26 Ocak 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

26 Ocak 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| i i 26 Kânunusani 1939 — e sanamasansasmansssaasasassa sasaaman ss sasBesaai © kânina gelmiş ve camlarını kırarken AKŞAMDAN AKŞAMA Gürültü Korkusu Abdülhamidden bahseden ne neş riyat olmadı! Sarayının İçine, dışı na dair, belki de Yıldızdaki Merasim köşkünü dolduracak kadar çok eser yazılmıştır. Hepsini takip elmek bir İnsan için kabil değildi; ben de oku- yamadım ve mazurum., Osmanlı mutlakıyetinin son hik kümdarı hakkında henüz intişar et- memiş bir malümata sahip oldüğu- mu sanıyorum. Katiyen doğruluğu- nu, bundan istifade edecek müstak- bel romancılara, tiyatroculara, sine- macılara temin ederim. Bir sarayhı- dan dinledim, diğer saraylılar da tas- dik ettiler, Sultan Hamidin yangından korkup daima alt katta, pencereden kaçabi- leceği bir odada yattığı meşhurdur, Bahçe tarafında emin nöbetçiler do- laştırırmış. Ekseriya yatağında değil, şezlong üzerinde uyur ve sabahlar- maş. Asıl enteresan bulduğum da şu: Yatak odasının kapısı önündeki so- fada, bir kız kalabalığı bekletirmiş. Bunlara asla susmamaları, kendi aralarında oyunlar tertip ederek gül meleri, hattâ isterlerse haşarıca çığ- hklar koparmaları, padişahın bun- lardan rahatsız olmıyacağı söylenir. miş. Ortaya bir de «ekşi sofrası konür- mauş. İsminin neden cekşi» olduğunu tahkik edemediğim bu sofra, kosko- caman bir sini halindeymiş. Üzerin- de mevsimin bütün yaş meyvalarile beraber, her türlü kuru yemiş bulu- mürmuş. Kızlar, henr bunları yer, hem de güler, şakalaşırlarmış... Huy bu ya: Adamcağız, uyumak için İlle şakrak bir gürültü istiyor, Vaktile bir anket yapılmıştı. Şair Abdülhak Hâmidin şu cevabı verdi. ğini hatırlıyorum: — Evimin kalabalık bir caddede bulunmasını isterim. Dışarıda var- sın, otomobil, tramvay gürültüsü ol. Sun; pencereme, bir kalabalığın uğul tusu çarpsın. Memnun kalırım. Lâkin €vimin içi tam manasile sakin olma- hıdır, Sarayını münzevi bir dağ başına kurup sofalarını çın çın ötlüren Ab- dülhamidinkinin tam aksine bir zevk, Bana sorarsanız, mizacım hiçbiri- ninkine uymuyor. Hem içeride, hem dışarıda sessizliği (tercih ediyorum. Onun için ayni mevzua birkaç kere faydalı bir teşebbüse girişti, Her silâhun bir emniyet tetiği ması kabilinden, şu müstakbel yo bolluğunun da yepyeni bir zaptü da «Bakın, ben de radyo aldım!» diye yedi mahalleye ilân edercesine ver. yansın edenler, başıboş kalırsa vay başımıza gelenlere... Nafia, her işi iyi düşünerek yapı yor. Bunu da noksansız başaracağı- na eminiz. Bizim bu yazımızdaki muhatabımız, esasen gene halktır: — Hemşerim, kendin dinliyeceğin kadar düğmeni aç... Şimdi âlet ucuz- ladı... Şükür, hepimizin var... Biz de kendi evimizdekini dinleriz. (Vâ - Nü) Bir sarhoş camları kırarken lini kesti , Tophanede oturan Nusret isminde biri, sarhoş olarak Alinin camcı dük- Âşiyan Tevfik Fikretin evi müze olacak Merhum şair Teyfik Pikretin Ru melihisarındaki evi (Âşiyan) şarin vefatındanberi zevcesi bayan Nazime tarafından muhafaza edilmiştir, Son günlerde (Âşiyan) ın başka eller ta- rafından satın alınacağının haber alınması üzerine, Vali ve Belediye re- isi Dr. Lütfi Kirdar, memleketin ede- biyat âleminde kıymetli mevkii olan ve İaziletile tanınmış bulunun Fikret gibi bir İstanbul hemşerisinin, gözle- rini hayata kapadığı bu binayı şehir namına istimlâke karar vermiştir. (Âşiyan) ım istimlâk için yakında bir karar alınacaktır. Binâ istimlâk edildikten sonra şa- ire ait bütün eşya aynen muhafaza Glilecek ve diğer ellere geçen eşya ve diğer hatırat da toplanacaktır, (Âşi- yan) ın bir müze haline getirilmesi- ne çalışılacaktır. Çocuğile merdivenden iner- ken düştü, çocuk öldü Taksmide Yenişehirde oturan ba yan Vartuhi, kucağında iki aylık ço- cuğile merdivenden inerken müva- zenesini- kaybederek düşmüş, bu si- rüâda çocuk altta kaldığı cihetle ne- fesi tıkanmak suret suretile boğulmuştur. Hapishanede İki mahküm kavga etti, birisi yaralandı Pazar günü akşamı, Umumi hapis- hanede bir yaralama vakası olmuş- tur. Gece hırsızlığından mahküm olarak hapishanede müddetini dol durmakta olan Onnik ile, katil su- çundan mahküm bulunan Kasımpa- şalı Hasan, hapishanenin beşinci ko- Zuşunda yatmaktadırlar. Bir müddet- tenberi araları açık bulunan bu iki mahküm, pazar günü akşamı, hemen hemen bir hiç yüzünden kavgaya tu- tuşmuşlar; bu sırada Hasan, eline ge- çirdiği büyük bir çivi ile Onniğin Üze- rine hücum etmiş, boyun ve başından olmak üzere muhtelif yerlerinden ya» ralamıştır. Bâdiseyi gören gardiyanlar ve jan mumi muavinlerinden B. Hicabi el koymuştur. Karadenizde fırtina başladi Diğer taraftan Yugoslav bandıralı 6000 tonluk Superta adlı şilep Şilede Bozburun civarında sis yüzünden karaya oturmuştur. Vapurun kurta» rılması için tahlisiye idaresile müza- kereler başlamıştır. Büyük fırtınada tehlikeli surette karaya oturan Samsun vapuru dün yüzdürülmüştür. Kurabiye iin bir çocuk yakalandı ? Bir kurabiye hırsızlığından maz hbnen iki senedenberi aranmakla olan Selâhaddin adında 16 yaşında bit çocuk dür yakalanarak adliyeye teslim edilmiştir. Tahkikat evrakına nazaran Seli- haddin iki sene evrel burada Ahmed adında bir kurabiyecinin dükkânın- dan yüz paralık bir kurabiye çalıp kaçmıştır. O zaman Zonguldağa giden Selâ- haddin iki sene orada ahçı çıraklığı yaptıktan sonrr İstanbula gelince yakayı ele vermiştir. Selâhaddin dün Sultanahmed:birin- ci sulheeza mahkemesinde yapılan sorgusunda suçunu inkâr otmiş ve gayri mevkuf olarak muhakeme edil- AKŞAM Karilerimizin mektupları Kurbanlara azab dil . Herkesin çeşid çeşld birer derdi var. Benimde her sene Kurban bay- rama gelince içimi bir hüzündür kaplar. Şu koyuncukların bin tür- lü azab içinde evlere nakledildik- lerini görür ağlarım, Koçlar, vü- cudlarına nazaran pek incecik el ve ayaklarından bağlanarak me- selâ Beyazıddan Edirnekapıya ka» dar hamalın arkasında gölürü- lür. Biz insanların kısmı âzamı neden oluyor da her şeyi kendi zejsimizle - ölçemiyoruz? Bigi el ve ayaklarımızdan sıkı sıkıya in cecik bir tple bağlayıp da hama- En koyuna yaplığı gibi birisi ar- kasına alsa acaba bu işkenceye kaç dakika tahammül edebiliriz? Müslümanlıkta bu hayvancağız. lara katiyen azab edilmemek $u- retile kurban edilmesini emredi- yor. Halbuki bizim hacı, hoca ve uiemamıza varıncıya kadar her çeşid insanımız kurbanlık koyun larını arzettiğim şekilde naklei- mişlerdir ve ediyorlar. Sırt hamallığı memnu olması- na nazaran bu yıl azab elbette daha az yapılacaktır. Fakat hiç yapılmaması, daha doğrusu, va- tandaşların şuurla hareket ede- rek hayvanlara işkence etmeme- lerini temin için gazetenizle bir yaz çıkmasını rica ederim, Karagümrükte komisyoncu Nuri Derdi Şahitleri tehdid etmiş Dün bir kunduracı tevkif edildi Dün bir davanın şahidlerini teh- ditle şahadetten menetmeğe kalkmış- mak suçundan maznunen Dimitri adında biri tevkif edilmiştir. Yapılan tahkikata nazaran Dimitri, geçenler- de randevuculuk suçundan mevkü- fen birinci ceza mahkemesinde muha- kemesine başlanan Atina adındaki kadının evine devam eden kadınlara ayakkabı yapmak suretile senede iki bin lira kadar para kazanıyormuş. Müddeiumumiliğe yapılan bir ih- bara göre Atinanımn muhakemesine başlanınca (o Dimitri de faaliyete geçerek mahkemede Atina aleyhine şahadet edecek olan şahidleri tehdid etmek suretile bildiklerini söyleme. melerini temine kalkışmıştır. Bu ihbar üzerine müddeiumumilik tahkikat yapmış ve elde ettiği delii- ler üzerine Dimitri yakalanarak dün Sultanahmed birinci sulh mahkeme. sine teslim edilmiştir. Mahkemede Geçen cumartesi günü balik yükile Ilmanımızdan hareket etmek üzere olan Yunan bandiralı Deli Yorgi balık gemisinin motörü patlayarak gemi batmış, motörcü de boğulmuştu. Balan, geminin enkazının sudan çıkarılması için dün denize bir dalgıç indirilerek gemi enkazına halat bağlanmıştır. Bugün gemi çıkarılacaktır. « Yukarıdaki resimde, gemiye Balan Yunan balıkçı gemisi yüzdürülüyor Fındıklıdaki bina | Satye 80 bi 80 bin lira kıymeti olduğunu iddia etmişti Satye' şirketinin Denizbanka iki yüz elli bin liraya sattığı Salıpazarın- daki eski sergi binasının istimlâk edi- dikten sonra bina vergisi tadil ko- misyonu binaya 130 bin lira kıymet koyarak bina vergisini bu esasa göre tarhetmişti, Bunun üzerine Satyo şirketi bina istinaf komisyonuna mü- Taraat ederek binanın ancak seksen bin lira değerinde olduğunu ileri sür- müştü. 'Tadilât komisyonu bu iddin- yı da kabul etmemiş ve evvelce yazdı. ğımız gibi binanın kıymetini 106,800 lira olarak tesbit etmişti. Satye şirketi istinaf komisyonunun bu kararını kabul etmiyerek temyiz komisyonuna müracamt etmiş, fakat temyiz komisyonu da istinaf komis- yonunun kararını tasdik etmiş ve bina» nın resmi kıymeti 106,300 lira üzerin- den kati surette tesbit edilmiştir. Şimdi Nafia Vekâleti bu kiymet üzerinden binayi istimlâk edecektir. İstimlâk muamelesi hakkında henüz resmi bir emir gelmemiştir. Maama- fih emir geldiği zaman bu istimlâk muamelesi Nafia Vekâleti, namına be lJediye daimi encümeni tarafından ya- pılacaktır. Şehir meclisi Şubat toplantısına ait ruzname dı Şehir meclisinin şubat içtima dev- resi, araya kurban bayramı tatili gir- diği için, 6. şubatta topnacaktır. Mec- lisin toplantısına ald ruzname hazır lanmıştır, âzaya gönderilecektir. Ruznameye göre eski Kadıköy su şirketinden belediyenin alacağı 238 altın liranın terkini, Taksimde Çöp- lükçeşme sokağına Denker isminin verilmesi, köprü iş amelesi için daj- mi mahiyette bir iş talimatnamesi yapılması, İmar müdürlüğü tarafın- dan hazırlanan Üsküdar isleke mey- danmın tanzimi plânının tasdiki, Beşiktaşta Abbasağa (mezarlığının park haline konulması, anacaddeler- deki boş arsaların düvarla çevrilmesi işleri müzakere edilecektir, Heroin satarken yakalandı Hasan isminde biri, Aksarayda bar zı kimselere heroin satarken yaka- lanmıştır. Hakkındaki tahkikat ge .hişletilmektedir:.... yapılan “yapılan sorgusunda. Dimitri bu cür- mü inkâra kalkışmışsa da mevcud dedillere istinaden hakkında tevkif kararı verilerek tevkifhaneye gönde- rilmiş, evrak da aid olduğu mahke meye verilmek: üzere müddelumumi- liğe iade edilmiştir. Sahife 3” İSTANBUL HAYATI İnad için bilet almadı! Tramvay henüz durmadan istasyon. daki kadınlı erkekli kalabalık iki baş- tan basamaklara okoşuştular. Genç kızla delikanlı da ön basamağa sokul- dular. Bemarka kapıdan çirerken tramvay hareket etti. İçeridekiler sar- sıntıdan birbirlerinin üzerine yıkıla- rak, sağa sola çarpılarak, yere çöme- lipszaplıyarak boş kanapelerde yer kapmağa uğraşıyorlar, inceli kalınlı çığlıklar, bağrışmalar yükseliyor: — Ooot... Tam da ayağımın nasın- na bastın. Biraz önüne baksana ba- yan!... — Ay, ay, ayyy... Göğüs kemikle. rim biribirine geçti. Yuvarlanacak başka yer bulamadınız mı bayım?... Şedeki boş yere oturttum. Ben de ya- nına yerleşirken sırtıma bir el dayan- dı, ileriye doğru itildim. Meğer ben şişman nineyi yerleştireyim derken, biraz evvel istasyonda delikanlı ile ön sahanlığa koşan genç bayan yerimi kapmış. Hddetli hiddetli omırıldanı- yor: — Hem avuç dolusu para vereceğim hem de ayakta mı duracağım? Ayaktakileri yararak dolaşan biletçi nihayet genç kızın önüne dikildi: — Bilet alalım bayan. Bilecisss... Bayan hafifçe başımı kaldırıp mi. rldandı: — Arakadan alacaklar. İkinci istasyonda biletçi tekrar gel- di: — Arkadan sizin için kimse bilek almadı bayan. — Öyleye ise ön sahanlığa bak. Biletçi kapı aralığından başını w- zattı: — Haydi baylar, bilecet... İçerideki bayanın biletini kim alacak?.. Sahanlıktan içeriye birkaç baş uzan, dı, fakat biletçiye cevap veren olma- dı. Genç'bayanım kulağınm dibinde tahta kutunun kapağı şakırdadı: — Bayan, önde de, arkada da sizin bileti alacak bayı bulamadım. — A, bulamadınsa bana ne? Arasa- na ayol! Onu bulmak senin vazilen- dir. Biletçi müstehzi bir tebessümle mu- rıldandı: — Arabanın üst katı yok ki çıkıp bakayım. Ne ise, şimdi siz bileti alınız da... Nerede ineceksiniz?... Geuç bayanın yanakları pembeleş- £i. Telâş içinde bir müddet etrafı yöz- den geçirdikten sonra çantasını aça. Hiddetit hiddetli karıştırdı. Minimini mendilini, pudra kutusunu, bir deste fotoğrafı çıkarıp eteğine koydu. Esans şişesinin altını, ayna gözönü de ka- rıştırdıktan sonra çantayı tekrar dol. durup kapadı. Pür hiddet yerinden fırlarken yüzü kıpkızıl oldu: — Bileti slacaktım amma, inad için almıyorum. Kabahat sizde. Tram- * vayı çabuk kaldırdmız, herhalde Ni. had binemedi. Hemen arabyı durdur, ben de ineceğim. Biletçi müstehzi, mağrur bir eda ile zili çekti, süklüm püklüm kapıdan çi- kan bayanın ardımdan murıldandı; — Hadi, buraya kadar yaptığın s6 yahat benden caba olsun. Cemal Refik Galatada Düşkünlerevinde tahkikat yapılıyor terbiye müessesesi olduğu için bunun yeni bütçe ile maarif müdürlüğüne bağlanması düşünülmektedir. asarken düştü, bacağı kırıldı Üsküdarda Selâmi Ali mahallesin- de oturan bayan Despina, bahçede çamaşır asarken yere düşmüş, bir ayağı kırıtmıştır. Despina, Nümune hastanesine yatırılmıştır. Bir kaldırımcı, bir manitaci yakalandı Emniyet direktörlüğü ikinci şubesi Ahmed isminde bir kaldırımcı ile Vehbi adındaki manitacıyı yakalar

Bu sayıdan diğer sayfalar: