25 Mart 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

25 Mart 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KISIAMISİSİROR Mili kümedeki ihtilâflar halloldu G. Saray ve F. Bahçe naçlara iştirak edecekler Ankaragücü bugün Fona Bugün Ankaragilcü takımı karşısında Beden terbiyesi umum müdürlü- Yü tarafından tertip edilen milli kü. menin ilk karşılaşma maçlarında ba- m hâdiseler karşısında kaldık. Bu maçlarda tatbiki için hazırlanan ta- ümaâtnamenin para taksimi kısmına klüblerimiz itiraz ettiler. İlân edilen maçların birisi yapılmadı, diğeri ida- Pe heyetinin kararina aykırı hareket eden Futbolcüler tarafından icra edii- di. Bütün bu hareketler spor işlerimi. zi allak bullak etti. Bir haftadanberi gazetelerin spor #ülunlarını bütün bu haradisler dol- durmaktadır, Türk aporunda teradidi- Mİ arzu etmediğimiz bu karışıklık ni- heyet umumi direktörlüğün kati ha- Teketi karşısında halledilmiş bulun- maktadır. Fenerbahçe idare heyeti- Bin futbol şubesinin lağvı yolundaki karari umum müdürlük tarafından tanınmamış ve Fenerli futbolcüle- rin maşlara devam etmesi ve bugün Ankaragücü fe karşılasması için İs- tanbul mıntakasına emir gelmiştir. Prün akşam geç vakit öğrendiğimiz bu #iyetten sonra bugün Kadıköy sta- sia Ankaragücü ile Fenerbahçenin karşılaşması kati surette tniş demektir. Ayrıca maç yapmak üzere şehrimi- gelen Ankaragücü idarecileri Be- A terbiyesi umum müdürlüğünden i “terbahçe İl: karşılaşma için kati f aldıklarını söylemektedirler, * Diğer taraftan Galatasarayın da bundan sonraki milli küme maçları- na iştirâke karar verdiği anlaşılmış- tar. Haber aldığımıza göre, Galatasa- Tay klübü idare heyeli Beden terbi- yesil ümum müdürlüğüne müracaal #derek, hareketlerinin katiyen teşki- Ma kazşı gelmek gibi bir manada ol- nadığını ve ancak takım çıkarama- ıklarından dolayı Beşiktaş maçına iş rak edemediklerini bildirmiş ve bun- Gan sonraki milli küme karşılaşmala- Tıme İştirik için müsaade talep et. miştir. tahakkuk Galatasaraylıların bu müracaatı umum müdürlük nezdinde memnu- niyetle karşılanmış ve kendilerine maçlara iştirik İçin müsaade *si takarrür etmiştir. Şu hale göre milli küme maçları- Yün normal seyrine fekrar avdet ede- ceği ve Türk #porculuğuna yakışmı- Yan hareketlerin tamamen ortadan kalkacağı (anlaşılmış olduğundan yetçların bugün ve yarm ilân edilen , yapılacağı tahakkuk etmiş. tir. veri. Fenerbahçenin son kararı Fenerbahçe Spor klübü idare heyetinden: Klübümüz birinci takım oyuncularının “ahkikatımız neticesinde Tetandul 'kezindekt #ün #dip garrlelers gönderi sameyi mülajeâ ve tedkik eden hey eldeki madde madde hülâsa etiğimiz #bebierle maçları devam etmekte biş *ghrur zörmemektedir. kiz Futbolcularımız gazetelere gönder- İbeyannsmelerile bundan sonra sis ve ücretsiz amatörler gibi sırf sa.hilsün şerefini Mâ için çalıştıklarını ep “saklarım efkân umumiyeye ve klerlüğe karşı teshhüd etmiş er Anadolu ajansi Sİ ite rbahça İle karşılaşıyor göreceğimiz Fenerli futbolcular çerinin en büyük masrafını teşkil eden futbol şubemizin tahsisatını karşılıyabil- inek içindir. 3 — Klübün bütçesinde ağır bir yekün tutan fatbolem Ücreli ve masraflarının bandan sonra kalkacağını ve oyuncuları- mızın Sarı - Lâciverdin şeref gelde uğrunda gayretlerini biç eksilimiyerek bili menfaat çalışacaklarını anlatan mez- Kür #leni teihhüdden sonra <rf oyundu masraf ve ücretlerini karşılıyabitmek mak- sadile lüzumlu gördüğümüz muvakkat tatil faaliyetine lüzum. ve maçlara de- vamda bir mahzur kalmadığı hakkındaki bu kararımızı efkâcı umumiyeye saygıla- rımızla bildiririz. Bu kararımız Pazar günü içtima edecek olan müessisler heyetinin tasvibins do aracdilecektir. Ankaragücü dün akşam geldi Bugün Fenerbahçe yarın Vefa ile karşılaşacak olar Ankara fkincisi Ankaragücü takımı dün akşam on altı kişink bir kafile halinde şehrimi- ze gelmişve istasyonda kalabalık bir sporcu kitlesi tarafiidan karşr Tanmıştır. Kendilerile görüştüğümüz Ankaralr sporcular bu maçlar için hazırlıklı olduklarım ve iyi netice ile Ankataya dönmeğe gayret eödecekle- rini söylemişlerdir. Güreş seçme müsabakaları Beden terbiyesi İstanbul bölgesi güreş ajanlığından: 2 nisan 1939 gü- nü Ankarada yapılacak olan güreş mili takım seçme Omüsabakalarına 56 Kiloda Hüseyin Erkmen, 8i kilo- da Kasımpaşadan Mehmed Oktav, 68 kiloda Yahya Kalkan güreş f&de- rasyonunca çağrılmaktadırlar, Ona göre hazırlıklı bulunmaları tebliğ otunur. Bugünkü maçın hakemi Bugün Fenerbahçe stadında yapi- lacak olan Ankaragücü - Penerbah- çe maçına futbol federasyonu tara» fından hakem olarak intihap edilen Refik Osman 'Top rahatsız olduğun- dan bu maçın idaresine birinci sınıf hakemlerimizden Halid Galib tayin edilmiştir. zi ai Bisiklet yarışları I — Dört haftadanberi devam et- mekte olan seri bisiklet yarışlarını beşincisi 26/3/939 pazar günü saba- kı yapılacaktır. 2 — Yarışa saat tam 9 da başlara- caktır, 3 — Yarış yolu: Mecidiyeköy - Ta- rabya - Kefeliköy - Yeniköy - Tarnb- ya - Mecidiyeköy arasnda İki defa gidip gelme olmak üzere 75 kilomet- redir. 4 — Yarışçılann hazırlanmış olduk- Tanı halde yarış saatinden evvel Likör fabrikası önünde hazır bulunmaları ve adlarını hakem heyetine yazdırma» ları lâzımdır, akan re eur sr mz Paz Me Nezle, zmirde kanlı bir kavga Hüseyin isminde bir genç bir başka genci yaraladı, mecruh bir müddet sonra öldü İzmir (Akşam), — Tepecikte Als mankulesi mev- kiinde İkinci 80- kakta kadın yü- zünden bir cina- yet vukubuldu- ğunu yazmıştık. Cinayetin tafsi- lâta şudur: Said adında bi- ri, 35 yaşlarında Ahmed Hamdi kızı Nafmeyi ev. Ienmek vaadiyle Iğfal ederek ken- dI akrabalarıma göstermek istediğini söylemiş, tanıdıklarından Sıdkının evine götürmüştür. Safd, beraberinde götürdüğü rakı şişesini çıkarıp Sıdkı ile içmeğe başlamış, Naimeye de içki teklif etmiştir; — Ben içki içmem. Sen beni akra» balarına göstermek için bu eve getir. miştin, şimdi içki içirtmek istiyorsun. Akraban nerede (58 görüşelim, ben evime gideceğim, demiştir, Sald, birbiri ardısıra yuvarladıği kadehlerin tesirile sarhoş olduğundan kadına fena bir teklifle bulunmuş, o sırada eve daha üç erkek gelmiştir, Naime, bu yabancı erkeklerin ga- rip tavır ve bakışları altımda ne ya- pacağını şaşırmış, evden çıkıp gitmek istemiştir, Fakat Hasan mâni olmuş, kadın ağlamağa, yalvarmağa başla- mıştır, Bir aralık eve Hüseyin adında biri gelmiş, kadının ağladığını görün- ce sebebini sormuş, kadın, evo Said tarafından nasil getirtidiğini ve içki içirilmek istendiğini anlatmış: -—- Sen merd bir adamsın, beni buradan al, evime götür, demiştir. 25 yaşlarımda olan Hüseyin kadını alıp evine gölüreceğini oradakilere söyleyince Sald bir sopa ile Hüseyinin Üzerine hücum etmiş, dövüşmeğe baş lamışlardır, Said sarhoş bir halde ol- duğu için dayak yemiş ve kaçmış, o sırada Naime de kapıdan dışarı fırla- yarak evine gitmiştir. İddiaya göre bu sırads Siki: — Al şu bıçağı, vur! diyerek Hüse- yine bir bıçak vermiş, onu Saidin ar- kasından sokağa göndermiştir. Hüseyin evden çılanca, bir müddet koşmuş, biraz ileride Saide raslamış, bıçağı sol bacağına saplamış, tekrar Sıdkının evine dönmüştür. Yaralı Said, yüz adım kadar yürüdükten sonra fazin kan kaybettiği için yere düşmüş, ölmüştür. Hüseyin eve va» rca Sıdkı: Kati Hüseyin — Vurdun mu? diye sormuş, Hüse- yin de: — Bıçağı savurdum, galiba vurul- du, cevabını vermiş. Sonra Hüseyi- nin kankardeşi Rubeyde adınduki ka» dın gramofuna bir plâk koymuş, bir şarkı çalmıştır. Şarkı esnasında Sıdkı dansetmeğe başlamıştır. Hüseyin, bu manzara karşısında da kızmış, yum- rukla pliğı parçalamıştır. O sırada polisler gelmiş, suçlu Hüseyin ve Sıdkıyı yakalamışlardir. Meşhud cürümler Kanununa göre İzmir ağırceza mahkemesine verilen suçluların muhakemeleri süratle gö- rülmüş, Hüseyinin katil kasdile değil, yaralamak maksadile hareket ettiği anlaşılmış, haröketinde cezayı hafif. letici sebeb de kabul edilerek 3 sene, 10 ay, 20 gün hapsin, Sidkının. da bi- çak verdiğine dair orlada delil bulun- madığına, yalnız Kavgaya karışmak suçundan dört gün hapsine Karar verilmiştir. Nâlmenin, hakikaten namuslu bir kadın olduğu da şahitlerin ifadele- rile sabit olmuştur. Grip. Romatizma MEŞRUTİYETTE SARAY ve BABALI Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur. Tefrika No, 7 Meşrutiyetin ilk padişahı mizacen zayıf, vucutca hastalıklı idi Sultan Reşadın kılıç alayi Reşad efendi (31 Mart) günlerini l hükümdar Kabinelerin sarayda ken- heyecan le geçirdi; Hareket ordusu. nuri İlerlemesini ümidle takip etti. Nihayet o kadar saburane, mütevek- kilâne beklediği taç ve tahta nail ol- du. Politika gazetesinde neşredilen (Son Osmanlı padişahları) tefrikasında Mil- M meclis tarafından Abdülhamidin hal'ine karar ilince İttihad ve Te- rakki cemiyetince doktor Nazımın dahil bulunduğu üç kişilik bir heye- tin Dolmabahçeye gönderildiği, bun- ların Reşad efendi hakkında uzun se- neletdenberi kökleşmiş ismadların taa» hiyetini anlamak istiyerek hal ve sıh- bati hakkında hasıl olmuş tereddüd- lerin izalesi için bir kere ubben mua- yenesine müsaade etmesini istirham eltikleri, sultan Reşadın yanında bu- lunup üzerinde nüfuzu olan bir zatın «ismi zikredilmiyor amma esvabcıbaşı Sabit bey olmak gerek! - teşeii ve de- lâleti ile yarı beline kadar soyunmağa riza gösterdiği ve ince bir muayeneden geçirildiği yazılmaktadır. (Politika, mart 1931) Biz böyle tıbbi bir muayenenin vu. kuu hakkında bundan başka bir kay- de tesadüf edemediğimiz gibi sultan Reşadın mülâki olabildiğimiz mukar riplerinden de böyle bir şeyin vukuu hakkında bir söz işitmedik; buna ihti- mal dahi veremiyoruz. Sultan Reşad 65 yaşının hemen otu- zunu kendisini hakikatte bir mahpus- tan farklı bırakmıyan sıkı bir taras- sud ve tazyik altında geçirmişti. Bu yaşayışın insanın tabiatine tesiri ol. maması, uzun zaman faaliyetten mah- rümiyetin dimağ kuvvetini, enerjisini biraz zaafa uğratmaması elbette kabil olamazdı. Sultan Reşadın mizacı keskin ve sert, hareketi tetik ve azımlı değildi. Tabii idi ki o «Dalmaai üstünde. hükümdarlardan biri olamıyacaktı. O hareketten ziyade tahayyüle, istiraha- ta maildi. Sıhhati da sağlam değildi. Vakıâ o bir inkılâp üzerine saltana- ta geçmişti. Fakat ne bir Büyük Pet- ro, ne de bir ikinci Mahmud olabile. cekti. Ne Ruzvelt gibi halk tabakala- rını harekete getirecek bir kabiliyet sahibi idi; ne Almanya imparatoru ikinci Vilhelm gibi bir «müteşebbis, ne İngiltere kralı yedinci Edvar gibi siyasi bir centilmen idi! Ne zekâsile, ne de enerjisi ve fikri- nir, muhakemesinin kuvveti ile ehem- miyet kazanabilecek bir adam! Yapmacıklı ve gösterişli tavırlardan uzak, mütevazi halile ne büyük ve par- lak meziyetleri, ne de ihtirasları ve fa» zihatları olmuyan birisi! Mizacen zayıf, vücudee bir ihtiyar! İşte Meşrutiyetin ilk padişahı ol makla müftehir beşinci sultan Meh- med Reşadın hüviyeti! nn kendisini vrinde hükümet uncak olma- hastalıklı Abdülh d devrinde gösterdiği ta- bhammül nı teşadda tahta geçtik- di maiyetinde kullanılmasına lüzum gördükleri adamları -şahıslarından, hali ve mizaclarından hoşlarımasa bi- le. kabul ve hdam eylemi Sultan Reşad kisaya yakın Yy. lu, şişman, karınlı idi; bacakları biraz leri açık tirşe renginde ile rünmiyecek, kırlaşmış gösterecek sü» rette hafifçe boyardı. Açık kırmızımsı renkte fes giyerdi, Gidişlerde ekseriya beyaz, bazen koyu renkte eldiven ta- kardı. Saray bahçesinde az gezer, bü- zi defa baston kullanırdı, Hal ve tavrı hürriyete alışmamış bir mahpusun evzamı andırırdı. İfadesi rekik ve müteredditdi; Kısa cümielerle konuşurdu. İlk görüştüğü birisi kar- şısında söz mevzuunu idare etmek hu susunda sıkılırdı, zahmet çekerdi, An- iylenmesini evvelce tasmim etti. ği resmi beyanâf ağzından nisbeten daha düzgünce çıkardı. Şahsı ve ha- Mrnden intizar edilmiyen bir zekâle masite muhatabını pek yerinde, âdeta şaşırtıcı sözler ve cevâplar karşısında bıraktığı da olurdu; fakat nadiren. Harekât ve sekenatında bati idi; sü- kün ve inizivayı severdi. Halce, vücutce düşkünlüğüne bak- maz, kendisini dinç, tüvana satmak isterdi; yaşını göstermediğini iddia ederdi! Hizmetine alıştığı adamların değiş- mesinderi hoşlanmazdı. Olurduğu odâs tun, köşenin, koltuğun bile d sini istemezdi. Bir defa yaverlerinden bir topçu za- bitinin orduya alınmasına Harbiye Nezaretince bizum görillmüş ve ken» disine arzolunmuştu, Cevap vermedi. Harbiye Nazırı huzura çıktığında ar- mnt tekrar ederek orduda topçu 78 bitlerinin âzlığından, bü yaverin iade. sl orduya bir hizmet olacağından bah- sedecek olmuştu da padişahtan: Paşa! Eğer topçumuz bu genç 3a- bite kaldıysa vay halimize! Mukabelesini işitmişti. Hizmetinde bulunan gençlerin na. mazda, niyazda mübalâtsızlıklarımı gös tecek olursa bunu «gençlik cehaletine» #tfeder, kuru sofuluk satmaz ve bu gi- bileri de teveccühünden mahrum ef- mezdi, Eski hatıralar sultan Reşadın zil» ninde menkuş gibi idi, Kırk, kırk beş senelik maziye ald vukuatı mükâleme esnasında en küçük feferrüatind ka» dar mağ il, Bir gün Istablı âmire müdürü Şe ref bey dahi hazır olduğu halde ser- olup den okumuştu. Baş mabeyincisi Lütfi Simavi be-

Bu sayıdan diğer sayfalar: