27 Kasım 1939 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

27 Kasım 1939 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA Bitarafların vaziyeti Üç büyük muharip devlet, harp gâyelerini temin için nihat ve kati netlos yi, denizdeki nakil ve muvasala yollarını kesmekte aradıklarından, bütün kuvvet ve gayretlerini bu yolda sarfediyorlar. Bu arada bitaraf memleketlerin hayati menfaatlerinin mahvolup gitmesine muharipler ehemmiyet verme mektedirler. Yalnız mesuliyeti biribirine atfetmekle iktifa ediyorlar. Bitaraf memleketler hariçle deniz nakliyatını Adeta tatil etmeğe mecbur olmuşlardır. Meselâ Avrupada 34,000 kilometre erazisi ve sekiz buçuk milyon nüfusu bulunan Hollanda kendi hayat ve maişetini temin eden ve toprakça kendisinin 60 misli ve nüfusça sekis misli büyük olan Şarki Hindistandaki müstemlekeleri ile posta ve yolcu nakliyatını kesmiştir. Belçika da ayni vaziyettedir. Her türlü Alman ömtiasının İngiltere tarar fından harp kaçağı olduğu ilân edilmesi üzerine bu iki bitaraf memleket ile Almanyaya mücavir İtalya ve diğer bitaraf memleketler kendilerini büsbü tün maişet darlığına maruz kalmış saydılar. Yeni büyük harpte ik defa Hollanda kendisinin büyük komşusu muha- rip devletleri resmi ve ciddi olarak protesto etmeğe lüzum görmüştür. Veni harbin münhasıran bitaraf memleketlerin deniz yolları ve ticaret nakliyatı Aşkın kuvveti İngilterenin en mühim harp malzemesi fabrikasında son derecede mahrem tutulan bir dairesinin başında bir Alman bulundu- gu tesadüfen keşfedilmiştir. Fakat bu ada- mun casus ve zararlı bir adam olmayıp bi? İngülz kızına aşk ve merbutiyetinden bu işin başında bulunduğu mahkmece anla- gümuş ve ecnebi olduğu halde polise tescil edilmediğinden dolayı 20 İngiliz lirası ceza verilmesi ile iktifa edilmiştir. Zabıta, Almanın doğru bir adam olduğu- nu tahkik ettiğinden İşine devam eyleme- gire müsaade etmiştir. Zaten bu İşi yapa- cak bir İngiliz de yokmuş. Mahkeme fabri- katöre bu işi yapacak bir İngiliz bulama- 'dıniz mı? diya sorduğu vakit fabrika müdü- rü böyle bir ustayı bulecak adamlara yük- sek nakdi mükâfatlar vadettiği halde şim- diye kadar bulamadığını söylemiştir. vühelm Kramer ismini taşıyan bu mü- hendis bulduğu bir ihtira İngüterede de kullanmak için 1935 senesinde İngiltereye Gelmiştir. Burada meşgul ikon bir İngiliş İs babiyeline girmek istemiş, fakat müsam- de edilmemiştir. Mühendis bunun Üzerine sevgilisini bırakıp Almanyaya dönmüş, fa- kat genç kızın aşkından ölüm derecesinde hastalanmıştır. İyileşince akrabası zorlıya- rak genç Alman mühenüisini tekrar İngil- tereye göndermişlerdir. Burada sevgilisile evlenmiş ve en ince ületleri sıhhat Üzere imalde emsalsız bir usta olduğundan aske- Fİ imalât ile meşgul bir fabrikanın mahrezi dairesinin ustabaşısı olmuştur. Polise teş- | di edildiği zaman ya tevkif yahud mem- leketten ihraç edileceğini düşündüğünden aşkının uğrunda herşeyi gözüne alarak İşine devam etmiştir. Mahkemede genç 38v- gilisi gözlerinden yaş akıtarak kocasının elinden almmamasını yalvarmıştır. Gerek hâkimler gerek emüiyet memurları genç kadına merhamet etmişlerdir. Alman mühendisi de kendisinden fenalık geleceği beklenen bir adam olmadığından .—.. na e. kalmasına razı kızı ile 'sevişmiştir. Alman mühendis İngi- a luuna, yeni bir Bir deli : Koyun: pastırması Mgilterenin jambon İhtiyacının yüzde ellisini temin eden Danimarkadan jambon sevkiyatı azalmıştır. Halbukı her İngilizin anda jambon kadar taammüm etmişii Londrada 1749 senesinde tabedilen bir aş- çılık kitabında koyun pastırmasının na- sofrasında Jambon bulunmak şarttır. İn- | sıl yapıldığı şu suretle Larif eölimiştir: gilisre Gıda nezareti jambonum yerini tas- tacak başka bir maddenin bulunması hak- kında sucuk ve pastırma müesseselerine emir vermiştir. Şimdi bir düzüne İngiliz fabrikası koyum etini islendirerek yen! bir madde yapmak için tecrübeye bağlamışlardır. Daha doğ- rusu bu sahada fevkalâde bir yarış başla- Kaştar. Jambonun yerini tutacak koyun pastır- mena yeni bir isim bulunmuştur. Domus sucuğuna İngülder Bacon derler. Koyun #ucuğuna da ayni ahenkte olarak Macom ismi verilmiştir. Koyun pastırması şimdiki nesle göre ye- Koyunun butu domuz butu gib! hazırlan- dıktan sonra bir onça yani 28 gram kü. herçile, bir Hbre yani yarım kilo ham şeker, bir libre mutfak tuzundan mürekep bir har Mta ile uzun müddet uğuşturulur. Deri bir tepelye deri tarafı aşağıda olarak serilir, Bi bir şeydir. Fakat eski İngilla nesilleri ara- #apcaklandır. Ingiliz edebiyatına bir kuş bakışı | Halide Edip, üniversiteye İngiliz odebi- funda hate etmek kabil değilse de kuş ba- kişi bir nazar atmak belki mümkündür. © İngiliz edebiyatı Normanların istilam- dan sonra başlar. Halk balladları Gü bir Mmunrume şeklidir) milli edebiyaş nümune- ;si olarak asırlarca mevcudiyet gösterdi. Yüksek tahsili olan İngilizler iranazea zar ve okurlardı. Âlimlerin ekseriyeti 1â- itinsa yazardı, On dördüncü asırda imufi hisler uyanıp halkım Konuştuğu dile rağbet doğdu. Şalr- ler arasında Geoffrey Gheucer gibi şahsi eller belirdi. Wyelef'in kitabı mukaddes reümesi, Mandeviliein «Şarkta seyahate İsimli eserleri zikre şayandır. Bu devirden Spenser'in zuhurunn kadar ancak birçok ballad yazan şairler kendile- | rini göslermiştir. İseli yeniden tercüme edilmiştir. Derken, 1559 la 1603 da Elisabeth asrı de- | rirlertle, başladı, men muhtoşem devir «Periler kraliçesi» eserinin müellifi olan Edmund Spenser de dahil olmak üzere bu Salhada birçok dramatik, salirik şairlerin, tiyatro müelliflerinin zuhurunu görüyorum. İngiliz edebiyatı bilhassa dramlarda on yüksek iradı buldu. 1976 da Londrada Aik sabit tiysiro kuruldu. Kurunnülâ ve İtelyan eserlerinin kaba taslak adaptasyonundan £ atası mahiyetinde olan birkaç şab- yet kendini gösteri ve nihayet beynel- iel göbreti niz bu müellif, dehasile ça'şan saçtı. Onu Ben Jonson gibi Kömedi müellifleri, Şairler takip eki. İngiliz hesri Francis Bacon | kKiratında büyük bir #losofun kalemile te- kâmül etti, Rober? Burton bizi Küsabeth devrinden on yedinci asra geçirir. Burada, apuritalnı cereyanının mümessili John Bruyan'ın «Hcmnın seyahati» isimli eserini görürüz Bu devirde memleket, dizi kavgalara karmakarışık olduğu için büyük bir edebi- tercüme, | sonra, Shakorpeare'n | yat vermez. Devrin yegâne dahisi şair Johm Miltön'dur. Stuart'ların yeniden iktidara geçmesini müteakip edebiyatta Fransa tesiri başlar; orijinallik de husufa uğramıştır. Nesir gittikçe ehemmiyet alır. Royal Soclety'nin teessüzü de bu sıradadır. İzaac Newtan müeasislerden biridir. On sekizinci asırda - ki buna kraliçe An- na devri diyorlar- felsefe, tarih, tenkid, ro» man kısımları kendilerine yeni zeminler hazırladılar. Büyük bir gazetecilik doğdu. ür ise, iklinel plâna düştü, Tiyatro gibi o da Fransız tesirine gird. Alexander Pope bu devrenin temayül ve tasavvurlarını kendine en iyi temsil eden muharrirdir. Onun etrafında birçok müel- lifler ve şairler gruplandı. Artık yavaş yavaş ahlâkiyatçılarile, edebi güzetecilerile, hayattan bam alan yeni şunda Lakiste ismi altında koskoca bir mejp- tebii şairler belirdi, Birçok meşahir arasın- da Thomas Moor'u Walter Seott'u sayar daşlarının romantik devresi başlar. Vistorla asrina geldik. Şalr, münekkid ve tarihçi Macawlay, romancı ve devlet ada mı Disraeli, Dickens, Stevenson, Oscar Wiü- de ve bunlar arasında saymakla bitmes r bu devrin şahsiyetleridir. asrın romancılari içinde bilhassa ar yikvedilir: 5. Butler, Henry James, Ridder Haggard, Coan Doyle, Rudyard Kipling, E. G. Welles, A, Binneti, Gals- worthy, Joseph Conrad, Fivrence Barelay, Dramcı ve münekkid Bernard Shaw. Şal Francis Thompson, W. - B. Yeats, 3. Müse- field, L Binyon. Münekgid Gossi. Pikrasi va mizaheı Chesterinn we 1 - M Tera, Mayn harbi çok geÇ- meden iflâs edecektir Bu harbde de muvaffakıyet donanma kuvvetine ve paraya dayanır. Bir mayn asgari olarak 1000 marka mal olur. İktisaden zayıf olan Almanyanın mayn silâhile geniş manialar bunu mütemadiyen yenilemesi güçtür yapması ve Harbin ilânile beraber mayn tehli- kesi de esasen başlamış bulunuyordu. Fakat bu tehlike muhariplerin yalnış kendi üsleri ve harp limanları önüne inhisar ediyordu. Her iki tarafın yurd- larına denizden vuku bulacak teca- vüzü önlemek için bütün deniz kuy- vellerini seferber ederken mayn si. lâhmı da tedafül olarak kendi kara sularında lüzum gördüğü sahalara yerleştiriyordu. Bu suretle kullanılan mayn silâhı denizde bir nevi müda- #aa barajı teşkil eder. Bu silâhın bir de tecavüzi maksad- ia kullanılması vardır ki oda may- ni düşmanın üsleri ve limanlar önüne götürüp yerleştirmekle müm- kündür. Şu halde mayn denilen si- lh deniz barbinin hem müdafaa, hem de taarruz vasıtasıdır. Maynin bu iki maksad uğrunda istimal tarzı- nı izah etmezden evvel bunun nasıl bir şey olduğunu Kısaca bildirelim. Kürre veyahud armud şeklinde de- mirden boş bir fıçıyı üst ve ait olmak Üzere iki bölmeli yapar ve alt bölme- ye barut doldurarak üst bölmeyi fıçı tun infilâkı meselesini sadme İle iştial eden folminat vasıtasile temin edecek olursak bir mayn silâhını vücude getip- miş oluruz. Esası bundan İbaret olan iel bir cisme bağlı halatla deniz sathından bir kaç metre aşağı- da sabit tutarsak maksad hasıl olur. Şu hale göre mayn denizin muay- yen noktasına demirlenen ve orada sabit vaziyette duran bir torpildir. Mayn denize nasıl demirleniyor? di- yeceksiniz Maynin altında dört köşe demirden bir kürsü vardır. Mayn bu kürsünün üstüne oturmuştur. Kür. süye bağlı demir makaraya serçe par- tin takriben yarısı baruttur. nün altındaki küçük tekerlekler ma- yin atmağa mahsüs geminin güverte- sindeki raylara oturur. Mayn bir kaş neferle ray üstünden itilerek denize düşürülür, Düşen mayn denizin di- bine oturunca bir müddet sonra nişa- dırı eriyerek kendi sebhiyesile kürsüyü terkeder ve bu esnada makaradaki çelik teli de şağarak satha doğru yükselir. Önce kaç metreye ayarlan- dise mayin denizin sathına okadar metre yaklaştığı zaman nâzım urmk cihazı derhal makaradaki teli sıkar mayn daha fazla yükselemez. Mayn- ler üstünden geçecek gemilerin çekti- Hi suya göre ayarlanır. Tahtelbahirlet | için de onların deniz altından gide- cekleri derinliklere atılır, Maynin patlamasına gelince; üst tarafındaki memelerin içinde bulu. nan cam boru mayne çarpan gemi- nin sadme şiddetile kırılır. Cam bo- rudaki kimyevi mayiin dökülmesi maynin dahilindeki elektrik pilleri vastaslle kontak hasıl eder ve şerra- re tesirile ağız otu ve trotil barutu ateş alır. Mayni ateşlemek için bam tiplerde rakkastan da istifade edil miştir. Maynler sığ sulara atıldığı gibi de- nizin derin yerlerine de atılır, Mese- lâ modern maynler Gerinliği en as 200 metre olan noktalara da yerleş- tirilebilir, Tayyarelerden görülme mek için deniz suyunun rengine uy gun olarak boyanırlar. Nor. mal bir maynin İnfilâk tesiri aşağı yukarı tahtelbahir torpilinin infilâk tesiri kadardır. Çünkü tahtelbahir torpillerinin barut miktarı 300 kilo olup bir maynde de ayni miktarda barut bulunmektadır, Her iki barı da trotil cinsindendir. Sabit olarak müsyyen bir sahaya muntazam aralıklarla yerleştirilen yüzlerce maynden müteşekkil bara- fın (mania) muhafazası deniz kuvve- tine yani donanmaya ihtiyaç göste- Tir. Eğer baraj sahile yakın mes&â bir geçid veya liman ağzında yapıl muşsa muhafazası için sahilde top bataryalarının bulunması zaruridir, Aksi takdirde düşman maynleri te- rayarak kendisine yol açar. Demek oluyor ki top kuvvetile muhafaza 6- dilmiyen tedafüi mayn barajları fay- dalı olamazlar, Mayn sabit olarak bu tarzda kul- lanılmakla beraber maynin tecavüzi mahiyette, demirlenmeden serseri yani seyyar olarak istimali de kabil- dir. Bu takdirde maynler deniz sat- hından birkaç metre aşağıda batık olarak başıboş bulunur. Maynin sebhi- yeti o suretle temin olunur ki mayn tanzim edildiği umk'a yüzecek veç- hile kendi kendini idare eder. Buda wu tazyikından hareket alan levhal ma âletile olomalik olarak temin olunur. Sabit veya serseri olsun her mayn kruvazörlerden, muhripler ve husust mayn atıcı gemilerden atıl dığı gibi tahtelbahirlerden de atılır. Bu maksadla inşa edilen tahlelba- hirlere mayn tahtelbahiri denir, Bir tahtelbahir cesameline göre birkaç düzine mayn yükler. Denizin altın- da olduğu halde göze görünmeden istediği yere maynleri atar, Son zamanlarda Almanların İngil tere sahili açıklarına su üstü gemisi- le değil tayyare ve tahtelbahirlerle | mayn attıkları tahmin edilmektedir. Zira mayn atacak Alman su üstü ge- milerinin İngiliz donanmasının çok sıkı devriye hatlari arasından per- vasız geçerek iş gördükleri xabul edi. lemez, Bugün Almanların elinde be- heri 40-50 mayn taşıyan on iki tane tahtelbahir bulunduğu zannedilmek- dir ki bir seferde bunlardan yarısı- nın mayn atışına gönderilebileceği düşünülürse İngütere (sahillerine takriben dört gün zarfında 300 mayn. alılabileceği anlasılmakladır. Bir tayyarenin 500 kiloluk iki ilâ üç mayn taşıyacağı muhakkek olup bu takdirde atılan mayn miktarı binlere baliğ olur. Fakat bu maynlerin serseri olduk- larına hükmetmek zordur. Çünkü Şi- mal denizi Alman tahtelbahirlerinin | en fani bulundukları deniz olduğun- dan serseri maynler kendileri için de tehilkelidir ve deniz altında bir may- ne çarpan iahtelbahirden hiç kimse- nin kurtulmasına imkân yoktur, Bu itibarla Alman Layyare ve tahtelba- hirlerinin İngiltere açıklarına attık- ları maynler herhalde sabit olup muayyen bir sahayı kirletmek üzere yapılmış küçük küçük mevzii baraj- lardan müteşekkildir, Bu farzı hareketlerile Almanlar vaktile Lâhayde imzaladıkları; harp- te mayn silâhını istimal kaidesine riayet etmemektedirler. Beynelmilel mükarrerata nazaran mayn silâhinın mürur ve uburun serbes bulunduğu açık denizlere atılması caiz olma- dığı gibi bitarafların hukukuna ri ayeten maynlenmiş sahalardan geçid bırakılması ve bitaraf gemilerin kı. lavuzlanması kabul edilmiştir. Bundan başka her muharip devlet hini hacette kara sularından isteği- ği yeri maynlemeğe hakkı olmakla beraber keyiiyeti derhal ilân etmeğe meçburdur. Almanyanın artık kıys- sıya harbe başladığına bu mayn har. bi bariz bir delildir. Son haftalar zar- fında açık denizlere atılmış Alman maynlerile birçok vapur batmıştır. İ giliz donanmasının muhtelif Bunların içinde bitaraf devletlere afâ olanları da bulunmaktadır. Zira may- nin; tahtelbahir gibi bitarafı düşmağ» dan tefrik etmesine İmkân yoktur. Rasladığı her geminin altında bilâis- tisna patlar, İngiltere bittabi buna karşı çare bulacsktır, İlk hamlede düşünülen Active tedbirin başında Şimal deni- zinde muayyen bir ana yolun donan- mâ himayesinde çalışan m tara» yıcılarla devamlı olarak temiz tutul. masıdır. Diğer taraftan her ticaret vapuru maynleri kesmek üzere pa ravan cihazlorile techiz edilmektedir ki bu da maynden korunmak için iyi bir çaredir. Almanlar, attıkları maynlerin dik. katle taranacağını nazarı dikkate alarak ilk tarama ameliyalırı mü- teakip taranan maynin yerine ayni noktadan ikinci bir maynin otomatik olarak peyda olmasını temin etmek üzere maynleri grup halinde yap- mayı da ihmal etmiyceklerdir. Fa- kat fasılasız taramalarla maynlerin tehlikesini azaltmak cibetie müm- kündür, Bundan masada İngütere bu maya harekâtına mukabelebilmisii olarak Almanyayı tam abluka allına alma. ya karar veriniştir. Yani bilaraf var purlarla Almanyanın ne ilhalât, ne de ihracatına müsaade etmemekte dir, Bu müessir tedbire ilâveten İn- cüzü- tamları ve bilhassa tahtelbahirleri de Alman üsleri önünü daimi surele maynlerle kapatacaktır. Şimal deni bir taraftan binlerce mayn yerleştir. mek diğer taraftan bunları tarayıp temizlemek ameliyatile her iki mu. harip taraf için yeni ve büyük bir faaliyet sahnesi arzetmektedir. Bu mayn harbinde de muvaffaki. yet donanma kuvvetine ve paraya dayanacaktır. Çünkü vasi deniz sa. halarının demir ve baruttan ibaret mayn fıçılarile İmlâsı muazzam mas. rafa ve denizlere milyonların dökül mesine mütevakkıftır. İklisaden zayıf olan Almayanım * beheri asgari 1000 marka mal olan mayn silâhile vüsatı manialaş yapmağa katlanması cayi sualdir. Binaenaleyh kuvvetli paravan ve ta rama cihazları karşısında Alman mayn harbi çok geçmeden İflâs ede- cektir, Mayn tamama mevzuundan başka bir yazımızda bahsedeceğiz. 4.B. Haydarpaşa Nümune hasta» nesinin aylık tbbi toplantısi Haydarpaşa Nümune hastanesinin aylık toplantı Prof. Dr. Salâhaddin Erk'in ri- yasetinde yapılmıştır. Dr. Kemal Şakiş Saraçoğlu tarafından bir enteresan Peri- kardit vakam İle buna eld elekirokardi- yoğram gösterilmiştir: Prof. Dr. Salâhaddin Erk tarafından mutad radyografilerle teşhisi kabil! olmıyan müteaddid tomosraflar gösterilmiş ve to- me Tevaldi tebarüz ettirilmiştir. Gün üzere müracaat eden 15 yaşında bir muse- vi vatandaşa yapılan ürolojik muayeneleş neticesinde her iki tarafta birbirtle işti. Taki olmıyan ikişer hallp ve huveyzalı bireğ kilyezi olduğu tesbit edilmiş ve cihaz bev- Myeald çok nadir bir anomali vakası tak- dim Şöümiştir. Mühim bir müsss9sa Avrupada muhtelif memleketlerde beg fabrikası bulunan ve memleketimizde biğ- yük rağbet kazanan Poker traş bıçakları fabrikaları Türkiye'ye her ne suretle olurum olsun Poker traş bıçaklarını göndermeye acentasına teminat vermiştir. Poker traş bıçakları piyasamızda mev« cuddur ve dalma olacaktır. Cins iibarile şimdiye kadar gelan mal lardan üstündür,

Bu sayıdan diğer sayfalar: