10 Mart 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

10 Mart 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

POLİTİKA Sovyet - Fin sulh müzakereleri . Üç aydan fazla bir samandanberi Ruslarla Finler arasında devam eden kanlı harpte ilk defa tavassut, mütareke ve sulh hareketi belirdi. Tavassuf *den İsveç hükümeti olup bunun payıtahtı Stokholm bir haftadanberi akı diplomasi fanliyet ve temaslarına sahne olmuştur. İsveç htikümetini tavas. Suta teşvik edenin de Almanya olduğu anlaşılıyor. Zira Fin - Rüs barbi wza- dığı ve İngiltere ile Fransa Finlere ciddi yardımlara imkân buldukları ve 50- nunda kendileri de bu harbe karıştıkları takdirde Şimali Avrupada Rusya ka- dar Almanya aleyhine de müteveccih bir harp cephesi meydana gelecektir. Almanya İse geçen harpten aldığı derslerden ibret alarak hayati bir lüzum Körmedikçe ikinci bir cephede meşgul olmamağı ve bütün kuvvet ve gayretini Ve hazırlığını Fransız « Alman hududu boyundaki kara cephesi ile Şimal de Mizihdeki bahri cepheye hasretmeyi tasmim etmiştir. Finlerin İslveç tavassutuna yanaşmalarının başlıen sebebi, şimdiye ka- dar hariçten Etlmiş olsa gerektir. Filvaki Viborgdan (o Pinlândiyanın *lli kilometrelik mesafe vardır. Ru İki aradaki arazinin yarısını altmış bin kadar göl teşkil ediyor. Göllerin arasındaki lâbirenti geçmek Ruslar için çok Lâkin bunlar Mannerhaim hattı Xr ve tehlikelidir. lam bir sed teşkil edemiyecektir. Şimdiye kadar Finler gerek sevkülceyş, gerek tabiye cihetinden Ruslara Manevra İle mukavemet etmişlerdir. Lâkin mevzi muharebesinde hareket Ve manevra değil top ve asker sayısı ağır bastığından Viborg cihetinden ge- Tilemek mecburiyetinde kalmışlardır. Rusya Viborgdaki mevzii muvaffakiyete rağmen Helsinkiye kadar ilerle. | menin ne kadar zor olacağını takdir ettiğinden ve Finlândiya gibi ötesi olmı- | Yan bir teşebbüse saplanıp kalmanın İikeler doğuracağını düşündüğünden şimdiki Fin hükümeti ile temasta bul nihayet razı olmuştur. Eski Fin Cümhurrelsi Swinefud'un Berline giderek Hitlerle görüşmüş olması Fin . Rus müzakerelerinde Almanyanın Me kadar mühim rol oynadığını gösteriyor. Finlândiya Hariciye Nazırı Tanner'in beyan ettiği veçhile müzakerelerin kati sulha müncer olup olmıyacağı yarın SAMETISIRB belli olacaktır. KE Mektep maçları Boğaziçi, İstanbul lisesine 20; Galatasaray, Kabataş lisesine 3-0 galib geldi İstanbul Maarif müdürlüğü tarafından ipler arasında tertib edilen futbol dün Taksim ve Şeref stadların- da devam edilmiştir. Hüvann çok soğuk olmasına rağmen büyük bir kalabalık önünde yapılan bu Maçları serastle bildiriyoruz: GALATASARAY - KABATAŞ Taksim stadında günün ilk maçını ha- kem Saminin idaresinde Galatasaray ile | Kubataş liseleri yaptılar. Takımlar sahâ- Ya en kuvvetli kadrolarile ve şu şekilde Sikmuşlardı Galatasıray: Asım - Talât, Ali - Abid, Mail, Mahmud - Mustafa, Nari, Şahab, , Bülend, Kabataş: Nafiz - Celâl, M. Ali - Kemal, Müsabaka çok süratli başladı. A; karşılıklı oluyor ve her m kl de SX zaman tehlike atlatıyordu. Kabataşın ener- ik oyununa Galatasarayhlar teknik oy- Miyarak mukabele ediyorlardı. 26 ncı dakikada soldan yapılan bir Ga- | intasaray akımında Nurinin sıkı bir şütü Kabataş kalecisini şaşırttı ve bu suretle birinci devre 1-4 Gulaasaray lehine ka- Pandı, İkinci devreye Galstasaraylılar çok hzl bağladılar ve bu yüzden oyun üzerinde hâ- kim oldular. İlk anlarda sağdan yaptıkla- Ti akında kale önünde müsald vaziyette (pu yakalıyın Şahap nefis bir plüse ile İkinci defa olarak Kabataş kalesine attı Devrenm sonlarına doğru Nuri üçüncü golü yaptı ve müsabaka 3-0 Galatasarayın #alebesiie nihayetlendi. BOĞAZİÇİ - İSTANBUL LİSELERİ Günün ikinci ve en mühim maçı Boğaziçi İstanbul liseleri arasında yapıldı. Bu | de mektepler şampiyonası üzerin- | Tol oynıyacağından talebe seyirciler borazan ve megafonlarla gelmişlerdi. r şu şekilde dirildiler: bul lisesi: Tarık - Süreyya, Nuri « Yavuz, Muharrem, Zühtü - Yanuş, Oğuz, Cermi, Münür, Semih. Hisesi: Halli - Osman, İsmet - Enis, Necdet, Rahmi - Sabri, Muslafa, Sü. Yeyya, Niyazi, Tesid. Hakem Şazi Tezcatın idare ettiği #iüsa- baka Boğaziçinin seri bir akinile başladı, gakikular ilerledikçe her iki takının ma- l | için âzami enerjisini sarfet- tğİ görülüyordu. Birinci devre bu şekilde Ye karşılıklı akınlar arasında golsüz ola- Yak üeticetendi. ci devrede rüzgür altına düşen İs- tanbul Hsesi çok canlı oynadı. Haltü bir Hasında Yunus kaleci ile karşı karşıya kaldığı hajde topu dışarı atlı. Devrenin #onlarına doğru Boğaziçi ©Y i kim vaziyete geçti ve son ik de Mustafa ve Sabri vamfast İ 49 yaptı. Bu sırada hakem ka Gü Vürsa İztonbul lisesinden İKİ oyun- Yu Gikarlı ve müsabaka 7-0 Boğayicinin Balebesila sihayetlanei, eter tad yapılan maçlarda Hay- Mi - Vetaya 5-1, Pertevniyal - E- M9 2-0 gb gelmişierdir. büyük ve müessir yardım görmemelerinden danberi kahramanca müdafaa ettikleri Viborg kalesinin nihayet muhasara edilip Rus kuvvetlerinin bu kalenin bulunduğu körfezin öteki sahiline geçe- rek bütün Mannerhaim hattını yandan ve geriden tehdid etmelerinden ileri İ) Beyoğluspor - Fenerplmaz o Saat 120 İ Beykoz - Fenerbahçe | İstanbul bölgesine ve Adnan Akın, ve bir ay- payitahtı Felsinkiye kadar Iki yür kadar sağ. | diğer sahalarda kendisine büyük teh- P.K. 'E) Lİ TAKSİM STADI : İ) Galataspor - Anadolu . Galatasaray - Vefa » ŞEREF STADI : ğ Kurtuluş - Alemdar İ Eyüp - Kale Beşiktaş - HUâJ “ 16 FENER STADI : Orman fakültesi voleybol şampiyonu oldu Yüksek mektepler arasında tertib edilen voleybol maçlarına dün Beyoğlu Halkevi salonunda devam edilmiş ve Orman fa- kültesi ile Mühendis mektebi karşılaşmış. lardır, Çok sıkı geçen ve üç set devam eden bu müsabaka neticesinde Orman fa- Kültesi Yüksek mektepler voleybol şam- piyonu olmuştur. Galatasaray yüzücülerinin jimnastik müsabakaları Galatasaray yüzücüleri tarafından ter- tb edilen jimnastik müsabakalarının ikin- cisi de dün klübün merkez lokalinde gü- zide bir kalabalık önünde yapılmış ve otuzu mültecaviz sporcunun âletli ve âlet- siz olarak Yaptıkları Jimnastik hareketleri büyük bir alâka ile takib edilmiştir. Bu müsabakaları müteakib Gulatasaray ile Kurtuluş arasında yapılan basketbol glrabukasında Kurtuluş 36 - 48 galib gel- miştir, Bir hakem tecziye edildi | Galatasaray - Beşiktaş maçı bakkında | At Yapmak üzere beden terbiyeşi | genel direktörlüğü tarafından şehrimize gönderiikn yüksek hakem komitesi âza- andan Sadi Karsan bu husustaki tahki- | katanı ikmal etmiş ve hazırladığı Taporu aid olduğu ımskama vermiştir. Bu rapor üzerine maçın hakemi Adnan | Akının tecziyesine Karar verilmiş ve gele- | cek mevsime kadar maç idare ettirilmemesi | tebliğ edilmiştir. Adnan Akının tasriyesi üzerine | bügünkü Vefa - Galatasaray maçını Re- | fik Osman idare edecektir, | Yeni Mısır sefirinin gelmesi | hastalık yüzünden gecikti Asöürrahman Azam beyin yeni Misir Xa“ binesinde vazife alması ile inhilâl eden Misarın Türkiye büyük elçiliğine Abdürtul- man Hakkı beyin tavin edildiğini yazmış- tık. Şubatla memleketimize gelmesi bek- lenen yeni sefirin seyahati, rahatazuğmna binaen, teshhüre uğramıştır. Maamafih, Abdürrahman Hakkı beyin şahsi eşyası, gelirimize gelmiştir. Yeni Misir sefirinin, eme ge Ankaradaki elçilik vazi- esine başlamak Üzere ül i öğrenmetleğir, şelirimize geleceği Yerime İ Camiye girerken sekteden | öldü Tekirdağından İstanbula isminde biri, dün Tophanele Kabaş > misine yamaz kılmak üzere girerken yes re düşerek ölmüştür. Yı muayene n&- iersnde kalb sektesinden öldüğü tesbit bölerek gömülmesine izin verilmiştir. ! İtalyanın vaziyetini tayin etmek, bel- 1683'de buz tutan Thames üzerinde ateş yakıldı, Dana kızartıldı! 1709 da Fransada iki ay müthiş bir kış hüküm sürdü, soğuktan, açlıktan pek çok insan öldü Bu sene, Avrupada kış, diğer sene- Bu sene denebilir ki, Avrupanın hiç bir tarafı, kışın şiddetinden masun kalmamıştır. İnsanlar, dalma (şiddetli kışlarla meşgul olmuşlar ve tarihlerini tesbit eylemişlerdir. Bu sayede hangi devir- de ve hangi tarihte kışın şiddetli ol- duğunu öğrenmek kabildir. Bu mü- nasebetle, son altı asır içinde pek şid- detli geçen ve büyük hasarata sebebi- yet veren kışlar hakkında okuyucu- larımıza kısaca bazı malümat vere 1410 tarihinde Fransada kış çok | şiddetli olmuş, Seine nebrinde bulu- nan köprüleri alıp götürmüştür. O | zamanki fıkra muharrirlerinden biri- nin anlattığına göre o sene, Fransız | pariâmentosu salonun ortasında çok | büyük bir soba yanmasına rağmen soğuğun şiddetinden İçi larını ta | le mecbur kalmiştır. Meclisin zabit | kâtipleri, eleri soğuktan donduğu ci- | hetle, zabıt tutamıyorlardı. Fazla ola- rak hokkâalardaki mürekkeper de donmüştul O sene bu soğuklar, Fransada pek çok ölüme sebebiyet vermiştir. Top- Tak dondan granit gibi kaskatı kesil diği elhetle, ölenleri gömmek için me- zarlar kazılamıyor, ölüler şehrin ka- pılarına atılıyor, dağlardan inen aç kurt sürüleri insan cesedlerini parça» Jayıp yiyorlardı. Diğer bir müverrihe göre 1558 ta- rihinde kış ve soğuk o kâdar şiddetli olmuştur ki, şaraplar fıçılarda don- muşlardır. , Şarapları fıçı musuklarından akıt- mak kabil olamadığı cihetle, fıçıları kırmışlar ve donmuş şarap kitlelerini parçalıyarak buz parçaları gibi tartı ile satmışlardır. O sene Tuna nehri, tâ dibine kadar donmuş ve 40,000 ki- #0ik bir ordu, bütün ağırlıkları e beraber, nehir üzerinden geçmiştir. 1683 senesi kışında Londrada ga rip bir hadise olmuştur. Thames öyle bir şekilde donmuştur ki üzerinde dükkünlar ve tahtadan kulübeler yâr parak bir panayır kurulmştur. Er saklar ve yüklü arabalar, her istika- mette nehrin üzerinden geçiyorlardı. Hattâ nehrin donmuş yeri üzerinde boğu güreşleri, tilki koğalama mü- sabakaları tertip edilmiş ve buz Üze- rinde büyük bir ateş yakılarak koca» man bir dana kızartılmıştır. 'Thames üzerinde bu panayır ile eğ- lenceler on beş gün sürmüştür. 1694 - 1695 kışı da şiddet itibarile bundan aşağı olmamıştır. Soğuktan daima masun kalan Fransanın ce nup tarafları da o kısın şiddetinden kurtulamamışlardır. 1695 tarihinde Provence'de, kızı madam Grignan'ın nezdinde bulunan madam de Sevigne, kuzenine yazdığı mektupta bu soğukarı şöyle anlatı- yordu; «Bütün nehirler hattâ coşkun Rhöne nehri de donmuştur. Hokka takımlarımız da donmuştur. Nefes al- dıkça, ağıımızdan çıkan soluklar, | derhal buz kesiliyor. Bizi şemsiyöler- le çayırlarda ve portakal bahçelerin. | de dolaşır zanneden dostlarımıza bunları anlatınız.» Fakat bu kışlardan hiç biri, 1709- daki (dehşetli 14 üncü Lowinin tarihnüvisleri, o se neki kışın müthiş tesirlerini anlata anlata bitiremiyorlar. Zenginler bile o kışın korkunç tesirlerinden Azade kalamamışlardır. Hattâ Versay sara» yı bile, bütün azamet ve haşmetine rağmen bü kısın ıztırablarını çek- miştir. İhtiyar kralın oturduğu daire- leri, bir türlü ısıtmak kabil olamıyor- du. kışa benzetilemez. | O kışın müthiş ve korkunç hatıra- Jarı, elli sene sonra bile Fransız mil letinin hâfızasından silinmemiştir. Bü» tün evlerde, ocak başlarında o kışın korkunç hatıraları, tüyleri ürperten masallar gibi anlatıla ânlatıla bitiri- lemiyor. Kış başlar başlamaz, kilise- lerde halkı böyle felâketlerin teker» rüründen âzade tutması için Tanrıya dunlar ediliyordu. 1709 senesinde müthiş soğuklar ansızın bir gece başlamış ve fasilasız tamam iki ay sürmüştür. Parlâmen- to içtimalarım tatile mecbur kalmış» tır. Kollejler, atelyeler kapatılmıştır. Tam iki ay eğlenceler ve umumi top- lantılar yapılmamıştır. Soğuk, içti- mal hayatı tamamile felce uğrak muşta. Felâketin en fecii de mahrukat bu. Yunmaması idi; Seine nehri donmuş- tu. Nehir yolile artık Parise yiyecek ve saire getirilemiyor, değirmenler d© işliyemiyordu. Fırınlarda un kalma muştı. Bunun üzerine kıtlık başlamış ve ekmek tasavvur edilemiyecek de- Tecede pahalılaşmıştır. Ekmek ve mahrukattan mahrum kalan fakir halk, Kitle halinde ölüyor- du. Sokakta yürüyenlerin açlıktan ve soğuktan yerlere düşerek öldükleri görülüyordu. Yeni doğan çocuklar, doğar doğmaz ölüyorlardı. O tarihte henüz termometre icad edilmemiş oduğu hihetle 1709 tarihin- de hararetin sıfırdan aşağı ne kadar derece düştüğünü bilmiyoruz. O ta- rihlerde ilim ve fen de bugünkü ka- dar ilerlememişti. Bu itibarla insan- ların o tarihlerde şiddetli soğukara karşı müdafaa tedbirleri bugünkü de- recede tekemmül etmemişti. Bugün soğuk ne kadar şiddetli olursa olsun yukarda zikrettiğimiz devirlerde yap. tığı tahribalı ve hasaratı yapmasına imkân yoktur. Almanyanın teşebbüsleri "Baş tarafı | inci sahifede) Finlere açıktan açığa sevgi gösteri- | yorlardı. İtalyadan Finlândiyaya gö- nüllü gidiyordu. Sovyeterin Balkan- İarda bir hareketi ihtimali karşısında İtalya ateş püskürüyordu. Bir iki haftadanberi vaziyet değis- Mmise benziyor, Bnlkanlara bir Sovyet tecavüzü ihtimalini Almanya berta- raf ederek İtalyaya teminat verdi. Bu- | nun karşılığı olarak İtalyan matbu- ali Pinlândiyaya sulh tavsiye ediyor- lar... İtalya ile Sovyetler arasındaki düşmanlık havası bu suretle yatıştık- tan sonra, Almanya Hariciye Nazırı Romaya gidiyor. Bu ziyaretin hedefi, harbin. kati bir şekil alacağı önümüzdeki aylarda ki de Avrupa ziyaretlerinin sonunda tekrar Mussolini ile görüşecek olan Amerikalı müşavire karşı kullanıla- cak lisanı kararlaştırmaktır. Fakat, bu mülâkatta, Pin - Sovyet sulhü mü- nasebetile İtalya - Sovyetler menfa- GÜNÜN ANSİKLOPEDİSİ ESKiŞEHİR Eskişehri su bastı, Bu viüyetin ad: evvelce Sultanönü veya Bulten Öyüğü idi. Burası sancaktı. Bir 20- manlar Kütahya vilâyetine tabidi. Bir müddet de Bursanın sancağı olarak kaldı. Sonra müstakil sancak haline konuldu. Nihayet yeni idarede vilâyet oldu, Eskişehirin mesahası , 13335 kilometre murabbakdır. Nüfusu 154332 kişidir. Baş- hca kazaları Mihalıççık, Seyitgazi, Sivrihi- sardır. Eskişehir kasabası, eski Doryleon'un ye- rine kurulmuştur. Bizanslıların bu meşhur şehri üç kilometre şimaldeki Şar - Öyük'- deydi, Merkez Eskişehir, Anadolunun şimali garbi kısmında muhtelif istikemetlerden gelme demiryollarını ve şoseleri birleştirir. Şehirden — Sakaryanın bir kolu olan — Porsuk çayı geçer. Arazi ekseriyetle düz tabakalardan mü- teşekkildir. Üçüncü devirden sonra pek az değişikliğe uğramıştır. Şehrin tam ortasında bir «cak su kay- nağı vardır. 50 derece sıcak akan bu kap- hea, şehrin teşekkülünde ehemmiyetli bir Tol oynamıştır, Eskişehre 25 — 30 kilometre mesafede bulunan lületaşı pek meşhur- dur, Eskişehirde pek nadir zeizele olur. Şehir denizden 809 metre irtifadadır. Azami hava sıcaklığı ile soğukluğu yazın zald 25 ile kışın nakıs 18 arssında temev- vüç eder. Bugün tamsmile steplerle çevrilmiş olan Eskişehir vaktile ormanlıktı, Yazın sü için az çok sıkıntı çekilir. Su, kuyulardan teda- rik edilir. Bugünkü Eskişehrin en eski binaları Belçuk devrinden kalmadır. Roma ve Bi- zans orduları Şarke doğru sefer ederken Eskişehri durak ittihaz ederlerdi. Selçu- kiler, burasını Osman oğullarına verdiler, Eskişehirden ehli hayvan çıkar. Buranın demiryolu alelyeleri, tayyare tamirhane- Jeri, elektrik techizat fabrikası, tuğla ve kiremit imalâtlinneleri, ispirto, un fabri- kaları, bazı küçük sanayi müesseseleri, kuyumculuk ve düle taşı işçiliği göze çar- piyor, Kasabanın nüfusu 35.000 kişidir. e ——— ağ m m nl mn m — Kartal ortamektebi Kartal haijkının yardımile tadilen inşa edilen yeni ortamektebin küşad resmi ya- âtlerinin telifi de görüşülecektir. Her hâlde, Almanya, muharebe mev- simi arifesinde bir taraftan Sovyetleri | Finlândiya harbinden kurtarmaya, di- ğer taraftan İtalya ile Sovyetleri uzlaş- tırmaya, ve bu suretle müstakbel hâ- diseler karşıstnda üçlü olarak çıkmaya çalışıyor. Bundan sonra teşebbüs ede. i ceği askeri hareketler bu siyasi safha. | daki muvaffakıyeti derecesine bağlı- | dir. , Necmeddin Sadak Zeytinciliğin ıslahı Ankara $ (Telefonla) Zeytineiliğin ıslahı ve yabani zeytinlerin aşılskterlması hakkındaki kanunun İcren nizamname Vekiller heyetinin tas- dikinden Keçmiş ve bugünden itibaren meriyete konmuştur, tatbik şeklini gös- rın yapılacaktı. Fakat binanın bazı ne- vakıs: henüz ikmal edilmediğinden açılma merasimi t&hir edilecektir. Ancak gerek Karta), gerek Eyüpte ikiye tefrik edilen ortameklepler bugünden itibaren derse başlıyacaklardır. Kartal mektebine Pen- dik ortamektebinin bir kısım talebesi yer- Jeştirilmiştir. Karısının yüzünü jiletle kesmiş Bir kavga neticesinde karısı Saranın yü zünü jiletle kesmekten o mazmun Mehmed adında biri asliye altıncı ceza mahkeme- inde muhakeme edilmiş. suçu sabit görül- düğünden yedi ay hapsine karar veril miştir, Üç kaçakçının tevkifi Emniyet müdürlüğü kaçakçılık bürosu memurları dün, Osman, Şeref, Ali isimle- rinde Üç heroin kaçukçısını vakalıyarak adliyeye teslim elinişlerdir. Üş kaçakçı da Sevkif olunmuştur, Zimmet ve ihtilâs suçlusunun tevkifi Sahte evrak tanzim ederek eişanet ve müulâs yı mazmun Babri adında birinin, birinci ağir ceza inde gayrimerkuf olarak muhakemesi devam ederken gene sahte bir takım evrak uydu- rarak bası dükkün ve arsaların sahte s8- netlerini çıkarmak suretile bir takım saf- dillerden para sidığı iddia edilmiş, sorgu hâkimi tarafından yapılan istsevap netles- #inde Babrinin tevkifine karar verilmiştir. İki bin liralık ihtilâs davası İnlisarlar Muhasebe seli memurların- din Ayşe Makbule adında bir kadinin, tütün fabrikasında çalışmıyan bazı İşçile- ri çalışmış gibi göstererek İki bin lira ka- dar para ihtilâs ettiği iğdin edilerek mah kemeye verilmiğtir. Dün asliye sekizine! ceza mahikcmesinde yapılan muhakemede mazmun kadın: — Bir cahillik yaptım, fakat sonradan pişman old Parayı ödiyecektim. Diye cüretini itiref etmiştir. Şahldierin dinlenmesi İçin muhakeme başka güne İ birakılmaştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: