30 Ekim 1935 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2

30 Ekim 1935 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dr. Abrovayan ın Diyevi Bır Türk Saylavı Olduğu 1 Halde | Bir guzeteci röportajı ki, 26 temmuzda (Vorld Jeurry) adlı Ji moomusunda — çıkmış. K ayni aylar içinde İzmir'den geçmiş olan Betty :B—'lıı Başlık, (Türkiye'nin ik Yahul saylavı). Mevzu, say- 'h'lı'dıı Dr. Samosl Abrovaya İı mülâkattan ibarettir. | Bu yazı, dört gündenberi Umasamın üstünde durayor. Say- lav Dr. Abrovaya'nın, mülâ katlar kraliçesi Betiy Rose'a rinden bazı — parçalar derin — derin dü: Şünüyordum. Büyök Şef ve “Türk inkılâbı hakkında metlek- Utaşımıza — fikirlerini — bildiren '&yhv Dr; Türkiye'de (Ne ğYıluıdl. ne Hıristiyan ve ne do Müslüman diye) bir ayrılış olmadığını ve herkesin (Türki. © y* cumuriyetinin vatandaşı) ol- bildirmek ve — Ben herşeyden evel bir saylavıyım. Burada akal- 'et meş'eleleri yoktur. Demekle beraber bütün ifa desinde Türkiye'de Türklük- ten başka bir. Yahudllik key- fiyetini kabul etmiş ve onu Ovarolan, dini, mekteb işleri şa Üye b şekilde — konuşulabilen 'blı mevzu halinde yaşatmıştır. saylav olmak haysiyeti lle ç doğruya; İ — “Türküye'di 'Yetadi ” » P Yahudi'lik yoktur. —Belki ayrı O ayrı dinler taşıyan, yani - vic k—! hürriyetine sahib ferdler. v.— teşekköl etmiş bir Türk Onlasu vardır! 4 Diyeceğine — tamamen — bir yoldan yürümüştür. Münev. O wer bir. doktor ve bir Türk | saylavının bu batası karşısında hayrete düşmemek İmkânsızdır. L Bakımız Dr. Abrovaya neler W O1 — Cuümur Relsdimiz Ki ._. Atatürk tara bir «Liberal> dir. O vicdan bhürriyetine hür. | metkârdır. Ferdlerin ayrı aytı — din ve mezhebleri İle meşgal olmaz. — Yurttaşlardan — istediği Oancak ve ancak dürüstlük ve | sadakattir. — B — Memleketimizde ayrıca | "ausyyen Yahudi — mes'eleleri | yoktur. | 8 — Türkiye'de hayatımız emin ve saadetimiz mahfazdar. K Türk'ler çok misafirperver ve Alicenab bir millettir. -& — Biz Türkiye cumurl. yeti; Yahadileri, her türlü din yine yollıyor ve onlara iyi bir | Müsevi teebiyesi aldırıyoruz. | 5 — Şayet, zamanla, Yahu- diler diğer aırklarla, aralarında erimek — yola oolsalar bile, ba kaynaşma ve arkı hiçbir gün tama: men yok olamaz. Yahudi de- Senenin Ilk Zaferi - ParamuntJurnalde İle — kaynaşacak- Yahu- dcılıılu. fater Çekoslovak veya İtalyan... Doktorun beyanatının diğer parçaları ne kadar iyi ve par- lak olarsa — olsun, yu yakarıda beş kısımda tesbit edilen fikir- lerini ayrı ayrı ele alınca, ken disinin tam bir Türk rohu ve düyüşü — İle söz söylemediğini ve başlı başına bir Yahudilik keyfiyetinin — varlığına Ioandı- gıni görüyoruz. — Atatürk viodan hürriye- tHne hürmetkârdır. Bu, doğru- duür, Ve onun kurduğa lâyikli. ğin esası, hattâ buna bizden çok evel tatbik eden Fransa'ya nazaran bile daba mütekâmli. dir, Çünkü Fransa'da, kanlı ihtilâllere ve ana siyasanın ka bul ettiği İüyikliğe reğmen, kilise ve din hülü sosyetede mücsedler bir kuvvet halinde yaşıyabiliyor. Devlete ve ferdin hayatına kadar el uzatıyor. Biz de, din ile dünya İşinin ayrılması, dabha cesri, daha kat't olmuştur. Fakat doktora batırlatmak isteriz ki, Türk rejiminin, — vatandaştan; İstodiği şey, tadece dürüstlük ve sada- kat — değildir. Çünkü bunlar, nihayet insanın tabli ahlâk va- sflarına ait şeylerdir. İstenilen şey yadar: Tam Tüörk olmak, yani kuna kadar, dile, dayguya, kaflaya, aile terbiyesine, kültüre kadar Türk'lük.. Halbuki mühterem — doktor Abrövaya, bambaşka bir içtimai ve milli felsafe yaratmağa kal- kıyor. Bizce, sadakat ve dürüst. lük, Türk yurddaşında kafi görülen bir haslet olamaz. Bizlim heyecanlarımız, bizlm “esprit,,- lerimizle karışmıyan — bir ayrı düşünüş, memlekette — sadece, — Şahsf kazanç ve saadetini bozmamak için bize bağlı bu lanuyor, demektir ki, bunu is temiyoruz, reddediyoruz. Tam Türk olmak İstemiyenin büu topraklarda tam Türk olarak her haktan İstifade etmesi, el- betteki bizl muztarib eder.. B — Memlekette ayrıca mu- ayyen Yahudi mes'eleleri olma dığını söyliyen doktorun İfade- #ai tahlil edersek şua çıkmaz mı? Meomlekette muayyen mes'ele yoktur, fakat gayri muayyen bezi mes'eleler vardırki, bu, başka —memleketlerin Yahuadi mes'eleleri ile alâkadardır. Doktor Abrovaya, bunu bir sul tefsir ve telâkki olarak mü- dafan edemez. Çünki —“muay: yen,, kelimesini kullanmak, ber halde ima yolu İle bir “gayri müayyen,, ve “meçhul,, key- fiyeti Işaret etmek — demektir. Saylav Dr.; — Hayır, bizim için hiçbir Yahodi mes'elcsi yoktur. Çünki biz Türküz! Diyemez miydi?. Acaba dok.- tor, hakikat bilâfına —«öz söy: Ankara ve İstanbul'da /| diliği Müdafaa Ediyor |Bayram Çok Parlak Geçti. Ankara Ge- çit Resmini Atatürk te Takip Buyurdu Ankare, 29 (Özel) — Cumuriyetin 12 incl yıldönümü, burada çok parlak geçmlş ve heyocanla kutlanmıştır. Büyük Önder Kamâl Atatürk öğleden sonra ssat 14,30 da Kamulav'a gelmiş ve tebrikâtı kabual etmişlerdir. Bandan sonra Atatürk'ün de takip ettikleri büyük geçit resmi yapıl- mıştır. Gece Ankarapalasta bir balo ve verilmiştir. Bâtün Ankara donatılmıştır. Istanbal 29 (Özel) — Şiddetle yağan yağmura rağmen Cumuriyet bayramı çok parlak — geçti. İlbaylıkta kabul nıııl yapılmış, gece de muhtelif r!leıcclnr ve balolar tertib edilmiştir, Samuel Hoar Laval'le bera- ber Cenevre'ye Gidiyor ! İstanbul 29 (Özel) — İngll- tere Diş İşleri Bakanı Sir Sa- mool Hoar, Frunsız Başbakamı M. Piyer Laval'la birlikte Per- şembe günü Cenevre'ye — gide- coktir. Londra 29 (A.A) — Perşem: be günü Cenevreye dış İşleri bakası M., Samuel Hoare'in de bizsat gitmesi hakkındaki ka: rarı tefelr eden Dally telgra 31 Numaralı İtalyan Res- fin diplomatik — mubarriri di- yor ki: Bu gidişten hiçbir fovkalâ delik veyahat İogilir hüküme tinln siyasasında herhangi bir değişiklik beklememelidir. Biz zat Hoar'ın da Cenevre'ye git mesi — İngeltere'nin — İtalya'ya kargı ekonomik tesirler yapıl: man mes'elesine mümkön ol düğu kadar kuüvvetli bir. da- mi Tebliği Çıktı. İstanbul 29 (özel) — Azmara'daki İtalyan kurargâbı, 31 nu- maralı resmi tebliği neşretmiştir. Ba tobliğ şudur: Birinci kolordumuz, Havzeyn bavalisinde imikşaf bareketle. rinde bulunmuştur. İstikçaf, Adon İle Aksum'an ilerisine kadar ozamıştır. Tayyarelerimiz, mütemadi faaliyot göstermişlerdir. Kıtaatımıza teslim olan Habeş'ler, beraberlerinde 732 tüfek getirmişlerdi. Yeni Yağ Vapuru Bu 1200 Tonluk Vapurumuz Bugün Törenle Denize Indirilecektir lstanbul, 1200 tonlak yağ vapura yarın törenle denize İndirilecektir. 29 (Özel) — Gölcükteki tezgühlarımızda yapılan gemi, Türkiyede yapılan ilk vapurdur. lemiş olmaktan mı çekindi?. C€ — Daktor Abrovaya, va:- tandaşlık — vaziyetini (bayatımız emin, ssadetimiz mahfuzdur. Türkler misafirperver ve âllce. maptırlar) çeklinde anlatırken, sömürgelerde ayak ayak üstüne utmış bir kapitalistin beğlik ve mezaket İcabı eözlerini duyar gibi oluyoruz. Onlarca matlab olan çey, hayat emniyeti ve saadetten öteye geçmiyor ve gene onlarca, yüzyıllara, Inkı- lâblara ve herşeye rağmen hülâ bir. misafirlik vardır. Uzun müddet kazanmağa, geçinmeğe gelmiş ve o yerde emniyet ve sandetinden başka hiçbirşey dü- şünmiyen ve ev sahibinin mlsa- firperverliğinden çok memnun olan bir. misafir!.. Yani mlsa- fir Yabudi milleti!.. Dr. doğra söyliyor: Ev sahibinla İşl İle, sstırabi, didinmesi, çalışması, yorulmusı He hiç alâkadar olmıyarak çatı altında İpliğini boyayan — bir mlsaf ir!. Hayır Dr. Abrovaya, hayır!. Buanu bir ecnebi - söyliyebilir, fakat “Tüörküz!,, diyenler böyle töyliyemezler. Kimseye bu bak: kı vermiyoraz. Çünkü bu, Türk milletinin Adrakl ile, nezaketi ile bir is Uekal olur ve rejim, hiçblr za: man böyle bir zihniyet kabul etmemiştir. Bu, olsa olsa müt- hiş bir skandaldır. D — ( Yahudi mektebi ve Müsevi terbiyesi).: Doktor bil miyor mu ki, mhsafirliğin baş: ladığı tarihten bugüne kadar Türk'lerin Yahudiler arasındak! hissl rabita ve bağlantıyı yarat- mıyan unsurların en başlıcaları, işte bu (Mekteb ve terbiye) dir. Terbiyenin bugünkü soysal ha- yattaki rolünü ceas — tutarsak, (Musevi terbiyesi)nin hiçbir. za- man (Genel — Türk - terbiyesi) çerçivesine girmediğini anlarız. Nin terbiyesi, Musevl terbiyesl.. İbranlco ve Yahudlce.. Ve sonra Türk!, Bu, ayni cinsten olm: yan şeylerin cem'ine kalkmak kadar garib bir hareket değil de nedir? Bem bu kadar İzahlara ne hacet. İşte alt tarafı: E — Şayed zamanla Yabu: ram vermek İstemesinden do- layıdır. Londra, 29 (A.A) — Samu: el Hoar'ın Cenevre'ye gidişini tefilr eden — gazetelerin çoğu diyor ki: Zeeri tedbirler bakkındaki müzakereler en fazla İki üç gün sürecektir. M. Hoare ih tHmal pazar günü Londra'ya dönebllecektir. Bu esnada M. Laval da Cenevre'de buluna cağından iki bakan bu buluş- madan İstifade ederek ayni xa manda — İtalya'nın Habeşlistan üzerindeki istekleri hakkında da konuşabileceklerdir. Parls 29 (A.A) Jarnal gezetesl M. Laval ile Sir Sa: maecl Hoare'lo birlikte Cenev- re'ye gidişini bir mavi tezahür olarak telâkki ediyor ve di yor ki: M. Eden'ia yalnız olarak da İngiltere'yi Cenevre'de temsil edebileceği keyfiyeti çok açık bir bakikattir. Fakat M. Hoare İogiliz müntehiblerine hükü metin bir tek siyasası bulun: duğu ve bunun da uluslar 806 yetesi alyasası olduğunu gös termek arzusondadır. M. Laval'ın da İngiliz bakanı ile birlikte gidişi ultuslar sosye: diler diğer ırklarla aralarında erimek yola iİle kaynaşecak ol şalar bile, bu kaynaşma ve erime sözde kalacakmış. Yua- hudi dehasmı ve espritisi yaşıya cakmış. Amma ona Türk, Ttal. yan veya Çekoslovak, — denebi. llrmlş.. Büyük bir cesaret muhterem doktor Abrovaya!.. Bötün mil: letleri tetlekal ediyorsunuz. Ya- hudiliğa ald ırk, milliyet, din esaslarını kabülden sonra artık hangi toprakta hangi vatandaş lğın, ve şekilde mevzuubahle olabileceğini düşünüyor da şa gırıyoruz... Bizce muhtolif ilim, nazariye ve İçtimai mezbeplerin bir ta- kım telâkkileri vardır.. “ Mili- yet,lg ayrı ayrı tarifini yap- mışlardır. Fakat bu “Yahudi,, davasında nasıl bir «letem, nasıl bir nazeriye vardır, anlıyamı- yoruz. Doktor, Yahudilik asil olmak kaydile, hepsini tabii görüyor. Diler Italyan, diler Türk, diler Çekoslovak!.. (İstlirad dik- kat buyarolsun — “Alman,, dan ün ELHAMRA Sinemasında a— DEFİNE ADASI —— Amerika Siyasasında gişiklik Yok Iuıuhnl 29 (Özel) — Nev- yorktan haber veriliyet: Amerika dış İşleri bakanı Hol, Havas Ajansının, Amerika hakkındaki neşriyatımı — tekzib etmekte ve Amerika siyasasının değişmediğini bildirmektedir. Papanastasyu Tevkif Edildi Atina 29 (AA) — Alman Jstihbarat bürosundan: Yunan camuriyetinin müce- tisl ve camariyetçilerin İlderi olan M. Papanastasya ordüaya bir beyanname tevzilme teves- sül ederken tevkif edilmiştir. - Yunanistan'da Silâh Taşımak Memnuiyeti. İstanbul, 29 (Özel) — Atina dan baber veriliyor: Yananletan dahilinde silâh taşımak yasak edilmiştir. Akel hareket edenler şiddetle cezalandırılacaktır. Londra'da hogiltere Kralının Misafirleri. Londra, 28 (A.A) — Yugor- lavya Kral nâlbi prene Pol ve karıstı dün öğle yemeğini İn- giliz Kral ve Kraliçesile bir- likte yimişlerdir. Şölende Dük Dö Kent ve Yunan prenelerin- den Nikola'nın karısı da bu- lonmuştur. Yunan Krali Yorgi ikindi çayım Kralın sarayında İngiliz Kral ve Kraliçesile bir: likte İçmiştir. tesi paktının müdafanmı mev- zuu bahis olduğa saman Fransa e İogiltere'nin yanyana bulu- nacaklarını tebarüz ettirecektir. Bu sahne tertibatına başka bir sebeb mevcud değildir. bahsedilmiyor. Çünkü — mes'ele “Hayat emniyet ve saadeti ile,, misafirperverliğin yoklağuna ta- ellük eder.| Doktor için ehemmiyeti balz olmıyan bu besnelerin bizim için İse bilâkis çok büyük önemi vardır. Çönkü bla, bir bardak su üstünde zeytinyağı damlası gibi ayrı yaşıyan ve başka kaplara da aktıkça gene ayol ayrılığı muhafaza eden bir tipin her halde biçbir. zaman için Türk'leşmiyeceğine kanllz. Nitekim tarih, bunu bize sara- bhatla göstermiştir. Ne yazık ki, bunu çimdi bir saylavın ağaın- dan da — dinliyorus.. Doktorun kaldırdığı iık altında, — şimdi Türk Yahudilerini, daha Iyi görüyoruz. Türk, Italyan, Çekoslovak, İogiliz ve herşey olabilecek, hususi esprit ve deba iddlamına kapılanş, zeytinyağı dalgası ha- linde bir yığın!... Vab, vah doktor Abrova'ya, yah, vah, vahi... Orhan Rahmi Gökçe Hgebeş Harbine Aid IIk Sesli Film, Italyan ve Habeş Cebhelerinde Faaliyet ve Saire...

Bu sayıdan diğer sayfalar: