10 Mart 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

10 Mart 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Afrodit ve matbuatın Haysiyet divanı Geceyarısı, sokaklarda: — Afrodit!... Pierre Louys'in Afrodi- Hi... Müveszi çocuklar o bağırıyor. Sine madan çıkanlar kapış kapış. Gündüz- leri istasyonlarda, iskelelerde ve mey- 'danlarda da ayni vaziyet, Afrodit, edebi bir eser olduğu için mahkeme onu beraet ettirdi. Fakat Pierre Louys'in kitabı, ancak mahdut bir mıktarda basılıp münevverlere ve #debiyatçılara mahsus, bir kitapha- nede saklı kaldığı takdirde türkçe için bir kazançtır. Yoksa şimdiki şe- kilde bastırılınca ve yollara dökülüp bi çocuğa arzedilince mahiyet de- Nasuhi Baydar'ın Afroditini mah- keme bernet ettirdi. Bu kabil Afrodit. leri se matbuatın Haysiyet divanı — mahküm demiyeyim — mütalea et melidir, ... Vesika mahiyetindeki filimler Lâle sinemasında Pasteur (— Pas- tör) filimi oynuyor. Tahammür etra- fında bir çok tetkikat ve keşfiyatı olah, hayvanları ve İnsanları türlü Salgın hastalıkların belâsından kurta- Yan bu büyük âlimin hayatını Paul Muni'nin sanatile kaynaşmış bir şe kilde seyretmek hem istifadeli, hem zevkli oluyor. Münevverlerimiz bu gibi eserleri el- bette kaçırmazlar. Şayet Pasteur «başka Bir millete ait Insan olsaydı, mevzu «halkımızı pek alâkadar et- mez!» diyecektim. Fakat Fransız dâ- hisi, bütün beşeriyetin malıdır. Onun aşıları Türklerin canım ve malını da herkesinki gibi felâketten kurtarmış- tır ve kurtarmaktadır. Sultan Hamid, Pasteur enstitüsüne bin altın gönder. mek suretile o zamanki Türkiyenin bu ilim adamına alâkasını göslermiş- ti. Şimdiki alâka elbette daha büyük olsa gerek. Bu münasebetle bir şeyi hatırlata- sağım: Türkiyede bir milli filim sa- mayii var. Dublâj suretinde olsun, ufak tefek senaryolar yapmak cihe- | tinde olsun, şimdiye kadar sarfedilen | gayretler az değildir. Türk filimciliğine — devletin de saraylarile, müze eşya- sile iştirâkini temin ederek — bir vazife düşmektedir: Başta yakın ve- kayi olmak üzere, tarihi (o hâdiseleri tesbit etmek, öğretici ve dokümanlı filimler diye bunları halka göstermek, istikbale yadigâr bırakmak, Böyle bir teşebbüsün ticaretsiz olduğunu sanmamalı, Tarihi vakala- rın — İttihad ve Terakki, Abdülhamid, Sultan Aziz maceralarının — ahalimizi | ne derece ilgilendirdiğini biz güzete- ciler — tefrikalardan dolayı — pekâlâ biliriz. Tarihimize ait bu hâdiselerin beyaz perdede görünmesi yüz binler. €e kişinin merakını celbedecek, 0 za- mana kadar sinemaya gitmemiş olan- lar bile gidecektir. İş iyl idare edilir. se ihtimal milli sinemacılığımız. bu yüzden dirilecektir. Bu mahiyetteki filimlerin civat memleketlerde de rağ- bet görmesi pek muhtemeldir, Esasen Osmanlı tarihi menkibelere müstenit olarak yazılmıştır. Bu sebeple «Filim. lerin enteresan unsurları şimdiden yazılmıştır, hazırdır!» demek bile ka- bildir... Bunları toplamak, senaryo- e çekmek başkalarından bekle ez, Diğer cihetten: C. H. P,, memlekete ve memleket büyüklerine ait filimler çevirlip bun ları sinemalarda seyrettiriyor. Modern Ye yerinde bir buluş, Halk ta icab öden alâkayı gösteriyor. Ancak, büyük masraf ve fedakâr. lıklarla elde edilen bu eserlerin bu- Bün yaşayanlardan yarın yaşayacak. lara yadigâr kalacak tarihi vesikalar olduğunu unutmıyalım. Torunlarımız devrimizin kahramanlarını ve şahsi- yetlerini filimlerde görüp seslerini işi- tecek. Halbuki eserlerin çoğu titrek, si- lik, karanlık ve sessizdir. Bu mühim İŞ için iyi mütehassıslar getirilse mas- Yaf her halde boşuna gitmiş sayılmaz, (VA - Nü) ŞEHİR HABERLERİ Silihtarağa elektrik fabrikasının iki yeni kazanı nisanda işliyecek 1,100,000 liraya mal olan yeni tesisat elektrik fabrika- sının istihsal kudretini 70,000 kilovata çıkarıyor Haber aldığımıza göre Silihtar fabrikası nın İstihsalini genişletmek, yeni ihtiyaçla ra cevap verebilecek hale koymak üzere elektrik idaresinin getirttiği iki kazan fa- aliyete geçmek üzeredir, Kazanların ısınma tecrübeleri yapılmaktadır, ki, bu tecrübe- lerin bir ay kadar sürmesi ve yeni kazan- ların önümüzdeki nisan içinde İstihsale başlaması mukarrerdir. 1938 sönesi temmuzunde Elektrik şirketi İstanbul Klektrik İşleri Umum Müdürlüğü- ne devredilirken, Silibtar fabrikasının ba- katı takriben 70000 kilovat olmasına mu“ kabli mevcut kazan takatı yalnız 40000 ki- Jovat olup bunlardan ancak 25000 kiloyat- ık kısmı modern 4 kazan ve mütebaki 15000 kilovatlık kısmı da eski tipte, alçak tazyikli buhar verebilen 8 adet küçük ka- zandan mürekkepti, Şehrin elektrik ihtiyacı artmakta devam ettiğinden kazan tesisatının kAti gelmediği görülerek 25000 - 30000 kilovat takat t- min edebilen yeni bir kazan dairesinin aci- len tesisi kararlaştırılmıştı. Yeni kurulacak kazan dairesine en mo- dem basisatla mücehhez ve beheri santte 62 ton, 42 atmosler tazyik ve 450" C hara- rette, buhar veren iki kazan kurulması mü- nasip görülmüştür. Kazanların sıkleti takriben 2200 ton olup beton temel; bina, kömür siloları su ve bu- har boruları, elektrik ve kömür nakli gibi diğer muhtelif teslatlu beraber sikleti tak- riben 6000 tonu bulmuştur. Kazan dairesi için 1000 metre murabbaı sattında ve 4 metre Irtifaında beton arme hususi şekilde bir temel yapılmıştır. Temelin üzerine in- şa edilen binanın cephesi 32 metre tulün- de olup derinliği 20 metre ve irtifa 1$ met- redir, Binanın üst kısmında kazanların 43 saatlik kömür ihtiyacına tekabül eden 600 ton kömürü istiap edebilen silolar vardır. Geçen şubat 939 ortasında hafriyata baş- lanmıştı. Fabrika için yüksek yük mevsi- minin başlangıcı olan birinci teşrin ayı s0- nunda montaj işleri bitirilip tesisatın ça- ışmağa başlıyabileceği kuvvetle ümit edii- mekte idi, Fakat başlayan harp dolayısile kazan ve boru akaamından bazılarının tes- Hmi geslikmiştir va bu yüzden İnşasi ve montaj işleri ancak şubat 640 başında bit- Her gönülde bir aslan yatar ! Dostum (T...) yi ne vakit ziyarete gitsem pencereye yaklaşınca gözüm, evin arka tarafındaki bostana kayar, Kenarda, kocaman bir ambalâj san- dığına birkaç kırık tahta parçası ilâ- ve edilerek meydana getirilen kulü- beciği, bostanm toprakları arasında mütemadiyen uğraşan bahçıvanı, arasıra kulübenin önüne çıkıp dalgın dalgın kocasına bakan ak saçlı, bas- ma enfarili kadıncağızı uzun uzun seyrederim. o Bahçıvanın, saatlerce toprakta didindikten sonra çehresin- de ufak bir yorgunluk, usanç alâmeti belirmeden güler yüzle kulübesine dönüşü ve ekseriya kapının önünde hayat yoldaşile dizdize oturup - ba- zan bir parça peynir veya birkaç zey- tin tanesi katık ettikleri - kuru ek- mek parçasını iştiha ile yemeleri ben- de o kadar büyük bir alâka uyandır. miştir. Yapılan keşiflere nazaran yeni kazan te- 'dı ki, bu minimini aile yuvacığı hakkın. sisatının bütün masarifi 1100/000 liraya bü- diğ olacaktır. Bu tesisatın ikmali üzerine Silihtar san- tralı türbin, generatör ve kazan bakımından 0,000 kilovat takatında tesisata malik ol- muştur, Beyannamesiz şekerler Zabita, yeni bazı ihbarlar üzerine tahkikata girişti Depolarında fala mikdarda şeker bu- lunduğu halde beyennamelerinde bildir- memek suretile milli korunma kanununa muhalif hareket suçundan dolayı maznu- nen Liyon - Melba çikolatf ve şekerleme fabrikası sahiplerile Hasır iskelesinde tüc- cardan Seferoğlu Nikolaki haklarında ya- pilan tahkikat ikmal edilmiştir. Maznunlar pazartesi günü milli korun- yaa kanununun 29 uncü maddesine tevfi- kan adliyeye teslim edileceklerdir. Fabri- katörle tacir, kendilerine kad edilen su- çu reddetmektedirler, bürosu yeni bazı ihbarlar üzerinde do tahkikata girişmiştir. Bazı bakkalların, müşterilerin; yarım kis lodan fazla şeker vermek İstemedikleri, bir kısmının da (şeker yok) diye müşterilerini geri çevirdikleri zabıtaya vaki şikâyetler- | den anlaşılmıştır. Bu gibilerin suçlarını tesbit edecek cürmümeşkud tertibatı alın- mıştır. di Belediye mübayaaları Şimaiye kadar ituhaz edilen une göre mübayaatı dalmi encümenden kârar istihsal ediliyordu. Yirmi Beş tira- dan aşağı mübayaalar bakkında da alâ- kadar şubeler serbesçe hareket ederlerdi. Belediye, bütçede tasarrufu temin etmek | ve lüzumsuz mübayaalara meydan verme- mek üzere emaneten de olsa yirmi beş Mraya kadar yapılarak mi için de dalmi encümen kararı alınmasını alâ- kadarlara bildirmiştir. ihracat faaliyeti Amerikaya kilosu 42 kuruş- tan iki vagon fıstık satıldı Hükümetin aldığı yerinde tedbirler sa- Yesinde, son zamanlarda ihracat faaliyeti mizde büyük bir canlılık göze çarpıyor. Bası günler, yarım milyon Türk liralık ihracat yapılmaktadır. Bu arada, şlindiye kadar müşteri bulamıyan birçok mahsul. lerimie de yüksek flatlerle müşteriler çık- maktadır. Bu mahşullörimizin başında Amerikan fıstığı geliyor. Malüm olduğu Were, Amerikan fıstığı namı Ze tanınan kabuklu fıstıklar bundan on sehe evveline gelinceye kadar Türkiyede yetiştirilmezdi. Fakat Zirmat Vekâletinin tedbirleri aye sinde çenup vilâyetlerimizde . yetiştirilen Amerikan fıstığı, memleketin ihtiyaçlarını temin ettikten başka ecnebi memleketle- re de Ihracına başlanmıştır. Gariptir ki bu fıstıklar, Amerikaya İilosu 45 kuruşa kadar satılmaktadır, Dün kilosu 42 kuruştan Amerikaya ye- miden iki vagon Amerikan fıstığı ihraç edilmiştir. Diğer taraftan, Şam fıztığı de- ilen Antep fıstıklarının kilosu (60) kuru- şa düşmüştür. İhracat yapılırken 160, 180 kuruşa kadar satılmakta idi. Yakında bu tip fıstıklara da talip çıka- cağı ümid edilmektedir. Bunlardan başka dün, Fransa ve İngiltereye tiftik, Roman- Yayn çekirdeksiz üzüm, keten, kendir ih- raç edilmiştir. Darülâcezenin mevcudu artıyor Darülacezede aceze mikdarı gün geçtik- çe artiyor, Son zamanlarda müesemiye il- tiça eden malüller ve kimsesiz ihtiyarlar ekiz yüzü geçmiştir. Alınan tedbirlere gö- muhakkak görülüyor, de ihtiyaçlarını karşılamak üzere Taksim bahçesindeki Belediye gazinosunda bir ka- lo verilinesi kararlaştırılmıştır, Mazot çalanların ümiyeti ü Limanda bir vapurdan mazot çalmaktan maznun Hasan ve Mustafa adlarında iki ilmişlerdir. Suçları sabit olan maznunlardan Mustafenm 15 gün, Hasanın dört ay müddetle hapse konulmu- larma karar verilmiştir, 1 Karilerimizin mektupları Boğaziçi otobüsleri Boğaziçi yolcularından, müşterek imza ile yazılmış bir şikâyet mektubu aldık: Taksim - Yenimahalle otobüs- leri, Taksim meydanının pek çamur- Mu bir noktasından kalkmaktadır. Bu arabalara binmek için insan beheme- hal ayaklarını aşık kemiklerine ka- dar vıcık vıcık kirletmek mrcburiyetin - de kalıyor. Hareket edecek arabanın olsun da- ha muvafık bir yere getirilip bekletii- mesi cibette kabildir. Dikkati celbe- deriz, ... Diğer bir şikâyet meklubundada şöyle yazılıyor: «Bu perşembe akşamı sat dokuzda Taksimden hareket eden Boğaziçi otobüsü Maslakta ağaçlar arasından geçerken, ansızın projektörleri bozul- muştur. Otobüs, zifiri karanlıkta bir müddet gelişigüzel ilerledikin sonra durabilmiş, ağaçlara çurpmuması, par- - çalanmaması mucize kabilinden ol- muştur, Otobüslerde her gün bir Arıza gürü- lüyor. Muayenenin iyi yapılmadığı t laşılmaktadır.» j Hakaret davası Bayan Sabiha Zekeriya, B. Halil Lütfi beraet ettiler Merhum şair Teyfik Fikre$ haskındaki münakaşalar etrafında gazetelerile yaptık» Jarı neşriyatla kendilerine hakaret edildi. Gini iddia ederek Tan gazetesi muharrirle- rinden bayan Sabiha Zekeriya İle güzete- nin neşriyat müdürü B, Halil LAK sleyh- lerine Yeni Sabah gazetesi sahibi B. Ce- maleddin ve neşriyat müdürü B, Macld ta- raflarından açılan davaya dün asliye al- tinci ceza mahkemesinde bakılmıştır. Muhakeme neticesinde mahkeme, bu ya- #ılarda davacılara hakareti mutazammın bir mahiyet görmediğinden bayan Sabiha Ze- keriya ile B, Hali! Lütfinin bersetlerine karar vermiştir. ğ Mukabil dava Gene Teyfik Fikret münakaşası etrafın- dâ yaptıkları neşriyatla kendisine haka- ret dildiğini ileri sürerek Yeni Sapah ga- Zelesi sahibi B. Cemsicddin ve meşriyat müdürü B, Maeld aleyhlerine Tan gazetesi başmuharriri B. M. Zekeriya tarafından açılan davaya da dün altıncı asliye ceza mahkemesinde kakılmıştır. Mahkeme, 72 yaşında olduğunu söyliyen mazmunlardan B. Macidin yaşın tahkik Ve tesbit edilmesine, haklarında evvelce duruşmadan vareste kararı verilmiş olan maznunların matbuat kanununun 29 un- cu rnaddesine terfikan mahkemeye çağın- Jarak bazı hususların talıkiki için istievap- darına karar verilmiş, muhakeme başka gü- ne bırakılmıştır. Yeni otobüsler için yapılan teklifler Vâli ve Belediye Relsi B. Lütfi Kırdar, dün Metro Hanına giderek satın alınacak otubüsler hakkında firmaların yaptıkları teklifler üzerinde tedkiklerde bulunmuş- tur, Firmaların yaptıkları flat teklifi şart- namede tesbit edilen mikdardan çok fazla olduğundan Belediye doğrudan . doğruya firmaları müracaat ederek muhabere su- retile pazarlığa girişecek ve teklif edilen İatlerden daha ucuza mübayan edilmesini temin edecektir. Bu suretle teklif edilen mikdarlarda epi tenzilâç yapılması müm- kün olacaktır. Ortaköyde yangın Ortaköyde vapur İskelesi caödesinde B. Bohora ald evden dün yangın çıkmış, çatı Kısmı yandıktan sonra itfaiye tarafından i Yolvergisi Mükellefin çalıştığı müessese tarafından kesilecek Yol vergisinin tahakkuk ve tahsili hu- susundâ şimdiye kadar tatbik edilen usul, tamamlle tahsilini temin edemediğinden tahsil usulünde değişiklikler yapılması ka- rarlaştınılmıştır. Bu sene tatbik edilecek yeni usule göre yol vergisi maaş ve Ücret sahibi momurların maaşlarından kesile- çektir. Şimdiye oküdar her mükel- lefin yol vergisi, oturduğu mahalle mü- messillerinin hazırladıkları tahakkuk ced. veline göre kesiliyordu. Halbuki mahalle mümessilleri bu csdvelleri hazırlarlarken hatalar Oyapıyorlardı (OVerilen karara | göre her semtteki tahakkuk ve tahsil şu- | besi memurları kendi mıntakalarındaki | mahalle mümessillerile temas ederek her | mükellefin mensup bulunduğu daire ve | mücssese ve tlcarethâneyi tesbit edecek- lerdir. Bu suretle çalıştığı müsssese, mü- kellefin yol vergisini kesecektir. Hem ça- lıştığı müesseseden, hem de mahalleden vergi kesilmemesi içl; ükelleflerin sarih adresleri şubelere bi »cektir, Konulan bu usul sayesinde tahakkuk harici yol vergisi kalmıyacağı temin edi- Yeni İtalyan başkonsolosu İstanbulun (İtalyan buş konsolosu Due Mario Badogilo hükümeti tarafından baş- ka bir vaztfeye tayin edildiğinden yerine B. Manfredo'nun tayin edildiği vilâyete tebliğ edilmiştir. Yeni baş konsolos, bu- Bünlerde şehrimize gelerek vasifesine baş- ıyacaktır, Lokantaların tasnifi Fiat listelerinde esaslı bir tenzilât yapılmıyacak Şebrimizdeki lokantaları dört sınıfa tef- | rik ederek her sınıf için bir tarife tatbi- kine karar verilmişti. Belediye iktisad | müdürlüğü bu hususta lokantacılar cemi- | yetile tomas etmiş, Avrupanın muhtelif | yerlerinden de lokanta tarifelerini getir- | terek gözden geçirmiştir. Bu temas ve ted- kikten sonra hazırlanan proje tedkik odil- mek üzere dasmi encümene vel ir. Bu projeye göre lokantalar dört sinıla tâ“ bi olacaktır. Her sınıfın ayrı bir tarifesi | olacaktır. Ancak tokantaların bügünkü | fiat listelerinde esaslı bir torzilât yapıl | ması doğru görülmüyor. Şimdiye yapılan tecrübeye göre fintleri ucuzlatmak üzere alman tedbirler hiç de müsbet bir netice vermemiş, lokantacılar porsiyonları İçkili lokaninlarda, birahanelerde İse porsiyonların büsbütün azaldığı görülmüş- tür. Içkinin tesirile önüne gelen meze ve yemeğin talkdarma dikkat etmeyen bazı müşterilerin aldanmalarınn imkân ver- memek üzere içkilt yerlerdeki porsiyonla- rın azalmaması için yeni tedbirler alına- caktır. Dulmi encümenden çıkacak kara- ra göre yeni tarifeler derhal tatbik edile- ceklerdir. Üç kişi kömürden zehirlendi, biri öldü Eminönünde Trakya garajında yatıp kalkan Cemal; odasında yaktığı mungal çerçi min polis tarafından verrahpaşa hastanesine o kaldırılmışsa da ölmüştür. Kasımpaşada oturan ameleden Hasanla karısı Emine de tna)tız ateşile isıtalmış bir odada yıkanmaktular iken sehirlenmişler, berayı tedavi Beyoğlu hastanesine kaldı- rlmışlardır. Vapurda bir Limanda bulunan Bosfor isimi! bir İtal- yan vapurunda smeleden Lazariyo adında biri çalışırken düşerek başımdan tehlikeli surette yaralanmıştır. Lazariyo İtalyan has- tanesinde tedavi alina alınmış, adiiye doktaru B. Enver Karan dün kendisini muayene etmiştir. da tahkikat yaptım. Yedi çocukları doğmuş, altısı ölmüş, yedinci kızları. nı gelin etmişler. Sonra aralarında çıkan bir aile kavgası yüzünden da- madlanna ve kızlarına darılmışlar. Senelerdenberi, yegâne hayat semere- leri olan kızlarile görüşmüyorlarmış. İhtiyar bahçıvan her sene mevsimi gelincö didine tırmalana toprağı ka- zıp muhtelif yerlere pırasa, salatalık, marul, bakla ekiyor. Kendi bedeni kuyvetile yapılacak işi bitirdikten sonra gerisini Labialin cilyesine birâ- kıp tevekkülle tekliyor. Bazı seneler fazla kuraklık, adamcağızın baklala- rını yakıp mâhvdeiyor. O zaman ku- ru ekmeklerini, bostandan çıkan bir kaç pırasa parasile temine çalışıyor. lar. Bazan, dondan salataları zarar görüyor. Bu defa da bakla imdad'a- rına yetişiyor. Yanık yüzlü, ihtiyar bahçıvanla ak saçlı karısı başbaşa vermişler, tam münasile; «gönüller bir olunca samanlık seyran oluru fehvasınca kuru ekmeklerini dizlerin- de kırıp Kut lâyemut çeçiniyorlar ve, bin emekle yetiştirdikleri pırasa- Jardan, baklalardan kendilerine bir katık hissesi bile kalmıyor. nad yaparak hayalin derin ufukları. ma doğru uçan bir hayalperestin dü- şüncesine; sevgilisinin lâtif hayalile saadet deryalarına dalan bir Aşığın dalgınlığına, bankadaki desteler ara- sına birkaç tomar daha sıkıştırmağa uğraşan bir muktesidin tefekkürüne hiç benzemiyordu. Şu tahta kulübe. nin önünde bütün hayat ihtiyacı bir kaç kuru lokma ekmekle bir iki pa- Taspareden ibaret olan ihtiyar bahçı- vanın neler düşündüğünü merak et- lim. Aramızdaki eski göz âşinalığın- dan mütevellid dostluktan cesaret alarak evden çıkıp yanına yaklaştım: — Baba, dedim. Böyle derin derin ne düşünüyorsun? İhtiyar bahçıvanın çehresi tath bir tebessümle gerildi. Titrek bir sesele cevap verdi: — Ah, bayım, Şuracıkfa otururken kendi kendime, ah, diyordum, şimdi bir fasulye yemeği olsa da tatlı tatlı yesem. İşte bu aralık düşünceye dak mışım. Malüm ya, her gönülde bir aslan yatar. Cemal Refik m mama a a m Terkos saatini çalan çocuk Davucpaşada oturan Hilmi adında 18 yaşında bir çocuk o civarda bir bostanda terkos borularını taşla ezcrek ucunu Ka“ padıktan sonra terkos saatini söküp çal- mıştır. Biraz sonra boslan sahibinin müs A racsatı üzerine Hilmi yakalanarak adiiye- ye teslim edilmiştir. Dün Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesinde sorguya çekilen Hilmi ifa- © desinde suçunu itiraf ederek: — Terkos saatinden sinema makinesi * yapılıyor, Ben de Sinema makinesi yapıp seyrettirmek A mahailede komşulara sinema maksadile saati sökmüştüm. Demiştir. Hilminin gayrimeçkuf olarak muhakemesine karar verilmiştir. İş bankası umum müdürü B. Sulâhad- din Çam, dünkü Ankara ekspresile şehri- mize gelmiştir. B, Salâhaddin Çam bir hafta kadar şehrimizde kalağaktır, 2 |

Bu sayıdan diğer sayfalar: