13 Ağustos 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

13 Ağustos 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA Salzburg mülâkatı Almanya ve İtalya hududlarının birleştiği bir noktaya yakın olan Slaz- burg, bir taraftan beynelmilel musiki festivali yapıldığı bir zamanda diğer bir konferansa sahme olmuştur. bri konfernsa sahne olmuştur. Festival münasebetile B. Hitler de burada bulunuyor. Almanya Hariciye Nazırı Von Ribbentrop ile İtalya Hariciye Nazırı Kont Ciano iki taraf Harici. ye Nezareti alâkadar erkânı da hazır yorlar, Bu âni toplantı Danzig meselesinin vehamet peydra eylemesi olduğu halde müzakerelerde bulunu- üzerine Almanya ile İtalyanın vaziyetini tedkik ederek müşterek bir karar vermeğe lürum hissedilmesinden meydana gelmiştir. Bundan başka Ji davet meselesi de görüşülecektir. Kont myanm da Alman - İtalyan askeri ittifakına girmeğe Ciano Salzburga hareket oetmezden biraz evvel Japon sefiri ile görüşmüştür. Japonyanın Roma ve Berlin sefir- leri daha evvel (Komo) gölü sahilinde buluşarak Japon ataşemiliterleri ile bir. likte akdettikleri konferansta Japonyanın bu ittifaka derhal girmesine lü- zum görmüşler ve bu kararı Tokyoya bildirmişlerdir. Fakat en mühim mesele Danzigde tahkimat bittikfen sonra tertib olu- nan toplantıda burasının Almanya ile birleşmesi lehinde yapılan tezahürler ile vaziyetin vehamet kesbetmesidir, Buradaki Nazi partisi lideri Danzigin pek yakında Almanya ile birleşeceğini ilân etmiştir. Danzig hükümetinin Almanya ile birleşmek için bir harekete geçmesi muhtemel bulunuyor. Bu ihtimale karşı Almanya ile İtalyanın alacakları müşterek tedbirler Salz- burgda görüşülse gerektir. GÜNÜN ANS AKŞAM İKLOPEDİSİ Mühim siyasi buluşmalara sahne olan SALZBURG ŞEHRİ Alman ve İtalyan Hi larının o buluşmaları münasebi Salzburg şehri günün mevzuunu İşş- kil ediyor. Vaktile Avusturya, Macaristan im- urluğunda aynı ismi taşıyan dükalığın merkeziydi. Daha eskiden de Alman İmparatorluğunun ruhani prensliklerinden birinin payitabtıy- dı. 50 bin kadar nüfusu olmakla be- raber, dini bir şehir olmasile, papas mektebile, eskiden üniversite olan Vizesile, kıymettar ilmi kolleksiyonile meşhurdur, Pamuklu mensucatı, bakırcılığı, tü- tüncülüğü, çı ik çömlekçiliği, ayna- cılığı, demirciliği ile mevki tutr tur Sümerbank ve Eti İklisad Vekili B. Hüsnü zümerbank ve Etibe ın mahiyeti v surette izahat verdi. Bu iz bir şey kalmıyor. teşkilât vesilesile ötede be- zı iddialar var, Bun «Fabrikalar, ban- idare edi. Halbuki bi müdür» lük haline geldiği zaman kırtasiyeci- k, tleari zihniyetten uzak var. Bu da De Devjet Demiryolları tarafından hud ban- lemediğini kimse mez. Muhakkak bir surette, bir müc sesenin iyi bir şekilde işlemesi için bankacılık usullerini tatbik etmek icab eder mi? İkinci bir iddia da şudur: Vaktile Sanayi ve Maadin bankası vardı; Sa nayi müesseselerine kredi temin et- mek vazifesini üzerine almıştı. Fab. rikalar da ayrı bir idareydi. Gene eş ki şekle mi dönüyoruz? Bizce bu iğdiz da yanlıştır. Çünkü €ski şekle dönmek için bir sebeb yok- tur. Bugünkü şekille eski şekil ara- sında yani Sümerbank endüstrisi ile, Sanayi ve Maadin fabrikaları arasın- da her bakımdan büyük bir fark var- dır. Bugün yalnız Karabük Demir ve Çelik fabrikaları başlı Laşına bir mevrudur. Diğer taraftan dokuma fabrikaları, kimya endüstrisi, kâğıd Vesaire, Bütün bunlar Sanayi ve Mâadin bankası zamanında mevcud değildi. Bu itibarla, tekrar eski şekle Avdet iddiası doğru değildir. Sümerbankın, ikiye bölünmesi, en- düstri inkişafımız için bir merhale addolunabilir, yoksa her hangı keyfi bir arzunun neticesi olarak fabrika- larla, bankacılık kısmını yekdiğerin- Burası oAvusturyanın mübim bif kalesiydi; kayaları ve istihkâmları düşmanın yaklaşmasına mânidi. Mü- him &âbideleri vardır. Bunlar arasında Romadaki Saint - Pierre klisesinin plânı üzere bina edilmiş mabedi gö- rülecek yerdir. Mirabelle dedikleri yazlık sarayı da ehemmiyetli binalar arasındadır. Napolyon Bonapart 1809 da bu şeh- ri almıştı. Salzburg tanınmış musi- kisinas Mozart'ın vatanıdır. 710 senelerinde dini bir merkez olarak İlk ehemmiyetini kazanan Salzburg'u Hunlar zapt ve tahrib ettiler. Sekizinci asrm sonunda papa üçüncü Leon burasini tekrar ihya etti. bankın yeni şekli den ayırmak, bir nevi mak şekilleri hatıra Sümerbank, endüstriyi kurmak için teşekkül etmişti. Ve bu gayesinde, umumiyet itibarlle muv; olmuş. tur, Sümerbank endüstrisi o kadar büyümüştür ki, yalnız bir bankanın mevzuu olmaktan çıkmıştır. Bu vazi- yet karşısında her biri r umumi müdürlük halinde idare edilmesi lâ- zm gelen fabrikalar, bir bankanın mesuliyeti içinde kalir Meclisi iktisad encümeni, & hakkında hazırladığı mazbatada, bu şeklin mahzurlarını kâfi derceede tebarüz ettirmişti, Neticede bugün. kü şekle olan ihtiyaç, bu mazbatada ileriye görülmüştür, ıslahat yap: gelmemelidir. Hasılı Etibank ve Süme günkü şekline daha rasyor kil “verilecektir. Hüse, ıkın bu bir şe Avni Hasta olduğu için tramvay önünden kaçamamış Geçenlerde vatman Alinin idaresin. deki tramvay Aksarayda İmrahor tramvay durak yeri civarında Seyful- lah adında bir adama çarparak ba- şından ağır surette yaralamış ve Sey- fullah biraz sonra ölmüştü. Müddei. umumilik, vatman Ali hakkındaki tahkikatını ikmal etmiştir. Tahkikata nazaran tramvay İmrahor durak ye. rinden hareket edip otuz metre kadar ilerilediği sırada Seyfullah birdenbire önüne çıkmış ve kendisi hasta oldu. ğundan tramvayın önünden kaçamı- yarak tekerleklerin altına düşüp çiğ- nenmiştir. Müddelumumilik evrakı sorgu hâkimine vermiştir, . mineesbssskezmeizin ilker Gi kl CEMAL BÜRÜN Mevsim sonu münasebetile yazlık modellerini tenzilâtı o satışına başlandığını müşterilerine bildirir. Askeri ve iktisadi tedkiklerin vardığı netice: Almanya ve Italya harbi kaybedecektir Mihver devletleri sulh çephesini bir yıldırım harbile niçin mağlüp edemezler ? - Yıldırım harbi nerelere ve nasıl açılabilir ? a Çeviren: H. Kip | ' 4 Yazan: Şu satırları yazdığım sırada, kimse Hitlerin Almanyayı harbe sürükleyip sürüklemiyeceğini kestirememektedir. Şimdiye kadar Hitlerin böyle birşey yapmasına lüzum hâsıl olmamıştı; çünkü ne istediyse, ya doğrudan doğ- ruya almak yahud da kendisine ver- dâirmek suretile eline geçirmişti. Fa- kat şimdi vaziyet tamamile başka renk almıştır. İngiltere «— Buraya kadar! Buradan veye | gitmek yok!. işaretini vermiş bulu- nuyor. Hitleri durdurmak için. verilen bu işaret, sene evvel, hattâ ge- çen sene iş olsaydı hiç bir tesir yapmazdı. Fakat bugün, katmerli harp tehlikesi ortaya çıkarmış bulunuyor. Hitler, ister başkaları tarafından harbe sürüklensin, İster kendisi inisi- yatifi ele alarak barbi göze alsın, şu muhakkaktır ki, bu harbin mümkün olduğu kadar kısa bir zamanda neti- celenmesini istiyecektir. Bu İse, ge- rek Almanların gerek İtalyanların öte- denberi tasavvur ettikleri - eyıldırım harbi» yani, âni bir hava taarruzu ve bunun arkasından motörlü kara kuv- vetlerinin yüklenmesi ile neticelenen, «nak-avt darbesi» şeklindeki bir taar- ruz plânını tatbik demektir , ki 1914 de, Fransâyı 6 haftada hezimete uğ- ratacak sanılan meşhur Şilfen plânı ve Almanların 1917 deki kayıdsız şart sz denizaltı harbi de böyle bir plâna dayanıyordu. Halbuki, üç ayda İngil- tereyi dizleri üstüne çöktürecek deni- len o denizaltı harbi nihayet Ameri- kayı harbe sokmaktan büâşka bir işe yaramamıştı. Bizzat Hitler: «— Ben vurduğum zâman, yıldırım gibi vuracağımi» der Göring geçen mart ne şunları söylemişti: w— Almanyanın mağlüp edilmez hava kuvvetleri o zaman (geçen ey. lülde) ne derece kudretli ve hazırdı; bunu en iyi bilec ziyette siz bulur nuyorsunuz, Tek bir emir, düşmanla- rımızın topraklarını cehenneme çevir meğe kâfi idi.» Ancak Hitler, kendisi dahi, ihtimal bu nihai ça e baş vurup vurmiya- cağını bilemiyo: imanyanın bi- dayette seri zaf anmasına rağ- men, harbin uzamasile mağlübiyete | duçar olduğu büyük harpten ve nede | Çin veya İspanya harplerinden, böyle | bir hami i ve nihai bir zafer | kazanılabileceği hakkmda ciddi bir İ kanaat edinilemez. Fi t, bunun aksine, yani meliyetine, zafe lâcağına, düş denni etmiş olduklarına dair - Alman tarihinde burdan evvel de felâketli bir rol oynamış olân- batıl imanların, elân (Almanyada) Reich'te cari olduğunu gösteren deliller vardır. Ve yeni Ak man kuvvetlerinin gözden geçirilmesi. | le, nazilerin, seri bir zafer kazanmak | için bel bağladıkları silâhlara nasıl | bütün enerjilerini sarfettiklerini gör- mek kolaydır. Almanyada bugün, uzun | bir harp için elzem silâhlar, piyade | kuvvetleri deniz kuvvetleri ve bütün | bunların gerisinde diri bir iktisad ile | manevi kudret ihmal edilerek, müthiş | bir gayretle, tayyare tank ve denizaltı gemileri yapılmaktadır. Vaziyet böyle olunca, yıldırım har- binden doğabilecek tehlikeleri derpiş etmek icap eder, Bu çeşid bir taarruz için, son zaman- larda, enteresan bir fikir ortaya atıl. mıştır: Harp, İngiliz ve Fransız donan. malarına ve bunların sevkülceyşi üsle- rine yapılacak ezici bir hava taarruzile başlıyacaktır. Bu fikir belki doğrudur, belki bir şayladan ibarettir; fakat İn. gilterenin Berlin maslahatgüzarı sızan haberleri, Londradaki Bahriye Neza- retine bildirmeğe lüzüm görecek ka- va kuvvetleri. maalesef, plânların mükem- Winston Woodside kw .. Yolda böyle kalmak da hesapta vardır... dar ciddi telâkki etmiş; Bahriye Neza- | reti de, donanmaya, hava daf"i batar- yalarının daimi surette ateşe hazır va- ziyette bulundurulması için emir ve- recek kadar işi ciddi tutmuştur. O sk rada, Alman donanmasının Atlantiğe İ açılması, Amerika-donanmasının da, İ gene ayni zamanda, âni olarak Pasi- fik Okyanusuna avdet etmek üzere emir alması basit bir tesadüf olmasa gerektir. Her ne ise, bu hâdise, tayya- re tehdidinin yaptığı tesiri gösteren gü- zel bir misaldıri Almanya ve İtalyanın, ve belki de Japonyanın, bütün hava kuvvetleri, | İngiliz ve Fransız donamalarının yığı- naklarına, bilhassa Portsmouth, Tolon, | Cebelüttarık, Malta, Bizerta ve sair üslerdeki büyük harp gemilerine, taar- ruz ederek, ittifak devletlerinin kati olarak faik oldukları bu yegâne silâh- larını bir hamlede mahvefmeğe çalı. şacaklardı. Bu suretle, Almanya ve İ İtalyanın, şimdi bire karşı dört nisbe- tinde zayıf olan donanmaları o zaman belini doğrultabilecek ve bir kuvvet olarak ortaya çıkabilecekti. Okyanuslarda serbesce hareket ede- bilecek olan hafif denizüstü ve deniz- altı gemilerile düşmanın deniz nakli- yatına mâni olacak, Fransanın şimalt Afrikadaki ihtiyat müstemleke kuv- | vetlerile irtibatını kesecek, İngiltere ve Fransanın deniz aşırı ikmal yapma- larına, tehdide maruz müstemlekele- rini himaye etmelerine ve İngiltrenin Fransaya büyük bir ordu göndermesi- | na, nihayet, ne engel olacaktı. Bu suretle düşman donanmaları saf harici bırakıldıktan sonra, yıldırım taarruzu; havada tâm hâkimiyet te- mini maksadile, İngiliz ve Fransız tay» yare meydanları: seferberlik ve yi gınaklarına mâni olmak üzere, muva- sala yollarına; silâh ve cephane ikma- line mâni olmak için silâh fabrikaları- na ve kuyvei muharrike istasyonları- halkın maneviyatını ve mukavemetini kırmak üzere de büyük nüfus kesafeti olan şehirlere tevcih edilecekti. Havadan savrulan bu «nak-avt dar. besi» nin hemen arkasından, bütün Alman ve İtalyan zırhlı ve motörlü ka» ra kuvvetlerinin, ihtimal muhtelif is- tikametlerden, ve artık havadan tev- kif veya tahrip tehlikelerinden masun olarak, Fransaya seri bir taarruzu ta» kip edecekti. (Almanya ile İtalyayı dalma birlikte olarak zikredişimin 58- bebi, vaziyetin en tehlikeli şeklini ted. kik etmek isteyişim ve Mussolininin de gittikçe Hitlerin siyasetine âlet olmak istidaını göstermesidir. Bununla bera» ber, Duçenin Almanya ile birlikte ola» rak İngiltere ve Fransaya karşı mille. tini harbe sürükliyeceği; sürüklese bi- le, İtalyan milletinin bu harbe devam edip etmiyeceği, henüz şüphelidir.) ... Bu makale serisi devam edecektir. Yarınki nüshamızda: — Alman tahtelbahirleri niçin kah. redici bir silâh olamaz? « sualinin çe» vabı verilecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: