28 Haziran 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

28 Haziran 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA Uzak şarkta vaziyet Hind Okyanusu ile Çin denizi arasındaki Malaka boğazının hâkim bir Boktasında bulunan Singapurdaki büyük İngiliz müstahkem mevkiinde Çin sularındaki İngiliz donanması kumandanı amiral Noble ve Hindiçini Fransız müstemleke İmparatorluğu başkumandanı general Martin ve iki İn- giliz hava mareşalı ve elliden fazla askeri, bahri ve havai erkânıharp zabit lerinin iştirakile akdolunan konferans dört günde işlerini bitirmiştir. Verilen kararlardan biri, Japonya İle harp vukuunda Uzak Şarktaki bütün İngiliz ve Fransız kuvvetlerine amiral Noble tarafından kumanda edilmesi- ne aittir. Avrupada ve Akdenizde olduğu gibi, Uzak Şarkta dahi, İngiliz ve Fransız kuvvetleri bir elden idare edilecektir. İki taraftan her biri, diğerinin liman ve üslerinden, kendisininki gibi, istifade edecektir, Maahaza Singapur konferansı, burada verilen kararlardan ziyade, Japon- yaya karşı bir gösteriş olması itibarile, siyasi cihetten ehemmiyeti haizdir. Çünkü konferansın sonunda İngiliz amiralı, Tenisin'in bulunduğu Şimali Çine hareket etmiştir, Bundan başka İngiliz ve Fransız filolarının Japonya- ya karşı müşterek bir bahri nümayiş yapacakları haberleri intişar etmiştir. Uzak Şarkın sularında değil, karasında dahi devletler arasındaki vaziyet #enalaşmıştır, Deniz yollarından mahrum kalan Çine karadan silâh vermeğe imkân hasıl etmek için, ahiren Moskovada Sovyetler Birliği ile Çin mümes- sili arasında bir ficaret munhedesi akdedilmiştir, Dış Mogolistan ile Mançuri arasındaki hududda Japon ve Rus tayyareleri arasında müsademeler devam ediyor. Anlaşılan, yüzlere tayyare ile herbedilmektedir. Bu muharebenin mevzii kalıp kalmıyacağı yakında belli olacaktır. AKŞAM Dün geceiki genç bıçakla yaralandı Bir kavgayı ayırmağa giden Tesid, kavgacının bıçağı ile sırtından yaralandı Dün gece Floryadan Sirkeciye ge len trende kanlı bir kaza olmuştur. Kâmil adında bir genç bıçakla ağır surette yaralanmıştır. Kâmil, Küçük- pazarda Lelblebici sokağında 710 nu- maral: evde oturmakta ve Asmaaltın- da manavlık yapmaktadır. Dün bir kaç arkadaşile Floryaya gezmeğe giden Kâmil, orada arkadaş- larile beraber rakı içmiş ve gece evine dönmek üzere yine arkadaşlarile be- rTaber ke trene binmiştir. Kâmil, yolda koynundan bir bıçak dikarersik arkadaşlarına göstermiş: — Bu bıçağı yeni aldım, beğendiniz mi? Diye sorarak biçakla bir takım oyunlar yapmış ve arkadaşlarını bu suretle eğlendirmek islemişlir. Ar kadaşları bıçağın elinden kayıvere- ceği ihtimalini düşünerek bu hareke- te mani olmak istemişlerse de Kâmil: — Beni sarhoş yerine mi koyuyor- sunuz... Diyerek, hokkabaz oyunlarında ol- duğu gibi, bıçağını zıplatarak bir ta- kım oyunlar göstermeğe devam et- miştir. Fakat bıçak bir aralık elinden kaymış ve yaralanmasına sebebiyet vermiştir, Kâmil Bakırköy istasyonunda tren- den indirilerek imdadı sıhhi otomo- bili ile Cerrahpaşa hastanesine kal- dırılmış ve tedavi altına alınmıştır. Dün gece kendisine ameliyat yapıl mıştır. Yarası ağırdır. Dün gece Beyoğlunda bir kavgayı ayırmak ikinci bir kavgaya sebeb olmuş, Kemal adında biri Tesid is minde bir genci sırtından bıçakla ağır surette yaralamıştır. Ami adı Jönne - Baptiste soy adıda Pogue- İln'dir Mollere müstear ismidir. Dokuz yaşındaykan öksüz kaldı. Orta tahsilini cisvit papaslarının mektebinde yaptı. Ondan sonra felsefeye merak etti. Babası Kralın hizmetindeydi. Onu da mesleğinde yetiştirmek istiyordu. Pakat delikanlı tiyatroculuğa heves etti, Büyü- düğü mahallede Parisin oyuncuları ve cambaşları oturuyordu. Yirmi yaşındayken o da aktörlüğe başladı. Bir müddet sorma da tiyatroyu idare eden Madeleine Bejart isimli kadına Aşık oldu. 1843 de bir kum- paya kürup ismin! İllustre - tağatre koy- dular, İlk yıllar, Moliğre, borç yüzünden hapse girdi. On dört sene Fransanın muhtelif Vaka hakkında elde ettiğimiz ma- lümat şudur: Firuzağada oturan Eminoğlu Kemal Cümhuriyet cadde- sinde çocuklarla kavga ederken Sipahi Apartımanında oturan Tesid kavgayı ayırmağa gelmiş, fakat Kemal bu 86- fer çocukları bırakarak Tesidle dö- vüşmeğe başlamış ve bıçağını çeke- rek Tesidi sırtından ağır surette ya- ralamıştır. Kemal yakalanmıştır, Te- sid Beyoğlu hastanesinde tedavi al- Piyasa vaziyeti Haziranın son haftasına ka- dar ihracat yekünu 358,964 liradır sevkedilmiştir. ami ME RM, satin yağ gibi maddeler satın almışlardır. Hasi ranın son haftasına kadar bütün bu ihra- catın yekünu 358,964 lira tutmuştur. Diğer Mirayı bulmuştur. İthalâtımızın yekünu 40,414,000 Yiradır. Bunun 34,740,000 lirası kliring anlaşmalarına, 3,251,000 rası da döviz esaslarına göre yapılmıştır. İhracat piyasamızdaki hareket devam etmektedir. Son iki gün zarfında İtalyaya küliyetli mikdarda susam, yumurta, Almanyaya da deri ve kuş yemi ihraç edilmiştir. İhrica- tan bütün bir hafta devam cdoceği anla- şılmaktadır. Pariste 1673 de böylece vefat edince, pek sessiz, alâyişsiz defnedildi ise de, Pransız Mollöre dünyanın en tanınmış müellif. mms Eserleri hâlâ oynanır. Ahmed a, da bazı piyeslerini şu isimleri ye nakletmiştir; Bavruk, İnfiali aşk, Dudu kuşları, Koca- lar mektebi, Kadınlar mektebi, Zor nikâhı, Riyanın encsmnı, Dun Clvani, Tabibi aşk, Adamcli, Zomki tabib, Yorgaki Dandini, Azarya, Dekbazlık, Okumuş kadınlar, Moraki, Liman için Anadolu sahilind en muvafık yer neresidir Eski Nafıa Vekili B. Muhtar Çilli “ Kumkapı - Yenikapı arası olmazsa Selimiye ve Salacak en muvafıktır ,, diyor .. önü Cİstanbul Ilmanı hakkında eski şehre- mini profesör Cemil Topuzlu'nun bir mu- harririmize beyenatını yazmıştık. Bu me- sele hakkında esk! Nafia Vekili mühen- dis B. Muhtar Çilli gazetemize bir mektup göndermiştir. Mektubu aynen neşredi- yoruz:1 21 haziran 939 tarihli ve 7422 nu- maralı nüshanızda profesör Cemti 'To- puzlu ile mülâkat serlevhalı ms- keleyi okudum. Ben de evveldenberi İstanbultn imarile alâkadar olduğum ve bilhassa İstanbulun müstakbel l- manile çok meşgul olduğumdan mülâ- katın İlman hakkındaki kısmını muh- tacı tashih buluyorum. Şöyle ki: Makâlenin serlevhasında (Selimiye önleri liman yapmağa müsald değil. dir. Bunun bir çok mahzurları vardır. Liman mutlaka Anadolu sahilinde yâr pılacsksa Lazburnu ile Bostancı arâ- sında yapılmalıdır) deniyor. Muhterem profesör on beş senedön- beri İstanbul Timanile meşgul olduğu» nu ve bütün şeraiti haiz bir limanın Yenikapı ile Yedikule arasında yapıla» bileceğini beyan ediyorlar, Daha €v- velden meslek ve memuriyetim mukte- zası ben de İstanbulun müstakbel 1i- manile meşgul oldum. Balkan muha- rebesini müteakip İstanbul limanı hakkındaki tedkikatımı derinleştir. dim. Ve bir müddet sonra füliyata ge- çerek Nafın müsteşarlığı zamanında Şark demiryolları girketile Yiman hakkında müzâkerata giriştim. Ve ev- velemirde limanın keşfiyalının yapıl. masını İstedim. (Fiyume) ve (Pula) limanlarını yapan ve limancılıkta bey- nelmilel büyük şöhreti bulunan pro- fesör (Hosar) ve rüfekası vasıtasile Kumkapı ile Yedikule arasında oya- pılacak liman projesi yapılmıştır. İstanbulun ehemmiyetile mütenasip olarak geniş tutulmuş olan bu proje- hin o zamanki keşif kıymeti dört mil. yon İngiliz altını idi ki, bugün bizim paramızla kırk beş ilâ elli milyon lira eder, Bu proje ya Nafia veya Şark de- miryolları dosyalarında mevcud ola- caktır. Büyük harbin mütarekesi birçok ta- savvurları altüst ettiği gibi bu işi de yüz üstü bıraktırmıştır. Türkiyenin şekli idaresi bugünkü hale getirildikten sonra gene İstanbul limanı meselesi tazelenmiş ve komis- yonlar teşkil olunarak İstanbul lima- rının nerede olacağı yeniden düşünül. müş ve bu meyanda Kalamış körfezi ve hattâ muhterem profesörün irae ettiği Lâzburnu arkası bile mevzuu bahsolmuştur. Limanın mevkii kati surette tayin olunamamakla beraber memleketin menafiine en muvafık ol- mak üzere Anadolu yukasında olması kararlaşmıştır. Gene teşvikimle İsveç grupu şirketi Haydarpaşa ile Kızkulesi arasında İs. tanbulun müstakbel limanının bir pro- jesini yapıp hükümete ve bir nüsha- sını da İstanbul belediyesine takdim etmiştir. İşte bugün hükümetçe ka- bul olunan İstanbul limanı bu proje mucibince yapılması mutasavver Ii mandır. Muhterem profesörün bu liman mâ- hallini tenkid meselesine gelelim: Profesör diyor ki; «Pratik bir liman ancak müteaddid depo, antrepo, ar. diye ve hâlleri, geniş sokakları ve pek çok şimendifer hatlarını ihtiva edecek düz ve çok vasi bir saha üzerinde ve bahusus bulunduğu şehrin ticari, ik- tisad! merkezine yakın, vesaiti nakli- yesi en mebzul olan tarafında inşa edilmelidir.» Zannedersem profesörün Anadolu ya- kasında gösterdiği liman mahalli ile yukarıdaki ifadesi arasında büyük bir aykırılık vardır. Lâzburnu arkasında yapılacak liman mahallinde profesö- rün saydığı hassaların hiç biri yok- tur. 1) Lâzburnu ile Bostancı &rasındaki sahil çok girintili, çıkıntılı ve ekseri yerleri kayalık ve Uman inşasına mü- sald olmıyan bir yerdir. Zaten Bos tancıya kadar uzatmak (o bittabi mevzuubahs olamaz. Belki cad- debostanı yerine zühul eseri olarak Bostancı denmiştir. Buraya kadar uzanmak bile fazladır. Ve her halde o sahil modem birliman inşasına orasının ticaret ve iktisadiyatla ne münasebeti vardır? 3) Orada pek çok şimendifer hat. larını ihtiva eder saha nasıl yapılabi- lir. Farzedelim ki, büyük bir toprak ameliyatı yaparak çok dalgalı olan o araziyi düzeltip şimendifer hatları du vüsi surette ıslah etmek lâzım gelir yoksa muamele tıkanır kalır, 4) Farzedelim ki, orada liman yap- tık. Fırtınalı zamanlarda limanla şeh- rin deniz yolile irlibatı kalmaz ve muamele felce uğrar. Liman ile şeh- rin irtibalı fırtınalı zamanlarda Şi- mendifere münhasır kalır. Ve şimen- difer tarikile ticaret mahalline gelmek için gene Selimiye önündeki liman mahallinden geçer. Böyle olunca 1i- manı Selimiye önünde yapmak daha iyi değil mi? Şunu iyi bilmelidir ki, hem İstanbu- la liman yapmak, hem de Anadolu ya- kasında bulunmak matlüp olunca ye- güne yer bugün hükümetin kabul et- tiği Selimiye önüdür. Burası da muh- terem profsörün buyurduğu gibi çok dar değildir. İki kilometreyi müteca- viz tulde bir dalga kıranı ve o kadar Selimiye önünde yapılır. Çünkü yapı- lacak dalga kıran bütün tülünce on ile on bir metre umkunda ve sağlam kum tabakası üzerinde en az masraf- la yapılır. 2) Yüksek kısmın letafetine hiç ha- Tarak depo ve antrepo yapılabilir. 3) Vâsi hatları ve tesisatı havi olan Haydarpaşa İstasyonundan limana doğru çift hat temdid ve limanda bir çok hatlar tesis edilebilir. Zaten ma- nevranın büyük bir kısmına Haydar- paşa garı yardım edecektir. 4) Limanın Anadolu ile irtibatı çok mükemmel olabileceği gibi asıl İstan- bulun ticaret mahalli ile de senenin her mevsiminde. denizin » iz'acatına maruz kalmadan daimi irtibatı ro- Selimiye ve Salacak önleri morkörler, mavnalarla temin oluna- bilir, 5) Dalga kıranın bir kısmı geniş ya- pılarak deniz ortasında ve kimseyi iz'aç etmeden kömür deposu yapıla bilir. Esasen liman ve feribot projesi bi- ribirinin mütemmimi olarak yapıl- mıştır. Şöyle ki: Kadıköy sahil rıhıtımının münteha. sındaki burun Haydarpaşa dalga kıra» nı hizasına kadar ve dalga kıranın ucundan iki yüz metre açıkta niha- yet bulacak veçhile bir dalga kıranla uzatılır, Böylece Haydarpaşa . Kadı” köy arasındaki koy mahfuz ve emin bir hale getirilir ve bu koyda feribot iskelesi tesis ve koyun sahili de ıslâh olunur. Haydarpaşa Ilmanının bugünkü dal. ga kıranı yüz elli metre uzatılıyor ve bu surette Haydarpaşa limanı da bü- yütülüyor ve limanla istasyonun işle. Ti tekemmül ediyor. İşte bu temdid olunmuş dalga kıra» nın ucunun iki yüz metre açığından başlamak Üzere büyük limanın dalga kıranı başlayıp iki kilometreden ziya- de bir tur da salacağa kadar (güzel bir tesadüf olmak üzere) daima hemeri o metre derinlikteki mahalde tesis olu- Dur. Bu izahnamenin hacmi müsaid ol. madığından tafsilât veremiyorum am. ma muhterem profesör emin olsun ki, Selimiye önündeki liman ihtiyaca kâ fi olacak surette tesis olunabilecektir. Ve her halde Lâzburnu ile Bostancı arasındaki limandan çok muvafık ola- caktır. Mühendis: Muhtar Çili Süleymaniye civarındaki dökmeciler Süleymaniye civarındaki dökmeçi- lere şehrin diğer bir semtine naklet- meleri için belediyece verilen mühlet, retle bu mahzurun da kalkacağını iddia etmişlerdir. Belediye, bu son müracaati tedkik etmektedir. Sıcaklık 33 derece Üç gündenberi şehrimizde şiddetli sıcaklar hüküm sürüyor. Dün termo- metre 33 dereceyo. kadar - çıkmıştır. Akşam saat yedide 29 derece idi, Memleketin her tarafında sıcaklar artmıştır. nz NN o İN MS

Bu sayıdan diğer sayfalar: