3 Ağustos 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

3 Ağustos 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAM Sâhife 7 amman 4 Ağustos 1939 Gazete satıcısı, bulaşıkçı, bekçi, fabrika amelesi, tayyareci, nihayet artist BERGAMA MEKTUPLARI Bakırçayın temizlenmesi işi çabuk ilerliyor Bergamanın imâr plânının esasları hazırlandı. Mufassal plân yapılacak Geçen sene bundan bir kaç gün €yvel, yani 18 temmuz 939 de Doug- İas Corrigan adında bir Amerikalı €ski sistem ve küçük bir tayyare ile Atlantiği aşmış, İrlandada Dublin civarında karaya inmişti. Bu sey hat her tarafta büyük bir hayret uyandırmşıla, Filhakika lindbergden sonra bir Çok tayyareciler Okyanusu tayyare ile aşmağa muvaffak oldular. Son za- manlarda bir yolcu tayyaresi de bir Şök yolcu ile Amerikadan Avrupaya geldi ve tekrar Amerikaya dönmeğe müvaffak oldu. Fakat bu seyahatler hep son sistem tayyarelerle yapılı yordu ve bir çok para sarfedilerek âylarca hazırlığı, tecrübeleri icap ettiriyordu. Halbuki Corrigan, eski ve pek küçük bir tayyare ile bedava denilecek kadar az masrafla Atlan- tiği geçebilmişti. Corrigan'ın bindiği tayyare 290 do- Yara satın alınmış bir Curtis tayyare- 8i idi. Bir kaç sene kullanıldıktan sonra tayyarecinin eline geçmişti. Corrigan bununla Allantiği aşmağı düşünmüş ve hükümetten izin iste- miştir. Fakat hükümet izin verme- miştir, Bir müddet sonra tekrar müracaat €tmiş, bu defa da eski ve küçük bir tayyare ile böyle tehlikeli bir seya- çıkmasına müsaade verilme- Yeiştir. - Bunun üzerine tayyareci kendiba- Şna bir tecrübe uçuşu yapmıştır. Corrigan, Nevyorktan uçarak hiç durmadan Kaliforniyyaya gitmiş ve dönmüştür. Bu suretle Allân- tiği aşabileceğini anlayıcna kimseye vermeden yola çıkmıştır. Te- #ebibüs muvaffakıyetle o neticelenmiş Ve #eyahat ancak 69 buçuk dolara Yal olmuştur! İzin almadan seyahate çıktığı için bir aralık Corrigan'ın pilotluk vesika- ya geri alınması düşünülmüştür. Pakut gösterdiği cesaret ve kazandığı Muvatfakıyet o kadar büyüktü ki ba derece ileri gidilmemiştir. Esasen tay- “ci de yolu şaşırdığını, Avrupaya Kime niyetinde değilken denizin pe uçmağa mecbur olduğunu , “dla ederek bir mazeret bulmuştur. ten, hazırlandıktan sonra yapmağa kalkıştığı bir hareketi yapan Corri- gan'ın hayatı maceralarla doludur. Asıl ismi Ciyde Corrigan olan tayya- resi 22 ikincikânun 908 de Teksas hükümeti dahilinde Galveston şeh- rinde doğmuştur. Babası kendini be- genmiş, bir parça hoppa ve çapkın bir adamdı. Annesi bilâkis çok müte- vazı ve sâkin bir kadındı, Ailenin geçim veziyeti fena değil di. Ortadan biraz yüksek bir hayat sürüyorlardı. Ciyde bir parça bü- yüdükten sonra bir gün sinemayâ gitmişti, Sinemada Douglas Fâir- banks'in «Zoronun işareti isimli filmini görmüş, çok beğenmişti. Bil- hassa Douglasın cambazlıklarına hayran olmuştu. Bunun üzerine si- nema artisti olmağı aklına koymuştu. Bu sırada ailece Kalifomiyada San Antonia'ya nakletmişlerdi, Bu- raya gelir gelmez Ciyde düşmüş, bir bacağını kırmıştı Kendisi hastane. ye kaldırılmış, bacağı alçıya konmuş. tur. Fakat bu iş iyi yapılmadığından bacak alçıdan çıkarıldıktan sonra Ciyde hafifçe topal kalmıştır, Bu sırada âilenin başına büyük bir felâket gelmiştir. Ciyde'in babası bir kafekonser kızına âşık olmuş ve kıy- metli nesi varsa alarak kızla beraber kaçmıştır. Hadise aile arasında bü- yük tesir yapmışlır. Annesi artık babasının adını bile ağzına almama ğa başlamışlar. Çocuğu babasile ayni adı taşıyordu. İkisinin de küçük isim- leri Ciyde idi. Bunun üzerine küçük Ciyde, annesine hoş görünmek için Ciyde adını bırakmış, sinemada cam- bazlıklarını çok beğendiği Douglas'ın ismini alnıışlar. ” Gazete satıcısı Babası kaçtıktan sonra aile geçin- me sıkıntısına maruz kalmıştı, Bu- nun üzerine küçük Douglas gazete salıcılığına başlamıştır. Her gün 80- kak sokak koşarak gazete satardı. Bir gün istasyon civarında gazele satar- ken büyük bir kalabalık görmüş, istasyona girmiştir. Burada herkesin bir adamın etrafını çevirdiğini, ken- disine imzalatmak üzere kfğıdlar, defterler uzattıklarını görmüştür. Douglas bu adanuı derhal tanımış- tır. Herkesin etrafını sardığı meşhur Eski ve küçük bir tayyare ile Atlantiği aşan Douglas Corri- gan'ın maceralarla dolu hayatı etmiştir. Douglas Fsirbanks çocuğun bece- tikliliğini beğenmiş, kendisini ok- şıyarak bir dolar vermiştir. Küçük satıcı bununla renkli bir kaşkol ala- rak çocukluk arkadaşı Elizabeth Marvin'e hediye etmiştir. Elizabeth, Douglas'ın biricik ar- kadaşı idi. Senelerce beraber oyna- mışlardı. Küçük satıcı bu arkadaşı- na bir hedyie verdiğinden dolayı çok memnundu. Bulaşıkçı, bekçi, tayyareci 929 senesinde Los Angeles'e nak- letmişlerdi. Gazete satıcısı burada iptida bulaşıkçı, sonra bir fabrikada bekçi olmuştur. Bekçi iken bütün dikkati karşı sahildeki tayyare mey- danını ve fabrikasını seyretmekle ge- çiyordu. Yavaş yavaş içinde tayyare- ciliğe karşı bir temayül hasilol - muştu. Bunun üzerine bekçiliği bırakarak tayyare fabrikasında iş almış, bura- da çalışırken bir taraftan da tayyar reci olmak için uğraşmağa başla- mıştır. Bu mesai İyi nelice vermiş, Douglas bir müddet sonra pilot şe- hadetnamesi almışlır. Bu sırada babasının öldüğü ve ken disine 800 dolar miraş kaldığı bildi. rilmiştir. Douglas bu paraile eski tayyareyi almış ve malüm olan $6 yahati yapmıştır. Sinema artisti Douglas, Amerikâya dönünce ken- disine filim çevirmesi için teklifler yapılmıştır. Çevireceği füllme muka- bil 100 bin dolar verilecekti. Halbuki vaktile Lindberge bir milyon dolar teklif edilmişti. Douglas uzun dü- şünmeğe lüzum görmeden teklifi ka» bul etmiş, yalnız bir şart ileri sür- müştür: Kendisini kimse öpmiyecek, kendisi de kimseyi öpmeğe mecbur olmıyacak... Büyük bir senaryo ha arlanmış ve Douglas filimi çevirerek 100 bin doları almıştır. Paraları alın- ca ilk işi çocukluk arkadaşı Eliza- beth'in yanına koşmak olmuştur, Elizabeth bir mektepte hocalık edi. yordu. Douglas kendisine evlenme teklifinde bulunmuş, kız bu teklifi Bergama (Akşam) — Karaağaç kazasının Gelenbe nahiyesindeki de- reler, Kırkağaç ovasından Somaya geçer ve «Bakırçay»> adını alır, Bu çay, Bergama ovasına girer, Çandar- 1 körfezine döküür. Kış mevsimlerin- de taşarak Bergamanın geniş ovala- rının mühim bir kısmını su altında bırakan Bakırçayın ziraat noklasın- dan yaptığı tahribat kadar vücude getirdiği bataklıklarla sıtmadan in- sana yaptığı zarar da büyüktür. Bergama, tarihte feyiz ve bereketi- le şöhret kazanmıştı. Cümhuriyef devrinde de aynı mühim mevkie yük- selmeğe hazirlanmaktadır. 60 - 70 çeşid mahsul yetiştiren bu güzel top- rak, yarın gene çifte mahsul, verecek kabiliyeti kazanmış olacaktır. Bergamada bulunan su işleri ikin- ci şube mühendisliği tarafından ha- arlanan plânlara göre Bakırçayın Soma hududundan denize kadar olan 70 kilometrelik kısmı ihale edilmiş- tir. Bir milyon #ltı yüz elli bin liraya müteshhid B, Tevfik tarafından alı- nan bü iş üzerinde iki buçuk aydan- Ze fasiyete geçilmiştir. Bakırçayın bu güzergâhında altı beton köprü de yapılacaktır. Şehir suyu Bergama suyu için 1930 yılında 130 bin lira sarfile 17 kilometrelik şehir dahili tesisatı yapılmış ve boru döşenmişti. Fakat menbalardan iti- baren şehre kadar gelen kısım, ka- nal halinde olduğundan yağmur su- larile karışıyor ve suyun evsafı bo- zuluyordu. Bu defa da 80 bin lira sarfile 15 kilometrelik kanal kısmı- na da boru döşenmesi işi müteahhi- de ihale edilmiş ve işe başlanmıştır. Eski su deposunun daha üstünde büyük bir havuz yapılmaktadır, Bo- rular da gelmeğe başlamıştır. Bu te sisat bitince şehir gayet nefis bir suya kavuşmuş olacaktır. Şehrin su- yunu arttırmak için kırk bin lira da- ha sarfile başka menbalardan da İs- tifade olunabilecektir. Mukaddes su Bergama Eskulapyonunda eski za- manın şifa yurdu olan bu yerde bir menba var. Mikyası 4, radyo aktiyo- tiyesi 3-44 olmak üzere Almanyadaki Bisinke ve Fransadaki Evyan sulari- le mukayese edilebilecek kiymette ve mide, barsaklar için nefi bir su veren bu menbadan dakikada sekiz Mitre Su çıkmaktadır. Suyun bu şifa hassasını ve temizliğini anlıyan halk, tenekesini beş kuruşa satın alarak içmektedir. Eskülâpiyan harabeleri- nin ortasında bulunan bu su, herke- sin istifadesi için borularla harice bırakılmıştır, Fakat zaten eski olan borular çabuk çürümüş ve küflen- miş olduklarından müze idaresinin teşebbüsile Belediyece bu tesisatın galvanize borular içine alınması mü- vafık görülmüştür. Belediye reisi B. Hasan Çelebioğ- Ekrem Zeki Manisa (Akşam) — Halkevimiz verimli çalışmalarına devam etmekte- dir, Bu akşam Evimiz salonunda güzide sanatkfrlarımızdan Üngöl ile piyanist Verda Üngöl tarafından verilen konser çok büyük bir alâka ile karşılanmış ve çok alkışlanmıştır. 0 . Ö ayı Bergamada Selçuk eserlerinden çok güzel bir minare Iu, menba ve tesisatı görmüş havuz- ların temizlenmesi ve ferşiyatın ya- pılması için alâkadarlara emir ver- miştir. Bu güzel ve sıhhi içme suyu- nun daha esaslı bir hale konulması ve fazla hâlkın istifadesinin temini kararlaştırılmıştır. Mukaddes su, ta- rihi kayıdlara göre hem içenlere sıh- hat verir, hem de erkeklik kudretini arttırırmış. İl Bergamada elektrik tesisatı ilk de- | fa Belediye tarafından 1330 tarihin- ş de vücnde getirilmişti. 1939 yılında 4 yeni bâştan tanzim edilmiş olan te- sisat, bugünün ihtiyaçlarına da kâfi . gelmemekte Belediye bu defa 58000 lira sarfile 2220 volt üzerinden son sistem ve fenni esaslara göre yepye- ni tesisat vücude getirmektedir. Ana hat kablolarının çekilmesine başlan- mıştır. İki, üç ay sonra Bergama, bol ışığa kavuşacaktır. Bergama mü- ze müdürü B. Osman Bayatlıya Maa- rif Vekâleti tarafından bir ây izin ve- rilmiştir. İstanbul, Ankara ve Şark j vilâyetlerimizde bir tedkik seyahati ğ yapacak, oralardaki harabeleri, âsa- i riatikayı görecektir. İmar plânı l Bergama imar plânının esası ha- N zırlanmıştar, Beş sene evvel Berga- i maya gelmiş olan mimar Yansen, Bergama gibi tarihi kasabanın ve (o | antikiteleri her yere serpilmiş olan şehirlerin plânlarının, diğer şehirler gibi kolayca yapılamıyacağını tak- dir etmişti. Bergama imar plânı, şehircilik mütehassısının bazı tavsi- yeleri nazarı dikkate alınarak hazır. landığı takdirde burası, eski ve yeni medeniyetlerin bir enmuzeci olacaktır, Belediye reisi ve heyeti, bu noktaya büyük ehemmiyet vermektdirler. viyolanisi B. KN Gİ be İN Sl Mm İLİ a Nİ Ürn e kimlerle Evimizin ar şubesi

Bu sayıdan diğer sayfalar: