8 Kasım 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

8 Kasım 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ | | ! | kulak memesi ve etrafı silinmelidir, 2 za O senenin Bein dedi moda oldu 1900 senesi yaşamak zevkinin en İyi hissedildiği zaman diye kabul ediliyor. Kadınlar bu senenin elbise ve saç mo- dnsını taklid etmekle o güzel zaman- Tarı belki ihya etmenin mümkün ola- cağını zannediyorlar, Bunun için 1900 senesinde giyilen elbiseleri modem şekle sokarak takild eden kış modasi Saçları tepeye kaldırarak taramak mo dasını de doğurmuştur. İş bu kadarla da kalmıyarak kadın- Jarın o senelerin &z makiyajlı pembe beyaz tenleri de moda olmuştur. Bütün kremler, losyonlar cildi be- , yazlaştırmak için kullanılıyor. Yanak- Jara sürülen allıklar için portakal ve “gelincik rengi kırmızıdan vazgeçilmiş (Gül pembesi) , (Şakalk) ve (Karan- fil pembesi) kullanılmağa başlanmış- tir. Pudralarda (ocre) rengi hiç kulla- nılmıyor, ancak (tabii) denilen hafif pembe pudralar yüze sürülüyor. Dudaklara gelince (kiraz) ve (ahu. dudu) renkleri en makbul olanlardır. Bu renkler gündüz içindir. Geceleri (siklamen) denilen renk kullanılıyor, Şimdi kadınların en fazla dikkaf ettikleri noktalar enseleri, kulakları ve kaşlarıdır. Yukarı kaldırılan saçla- rın meydana çıkardığı enseyi beyaz ve yumuşak yapmak için şu losyon kul- Janılmalıdır: 20 gram tatlı bademle 5 gram acı bademi porselen, yahut mermer ha- vanda mümkün olduğu kadar ince döğmeli. Bu, badem ezmesi gibi olma- dır, İçerisine 150 gram iyi gülsuyu ve 1 gram (teinture de benjoin) ilâve ederek karıştırmalı ve bir şişeye dol- durmalı, muhafaza etmeli. Geceleri yatarken yıkandıktan sonra bir pa mukla bu İlâçtan alarak enseye ma- saj yaparak sürmeli, Kullanılacağı za- man daima şişeyi çalkalamalıdır. Kulaklar açıkta kaldığı için arasıra limon suyuna batırılmış bir pamukla Her gün kulak memesine pek hafif Kaşlara gelince, bunların dalma al- tından cımbızla kıl almalı ve şekil ver- meli, Gözler daha güzel ve çehre daha genç görünür, Kaşın üstünden ancak kaşa güzel bir yay şekli vermek için icab eden bir kaç kıl çıkarılmalıdır. Kaşların parlak ve düzgün olması için bir şişe içerisine ayni miktar va zelin ile gülsuyu karıştırmalı. Bu yağ- dan birkaç damla küçük bir fırçaya damlatarak kaşlar fırçalanmalıdır, MEŞ'UM Nakleden: (Vâ - Nü) Aşk ve macera romanı Yün örme bluzlar ve elbiselerin mo- dası gün geçtikçe artmaktadır, Bun- lardan masada kumaştan yapılan elbi- #eleri yün örme garnitürlerle süsle- mek çok rağbettedir. Birkaç model dercediyoruz: 1 — Koyu renk yünlü elbise: Göğ- sündeki plastron tığ iğnesi ile çekil miş zincirlerin yanyana dikilmesi | pılabilir. bi ve gri yün bağlanmıştır, Çiçekleri muhafaza için | Kestaneli elma ! Hasta odaları nasıl dezen- bir usul | fekte edilir? Elbise yakalarına taze çiçek takmak Evde kaç kişi varsa o kadar elma ; (Hasta odasının havasını değiştir. çok modadır. Bu çiçeklerin uzun müd- det tazeliğini muhafaza etmesi için kolay bir usul vardır: Pamukaki denilen tireden almalı, çiçeğin sapını tamamile sarmalı, son- ra bunu suya batırmalı, yaşlandıktan | sonra çikolata teline sarmalıdır. . Bu tel hem saptaki yaşlığı muha- faza eder, hem de iliştirilen yerin kir- lenmesine mir olur, Eski kli nasıl temizlemeli? Koyu renk deriden el çantaları eskimeğe başlayınca soyulan bir por- kalın kabuklarını ikiye katlıyarak çantayı ovalamalı. Portakal kabukla” rından çıkan yağ çantayı yenileştirir, deriyi parlatır. ile yapılmıştır. Bu zincirler elbisenin renginde, sarı, yeşil, kırmızı yünler- den yapılmıştır. 2 — Açık bej renk yünlü elbise: Kolları ve bluzun önü şişle örülmüş ajurlu örgüden yapılmıştır. Bu işleme kahverengi yünle yapılmıştır. Arzu edilirse başka canlı bir renkle de ya- almalı, Kabuklarını soyduktan sonra göbeklerini itina ile oyarak çıkart- malı, Fırına girebilecek bir tabak içine bu elmaları dizmeli, Her birinin oyu- lan göbeğine bir tatlı kaşığı pudra şe- keri ve fındık büyüklüğünde taze te- reyağı koyarak hafif fırında pişir- meli, Diğer tarafta suda haşlanmış kes- taneleri alarak ayıklamalı, makine- den geçirerek, yahut çatalla ezmeli, İçerisine bolca toz şeker ve biraz süt ilâvesile koyu bir püre haline gelince fırında pişen elmaların içerisine kâ- şıkla bu kestane ezmesini doldurmalı, , Elmaları tabağın etrafına dizerek ortada boş kalan yere artmış olan kes- tane püresini koymalı, Elmaların ve kestanelerin üzerine şeker serperek Si- 3 — Yeşil yünlü elbise: Omuzdan kol üstüne ve bluzdan bele kadar inen parçalar ayni renk yünle ve şişle iş- Jenmiştir, 4 — Şarabi yünlüden elbise: Gri ve şarabi yünden tığ iğnesi ile zincir çekilerek yuvarlaklar dikilmiştir. Ya- kası etrafına, göğsüne ve kollarına konmuştur. Beline kemer yerine şara- i mek, dezenfekte etmek için, bir kap İ içerisine iki parmak su koymalı ve bu su içerisine de üç dört damla tereben- tin (neft yağı) damlatmak kâfidir. AKIN terzihanesi Şehzadebaşından Beyazıd meydanın- da Diş Buğdaycılar 17 No. ya maklet- miş olduğunu sayın o müşterilerine bildirir. Fuad Sevinç na aa maas cak fırında beş on dakika tuttuktan sonra çekmeli, sıcak sıcak sofraya çıkarmalı. Birçok kimseler bu tatlıyı soğuk ye- mesini tercih ettikleri için soğumağa bırakırlar veya sofraya çıkarırken el- maların üzerine kaymak koyarlar. KADIN Tefrika No. 60 — Pekâlâ... Siz memnun olun da... Paşa biraz daha kanısile çencça- lp, onu okşadıktan sonra kendi dal- uyumak istiyorum. Katiyen, ne olur- sa olsun bir ferd kapıma gelip beni rahatsız etmesin vallahi sonra sana kıyameti koparırım... Peyman hanımını pek severdi. Bil- hassa aldığı bol bahşişler bu hissini takviye etmeğe sebeb olmuştu: * — Merak etmeyin, ben varken, kimse emrinizden dışarı çıkamaz. duran Saksonya saatine bakfı. Ken- di kendine: «— Saat dört! Haber aldığıma göre Didar Daha vaktim var. altıya doğru Iş başma gidiyormuş. Yalnız kaldığı bir saatte karşısına çıkarım... Tereddüde mahal yok!... bu iş bitmeli!...> Bu akşam na ile kilidledi. Tuvalet odasına geçti. Onun da sofaya çıkan kanadının sür- mesini çekti. Şimdi artık kışlık bahço- ye inen gizli merdivenden başka, dal- resine girmek için hiç bir vasıta yok- tu. Leman bazi geceleri gizlice kaç- mak İstediği zaman hep bu yolu kul- lanırdı. Zira ser'in dışında bahçeye ve oradan da sokağa açılan ulak kapı- lar vardı ki anahtarları hep kendinde durur, akşam üstü o taraflarda hiç | kimse bulunmazdı. Kalın perdeleri çekti, elektriği yak- tı. Çeşid, çeşid elbiseler asili olan bir dolabı açtı. Evvelce bazı maceralar pe- şinde koşup kadınların giremiyeceği yerlere giderken kullandığı elbiseler- den bir erkek kıyafeti seçti. Giyinme- ğe başladı. Lüle lüle saçlarını başına geçirdiği kasketin içine topladı. Aynaya baktığı zaman öyle değiş- mişti ki, kendi kendini bile tanıyamaz oldu. On yedi on sekiz yaşlarında te- miz gyinmiş bir genç ameleye benzi- Tekrar yatak odasına girdi. Çekme- sini çekti. Evvelce muayene etmiş ol- duğu kamayı âldı. Pantalonunun ce. bine soktu. Artık zaman gelmişti. Hiç telâş et- miyor; kalbi hızlı bile çarpmıyordu. Yavaşça gizli merdivenin kapısını açtı. Çıktıktan sonra dışından kilitle. di. Usule İnmeğe başladı. Aşağıda sa- gına, soluna baktı, Kimseler yok... He- men ağaçların arkasında kaybolarak sıvıştı. Kendini sokakta bulunca ge- niş bir nefes aldı. Oh! Gören olma- mıştı. Sık, ince bir yağmur yüzünü kam. çalıyordu. Hava da kararmıştı. Tiz | adımlarla yürüdü. Çamurları etrafa İ sıçratarak boş bir kamyon geçti: — Hecey ağabeyciğim... Dur be!.. Bu külhan bey edasile konuşan gen- İ cin, Reşid paşa kızı Leman hanımefen- di olduğunu kim tasavvur edebilirdi? Şoför homurdanarak durdu: — Ne istiyorsun? — Cebimde bir manda gözü var. Be- ni Taksime atarsan vereyim. Nasılsa boş gidiyorsun. — Haydi gel bakalım. Amma ya- nımda yer yok arkaya bin! Leman bu işe daha memnun oldu. Belki pek yakınında oturursa herif bir şeyden şüphelenebilirdi. Taksimin ay- dınlığında fazla durmamak, şoförle Zihninde bin bir düşünceyle, mesa. feleri nasıl çabuk katettiğine kendi de şaştı. Beyoğlu caddesinin kalabalığı ara- sında yürüdü. Bu satte her türlü insan yolları doldurduğu için ve esasen ame. le kılığında bulunanlardan ziyade şık kıyafetlilere göz çevrildiğinden, dik- kati celbetmediğine emindi. Didarın ilânlarile süslenmiş bina- nın önüne vardığı zaman biran afişle- re güz atlı ve içeriye baktı. o Saz saatine epeyce vakit olduğu için, ! burası âdeta tenha idi. 'Taşradan gel | dikleri anlaşılan bazı müşteriler otu- | ruyor, arkadaki bir masada, garsonlar yemek yiyordu. Ona bakmadılar bilel.. Maamafih, Leman, bu umumi ka- İ üteşte kaynatmalı, Soğuyu pıdari girip, salonü baştan başa geçip kendini teşhir edecek değildi. Binanın, karanlık yan sokaklan da bir kapısı olduğunu biliyordu. «— İsabet... Garsonlar bu saatte hep burada... acele etmeliyim!» diye düşündü. Şoförsüz iki taksinin arka arkaya beklediği küçük sokağa daldı. Bura- daki dar kapıdan bir gölge gibi süzül- İ dü. Ahşap merdivenleri gıcırdatma. i mağa gayret ederek, tamamile loş bir sahne arkası koridoruna çıktı. Burada, türlü türlü dekorlar, fıçılar, 8 Teşrinisani 1938 Moda haberleri Şapkaları mümkün olduğu ka- dar göz üzerine düşük giymek mo- dadır. X Kadifeden elbise çok giyilecektir. X Yukarı kaldırılan saçları tut- mak için küçük taraklan maada enseye baret konuluyor. ve manto * Bluzların omuz pörçalarmı dantel, veya tülden yapmak revaç- tadır. *# Kollar umumiyetle dar ve uzundur. Fakat dirseğe kadar çok bol, ve aşağısı sıkı kollar da beğe- niliyor. # Ebbiselere kürkten yon yapılıyor. A. Bluzları yakadan omuzlara Küdar büzgü ile süslemek moda- dır, X Nervür çok kullanılıyor. X Plise elekler diğerlerinden daha kışa yapılıyor. | MUŞKULLERE CEVAP | Dolmalık biberler kışa nasıl saklanır? Denizbank memurlurından L &.:i — Dulmalık taze biberi salamuradansa ku- rutarak muhafaza etmek daha kolaydır. Biberleri saplarından dörder parmak /a- sıla ile bir ipe bağlıyarak diziniz ve güneşe asarak kurutunuz. Bunlar kızarır ve Ku- rur, Rütubetsiz dir yerde muhafaza edi- hiz. Pişirmek istediğiniz zaman sıcak su- ya atarak hafifçe haşlayırır. Biberler şi- şer, taze biber halini alır. 2 — Taze ve elyafsız körpe yeşil fasul- yeleri almah, İki tarafındaki sazları ayık- ladıktan sonra kevgire doldurmalı, Ateşte fıkır fıkır kaynıyan Su içerisine bir sacayağı koymalı, üzerine kevgir yerleş- türmeli. Üç dakika kaynıyan su içinde fasulyeleri tutmalı. Sç kevgiri almalı soğuk su dolu bir ten © boşaltmalı. Beş on Gük!ka sonra fasulyeleri iyice süz- meli ve sırı toprak küpler içine diz- meli, Diğer taraftan bir litre suya 50 gram tuz hesabile sajamura hazırlanmalı ve ülbentten. süzerek bu salamuraşı fasulyelerin üze- rini örtünceye kadar doldurmalı. Bir haf- ta sonra bu salamurayı boşaltmalı, ayni tertipte hazırlanan yeni salamura ile doldurmalı. Ağızlarını kapayarak rütu- betsiz ve güneşsiz yerde saklamal, Yeni- leceği zaman bir iki saat suda bırakmalı, sonra pişirmeli, aplikas- Fabrikaların kremleri Ankara, Rana Döşer: 1 — Her fabrika- nın yaptığı kremin tertibi başkadır, ve bu tertibi sakladıkları için evde yapmak kabil değildir. 3 — Kek tertipleri aynıdır. 3 — Beyaz sofra muşambalarını ılık sa“ bunlu sü ile silmek kâfidir. 4 — Bu mayayı bilotiyorüm. $ — Bira mayası evde yapılamaz. cak salonun perde aralıklarından $i- zan ziyası ortalığı görünmesi için kâfi bir aydınlık veriyordu. Mamafih Leman, daha ilerde du- ran küçük bir artist odasının aralı. ğından da bol bir ışık sızdığını gördü. Buranın Didara mahsus bir oda olduğunu biliyordu. Genç artistle mü- lâkat yapan mecmua muharrirlerin- den biri burasını o kadar İyi tasvir etmiş, ve artistin âdetlerini o kadar iyi anlatmıştı ki, Reşid paşanın kızı, evvelce gelmiş gibi burasını biliyordu. Fakat ansızın merdivenin alt ta- rafından kalın bir erkek sesi duyuldu. — İşte kızım, geldik... Haydi, çekin- me, gir... Leman, yakalanmamak için, hemen oradaki dekor yığını arkasına gizlen- di. Ses devam ediyordu: — İyi anladın yal... Aydınlık olan oda Didar hanımın bulunduğu yermiş. Haydi çabuk git, ben seni burada bek» lerim. Bu sözleri söyliyen Malik beydi. O Şerminle birlikte önce garsonlara mü- racaat etmiş! — Didar Hoşsesi görmek istiyoruz, acaba kendisini nerede buluruz? - de- mişti, — Yukarda, odasında! Amma bu saatte kimseyi kabul etmez kil

Bu sayıdan diğer sayfalar: