28 Aralık 1938 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

28 Aralık 1938 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tarihe geçen büyük aşklar Öjenia ile Üçüncü Napolyon Yazan: Selâmi Sedes İmparatoriçe Öjenin bendelerile beraber Şubat 1853. Basit bir kira arabası; içinde basit giyinmiş iki kadın. Kadınlardan biri- nin başında geniş kenarlı bir şapka, gözlerinde siyah gözlükler var... Araba sabah sabah Parisin fukara mahalle. lerine gir , dakir evlerin kapısı önünde duruyor. Siyah gözlüklü ka- dın bu evlere gi yokluyor, para ve ilâç veriyor. Bu ka- dın Fransa imparatorunun karısı Öje- nidir. Siri yüksek bir mevki sahibi olmak kaygusile Lüi Napolyon Bonaparta va- ran Öjenia, imparatoriçe Öjeni olduk- tan sonra kocasına ısınamadı. 3 üncü Napolyon da Öjeniden hevesini pek. çâ» bük aldı, gene eski çapkınlıklarıma, başladı. Lui Napolyon Öjeniden yirmi yaş büyüktü. Huyları biribirine taban tabana zıddı. Lui Napolyon hassas bir adamdı, gönül sahibiydi, şıp.sevdiydi; Öjeni kanı durgun, hissiz, soğuk bir kadındı. Kendini halka sevdirmek için fukaraya yardıma başladı. Her sabah kendini tanıtmadan yoksulların yars şması iyi bir tesir uyandır. yende kolera baş gösterdiği hiç çekinmeden oraya gidip ya tutulanları bizzat tedavi et- te çok lehine bir hava ya- rattı, Amiyender, dönüşte Paris halkı , yollara doldu ve geçtiği yerde dizleri- *'ne kapandılar. O zaman söylediği bir ilerde destan oldu — Biz de işte böyle harbe gideriz!.. “.. iyor, Nisan 1855. İngiltere kraliçesi Viktoria, Vindsor sarayında Fransa imparatoru ile ni- kâhladığı güzel İspanyol kadınını kâ- bul edecek. akâr, ananeperest bir sa y ek hayli güç bir meseledir, Nerede kaldı ki, Öjeni İngiliz haneda- nına ni parato ti... Vindsor sarayına geldiler. Öjeni sriste dikilebilen harikulâde tuveyler hazırlamıştı. Son dakika- gidecekleri an bizmet- dığının ortada olmadı. gını gördüler, Bir telâş baş gösterdi. Ancak Öjeni itidalini kaybetmedi. Ma- iyetindeki bayanlardan birinin düm- düz fakat zarif bir elbisenini aldı, giy- di. Salona girdiği zaman herkesin gö- zü ondaydı. Herkesi teshir etti. Krali. çe Viktorya, imparatoriçe Öjeniyi pek beğendi, arkadaş oldu ve ölünceye ka- dar dost kaldı. eş Öjeni hayatından memnundu. Yal ruz bir tek isteği var: Çocuk. Bir ço- cuğu olsa saadetine payan olmıyacaktı, Kocasile alış verişi yoktu amma, im- paratoriçelikten bir parmak aşağı in- mek istemiyordu. Çocuğu olmaması içini yiyordu. Fransaya bir veliahd vermesi şarttı, Nihayet gebe kaldı. Dokuz ay on gün sonra doktorlar telâşa düştü. Öjeni çok ağrı çekiyor, bir türlü doğuramı. yordu. İmparatorn sordular: — Tehlike büyük, anasını mi kur. taralım, çocuğu muf... or, yoksul hastaları | İmparator yaşlı gözlerle: — Anasını! dedi, Öjeninenin başı ucundan ayrılmı- yor, karısının ellerine sarılıyor: «Gay- ret karıcığım!» diye yalvarıyordu. Nihayet Öjeni doğurdu ve kurtulur kurtulmaz kocasına sordu: — Kız mı? 3 üncü Napolyon söz söyliyemedi, değil demek ister gibi başını kaldırdı. Öjeni sevinçle haykırdı: - Öyleyse erkek? İmparator öyle heyecanlı idi ki, gene konuşamadı, gene değil demek ister gibi başını kaldırdı. Kadın şaşaladı: — Ya ne doğurdum? Cılız, sakil, acayip bir mahlük do. gurmuştu... Dışarda yüz bir pare top atılıyordu. 16 Mart 1856. ### Mayıs 1857. Doğan çocuk karı kocayı birbirleris ne yaklaştırdı. 3 üncü Napolyon ka. rısına yeniden âşık olmadıysa da, ye- Kraliçe Öjeni niden ona karşı bir şefkat beslemeğe başladı. Öjeni de artık kocasını kıs- kanıyordu. Kendisinin bir erkekle gönül eğlendirmek aklından geçmedi. ği için Napolyonun kadın peşinde koş- masına tahammül edemez oldu... $ üncü Napolyonsa bir taraftan Ha- millon Düşesile, mis Hovart ile eski sevdaları İhya ederken, kendine yeni yeni eğlenceler buluyor, güzel çirkin aramıyordu. Bir gün Öjeni yatak odasına gi- rince, genç hizmetçisile kocasını ya» kaladı. Kızı koğdu, kocasına ağzına geleni söylemeğe başladı. 3 üncü Na- polyon boynunu büktü: — Üzülme karıcığım dedi, sakin ol. Kabahat benim değil. Ekseriya erkek taarruz eder değil mi? Bense kendimi müdafaa ediyorum ve çok kere mağ- lüb oluyorum. -4 İkincikânun 1858. © Gece saat sekiz. İmparalorla karı- sı Operaya gidiyorlar. Lö Pölöliye s0- kağına geldikleri zaman müthiş bir (91 Bundan evvelki yanlar 14 ve 31 birincikânun tarihli sayılarımızdadır, infilâk oluyor. Araba sarsılıyor. At- lar yere düşüyor, yoldan geçenlerden bir çoğu yaralanıp ölüyor; gece ka- ranlığında iniltiler, feryadlar duyulu- yor. İmparâlorla karısına bir şey olmuyor. Bir bomba imparatorun şap- kasını delmiş, imparatoriçenin beyaz elbisesinde kan lekeleri var. Herkes onlara koşuyor. Öjeni elini kaldırıyor: — Yaralılarla şgul olunuz. Bu sözü duyan halk bir kere daha imparatoriçeyi alkışlıyarak bağrına basıyor. Suikasdeları İtalyan ger davranıyor. yakalıyorlar: Dört Öjeni gene âlicenab ma mahküm edilenle- rin affını yor, kocasına diyor ki: — Affet, intikam almak istemeleri vatanseverliklerindendir! Fakat 3 üncü Napolyon kansının ricasını reddetti. Bu idamlardan sonra Pransa » İl&l» ya harbi pâtladı. 3 üncü Napolyon başkumandan sıfatile harbe gittiği zaman; Öjeni imparator nalbi olarak devletin idaresini eline aldı. ## Subat 1867. Paris krallar yurdu oldu. Tüilöri sa- rayındaki eğlenceler, bâlolar, ziyüfet- ler bütün dünyada merak uyandır. | mıştı. Krallar bu eğlencelere iştirak etmek için Parise koşuyorlardı. İ Tüilöri sarayındaki baloların şöb- retini yayanlar Valeska kontesi, pren- | ses Matilda, bayan Kastiglion'du. | Valeska ile Kastigilonun 3 üncü Na- polyonlâ uzun maceraları vardı. Her ikisi de baloya âdeta çırılçıplak de- necek şekilde geliyorlardı. Prenses Matilda da tül kadar ince siyah ku- maştan elbisesini çıplak vücüdüne gi- yiyor, kollarile göğsünü siyaha boyu» yor, siyah kumaş altında beyaz çıplak teni pembe pembe görünüyordu. Öjeliinin hususi hayatı çok basitti. Odaşina girmek için yeşil, pembe, ma» vi üç odadan geçilird. Bu odalar | âdice bir zevkle döşenmişti. Her pa zartesi günü samimi ahbablarını k&- bul ederdi. Ahbaplerı da çok mahdut- tu. Oturulur, konuşulur, ufak tefek salon oyunları oynanıt ve Taşe döla Pajöri kontunun hayvan taklidlerine gülünürdü. Kont hindi taklidi yaptığı zaman 3 üncü Napolyon bile gülüm» serdi. Bir gece, bir pazartesi gecesi iropa- ratoriçenin salonuna garip bir adam girdi. Adı Duğlas Hüm'dü: Masaları harekete getiriyor, ruhları konuşturu- yordu. Bütün bu marifeti yapanlar gibi hilekârın, dolandırıcının biriydi... Işıklar söndürüldü. Herkes masanın başına dizildi. Asil bir bayanın koca sının ruhu çağrıldı. Ruh geldi. Dug- Jas bayana: — Elinizi veriniz size ko- canızın elini tutturayım» dedi. Kadn elini uzattı ve hakikaten soğük bir te» ne değdi... Fakat açık gözün biri mas sanın altını gözlüyordu. Duglas kadı- na kocasının eli diye kendi çıplak aya- ğını tutturmuştu!.. Herifi kapı dışarı | i | ettiler, “”* Yazın imparatorla imparatoriçe Sen- Klu şatosuna giderler, tam bir sayfiye hayatı sürerler, köylüler gibi yaşar. lardı. Günlerden bir gün Öjeni Biariçi keşletti. O zaman bir balıkçı köyü olan Biariç çok hoşuna gitti. Denize İissassasssszsss hâkim yüksek bir kaya tepesinde bü- yük bir villâ yaptırdı. Ondan sonra Biariç şenlendi, bü; , gelişti. Bu gün Öjeninin yaptırdığı villâ oteldir. Öjeni bu villâda sakin bir hayat sürer. di. Tek misafiri vardı: Prosper Meri. ne... Geceleri çalgı çalınırdı; impara- torda bazen bu konserlere iştirak eder ve kötü sesile bozuk şarkılar söyler. di. “ex 1869. Herşeyin bir sonu vardır. Gözlerini on allı sene evvele çeviren imparato- riçe Öjeni hazin hazin başını sallıyor, içini çekiyor, dudakları titriyerek söy- Teniyor: — Fransada hükümdarlığın başlan- gıcı herkes için mesud olmuştur. İlk zamanlar herkes &izi sever, sizi takdir eder; fakat yavaş yavaş hisler değişir, İzmirde kıyafet müzesi, el işleri ve Arkeoloji sergileri açıldı Her üç eser de çok muvaffak olmuş ve ziyaret edenlerin takdirini kazanmıştır EE Gİ ERKE eğ “İzmir Halkevi idare heyeti bir arada İzmir (Akşam) — İzmir Halkevin- de bir Kıyafet müzesi ile eski ve yeni emekleri ve Arkeoloji sergileri açıl- mıştır. Uzun ve yorucu çalışmalardan * sonra hazırlanan müze ve sergiler, çok zengin ve gözü okşıyan güzelliktedir. Açılma törenine İstiklâl marşile baş- lanmış, sonra Vali ve Parti başkanı B. Fazlı Güleç bir nutuk söylemiştir, Kıyafet müzesi, sanatkâr bayan Ne- | dime Kutlutürk tarafından çok güzel hazırlanmıştır. Bebekler şeklinde göze çarpan kıyafetlerde çok eski zamanla orta zaman ve yeni zaman kiyafetleri eksiksiz hazırlanmıştır. Muğla, İspar- ta, Fenike, Nazilli, Denizli, Ödemiş, Türkmen, Rumeli, Yakacık, Manisa, Akhisar, Hereke, Gediz, gelin kıyafet- lerile 12 zeybek ve efe kıyafeti, Göksu, Lâle devri, âlemleri çok güzeldi, Atatürk köşesi; Halkevi salonunun tam ortasında Ebeli Şefimiz Atatürkün hatıraları zengin bir köşede göze çarpacak tarz- da hazırlânmışta. Eski ve yeni El emekleri sergisinde 60 yıllık Sıvas işi bir şal, üç etekli en- tari, balık pullarından işlenmiş yas- tık başı, 93 harbinden evvel yapılmış fevkalâde işlemeli bir hırka, Türk kız ve kadınları tarafından fevkalâde emek sarfile hazırlanmış muhtelif $- lemeler, sergiye yüksek bir zenginlik ve ihtişam bahsetmişti, Kız enstitü- sü öğrelmenleri ından da ayrıca vücude getirilen köşede yeni ve modern kıyafetler teşhir ediliyordu. Halkevi tarafından verilen para İle eski İzmir mevkiinde yapılan hafri- yatta meydana arılan muhtelif eserlerden hazırl n Arkeoloji müze si de çok beğenilmiştir. İzmir Halkevi, Kıyafet müzesi, eski ve yeni Emekler ve Arkeoloji sergileri» le şimdiye kadarki dolgun ve çok tak” dir edilen mesaisine ayrı bir ihtişam ve verim temin etmiştir. Bu itibarla İzmir Halkevinin muvaffak - olmas! için çalışanları, takdir ve tebrik ef” mek lâzımdır, Manisada Etilerin bereket ilâhesi rünüyor. istikâller neticeelnde büyük bir kaya yıllarca süren aşınmadan we Ta bir insan veya hayvan başı şeklini almıştır. Manisanın yaslandığı Spilos di ğında bulunü olduğu yazılı eaasanananss, şefkatın yerini kin tutar. İlk zaman- lar her istediğinizi yapabilirsiniz, kim- se çirkin görmez, sonra burnunuzu sil- meniz kabahat olur!... TTüilöri sarayında otoriteyi paylaş- mak isteyen iki taraf vardı: İmpara- torun tarafı ile imparatoriçenin tara- fı, Ruşe ile Ful imparatoriçeden yana idi. Druin dö Lüis de onlara iltihak etli, Fakat iki yaman düşmanı var- dı: Finlon ile prens Jerom... Sarayda için için siyasi komplolar hazırlanır. ken, imparatorluk rejimi dışardan ba- kılınca kudret ve kuvvetini muhafaza ediyormuş gibi görünüyordu. Fakat son günleri gelmişti. Hayatın zevkin- den başka birşey tatmamış olan Öjeni hayatın acı darbesini yiyecekti, yn 19 temmuz 1870 de Fransa Alman. yaya harp ilân etti. menfalarda göçebe bir hayat bu kaya parçasının, tarihi kayıdlarda Etilerin bereket iyühefi gö” 1 eylül 1870 de 3 üncü Napolyo” Prusya kralına şu mektubu yaz «Kardeşim, ordumun başında can VE. remediğim için kılıcımı size teslim © yorum. » 4 eylül 1870 de imparati Amerikalı dişçi Evensin yardır Töri sarayından çıktı, bir arabaya bip di, Dovile gitti, oradan da bir vapu””* İngiltere kıyılarına vardı. Orada lunu buldu. Mütareke imzalandıkt sonra 3 üncü Napolyon da geldi. LO”. draya yarım suat mesafede ÇiyziÜ te yerleştiler... 1873 de 3 üncü NaP9” yon, 1879 da prens öldü. gön Öjeni on yedi sene, yedi ay, bE$ 5 imparatorije tacını taşıdı, elli S© güre 11 temmuz 1920 de doksan dört V” şında iken gözlerini hayata kapağı. Selâmi Sele”

Bu sayıdan diğer sayfalar: