz üzerinde hararetli muameleler vuku bulmaktadır. Keten tohumu piyasası ihracat ve buna mukabil mahsulün azlığı dola- yısile çök sağlamlaşmıştır. Fiatler 11 kuruştan, dün 12 kuruş 30 paraya yükselmiştir. En mühim alıcı İtalya- dır. Romanya, Sovyet Rusya ve Lehiş- tana mühim miktarda susam ihraç edilmektedir, Son günlerde Romanya ve Polonya susamdan başka epeyce | tahan da almışlardır. Tiftik ve yapağı piyasaları da çök canlıdır. Almanya, Sovyet Rusya, İngiltere ve Fransa mühim tiktarda tiftik ve yapağı mübayaa etmişlerdir. Flatler sağlamdır, Son bir kaç gün zarfında Almanya- ya iki milyon Kilo pamuk ihraç edil. miş ve pamuk fiatleri beş, altı kuruş kadar ş z Önümüzdeki günler muhtelif mad- delerin ihracatının artacağı mühak- — Amma ne liste!... Bir eşine daha İ vapura girmek Haklı şikâyetler Sigara kutuları daha ihtimamla yapılmalı Serkldoryan, Yenice, 11,5 luk li tuları bazan çarpik, bazan buru- şuk, bazan kirli ve ekseriya içeri çökmüş vaziyetledir. Serkldoryan kutuları açıldıktan sonra derhal parçalanıyor ve sigaralar harap oluyor. En son çikan «İzmir» sigarası- nın kutuları da ilinah bir elin es2- Ti değidir, alelâcele yapılıp doldu- rulmuşa benziyor. Bazan kutular üzerinde kurumuş gamklar görü- Tüyor. Sigaralar da dikkatle istif edilmiyor. Halbuki siyara kutularının her şeyden evvel parlak, temiz ve s8- vimli olmaları icab eder. Cepte se- ve seve taşınmalı, cepten çikeni- dığı zaman zevkle seyredilmelidir. ki içinden çıkan sigara da zevkle içilsin. İnhisarlar idaresinin nazan dik. katini celbetmenizi rica ederim. Vapurda bacağı ezilen âma Münebbiplerin aoculyaduli şirketin de tazminat verme- man Nuri ağında biri Beşiktaş vapur iskelesinden Üsküdara gitmek üzere Şirketi Hayriyenin 51 numaralı va- puruna bineceği sırada bir kaza ne- ticesinde vapurla iskele arasına siki- şarak bir bacağı kırılmış ve ameliyat neticesinde bacağı kesilmişti. İddia- ya nazaran Osman Nuri iskeleye gir- diği zaman kapiyı açik bulmuş ve istemiştir. O sırada vapur birdenbire tomistan hareketi yaptığı cihetle adamcağız araya 5i- kışıp bacağı kırflmıştır. Dünkü muhakemede Osman Nuri- nin istidası okundu, Davacı, iskele baş memuru B, Hâği ile 5i numara- 4 vapurun kaptanı B. Hakkınm ted- birsizlik ve dikkatsizlikle tecziyelerini talep ediyor, Şirketi Haytiyeden de mesulbiimal sıfatile on bin lira taz- minat istiyordu. Maznunlardan kaplan B, Hakkı ifadesinde: — Ben vapuru tornistan etmedim. Bu kazada benim hiç bir mesuliyo- tim olamaz, Dedi, Diğer şahid B, Mehmed Ali dedi ki: — Memurlar yeni geliyorlardı. İs- kele kapısı açıktı, Halk da iskeleye çıkıyorlardı. Bir feryad duydum. Et rafa bakınırken baş memur B, Hâ- dinin orada Osman Nuriyi kolundan tutarâk iskele ile vapurun arasından çıkandığını gördüm. O sırada orada bulunan yolcular da; «Aşkolsun baş memura. O olmasaydı kazazede ezi- Ilp ölecekti diyorlardı. Diğer şahidlerin celbi için muha- keme başka güne hırakildı. V m ele alay mam vü e e haç nk vee al hş e bayana yerl 106 NU de ime haç meme MED 5 VA de seline balerin yeli ese sayan» Ce meli edek tn ey) ml 470 — aa da sa e e sarayına e kadan Dina deli, e bar EA One yeten bed rim BBG? de e kindar se e yapma 12) Onel işten hn irket 13 Ön Bini yn yle kaç Ankara caddesi Asfaltın fe ferşine süratle devam edilecek Belediyenin 500 küsür bin liraya ihale ettiği yolların inşası münasebe- tile telefon, havagazı, elektrik ve su kabloları yerlerinin biran evvel değiş- tirilmesi için geçen gün bu müesse- seler müdürlerinin iştirakile Beledi- yede vali B. Muhiddin Üstündağın reisliğinde bir toplantı yapılmıştı. B. Muhiddin Üstündağ, yol inşaa- tana mâni teşkil eden müşkilâtı an- latmış ve bu kabloların biran evvel | yerlerinin değiştirilmesi lüzumunu anlatmıştı. Her müessese müdürü, kendisine taallük eden işi biran evvel başaracağını vadelmişli. Esasen taş ları sökülen Ankara ve Babıâli cad- desindeki kabioların yerleri değiştiği için bu caddenin inşasına bugünler- de başlanacaktır, Kabloları değiştirilecek caddeler, henüz taşları sökülmiyen caddeler- dir. Müteahhid, Ankara ve Babiğli caddelerini inşa eğinciye kadar diğer caddelerdeki kabloların da yerleri değiştirilecek, bu suretle bundan son- ra - Ankara ve Babiâli caddelerinde olduğu gibi - yol inşasma mâni teş- kil eden sebeb ortadan kalkacaktır. Telefon idaresi, asfat olarak inşa edilecek bu caddelerdeki telefon kab- loları için yeraltında on beş telefon tamir odası yaptıracaktır. Bu suretle caddenin zemini bozulmadan telefon şebekesi külayca tamir edilecektir. Babıâli ve Anksra caddelerinden çıkan eski parke taşlarile Sirkecide bir sokaktan başka Beyazıdda İnki- lâp kütüphanesinin önü de İnşa edil mektedir. Bu suretle asfalt caddeler yapıldıkça eski sokaklardan bir kıs- mu 'da veriden “yapılacaktır. Palto hırsızı Bursalı ASİ bir ay hapse mahküm oldu Celâl gm bir genç dün sabah Sultanahmet üçüncü sulh ceza mah- kemesinde bir dava takib etmek üze- re içeriye girerken pardösüsünü ka- pının önündeki kanapenin üzerine bırakmıştır. Celâl mahkemeden çıkın- Ca pardösüyü yerinde bulamamış ve derhal Bitpazarına giderek araştır. maya başlamıştır. Biraz sonra bir adam sırtında Cslâlin pardösüsü olduğu halde bir dükkâna gitmiş ve pardösünün ete- ğindeki lekeyi temizletmek istemiş- tir. Bunu gören Celâl derhs! polise haber vererek adamı yakalalmıştır. Bunun Bursalı Ali adında biri oldu- ğu ve pardösüyü mahkeme kapısının İSTANBUL HAYATI Beyazın adı var, karanın tadı Birimiz her evin aplik durup aj pencerelere çevirerek avazı çık» ağı ka kadar haykırıyordu: — Datlu üzüm var, datlu üzüm. Apartımanın orta katından bir pen cere açıldı, çıplak kafah bir adam — Kaça veriyorsün üzümü” — Senin için on beşe olur bayım, Emme, Üürüm de üzüm ha, Şekerden daha datlu. Penceredeki adam gözlüklerini sile. rek biraz daha uzandı: — Aman istemem, istemem, Kara üzümü hiç sevmem. Derisi çok sert oluyor. Ben beyazı severim. Onlar münakaşa ederken yoldan geçen iki genç kız biraz yavaşladılar. Sarışını müstehzi bir tebessümle ya- nındaki esmere dönüp nurıldandı: — Karanın derisi sert oluyormuş. Hep de beyaza ilibar ediliyor. Esmer bayan dudak büktü: — Saçma bir iddia. Ben de kara | üzüme bayılırım, Hem daha tatlı olur, hem de yerken kütür kütür çiğnenir, Beyaz üzüm vıcık vıcık olur. Ürümcü ile penceredeki adam da münakaşayı karştırıyorlardı: — Bayım, sen bir kere ye de bak. Bu senin bildiğin karalardan değildir. Kuradan kuraya da fark vardır. — Hayır, hayır. Kara değil mi? En iyisi de olsu sevmem. Hem sert olur, hem insanın boğazını yakar. Beyuz varsa getir alayım. Sarışın bayan tatlı bir kalıkaha ata- rak arkadaşının kolunu çimdikledi: — Gördün mü? Kara üzüm boğazı dadını bilmiyenler öyle sanırlar, Be- yazın adı. var, karanın dadı var, der- ler. Sen hiç duymadın mı? Kadının bi. le kara yağızı vefalı olur. üzümcüye döndü ve yavaşça muırıldan. de — Hadi oradan miskin sen de... Ağız tadı bilecek sen mi kaldın? Ve, arkadaşma bile bakmadan hid. detli hiddetli uzaklaştı. Cemal Refik “ . Türk Maarif cemiyeti eşya pıyangosu 5/11/938 cumartesi günü Ankarâ- da çekilen Türk Maarif cemiyeti eğ- ya piyangosunda kazanan numara lardan bazdarı; 4000 Lira 1000 » 1000 4310 363 13004 11202 13887 12820 16675 14342 » 3151 Diğer kazanan numaraları yarın dan sonra neşreğleceğiz. önünden çaldığı anlaşılmıştır. Ali ev- Bo dl daRep ili di gul san rakile birlikte adliyeye Sultanahmed üçüncü sulh ceza mah- kemesinde (muhakeme edilmiştir. Muhakeme neticesinde suçu sabit ol- duğundan, sabuhleyin kapısının önün- dalcılar kurtardı Kumkapıda oturan Selime isminde bir kadın, dün Kadıköyden köprüye hareket etmekte olan Moda vapuru- Da bineceği sırada, ayağı kayarak de. den pardösü çalan Ali akşam üzeri nize düşmüş, boğulmak üzere iken aynı mahkemede bir ay hapse mah- küm olmuş ve derhal tevkif edilerek | tevkifhaneye gönderilmiştir. sandalcılar taralından kurtarılmış, tedavi olmak üzere Nilmune hastane.

Bu sayıdan diğer sayfalar: