29 Şubat 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

29 Şubat 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAMDAN AKŞAMA Gazeteci tipi ları ötedenberi âdettir. Ona vura , berikine çatamayında - bah ağ - meslekdaş- tinde kullanırlar! Bakınız, ben bile şu bir kaç satırın içinde kendi kendimize sataşıyorum. Bu sözü başkaları hakkında söylesey- dim, «Yay! Şamar oğlanı ha? Bizi talıkir ediyorsun!» diye protestoya kalkmaları muhtemeldi, Halbuki muharrirler aralarında da- ha da ileri giderler: Döğüşürler, söğü- şürler. (Bu, her memlekete ai Şayet şahsi sahada böyle bir $€Y pi artık yüz yüze gelmiyecek olan bu sanlar, çarpışmaları mesleki > olunca, bir kaç hafta sonra, umu! yerlerde kol kola görünürler ve bü ahlak zaafı sayılmaz. Kan ruşmaları nevinden iş icabı ri nur.) Sütunlarda , çe nu ben seymem.) Ve kendi hayatları- Bı mübalağa ile anlatırlar. (Merhum, Ankaraya giden Belediya Rels muavini B. Rifat Yenal ile Belediye İktisad müdü- rü B. Saffet şehrimize dönmüşlerdir. B. Rifat re B. Saffet Ankarada Taksim gazi- nosu için teşkli edilen limited şirketinin nizamnamesinin tasdiki fe koordinasyon heyetince kömür satışı etrafında hazırla- nan ve Heyeti Vekilece tasdik ve tetbikine karar verilen kömür satışı etrafında tali- mat almışlardır. Ereğli kömür havzasında iş mükellefiye- tinin tesisi ve bu hususta çıkan kararma melerin muhteviyatı etrafında dün tafsi- Jât vermiştik. Aldığımız mütemmim malü- mata göre Eti Bank tarafından idare edi- lecek kömür satışı için her şehirde, bu mo- yanda İstanbulda büyük bir satış deposu kurulacaktır. Bu satış deposunun İstanbul gibi hudutları geniş büyük şehirlerde tâll şubeleri bulunacaktır. Bu karar üzerine artık toptancı suretile Valinin dünkü teftişleri Üsküdar İskele meydanı bir an evvel tanzim edilecek Vali ve Belediye Relsi Dr. Lütfi Kırdar dün refakatinde Belediye Sıhhiyo müdürü B, Osman Sald olduğu halde evvelâ Kaba- taşa giderek buranın tanzimi işini gözden geçirmiştir. Kabataş vapur iskelesini yeni- den inşa edecek olan Şirketi Hayriye, ayni zamanda burada yertiti bir abdesthane 119 bir benzin deposu inşa ettirecekti, Beledi- ye şimdi bu abdesthaneyi kendisi inşa ed8- cektir. Ayni zamanda iskelenin sağ tara» fında bulunan bazı ahşap binalar da kaldi- nlacaktır. Vali, bundan sonia Üsküdara giderek Üsküdar kaymakamile birlikte Üsküdarda tedkiklerine devam etmiştir. Verilen kara» ra göre, Üsküdar İskele meydanının bir an evvel tanzlıni için faaliyete başlanacaktır. .endimizi B. Lütfi Kırdar, Şemsipaşa mesire yerini kendi k i alaya almamız 2000- de görmüş, buranin tanzimi için alınacak bile yalnız halkta değil, devlette bile | tecbirleri gözden geçirmiştir. bu kanaat varmış. Resmi tahrirabta | © üsküdarda Mimar Sinanın eseri olan ta- «Gazeteci makulesi» diye tabirler geç- | rihi medrese binası son zamanlarda Evkaf tiği olurmuş. tarafından «Ateş olmayan yerden duman çık- maz!» derler. Bu şöhreti şayiamızın da hiç aslı yok değildir. Unutmama- hı ki, serbes meslek olan kalem tec- rübesi sahasına, kendinde istidad bu- Jan yahut tevhim eden nice kimse giriyor. Bunların çoğu, değirmenine göre, suyu bol kimselerdir. Kanları kaynıyor; bir şey yaratmanın verdi- ği zevkle, yahut yaratamamanın ver» diği azabla - diğer insanların hare ketine benzemeyen - orijinallikler gösteriyorlar. Şahika gibi karakterle" rin yanında, uçurumların da bulum- duğunu, matbuat tarihi kaydetmiştir. Şairler, ressamlar gibi, gazeteciler de bir nevi dalgalı mizah arzediyorlar. Tepsini Romanyadaki gibi üniforma- ya sokup meşrebi mezhepce de birleş- tirmeğe kalkmak zaten abes ve gayri mümkün, : Gazetecilik tecellilerinden birini de ben merhum Ahmed Haşimde gör düm. Bazan tenha bir odada kendi- ni yapyalnız görüp aklma gelenleri kâğıd üzerine yazardı Şuna buna ateş saçardı. Okuyanlar, «Ne atak muharrir! Gene ne savurmuş!» der ler... Fakat şair Yusuf Ziya anlatır yor: Sabahleyin gazetede kendi yazı: sını okuyunca «Bunu ben mi yaz dım!» diye ürkermiş! Bütün men Neticede öyle bir umumi intibağ hasıl olmuştur ki, güya muharrir dedin mi ille ayyaş, ille pasaklı, ille traşı uzamış, cebi delik, palavracı, derbeder, bir sır duydu mu faşeder, Natpinkerton gibi esen rüzgârdan hi- le sezer bir alelâcaip tiptir. Yalnız mesleğimizde değil, belki de bütün beşeriyet içinde maddeten ma- nen ekstra ekstra rabıtâlı olan bir ar- Kadaşımız, memleket dahilinde seya- hat ediyormuş. Yanında da kendine benzer muhterem o muharrirler var- miş. Gezdikleri yerde: — Siz nasıl gazetecisiniz? Ne hali- niz, ne kaliniz, ne oturuşunuz, ne kal- kışınız gazeteciye benzemiyor! - diye herkes şaşmış. Eskiden gene bizlerin oneşriyatta tamir Senir güzelliğini ve marzarasını bozan ba zı ahşap binaların istimlâki kararlaştırı miştir, i Vali, bu bir an evvel başlanmasını , Üsküdar meydanile oolyarının tanzimi için hazırlanacak tatbikat plânı- nın biran evvel ikmalini de İmar müdür- Tüğüne bildirmiştir. Dr. Lütfi Kırdar, bundan sonra Üsküdar daki Zeynep Kâmil hastanesini ziyaret et- miştir, Hastanede yeniden yapılan mutfak ve çamaşırhane inşastını tedkik ettikten sonra Selimiye civarında tarihi kıymeti ha- iz olan Selimiye Süvsri çeşmesini görmüş, tamirine kurar vermiştir. Selimiye civarın- da, yapılan teşçir işlerini de gözden geçiren Belediye Reisi, Üsküdar Tahall şubesini tef- tiş ederek şubenin mesaisini tedkik etmiş tir, Üsküdar halkı, Acıbadem » Fıstıklı yo- Tunua bozukluğundan ve fenalığından şi- kâyet ettiğinden, Vali, Kadıköyü Çamlıca- ya en kısa mesafeden bağlıyan bu yolun da bir an evvel tamirine başlanmasını em» i retmiştir. amaa İ leket «Ne cesür! Kimbilir kime sırtı. nı dayamış da bunları yazmış!» diye kendisini o günkü yazısından dolayı öğerken odasında kapanıp sinirleri | yatışsın diye habire ıhlamur içen, en | ufak bir ayak sesine tevehhümle kulak! İ kabartan muharrirler eksik değildir. İ Mesleğimiz böyle acaip işle: Ne kargalar göründükleri derecede şa- hin; ne şahinler sanıldığı derecede ğ “ bırak- .. Kalktım, gittim, Yakti gelince bu işi m ri e en ni gazler. | öğretecek olan zat kürsüye çıktı, davetin ri ci dezaini başlanıyor, gelinle maksadını anlattı... . | diye... 7 Şehirlerde büyük kömür depoları kurulacak Toptan kömür ticareti yapılmıyacak, kömür almak istiyenler şehirlerdeki depolara müracaat edecekler kömürcülük yapılmıyacaktır. Kömür al- !/ tonu sömikok, ll bin bonu Karabük ola- mak istiyenler, şehirlerdeki bu umumi de- | cak, 30 bin tonu da İstanbuldaki üç gaz- Polara, müracaat edeceklerdir. haneden tedarik edilecektir. Eti Bank, kömürün istihsal mahallinde- İzmir için de 10 bin ton sömikok, 5 bin ki fiatini tesbit edecek ve şehirlerdeki flat- | ton Karabük gönderilecek, 2500 ton da ma- leri Bt Bankla Belediye tarafından tesbit | halli iki gazhane tarafından temin edile- edilecektir. öeklir, Batılacak kömür, Karabük ve sömikok “Ankaranın senevi İstihlâk miktarı #1 bin | kömürleridir. Bu kömürler, karıştırılarak | ton olduğuna göre, bunun 5 bin-tonu sömi- satılacaktır. Yalnız karıştırma nisbet ve | kok, 35 bin tonu Karabük ve mütebaklsi de miktarı, kömürün kullanılacağı maksada | “Ankaradaki gazhane tarafından temin göre değişecektir. Kaloriterde, fabrikada | edilecektir. ve sobada kullanılacak kömürün tahli Diğer şehirler için de 13 bin ton ayrıl- nisbetini tayin etmek için Maden enititü- | mıştır. Resmi dairelerin ihtiyacı bu ra- sünün mütelhası alınacaktır. kamiardan hariçtir. Kok kömürü satışı Eti Şehirlerin sönelik kömür istihlâki vasa- | Bank tarafından deruhte edildiğine göre tisi de tesbit edilmiş ve buna göre sarfedi- | artık resmi daireler, kok kömürü ihtiyaç- lecek Karabük ve sömikok kömürlerinin | ları için Arttırma ve eksiltme kanununa gö- nisbet ve miktarları kararlaştırılmıştar. İse | re hareket etmiyecekler, doğrudan doğru- tanbulun #onede kok kömürü vasati istih- | ya Eti Bank'a müracaat ederek ihtiyaçla Ak miktarı 76 bin tondur. Bunun 35 bin | rını pazarlıkla temin edeceklerdir. istimlâk işleri Balıkhanenin bulunduğu adadaki binalar ne zaman yıktırılacak Şimdi Eminönünde Balıkhane önündeki yıktırılan binalardan sonra Balıkhanenin | bulunduğu adanın istimlâk muamelesi İk- mal edils# de bu adanm yıktırılması tehir edilecektir. Belediye, evvelâ daha arkada- İ ki adanın yıktırılmasına başlıyacak ve bu- rad Evkafa satılacak arsada İnşa edile- cek büyük birnanm inşası ikmal ve Balık- pazarında bulunan esnaf, tAli hâl ibihaz #dilmek üzere istimlâk muamelesi yapılan Mısır çarşısına hakledildikten sonra Ba- hkhanenin bulunduğu ada yıktırılacak- tır. Bu suretle ileride Eminönü meydanının bir tarafında yeni binalar meydana çıkarı- Jacaktır, Banka Komerçiyale İtalyana Müâno'daki Barka Komerçiyale İtalyı müdiriyeti merkeriyesi, 1939 senesi bili çosunu tedkik etmiş ve yüzde dört nisbe- tinde dividand terziini 18 mart 640 tarihin- de taplanacak olan Heyeti umumiyeye tek- lif eylemeği 24 şubat tarihinde karar altı- na almıştır. Kari mektupları | Becayişler Bir memurun mektubundan: «Bazı tayinler görülüyor; Bir memur cenuptaki bir kasubadan şimaldeki bir şehre, yahut sıfır rakımlı bir sahil- den bin sekiz yüz rakımlı bir yaylâya naklediliyor. Bu şekilde yer değişliren bir insa“ nın en aşağı yarım senesi kendini ve Ççoluğunu çocuğunu yeni Iklim şartla- rına uydurmaklia geçer ki bu da elyi ve süratli Iş» prensibine aykırıdır. Ben de bu memurlardan olduğum için allsce zarar gördük. İşlerimi de tarsattım. Dikkati celbederim.» KUÇUK HABERLER: * Kartalda halkın yardımile yeniden inga'edilen yeni ortamektep marttan iti- baren açılacaktır. * Çarşıkapıda bir gıdı oynamak yüzü! kadaşı Hasan Hü: Ali Cermanın muhakemesi dün birinel ağır- cezx mahkemesinde bitirilmiştir. Ali Cer- manın suçu sabit görülmüş, ancak, kendi- sinin on sekiz yaşını bitirmemiş olması göz önünde tutularak altı sene ağır hapse konulmasını. ve ölen Hasan Hüseyinin va- rislerine bin lira ölüm tazminatı ödemesine karar verilmiştir. X Asliye cesa mahzamesinde dolandiri- cılık suçundan altmış gün hapse mahküm olan Trabluagarplı Mehmed Ali mahkümi- yet müddetini bitirerek hapishaneden çık- miş, fakat bu defa da kendisinin Bursada yankesicilik suçundan da maynun olduğu Anlaşılarak tekrar yakalanmıştır. Mehmd Ali bu suçtan dolayi dün Sul- tanahmed birinel sulh ceza mahkemsinde sorguya çekilmiş ve muhakemesi yapilmak üzere meveuden Bursaya, göndellmeşine ka- | rar verilerek tevkif edilmiştir. Müessif bir ölüm Mülkiye mezunlarından ve eski kayma- kamlatdan B. Ali Fuad Uzunhasanoğlunun vefat ettiğini tonasürie haber aldık. Mer- hum, gazetelerde makale ve hikâye- ler neşretmiş kiymetli bir zat İdi. Atlesi er- künına taziyet beyan ederiz. X Kıziltoprakta otüran B. Rifatın on dört yaşlarındaki kızı Müyesser dün orine gel- Mü ietih önden bn iz si uj yaralanmıştır. Bisiklet, kazayı yaptıktan sonra kaybol- muştur. Polis, maçhul bisikletin sahibini tesbite çalışmaktadır. # Kurbağalıda oturan hamal Hasan, elinde bir teneke benzinle gitmekte iken, içmekte olduğu sigaranın ateşile benzin parlamış, Hasan kendini zor kurtarabilmiş- i tir, SGHERiNG ve KNOLL Müstahzarlarının eski fiatlarla her miktarda mevcud bulunduğunu SAYIN ECZACILARA Saygı ile bildiririz. SCHERİNG ve KNOLL Türkiye o mümessilliği — Peki amma zehirli gazlerden korun- mak için maskeler var da zehiril sözlerden Korunmak için bir şey yozl. eden şeyin yalnız zehirli gaz değil, aynı #amanda zehirli propaganda olduğunu söyledi. - Zaten biliriz; «Bi yarası geçer, dil yaram geçmez! - « Ve harp halinde korunmamız icap İ | İSTANBUL HAYATI Halk diplomatı! Köşebaşında karşılaştık. Dolaptan şeker aşıran kabahatli bir çocuk gibi elindeki yarım portakalı telâşla ağır na sokârak koluma girdi. Şişkin avurtlarından sular damlaya damla ya bir müddet yufkunduktan sonra; — Anlat bakalım, dedi. Dünya ha- vadislerinden neler var? Kaşlarını çatıp kulağıma eğildi, se- sinin tonunu yükselerek devam etti: — Şu, Amerikalı adamın Avrupaya gelişine ne dersin? Bence çok mâna- hdir bu iş. — Welles'ten mi bahsediyorsunuz? Dedim. Dudak büktü: — Canım, sen Velse melse bakma, Kim olursa olsun, İsmi neme lâzm benim. Asıl mesele bu seyahattedir. — Olabilir, dedim. Adamcağız dün- yanın ötebaşından o gelmiş, bomha alevleri, barut dumanları arasında sulh kuşunun tatlı cıvıltısımı arıyor. Seyahatin zahiri vaziyeti Diyojenin fenerle dolaşmasına benziyor amma, | inşallah sonu hayırlı olur. Duha elddi bir tavırla kolumu çekti: — Ne söylüyorsun azizim, Herkes anlamıyor amma, çok mühimdir bu seyahat. Sen bu sözüme mim koy. | Günün birinde ya harp büsbütün kı- zışacak, yahut da sulh olup ortalık düzelecek. Üç sene sonra, beş sene sonra... Ne zaman olursa olsun... Ma» demki o adam Amerika gibi yerden kalkıp geldi, muhakkak bir şeyler olacak, Göreceksin, benim dediklerim çıkacak. — Tahminlerinizin tahakkuku için Welles'in seyahati şart olmasa gerek Dedim. Asabileşti: , — Amma yaptın ha.. Ne olursa bu seyahatten çıkacak azizim. Va, şu Papanın kilisesine giden adama ne buyurulur? O da mı işini gücünü bıraktı da bu kışta kıyamette tâ Ame rikalardan kalkıp Avrupaya geldi?.. Ha?.. Cevab ver bakalım, — Elbette boş değildir. Bunlar, in. saniyet namına Amerikanın giriştiği sulh teşebbüsleridir. İnşallah muvaf- fakıyetle neticelenir. 5 Deyip savaşmak istedim, sımsıkı yapıştı, sürükliye devam etli; — Anladın mı azizim?. Bu böyle dir İşte, Hitler onu bekliyor, Sovyet- ler de şu günlerde sulhten bahsetme- ğe başladılar, Ya, Chamberlainin son nutkuna baksana. «Gerginlik azal mıştır. Sulh olabilir.» diyor. İşte, bun- ların hepsi iki Amerikalının seyahat- leri üzerine ortaya çıktı. Elektrik direğinin önüne dikildi, beni de kolumdan çekip durdurdu; — Hatırlarsın ya. Harp başladığı zaman sana; bu harp günün birinde bitecek, yine sulh olacak, Muharebe ne kadar devam etse, hatlâ bütün dünya biribirine girse, yine sonunda sulh yapılacaktır, demiştim. Görüyor sun ya. Diplomat değilim amma, bir çok diplomatları cebimden çıkarırım. Ben, halk diplomatıyım azizim. Sözlerini tasdik ederek zorlukla elin» den kurtuldum. Bir daha yakalanma. mak için hızla uzaklaşırken arkamdan sesleniyordu; — Şimdi diplomatlığımın kıymetini sen de tasdik ettin ya... Gazeteci ol. sam da bir kaç makale yazsam herkes parmak ısırmaz mi7... Koluma sürükliye B. A, — Nasıl yok bayım, hem de âlâşi vari... Hani, nerde?.. B.A, — Kaf tıki., içinde: Akıl ve mag»

Bu sayıdan diğer sayfalar: