8 Kasım 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

8 Kasım 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Lord gibi yaşamak aksi şoförü, kulabalık caddelerde otomobili bütün süratile koşturur. ken gevezeliği de bırakmıyorddu: «Şu İstanbul gibi şehir dünyada yoktur. İnsan, öyle çok da değil, biraz para kazandığı zaman pek» âlâ lord gibi yaşıyabilir. Her aradığını bulursun, İstediğin gibi eğlenir, istedi Bini içersin, şöyle Boğaza nazır bir semtte iki odalı bir de yuva peyduhladın mı lordsun vallahi lord!» İleride başımıza gelmesi çok muhtemel bir kazaya suçlu olarak iştirak ot memek İçin, az bir parayla lord gibi yaşımaya hasret çeken şoförün saadete dair sözlerini duymamış gibi davrandım. Fakat bizlerd gibi yaşamayıne zannediyoruz? Pilhakika dor gibi yaşamak» denince bizde rahat, endişesiz, yavaş yavaş şişmanlıyarak devam eden babayani bir hayat kasdedilir. Meselâ yazın, denise bakan bir balkonda, sereserpe oturmak, püfür püfür esen rüzgüra karşı sigara dümanı savurarak yan gelmek «lord gibi yaşamke dır. Fakat hakiki lord gibi yaşamak zannetmem ki buna benzer birşey olsun. Geçenlerde bir gazete, İngiltetenin en zengin adamı, milyoner Lord 'Nuftield'in hayatını yazıyordu, Bir eli yağda, bir eli balda olan bu sayılı zen- ginin en nefret ettiği şey, meğerse, lord gibi yaşamakmış. Bu hayatın icab ettirdiği bir takım formalitelerden, evde, sokakta, otururken, kalkarken ris- yeti mecburi kaldelerden şikâyet edip duruyor. Onun için ekseriya ismini saklar ve lord gibi yaşamaktan kurtulup alelâde bir valandaş gibi yaşamaya | can alarmış. AKŞAM Bugünün harplerini her zamandan fazia ordu ile beraber milletler yapır yor. Onun için harp, cephe arkasın- daki halkın fikirlerine olduğu kadar Atiyadlarına da esaslı tesirler yapıyor. Halk tabakasının zihniyeti beni her zaman çok alâkadar ettiği için bilhassa demokrasilerde halkın her bakımdan ruh hâletini anlamağa ça- luşıyorum, Hiç şüphe yok ki benim gibi bunu hariçten tedkik edenlere rehber olacak alâmetlerden biri hak kın.okuduğu kitaplar, rağbet göster- diği mevzulardır. Bu meseleye dair İngiliz matbustında gördüğüm şeyle- ri bir taraftan dikkatle okuyor, bir taraftan da kendi tecrübe ve temas- larımın sayesinde vardığım neticeler. le karşılaştırıyorum. İngilterede harbin İlk üç haftasın- Geveze şoför saadet projesinin böyle belâlı birşey olduğunu öğrenince | da Kitap satın alanların sayısı yüzde vazgeçecek mi idi dersiniz? iza NELER Şevket Rado YAR Müzelerdeki eserler de nakledildi Harp dolayısile muharip memleketlerin Ge müze hayatı baştanbaşa değişmiştir. Bütün müzeler tahliye edilerek kiymetlar sanat ve iaribi eserler uzak ve emin ma- hailere nakledilmiştir. Park, meydan ve eüddelerdeki kıymeltar abideler, heykeller ve tarihi eserler de sökülerek hava hücum- Jacındanı masın yerlere gönderilmişlr. Meselâ Parisin Louvre müzesindeki 7509 kıymettar tablo başka tarafa nakledilmiş- tir. Kıymetlar heykeller ve kabartmalar da | | Milo adasından getirilen Venus heykeli var- dar. Bu tabio ve heykellerin nakledildikleri mahaller askeri esrar gibi gayet gizli tu- tuluyor Bir kısmının büyük bankaların yer altındaki kasalarına yerleştirildikleri ma- lümdur. Büyüklerinin Fransanın cepheden çok usak yerlerindeki şatolara gönderildi İ tahmin ediliyor. Nakli kabil olmıyan Napnl- İ yonun Mısırdan getirttiği dikili taş ve No- terdam büyük kilisesi sanatkârane kabart- ma ve işlemeleri kum çuvalları ile muha- Pariste bırazılmamıştır. Bunların arasında | faza altına alınmıştır. Lim isi İstanbul Üniversitesi talebenin umumi bilgi ve, düşünüş kabiliyetlerini | e vöağ 2 Üniversitede konferanslar olgunlaştırmak, bir taraftan da halkı tenvir etmek maksadile İazırladığı serbes konferansların bu seneki programına dünden itibaren başlamıştır. Dün ilk konferansı profesör Neşet Ömer İrdelp, kalabalık bir halk ve talebe küt- lesi karşısında vermiştir, Profesör Neşet Ömer hu konferansında mekteplerde hıfzıssıhha meselesinden bahsetmiştir. İkinci konferans on beş gün sonra verilecektir. Bundan sonra Salı günleri Üniversitenin kıymetli profesörleri tarafmdan talebeye ve halka konferanslar verilecektir. KA Almanya — sânti Komintermm» paklın başlıca Oo mürevvisi 441. Şimdi Sovyet Rusya ile dost oldu. Buna ruğınen, itti- fakın eski uzuvları Olan. İtalya ile İs- Danya, ddarksizm. 8 karşı o mücadelede devam ( edecekler» miş Son asırda muh- telif sebeplerle mez- hebi ve kendi #k- #olunan Kari Marks mim Treve kasabasında doğdu. Bsr- Hadi hukuk tahsil etti. Felsefe ve tarihi? oldu. 1842 de üniversitede felsefe Profesörü olacakken üçüncü Frederik Wi- helm'in vefatı üzerine zuhur eden içiimal bareketlere karıştı Ben havalisinde tesis edilen bir Uberal uya (gazetesine başmuharrir oldu. ee şiddetli yanlar yazdığından hükü- met neşriyatı tatil etli Marks evlenmişti, İyi bir mile babası ol- muştur. Parise giderek yazmakta devam etti, Meşhur bir İdealist filozof olan He- &al'in birçok prensiplerini benimsemekle beraber, onun usullerini materyalist gekle uydurdu. Dostu Prederik #ngsls'le beraber Mevcud telâkkileri tenkid eden eserler va- Biyordu. Marks Fransız inkılâtını tenkid etmeok- le beraber Prusya ahvalini de tenkidden Beri kalmıyordu. Bu yüzden Prusya hükü- rdessir olarak onu Paristen çıkartdı. kkir, Brğl ve Pro isimli esere cevab olan ePel #rfaletis unvanı eseri, başlıca mühim ki- tapları arasındadır. Yüozof, kendinden evvel gelen soryalist- RL (Marx) 1818 de Al- | eşikte GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ MARKS lerin düşüncelerini ilmi bir şekle sokuyor; sospalistökle amele hareketlerini birleş- tirmeğe çalışıyordu. cemiyeti meydana gelirmeğe muvaffak oldu ve tahrikâta başladı. Kâh gizli, kâh surette faaliyette bulunan «Ko- münist cemiyeti ne girdi. Cemiyetin Aza- a başlıca amele teşekküllerinin başında bulunuyordu. Bu #ütetle Almanyada, İn- gilterede, Fransada, Beiçiknda ve İsvişre- de cemiyet âmil oldu Karl Marks'ın «Komünist beyannamaslı İsimli ve fikri tevabline yal gösteren eseri 1043 de bu münasebetle yazılmıştır. Belçika hükümeti de bir müddet sonra onu hudud harici esti. Fransız hükümeti- nin davetile meşhur ihtilâlci yine Parlse gitti. Oradan Almanyaya geçti. Fransaya döndü; 1049 da burasını terke mecbur kaldı, Kolouyada arkadaşlarının mahküm ot masi üzerine, Marks artik tahrikâtı bira kıp ilimle uğraşmağa karar verdi. On sene çalışıp 1859 da «İktisadi siyase- tin tenkidi. isimli eserini neşretii. 1087 de Kapital (Sermaye) sörnameli büyük 359- rinin fik cildi çıktı. Bu Kitap, sosyalizmin Kitabi mukaddesi mesabesindedir. Marka, bilhassa o İngilteredeki Iktisadi harekâtı tedkik ederek «Kapital i yazmıştır. Bu eserini hazırlarken. Marks'ın karısı vefat etti, Beasen çok yorulmuştu. Mütea- kib cildleri tamamlamakta Engels kendi- sine yardım etmiştir. Marks yine amele harekâtile meşgul olup beynelmilel bir amele teşkilâtı meydana getirdi ki, şimdi Moskovada da bulunan «Üçüncü enternas- yonale yani <Kominterme, bu birinci te- gekküle nazaran <ÜçÜncür sayısmı almiş- ir. Bükunin'le mücadele neticesi «Birinel onalı de bir ayrılma olmuş Marks tarafdarları zayıf kalmıştı. Marks aslen yahudidir. Allesi hristiyan olmuştu. 1863 tarihinde Londısda Yelat etti, — LG Rrükselde bir amele | elliye düşmüştü. Yavaş yavaş, fakat kısmen yeni bir istikamette bu sayı şimdi eski derecesine yükseliyor. Ye- ni istikamet, yani bugün en çok oku- dukları eserlerin mahiyeti çok dikka- te şayandır. Bütün mevzularda halk, kati bir şekilde ciddiyete doğru gidiyor. Em velâ siyasi, bilhassa beynelmilel «b yaseti tahlil eden eserlerde avamlaş- tırılmışlardan ziyade mütehassıslar tarafından yazılmışlara doğru kuv- vetli bir temayül vardır. Son seneye kadar biraz İngilterede daha çok Amerikada ecnebi milletler hakkın- da, bilhassa milletleri birbirine düşü- ren İhtilâflar hakkında haik tama- men yalan bile olmasa mübalâğa İle dolu romanse cinsinden kitaplara düş- kündü, Halkın bugün ciddiyete dön- mesi bu meselede halkta ebedi zanns- dilen «aldatılmak» temayülüne, sırf münevver bir tabakaya mahsus farzedilen «hakikati bilmek» tema yülü galebe çaldığını gösterir. İngi- liz ve Amerikan halk tabakası hem milletlerin içindeki içtimai, hem de birbirlerini boğazlamağa (sevkeden beynelmilel meselelerin esaslarını ilim adamlarının ağzından işitmek, fikir namusu olan muharrirlerin kale. minden öğrenmek istiyor. Artık siya- set sahasından yamlan yazılarda ne parlak üslüp, he de propaganda hile- leri para ediyor. Meselâ bugün halk Larafından en çok okunduğu için en ucuz tabıları yapılan eserlerden biri «*J. Huxely» (1) nin <Biz Avrupa lar» (2) ismindeki kitabıdır. Bu rağbetin sebebi ilmi olduğu kadar si- yasidir. Çünkü harbin zahiri sebep- leri arasında bilhassa Almanlar tara- fında başta gelen ırk ve üstün ırk me- selelerini 7. Huxely'nin bu eserde iti- raz kabul etmiyecek bir âlim dürüst- lüğü ile anlatmasıdır. Sanat sahasında, daha doğrusu 10 man ve biraz da şiirde halk tabakası eskilere dönmüştür. Bugün en çok satılan romanlar sira İle (Jane Austen) nin, (Brontös) hemşirelerin ve R. Kipling'in bazı eserleridir. Bunların hepsi zamanın ölçü im. tihanını muvaffakıyetle geçirmiş es- ki muharrirlerdir. Fokat (7. Aus ten) in başta gelmesi çok müânidar- dır. Bence halkın zevkinde olduğu kadar bugünkü zihniyet ve mefküre- sinde dikkate değer bir değişiklik ol- duğunu gösterir. Bundan dolayı (Austen) den başlıyarak sıra ile öte- ki üç kadın romancıdan kısaca bah- setmek faydalı olur kanaatindeyim. (Kipling) i bugün hariçte bırakma- mun sebebi erkek olduğundan değil, J. Austen babasının püpaslık etti. #i sakin bir İngiliz kasabasında 17715 de doğmuştur. Hayatı o kadar sakin ve hadisesiz geçmiştir ki ter. cümei halinde bildiğimiz şeyler şun- lardan ibarettir: Ahlâkı, terbiyesi biraz da ve sevimliliği sayesinde etrafına ken- dini sevdirmiş bir kadındı. Tahsili. ni babasının nezareti ve rehi sayesinde esaslı ve sağlam bir şekilde yapmıştı. İngilizcede ve çok iyi bil diği Fransızca lisandaki edebi eserleri iyi tetkik etmişti, Biraz da İtalyanca öğrenmişti. Musikiye meraklı, bilhassa çok güzel nakış işliyen bir kadındı. Afle- sinin ve komşularının gençleri, bik hassa çocukları üzerinde çok derin tesirler yapması İyi konuşmasından, HARP ve KITAPLAR Yazan: HALİDE EDİB bilhassa masal düzüp anlatmasından ileri gelmişti. Yazıya çok genç iken başlamış bir kısmı ancak öldükten sonra meydâ- na çıkmış basılmıştır. Dünyaca ta nınmış iki büyük romanının isimleri serbes bir Türkçe ile (3) «idrâk ve hassasiyet», (4) «Gurur ve bal ik kirler» ismi altında tercüme edilebi- lir, Bunlar arasında hemen her İm giliz edebiyatını tedkik eden talebe- nin mutlak okuduğu «Gurur ve bir tal fikirler» i - şayet iyi hatırımda kaldiyes - yirmi bir yaşında yaz Muştu Bu kadın senelerce eserlerini hangi i#bie (gölürmüşse (reddedilmiştir. Bunlardan birini bir tâbleon lira mukâbilinde satmış ise de senelerce basılmadığını görünce tekrar kendisi satın almıştır, İlk basılan dört roma» nı İsimsiz olarak intişar etmiş, yal niz hayatının sonlarına doğru imza- 8ı da kendisi de biraz tanınmıştır. Fa- kat okuyucuları gerek kendi sağlı- fında gerek öldükten sonra çok za man küçük bir münevver zümreye inhisar etmiştir. Çünkü: O zamanlar halkın zevki, heyecanlı, muhayyol sergüzeştler, gayritabil de olsa hari- kulâde kalıramanlarla dolu mübalâ- galı kitapları tercih ediyordu. (Aus- ten)in çok ince olan mizahi görüşü, üslüb ve fikir ölçüsü müballiğaya, bilhassa fazla bayağılığa düşkün ede- biyat ve zevke karşı isyan halindey- di. O üslübda sükün ve kusursuzluk, vakalarda ölçü, «ieknik» de mükem- meliyet arıyordu. İngiliz orta sıni- fını, aile hayatını romana ilk defa o soktu. Onun ne seçtiği şahıslar, ne de hayalları orta ölçüsünü geçer, hemen hepsi gündelik adamların gündelik hayatlarıdır. İkinci derece- de bir romancı elinde bu nevi român- lar iç sıkıcı, bir örnek olabilir. Fa kat Austen sayıları pek mahdud olan karakterlerinin öyle renlist, öyle mu- halled birer portrelerini bıraktı ki, bir İngiliz münekkidinin dediği gibi bunlar yazıda Felemenk ressamları- nın teferrüatına büyük bir itina ile dikkat ettikleri portreleri hatırlatı- yordu. (Austen) in romanları öldükten sonra yavaş yavaş yükseldi, klâsik romanlar arasına girdi. Fakat bu- na rağmen hiç bir zaman bir (Best - Seller), yani en çok satanlar arasında yer almadı. Yani halk kitle. sini sarmadı. Bundan bir buçuk asır sonra neden hâlk tabakası (J. Aus- ten)in romanlarına merak sardı. Hal- kın ruhi hâletini göstermek itibarile bu çok dikkat edilecek bir hadisedir. Eski büyük harptenberi halk kit lesinin zevkini, fikir temayüllerini anlamağa çalışan her hangi bir ada- ma bu, Şu fikri verebilir. Halkın mübalâğadan, fevkalâde vaziyetlerden, müfrit sefalet, müfrit servet lâvhalarından bikmış olması; fikir ve sanatın yenilik diye ortaya attığı, bazan hokkabazlığa kaçan öl- çüsüzlükten usanmış olması; el ça- bukluğu ile değil, uzun mesai İle sanat eserleri yaratılan bir devri öz- lemiş olması bu temayülün sebepleri arasında olabilir. Brontös hemşireler, bilhassa en meşhurları ve hem yaşta ve hem de başta en büyükleri olan Şarlot Brontö de bir papas kızıdır. Oda vi- lâyetli, o da kilise yanında papaslara mahsus bir evde doğmuştur. Yalnız tabiat itibarile (Austen) in muhi- tinden daha vahşi, muhit itibarile da- ha ıssız, seviye İtibarile daha çok fa- kir bir aileden gelmişlerdir. Anaları- nı pek küçük kaybetmişler, babaları fazla meşgul olduğu için hem ev ida- resi hem de çocuklara bakmak yedi sekis yaşında olan Şarlova kalmıştır. Ve bu kız, kardeşleri yaşadıkça onla» ra analık etmiştir. Bütün bunlar, yani o zamanlar pek dürüst sayılmı- yan mürebbiyelik, yani hayatını ka anmak, bilhassa o devrin mekteple- rindeki gerilik eserlerinin mevzuunu teşkil eder. Ve etraflarındaki vahşi ve 1ssız tabiat bu romancı kardeşlerin esasen ateşli olan muhayyilesini ta mamen tutuşturmuştur. Şarlot Brontö'nin de tıpkı (Aus ten) gibi seserlerine tâbiler iltifat et- Mmemiştir. Nihayet otuz bir yaşında Curer Bell müstear imza ile neşretti. ği (Jane Eyre) isimli romanı İngilis halk tabaküsını teshir etmiştir. (Austen) i münevver bir zümre ne kadar tulmuşsa, halk Curer Beli imzasını taşıyan romancıyı O kadar bağrına basmıştır. 'Teknik itibarile Austen'den aşağı olan, bazan mübâ- Jâğalı gibi görünen tarafları vardır. Fakat cüret, ve kendini ifade etmek için bütün mAnliaları atlayan Şarlof ekseriyetle kendi hayatından aldığı vakaları, ihtiras sahnelerini bir kadın. dan fazla bir erkek kudreile çiz. miştir. Kardeşleri ondan evvel ölmüş, ve az eser yazmışlardır, fakat uzun 88 nelerdenberi unutulmuş görünen bu üç kadın romancı da bugün Austen" den sonra en çok okunuyormuş. Zannedersem halkın bunlara rağbeti eserlerinden ziyade &ski olmaların- da, zamanın ölçüsü şöhret ve eserl8. Tinin kıymetini imha etmemiş olma sından ileri geliyor. Bir İngiliz mü- nekkidi bu eskiye rağbeti geceleri, ışıkları sönmüş bir diyarda yaşayan, ve istikbali etraflarını saran hârp dumanları arasında tesbit edem yenlerin Alışkın oldukları, mâzilerini gösteren eserlere tabii bir inhimâk diye ifade ediyor. e Bugün yaşıyan muharrirler âra- sında da halkın seçtiği şöhreti en Aşağı yirmi senedir teessüs etmiş olan» larıdır. Bunların başında ihtiyar Walpole, henüz genç sayılabilecek A. Hüxely vardır. Bilhassa İngiltert- den fazla Amerikada okunan (A. 'Huxciy) ye, hiç de ne üslübü nede mevzuu halkı ifade etmiyen (A. 'Huxely) ye gösterilen bu rağbetin ru- hi sebeplerini aramak İngiliz halk nım bugünkü temayüllerini anlama» ğa çok yarar. Bundan ve halkın en çok okuduğu birkaç bugün meşhur Olan siyasi eserden ayrıca bahsetmek lâzımdır. Halide Edib (1) 13. Muxely) İngüterenin en moşhuğ bioloji ulemasındandır. Londra hayvanat bahçesi direktörü ve (King's College)de bios loji kürsüsünü işgal eder. Meşhur Yornancı (A. Huxciy) ile karıştırılmaması lâzımdır, İkisi de büyük Huxely'nin torunudur. (2) (We Buropeans). (3) Sense gnd Sensibility, mi (4) Pride and Prejudice, Egede tütün rekoltesi İzmir (Akşam) — Ege mıntaka- sında tütün rekoltesi tamamen denk haline getirilmiştir. Piyasanın bay- ramdan sonra açılacağı tahakkuk et- miştir. Amerikan tütün kumpanya- Jarile tütün tacirleri, eksperlerini tü. tün mıntakalarına göndermişlerdir. Bunlar, şimdi müstahsil elindeki tür tünlerin cins ve kalitelerini tesbit ot- mekte, mübayaa için hazırlık yap» maktadırlar, Bohemyada bir tren kazası Bem 7 (AA) —(D.N.B): Bo hemyada Eger - Pilsen hattı üzerin. de feci bir tren kazası vukua geldiği bildirilmektedir. 9 vagondan mürek- kep olan bu tren, bir kayanın yıkık ması üzerine yoldan çıkmıştır. 9 ölü ev 12 yaralı vardır. Bunlardan beşi ağır surette yârâlıdır, 7 İkineiteşrin 939 BSHAM ve TAHVİLÂT . 1963 Sara Braurum 4 2028 Merkez Bankası 108.50 PAKA ve ÇEKLER Kapanış En yukari 1 Sterlin 524 - 100 Doiar 1016 - 100 Frank 290878 - 100 Liret 6701 - 100 İsviçre Fr. 20313 .. 100 Florin 60.405 — 100 Rayşmark .—. — 100 Belga 218325 — 109 Drahmi 0sT - 100 Lava 15878 — 100 Çokoslorak Ka ge — 100 Pezeta 13.1325 —- 109 Zioti -— — 109 Pengo 23 2387) —- 100 Ley 0935 — 100 Dinar 2485 —- 100 Yen 8100328 — 100 İsve 3119 - - mmm ll mi

Bu sayıdan diğer sayfalar: