13 Mayıs 1940 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4

13 Mayıs 1940 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dörtler turnuası Galatasaray, Vefayı 3-2 mağlâp etti. Beşiktaş, F. Bahçe ile 2-2 berabere kaldı Milli kümenin dört bususi surette tertib olunan Dörtler kupası maçlarına dün de Taksim sta- dında devam edilmiş ve bir gün evvelki maçlardan daha fazla bir meraklı kütl «i bugünkü karşılaşmaları takib etmiştir. Günün ilk karşılaşmasını Cumartesi gü- pü Fenerbahçeye 3-0 yenilmiş olan Vefa Me; Beşiktaş 4-4 berabere kalan fakat kura ile mağlüb sayılan Galatasaray ve İkinci karşılaşmayı da turnuanın ilk gi münün galibleri olan Fenerbahçe ile B. giktaş yapmışlardır. Vefa Galatasaray oyunu 3-2 Sarıkırmızıkların lehine bit- miş, fakat ikinci maç gene beraberlikle ve 2-2 ye nihayetlenmiştir. Bu suretle maçın gene temdidi mevzuu bahsolmuş ve vaktin gecikmesi buna imkân bırakmadığından oyun da bu suretle sona ermiş, fakat ortaya konmuş olan kupanın kime veri- leceği meselesi ortaya çıkmıştır. Komite bu husustaki kararını bugün verecek ve © zaman kupanın hakiki sahibi meyda- pa çıkacaktır. Galatasaray - Vefa Günün ilk maçını Galatasaray ile Vefa takımları yaptılar. İki taraf da bugün şu kadrolarile sahada Yer almış bulumu- yorlardı Galatasaray: Hakkı - İbrahim, Salim » Barbaros, Enver, Celâl - Necdet, Süley- man, Saim, Sarafim, Gazanfer. Vefa: Azad - Süleyman, A duş, Lütfi, Fethi - Necib, Hüseyin, Gazi, Mehmed, Haydar, Hakem: Ahmed Adem. Oyun Galatasarayın hücümile başla- di. Galatasarayın ilk anlarda yaptığı birkaç inişten sonra Vefalılar da muka- beleye geçtiler, Oyun çok zevksiz ve he yecansız devam ederken * Galatasaraylı Süleyman devrenin 13 üncü dakikasın- da ilk golü yaptı. Bu gol Vefalıları canlandırdı, Gala- tasarayın semeresiz hücumlarna muka- bil daha müesir akınlar yapıyorlardı. Çok bati ve heyecansız devam eden bu maçın İ9 uncu dakikasında Galatasaray sağaçığı Necdet bir gol daha yaparak sayı adedini ikiye çıkardı ve devre de bu suretle 2-0 Galatasarayın İchine bitti, İKİNCİ DEVRE İkinci devreye o Vefahlar başladılar. Fakat iki taraf da çok durgun ve cansız bir halde idiler. Bu durgunluk onuncu da- kikadan itbaren zail olmağa ve oyun da binmisbe seri bir şekil almağa başla” dı. Devrenin 12 nci dakikasında Vefa lehine verilen bir frikikten Lütfi güzel bir vuruşla Vefanın ilk golünü yapmağa muvaffak olunca oyun düzgün bir mec- raya döküldü. Ve Vefanın Galatasaray müdafaasını hırpalıyan birkaç hücumun- dan sonra Galatasaraylılar da mukabe- leye başladılar ve 23 üncü dakikada ge- ne Necdet güzel bir vuruşla üçüncü Ga- İstasaray golünü de yaptı. Bu golden sonra açılan ve canlanan “Vefalılar hü- cumlarını sıklaştırdı iseler de Galatasa- ray kalecisinin fedakârlığı gol yapmala- rına imkân bırakmadı. Nihayet Vefanın bu tazyiki #1 inci dakikada Mehmedin yaptığı ikinci golle semeresini verdi ve Dünkü atletizm müsabakaları İstanbul atletizm ajanlığı tarafından tertip edilen atletizm deneme müsabaka- larına dün sabah Fenerbahçe stadında devam edilmiş ve 110 metre mânlalı koğu- da Falk, Balkan rekoru yapmıştır. Müsa- bakalarda alınan dereceler şunlardır: 190 metre - Sezal 115, 2 - Ferid, 3 - Yavan 200 metre - Hilmi Rizepulos, 400 metre - Melih 578, 2 - Recep, 3 - Tahsin, 800 metre - Recep 117, 2 - Hüseyin, 3 - Abdullah. 110 mânlsli - Paik 147 (yeni Balkan rekoru) Gülle - Samim 11.19, Kakulidiz, Hakkı. Disk - Melih 3257, 2 - Alileddin,3 - Özden. Yüksek - Hüsameddin 158, 2 - Yorgo, 3 - Cemil n Üç adım - Yavru 1362, 2 - Üç tek,3 - Nadi. Beyoğluspor ikinci küme şampiyonu oldu İkinel kümenin şampiyonunu tayin et- mek üzere dün Fener stadında Beyoğluspor Me Beylerbeyi klüpleri ikinci müsabakala- rını yapmışlardır. Malüm olduğu üzere bu müsabakanın birinelsini Beyoğluspor 2 - 0 kazandığından bu maçta mağlüp olsalar dahi şampiyonluğu kazanacaklardı. Ancak Beylerbeyinin fazla gollü bir galebesi birln- eiliği Beylerbeyine kazandırabilirdi. Halbuki dünkü müsabaka bunun tama- mile aksi oldu. Çok heyecanlı geçen ma- çin ille devresi Beylerbeyinin 4 - 2 mağld- biyetile bitti, İkinci devreye Beylerbeyliler yarım saat M2, 2 - Hayri, 3 - klübü arasında | maç ta bu şekilde 3-2 çıkmadıklarından hükmen mağlüp sayıl- | dılar ve bu suretle Beyoğluspor ikinci kü- me şampiyonu olduk Galatasarayın ga- lebesile bi Fenerbahçe - Beşiktaş Günün ikinci karşılaşması, Vefayı ye- Den Fenerbahçe ile kura sonunda gelib sayılan Beşiktaş arasındayapıldı, Bu ma- ça iki takım da değişik kadrolarla çık mışlardı. Fenerbahçe: İrfan - Şevket, Orhan - Zeynel, Fikret, Lebib - Nâzım, Niyazi, Yaşar, Orhan, Rebii, Buha mukabil Beşiktaşlılar takırolarma yeniden aldıkları elemanlardan başka Galatasaraydan ayrılmış olan Cemili de aralarına alarak şu şekilde bir kadro yapmışlardı: Mehmed Ali - Taci, Rifat - Âdil, Muh- Hakkı, Cemil, Oyuna Beşiktaşın ortadan yaptığı bir bücumla başlandı. İlk anlarda iki taraf da karşılıklı hücumlar yaparak birbirini deniyorlardı Oyun birinciden çok zevkk ve süratli oynanıyor Fenerliler ilk anlarda daha fazla hücum yapıyorlardı. Devrenin 15 inci dakikasına kadar Fener hücümun- dan kendini sıyırabilmek için Beşiktaş müdafaası Hakkının da yardımına ihti- Ve bu sirada Beşiktaş takı- mında yeni bir tadil yaparak İbrahimi beke Rıfatı orta hafa aldı. Bu değişiklik Fenere yaradı ve 17 inci dakikada Niya- zi fevkalâde bir şütle ilk golü yaptı. Bu | sırada gene Fenerliler ağır basıyorlardı. Nitekim devrenin 23 üncü dakikasında küçük Nâzım Rebünin güzel bir orta- sından istifade ederek ikinci golü de şıkardı. Bundan sonra daha hâkim ve güzel oynıyan o Fenerbahçe karşısında Beşiktaş semere alamadı birinci devreyi 2-0 mağlübiyetle bitirdi. KİNCİ DEVRE İkincidevreye Fenerliler başladılar. Bu devrede iki takım da bazı değişiklik yap- mişta, Fener takımından Fikret çıkmış, Be- giktaş da iki açıkl, değiştirmişti. Oyun başlar başlamaz Beşiktaş çok enerjili oynuyordu. Nihayet üçüncü dakikada soldan ilerliyen bir Beşiktaş akınında Hakkı şahsi bir gayretle ilk golü yaptı. Bu golden sonra Fikret gene takıram- da yerini aldı. Ve oyun tekrar müteva- zin cereyan etmeğe başladı. 20 nci dakikaya kadar mütevazin ge- | çen oyun bundan sonra daha ziyade Beşiktaşın hücumlarile deva:n ediyordu. Bu sırada Fikret sakatlanarak oyundan çıktı. Fikretin sakatlanmasından istifade eden Beşiktaşlılar 26 ncı dakikada Fe- Ber müdafaasını tekrar zorladılar. Bu es- mada Fener müdafinin yanlışlıkla kendi kalesine attığı top Beşiktaşı beraberliğe çıkardı. Beraberlik golünden sonra maç biraz sertleşti ve ayni zamanda süratleni Beşiktaşın baskısı devam ediyordu. Fe- nerliler Fikretten mahrum oldukları için birinci devredeki oyun tarzlarını bir tür- lü tatbik edemiyorlardı. Oyunun bundan sonraki zamanı daha fazla Beşiktaş hücumlarile geçti ise de iki taraf da neticeyi değiştirmeğe mu- vaffak olamadı ve maç da 2-2 beraber- likle bitti, Ve vaktin geçikmesi maçın temdidine imkâh bırakmadı İzmirdeki milli küme maçları! İzmir 12 (Telefonla) — Bugün Alsancak stadında büyük bir kalabalık önünde milli küme maçlarına devam edildi ve Ankara klğplerile İzmir takımları ikinci karşılaş- malarını yaptılar, Günün İlk maçı dün Altanorduyu yenen Arıkara şampiyonu Gençlerbirliğile Altay arasında yapıldı. Çok heyecanli ve o nis- bette çetin geçen bu Karşılaşmada İzmir futboleüleri çok yüksek bir oyundan sonra Ankara şampiyonu Gençlerbirliğini i - 0 mağifp ettiler. Günün ikinel maçı Altınordu ile Muha- fıngücü arasında oldu. Muhafızlılar çok hâkim bir oyunla rakiplerini 6 - 1 gibi açık bir sayı farkile ı mağlüp ett ettiler, İzmirde tenis klübü açıldı İzmir 12 (Telefonla) Kültürparkta İ yapılan ten's klübü merasimle açılmıştır. Klüp reisi Dr. B. Halim bir nutuk söylemiş- tür. Klüp, bütün yeni testalerile memleketi- mizde eşi olmıyan bir müessesedir. Mera- #imden sonra bir çaylı dana verilmiştir. Ankara atış poligonunda müsabakalar Ankara 12 (A.A) — Dün ve buğün atış poligonunda devam edilen müsabakalarda çok iyi neticeler alınmıştır. Her zamankin- den fazla rağbet gören bu müsabakada puanların yüksekliği gâyanı memnuniyet bir vaziyettedir. Şimdilik 60 Üzerine 58 puanla birinci ttodilik 60 Üzerine 57 puan- fa Url, şimdilik 60 üzeri- ne 54 puanla üçüncü H. Rıza İçöz, şimdi- iik 60 Üzerine 54 puanla üçüncü Yaşaş Yalçınkaya. Müsabakalara salı ve pergembe günleri hariç her gün saat 16 - 17 arasında devam edilecek ve cumartesi günü müsabakaların finali yapılacaktır. Bu müsabakalara ber- kes iştirak edebilir, Eski günlerde Pire, tahtakurusu «Mart içeri, pire dışarız tabirinden de belli ki onlar da baharla beraber mey- dana çıkarlar, havalar ısındıkça ürerler, pasaklı evlerde o bali bulurlardı ki bazı memleketlere ârız olan çekirge yağmuru haltetmiş... Evet, balâs çaresi yok değil. Ortalığı sıkı sıkı süpür, tahtaları sodalı sıcak suy» la sil; köşeye bucağa pire tozu ek; oda- ların kapısını bacasını iyice kapayıp içeride günlük, kükürt yak; yatak yor- ganı güneşe serip havalandır. Pire gayet apiko ve âdeta bir cambaz- dır. Malüm a atik, çevik kimselere (pire gibi) derler. O afacan kolay kolay tutul- maz. El atar atmaz yakalayan hatunla” ra (kocayı da tutar) diye gıpta edilirdi. Pire, ele avuca sığmazlığından dolayı öbür haşaratın hepsinden fazla insanı huylandırır a; binaenaleyh (| (pirelen- mek) şüpheye düşmek ve huylanmak manasına da geliyor, (Bir pire için bir yorgan yakmak) tabirini de unutmaya- hım. Sırası gelmişken mahut fıkrayı ilâve edivereyim: ir mecliste pire İâfı açılıp, şerleri sa- dökülürken adamcağızın biri kalı cakal: — Ben yaman bir usul demiş. — Aman şunu çabuk söyle biraderi. diye yalvarırlarken, hazret: İki parmağın arasına aldın mı der- hal gözlerine kül ekeceksin. Artık nü, arkasını göremez. Âma âma, sürühe ine ölür! deyince dinliyenler kahka- haları koparmişlar: — Burup gebertivermek daha kestir- me değil mi?.. £ adam: — O da kabili. ca keşfettim!.. cevabıni vermiş, Pirenin göcü kuvveti, müthişliği şaya- mı hayrettir. Hesap meydanda: En ana- cı bir, bir buçuk milimetre boyundadır. Yarım metre havaya, yani boyunun 333 misli yüksekliğe ferah ferah sıçrar). Bu ne demektir biliyor musunuz? Or- ta kamette bir adamın zıbbadak 45 metreye, Süleymaniye camisinin âlemine hoplayıvermesi. Gövde ve bacak ada» İelerindeki kuvvetin derecesini görüyor musunuz? i Yavuzluluğunun ikinci isbatı: Pire en üfak tefek insandan bile hiç şüphesiz cüssece milyonlarca defa küçüktür. Me- selâ Büyük Çamlıca kadar bir dev ana- sının bud tarafını Adem oğlundan biri usulcacık imriveriyor. İfritin rahatı, hu- zuru dedirgin; azap içinde; zelzele olu- yorcasina ortalığı ine katmada. Piredeki tersin akil durduracak radde- liliği de başka bahis: Hacminden çok fazla ve mütemadiyen zuhurda... Deve, gergedan, fil pirenin yanında jik devirlerin halkı neden pireyi Tanrı Urumamışlar, sıvıya lapmamışlar, buna şaşmaktayım... Yerde gezer tatarina Ben onu tutarina Ayakları yüse yüse n tahtakurusu da ne İstanbul içinin ecdat- tan kalma eski konaklarında, kenar ma- hallelerin hak kuran kafeslerinde, sayfi- lik köylerin mevsimliği on beş, yirmi liraya tutulan küçük evlerinde kum gibi kaynarlardı. Bunlardan yaka kurtarmak hepsinden zordu. Sıvası dökülmüş duvarların bağ- dadileri, süpürgeliklerin kenarları, döşe- me kirişlerinin, tavan tahtalarının araları pıtrak. Baş vurulan tedbirler boşuna. İstenil- diği kadar döşeklerin arasina incir yap- rakları dizilsin (yaprağın öce tüyleri şimdiki tankların yürüyüşüne mani demir kazıklar kabilinden) ; karyolanın ayakla- rna su dolu çanaklar konulsun; yastık- deliğe deşiğe dikiş maki- lanlığile gaz akıtılsın; değ- e bez sanlıp, hamızı kibrite daldıri- pe boydan boya svansın, ni file, ((O zamanlar Fi sa da ne fayda). Üstüne gazı damlatınca şişkoların ne bal aldıklarına hiç dikkat ettiniz mi? Hemen bocalayıp üç beş kere gerildik- ten sonra kafa aşağıda, #rd bacaklar yukarıda, eski cimnastikcilerin okabak vuruşları vaziyetini oalmakla beraber yamyassılaşırlar, Bundan otuz bu kadar yıl evvel ak- yabalardan biri, Göztepe ve Erenköyü- nün sivrisineğinden gık diyerek yazlık Boğaziçine çıkmış, Kanlıcada bir ev tutmuştu, Göşettikleri geceden itibaren, (yağmurdan kaçan doluya tutulur) ka- bili, haşaratı Ja yüflihun bastırır. Saydı ağımız tertiplerin hiçbiri kâr et- i i dönmekten gayri yapılacak yok. Fakat para verilmiş, ha- ya tebdilide lözm. Sabur zaruri ya Musa... Merhum tomar tomar bakkal kâğıdı alır; iki parmak eninde boy boy kes kolaya batırıp batırıp yatak odasının dö- şeme tahtaları aralıklarına yapıştırır. Sabahtan akşama kadar deli pösteki sayarcasına helâk olduktan sonra, gece uykuya varacağı sıralar yastık yüzünün üstünde yine katar mevcut. O lenduha, abullabud kan ve koku tulumu kâfirler az kurnaz mı? Tavanda» ki aralıklardan aşağıyı noktası nokti na ölçüp, hizalayıp, yine şimdiki para“ şütçüler kendilerini bırakıvermeğe bir kucak kâğıt, bir kâse kola ile üç ayaklı merdivene çıkar. Kan ter içinde tavanı da yapıştırır babam yapıştırır. Biçare, tutulmuş boynunu santim ka- dar kımıltadamaz halde bir gün bize gelmiş, (tahta kurularının epeyce önünü ebildim amma tamamile kurtulmak mümkün mü?) diye yaka silke silke, bir daha yazlığa çıkmamağa tövbeler etmişti. Eski bir ahbabın başına geleni de nakledeyim: Kızıltoprakta aydınlık, ferah, kanar- ya kalesi gibi bir köşkeeğiz yaptırıp ta andılar. Hep sevinçteler: — Oh, elâlemin kirli pash evinden, kalfalarının sıtma çeken, sıska, kavruk; on, or iki yaşında bir kızı var. Emektar, yalvanr yakarır: — Kuzum hanfendiciğim, yavrum bir iki ay hava değiştirsin, kendini toplasın; evelallah sonra sizin sayenizde sıhhati- ne kavusşun!,. tta bir oda verirler. Kadın iki yatakla iki bohça alıp gelir, Aradan çok geçmeden bütün köşkte tahtakurusu kaynamıyor mu? Kalfamn getiremez olası döşekleri kumkama halinde de- gil mi imiş? Temizleyinceye kadar anamızdan em- diğimiz burnumuzdan geldi derlerdi. Bir de süt kardeşim Ali Tevfik anla- tırdı, 315 senesinde Eyüpteki Baytar ve eczacı rüştiyei mskeriyesinde talebeydi. Bina, Nuh yılından kalma İplikhane kış- las, Uyku için kovuşlara vanlınca tava: lardan, duvarlardan, sağdan soldan bi lerce tahtakurusu hücuma başlarmış. Ko- runmapın baş çaresini şunda bulmuşlar! Vücut sığacak genişlikte, Amerikan bezinden bir torba, Girilip, kollar da içeride, ağzını boyundan büzmek... Çok» ları havasızlıktan bunalmayı göze alır, kafa da dahilde, tepenin üstünden ba; latırlarmış.... kiradan kurtulduk! Çırak çıkmış dadı Sermed Muhtar BULMACAMIZ Mektepler muhteliti maçında Ankara, İstanbulu 2 - 1 mağlüp etti Maarif Vekâletinin tensibi üzerine biri İstanbulda diğeri Ankarada iki müsabaka yapması tekarrür eden Ankara ve İstan- bul mektep muhtetitleri dün Fenerbahçe stadında karşılaştılar, iki bin kadar bir seyircinin bulunduğu bü maç birinci küme takımlarının müsabakaları kadar heye- canlı ve güzel oldu ve Ankaralılar 2-1 galip geldiler. İstanbul muhteliti Galatasaray ve Bo- #aziçi mekteplerinin futbolcülerinden mah- rum olduğu cihetle pek kuvvetli bir man- zara arzetmiyord. Buna mukabil Ankâra- lar tam bir anlaşmış takım halindeydiler. Sant 15 de sahaya çıkan takımlar kısa sü- gen bir merasimi müteakip şu gekilde di- rildiler; Ankara muhtetiti: Nuri - İbrakim, Ce- | vad - Sedad, Şeref, Nuri - Suphi, Hikmet, Kadri, Ahmed, İstanbul muhteliti: Muvahhid - Murad, Süleyman - Feridun, Faruk, Arif - Yunüs, Zeki, Mükerrem, Kadir, İsmet, Müsabakaya İstanbulun soldan yaptığı seri bir akınla başlandı. Dakikalar ilerle- dikçe Ankaralıların bilhassa açıklar vası- tasile yürüttükleri akınlarla İstanbul kale- #ini tehdid etdi Jüyordu. İstanbul oyuncuları biribirlerile iyi an- laşamadıkları cihetle Ankara akımlarını karşılamakta müşkülât çekiyorlerdi. Bu sırada İstanbul müdafilerinden Murad ve Yaruğun çok canlı çalışmaları Ankaranın sayı yapmasına imkân vermedi ve birinci devre 0 - 0 beraberlikle nihayetlendi. İKİNCİ DEVRE İkinci devreye Ankaranın merkezden yap- tağı bir hücumla başlandı. Her iki takımda tadilât yapılmış ve yorulan oyunculardan bazıları değiştirilmiş olduğundan oyun çok seri devam ediyordu. $ inci dakikadan itibaren Ankaralılar oyuna hâkim oldular ve bu devrede İstan» bulun yaptığı ender bir kaç akınından maada bütün müsabaka İstanbul kalesi Önünde cereyan etti, 16 ncı dakikada sağ taraftan topu süren Buphi ani bir şüle Ankaranın ilk gölünü yaptı ve bu sayı daha fazla çalışmalarına sebep oldu. Üstüste yaptıkları akınların birisinde kazandıkları favülden Orhan va» stasile ikinci gollerini de çıkardılar. Müsabakanın bu şekilde nihayetleneceği tahmin edilirken devrenin bitmesine bir dakiki kala İstanbulun merkezden zorla sürüklediği bir akında Kadir sıkı bir şütle şeref sayısını yaptı ve müsabaka bü vaziyet değişmeden 2 - | Ankaranın galebesile ni- bayetlendi. Bu karşılaşmanın revanşi 19 mayıs Spor ve Gençlik bayramında Anka- rada yapılacaktır... Şişli Ankarada ; yenildi Ankara 12 Telefonla) — Dün Demirspo- ra mağlüp olan İstanbulun Şişli takımı bugün az bir seyirci önünde ikinci maçinı Ankaragücü ile yaptı. Çok sıkı ve sert bir şekilde geçen müsabaka neticesinde Anka- ragücü rakibini 2 - | mağlüp etti. "dün konaktır, 4 — Hükümdi Damen - Tersi tefrik ettir demek- İK bir nevi kayık - Tersi yıkıntı. başına çalgı çalan - Sporcu — Güzel Sanat - Büyük bahçe, 9 — Maddi değil - Bir nevi kumaş. 10 — Bir sayi - Odun baltası satan, Yukarıdan aşağı: 1 — Dokuma tezgâhı iğnesi - Fi #imalinde bir iman. 3 — Temsil - Lâhza, 3 — Ferman istahsal eden, 4 — iktisad yapan 5 — Susuzluk - Osmanın kârdu 6 — Tarassud - Tersi bir sıfat edatd 7 — Başına «Zs gelirse muarızdır « Hr tiyanlığın başlangıcı, 8 — Sayfiye - Sevda, 9 — Tersi soğanın başıdır - Tersi pazan demektir. 10 — Tamam kırk tane ayağı var. Geçen bulmacamızın halli Soldan sağa: 1 — Arayagiren, 2 — Çöparabası, 3 — Anonim, 4 — Relaf, Paşa, 5 — Senebaşı, 6 — Gate, Erime, 7 — Anici, Al, B — is- yanyapma, 9 — Okşamak, 10 — Eşk, Asaray. Yukarıdan aşağı: 1 — Açar. Gailr, 2 — Rönesans, 3 — Apoletiyek, 4 — Yananocak, 5 — Arife, İn- şa, 6 — Gam, Be, Yas, 7 — İb, Parlama, 8 —- Raraşi, Par, 9 — Es, Şımamka, 10 — râ. Nil TEŞEKKÜR Ailemizin reisi, Ankara mebusu Şakit Kınacı'nın elim ziyaı dolayısiyle cenaze me- rasimine iştirak eden veya telgraf ve mek- tupla taziyede bulunarak acımızı paylaşan muhterem dostlarımıza ayrı ayrı teşekkür etmeğe büyük teessürümüz mâni olduğun- dan bu zevata derin minnetdarlık duygu- Jarımızın iblâğına sayın gazetenizin tavas- #utunu dileriz. Kınacı ailesi uamına; Mehmed ve Ziya Kınacı başı - Tersi şi- Beyoğlunda SADi salonunda BU AKŞAM Salonumuzun Mevsim sonu münasebetile SALONU Kapanma töreni tes'it edilecektir. Mevcut programımıza ilâveten kanuni Bestekâr ARTAKİ'nin iştirakile Keman SADİ, SALÂHADDİN PINAR, Piyanist ŞEFİK tarafından klâsik SAZ ESERLERİ Sahibinin Sesi artistlerinden bazıları sürpriz olarak iştirak edeceklerdir. Mevsimin bu son veda gecesinde yapılacak müsiki ve eğlence giyafetini kaçırmayınız. Telefon: 43776

Bu sayıdan diğer sayfalar: