16 Şubat 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2

16 Şubat 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fo . .Halulı' “adam”,,lık.. ı var ki, Türkiye san'atkâr Puşkin'in yüzüncü matbuatı, büyük — Rus şâiri, daha doğrusu ildönümünü kutlulayor. Onon den; onün manzum parçalarınıdan alib neşriyat yapıyor. ( İki'türlü kaymet vardır. Bizi mörmal, biri de normal fevkinde.. * * Küremizin,şu kadacı su, çu kadarı toprak, şu kadarı ağaç, maden ve| y satöğtir. Küremizde, şa kadar beyaz, şu kadar sarı, çu kadar siyah ve kırmızı “derili insan bulunuşu gibi.. Bazı ırkçılar, insanları beyoz ve siyah, bazıları da beyazlar içinde — Mümtaz ırk ve milletler diye tasnif ederler. Amerika'da beyazlar, zenci- deri inşaa yerinde saymazlar. Hitlerizmin güttüğü wrk dâvası, Alman mil- detinin, dünyanın en yüksek, en temiz, ca kuvvetli ırkı olduğu iddia- sındadır. Bunların hepsi, iktısadi, içtimat, müllf menfaatlerden ve ideo- lojilerden mülhemdir. Hakikatte ise, dediğimiz gibi, iki insan tipi vardır. Birinin kıymeti — gadece kendi. toprağında, çalışan, çabalıyan, faydalı, faydasız vatandaşlır K Sllılh kahı. Bu, normal insan lıyıımılıı Kafası da nöormal, idraki de, işi, yaradiliği, herşeyi de normal, İi Bir de tabiatin ikiündda dnak yetiştirdiği insanlar vardır ki, — asırlardan asırlara, dünyanın şa veya bu köşesinde doğarlar. Normal ir> — san yığınları onların etrafında toplamır.. Çok kere kendi hududlarından © Ve zamanlarından aşarak beynelmilel âleme ve tarike malolurlar. ; — Bir şöbretin yumutta kaboğundan doğmamışlardır.. Onlar, tabiatin mMüstesna, olgun ve dolgun bir anının esgridir. Çoğu, fakir ailelerden | gelmişlerdir. Rir kısmı, kültürlerini kendileri dehkaları, ancak cemiyette ses verdikleri gü pmaşlardır.. Şöhretleri ve kendilerini göstermiştir. Bunlar, milletleri doğurm Terdlerdir. Banlar, bi yük — san'at ve aşıkları — toşıyıb insanlık âlemine tevcih , kanını, canımı, eden kafalar, dehelardır. rengini, şeklini anların varlığından Medeniyet ve almıştır. Bir Atatürk, tarihi bu kadar eski olan bir millette, kaç asır içinde do- " gabilmiştir. Dikkat buyuruluyor mu? — Poşkin de, kendi san'at vadi e, kendi milletinin hududlarından — çakıb beynelmilel üileme ve taribe intikal etmiş, normal fevkindeki — kiymetlerden biridir. Deha mertebesine varmamış olabilir. Fakat, o de. — diğimiz gibi, normal fevkinde yaşıyan bahtiyarlardandır. — Alacağımnız ders, tekrar kuvramağa mecbur olduğumuz bakikat şyudur: — geydel Adam olabilmek, Başka birşeydir! Puşkin hakkında! — Puşkin henüz Çarskoye-Selo lisesinde talebe iken arkadaş- İlün kendisinc “Fransız Puş. kin,, derlerdi. Püşkin Fransız'cayı daha mektepte iken çok iyi bilir, okur ve yazar, Fransız ede- biyıtılc meşgul olurdu. — Puşkin'in eserlerine birçok Fransız şâir ve - ediblerinin /— eseri büyük bir tesir yapmıştır. k Gene fareler! Malüm ya, Hindistan'da ve- sair memleketlerde fareler o O kadar muzir bir vaziyet al- — mışlardır ki, buralarda “1 nu- maralı halk düşmam, ilân edılnıışlerdîr. Bu defa da farclerin yeni Hr zararından bahsedeceğiz. Fransa'da İzer'de bir çiftçi, karagünler için 5000 frank - biriktirmiş bir dolaba sakla- bi anın — çalın- ğını görmüştür. ıpılnıı tahkikatta bu bank- “notların fareler tarafından aşı- rıldığı anlaşılmıştır. — Fareler bir de banknotlara Omusallat olurlarsa, vay hali- |/7 mize! Akademi kelimesi.. — Fransız akademisi, 40 Lâ- yemut sencler senesi Mesaj neticesinde muazzam bir Fransız dili lügatı vücuda getirmiştir. © Fakat bu muazzam lügatta Akademi, kelimesinin tam şekilde tarif edilmediğini söyler- “Akademi kelimesi bir müd- t “Nefis san'atlar, fünun ve edebiyatla iştigal etmek üzere pl insanlar kumpan- Tp süren “hayret edersiniz, değil mi?; Hakiki saadet, ne servettedir, ne şöhrettedir, ne diplomada, ne bir. insan, yani ideal iasan olabilmek, Başka, bam Saime Sâdi kelimesi yerine “Meclis,, ika- me edilmiştir. Fakat bu tarif tamam mıdır? Meselâ Fransa'da tıbbi, baytari. ve saire akademileri de — var- dır. Burtar da nefis san'atlar, fen ve edebiyatla iştiçal et- mek üzere toplanmış insanlar “Meclisi,, dir. Zekâ ve saç İngiliz - doktorlarından H. Solçz insan zekâveti ile saç nisbetini alâkadar bulmuştur. İnsanların saçı ne kadar çok olursa zekâveti o kadar az olurmuş. Bu doktor, bir insanın ba- şında bir santimetre murab- bat yerde 312 saç — tesbit et- miştir. Bu miktar gorillerde 317, küçük maymunlarda 203 imiş. Bu doktor, yalnız bir ciheti unutmuş; — zencilerde — saçlar daha — seyrektir, ırkı asfarda ise en azdır. Şu halde zenci- ler beyaz ırktan daha - saçsız olduğu için daha zekimidirler? FÜŞ CU G TERESİTA aN İ Bugün doğacak çocuklar.. Bugün, yıldızların tesiri gene kötü olacaktır. — Sabahleyin — bazı işlerde muvaffakıyet görülecektir. fakat öğleden sanra iş cihetinden pek çok aksilikler olacak, aileler arasında birçok — skandallar çıka- caktır. Bugün doğacak çocuklar zeki olacaklardır; fakat sebatsız — ola- cakları için tahsil cihetinden geri kalacaklar, — içlerinden bir kastm resim ve nefis san'atlarda kendi. lerini “gösterebilecekler fakat, has yatla daima muvaffak — olamıyan: dar arasında (kalacaklardır. ——— | ANADOLU HÂABERLERİ YEHİR Konak meydanı ( Atatürk'meydanı ) oldu Modern ve ucuz otobüs işletmek mes'elesi Yolcu ve yük ka caktır. Elektirik Şehir meclisi, dün şubat devresi son toplantısını yap- mış ve bu toplantıda şehirde belediyece otobüs işletilmesi hakkında mühim görüşmeler olmuş, kamyon talimatnamesi kabul edilmiştir. Celse, reis Dr. Behçet Uz tarafından açılınca geçen zabıt okunmuş, küçük bazı değişik- Tiklerle kabul edilmiş, sonra umumi çeşmeler ve fidanlıklar fasıllarından bazı münakaleler yapılması muvafık görülmüştür. Riıhtim şirketine aid 9616 lira kıymetindeki - bonoların Lusyen Fratelli namına devri, lâğımlarda kullanılmakta olan beton borular yerine santra- fujlü beton Barular — inşası ve Bir atölye açılması için 2200 liralık tahsisatın müna- kalesi teklif edilmiş ve bunun üzerine büdçe encümeni na- mina eczacı Faik izahat ver- miş, yapılmakta olan şakuli beton boruların imali hileye müstenit olduğu gibi Holzler projesine göre yapılan bu lâ- ğım borularının lâyikile kon- trol edilememek — yüzünden sağlam olmadıklarını, santrafuj-) ü borular inşası için bir atöl- ye açılması muvafık görüldü- ğünü söylemiştir. Tahsisat münakalesi kabul edildikten sonra belediye reis- Liğinin İzmir'deki bazı cadde ve meydanlara adlar konul- ması hakkındaki teklifi, mü- zakere edilmiştir. Konak mey- danına (Atatürk meydanı), fu ar önündeki meydana (Lozan meydam), Şükrü Kaya ve Dok- tor Mustafa bulvarlarının bir- leştiği meydana (Montrö mey- danı) adlarının verilmesi mu- vafık görü'müş, Aziz Akyürek, Refik Saydam, Şükrü Kaya, Celâl Bayar, Saraçoğlu Şükrü, Ali Çetinkaya ve Necatibey bulvarları adlandırılmış, yeni bulvar adları ve sokak numa- raları asılırken merasim yapıl- ması hakkında bir üyenin tek- lifi kabul edilmemiştir. Şehrin bazı yerlerini — sel baskınından kurtarmak - için 936 yılında inşaası kararlaştı- nlan ve Mezarlıkbaşında Kor- dona; Dudu sokağından ikinci kordona kadar iki- lâğımın, denize kadar uzatılması teklifi büdçe encümeni tarafından verilen izahattan sonra kabul edilmiş, müteakiben şehirde otobüs işletme işi üzerinde tetkikat yapan komisyonun raporu okunmuştur. Bunda belediyenin otobüs işletme işini, istikraz — suretile para bularak bizzat yapması ve ikinci derecede de eşhasla iştirak suretile otobüs işletmesi mütaleaları — ileri sürülüyordu. Tetkikat yapan komisyon namına Münir Birsel izahat vermiş ve halkı, şimdiki oto- büslerden kurtarmak, konförlü ve muntazam servisli modern otobüs'ere , kavuşturmak. için belediyenin yapacağı işin çok li ve- kalkin Tebine ol: myonları ayrıla- şirketi mes'elesi manda kârlı olan bu işin evel- emirde belediye tarafından ya- pılması doğru olacağı müta- leasında bulunmuş ve Vekiller heyetinin kararına göre selâ- hiyet verildiği Üüzere 60;000 lira ile bu işin başarılması mümkün olmıyacağı meydana çıktığını söylemiştir. Söz alan bazı azalar, bu iş için 100 - 150 bin lira sarfı hususunda belediye reisine selâhiyet ve- rilmesini teklif ettiler ve bu- kârlı işin, bizzat belediye tara- fından yapılmasını istediler. Belediye reisi doktor Beh- çet Uz, otobüs işletme işinin şimdiye kadar geçirdiği safha- ları izah ederek bu mes'ele üzerinde çok iyi çalışıldığını, benzinli atobüsler yerine ma- zotlu otobüsler getirilmesi is- tendiğini, konförlü atobüslerin her gün dezenfekte edilmesini temin için bir garaj yaptırı!- ması İâzımgeldiğini söylemiş ve demiştir. ki: — Eski barçların, bizi ne kadar müşkül vaziyetlerde br raktığı malümımuzdur. Bele- diye, Bir istikraz mes'elesi kâar- şısında çok fazla düşünmek mecburiyetindedir. Otobüslerin karoserlerini burada yaptır- mağı düşündük, fakat istedi- gimiz şekilde ve mükemmel olmıyacağını anladık, Halbuki bunların gümrük resmi de çok fazladır. Muhtelif belediye iş- leri için Ankara'ya gittiğimde gümrük resmi mes'elesini de orada halletmeğe çalışacağım, istek şudur:) Halk için en iyi otobüs, en koförlü ve en ucuz otobüs. Bu mes'ele üzerinde daimi encümen arkadaşlarımızla çalı- şacağız, lüzüm görülürse, mec- lis fevkalâde toplantıya çağırır ve malümat veririz, Neticede belediyenin otobüs işletme işini bizzat yapması ittifakla kabul edilmiştir. Belediye makine ve elektirik mühendisliği tarafından hazır- lanmmış olan kamyon talimat- namesi okundu, kabul edildi. İzmir ve mülhakatında çalışan kamyonlar, yalnız insan” ve yalnız yük taşımak üzere iki kısım olacaktır. Yolcu taşıya- cak olanlar, otobüs şekil ve adını alacak, bunlara yük yük- lenemiyecektir. — Kamyonların üzerleri, hava tehlikesine karşı toprak renginde boyanacak, kamyonların da yolcu taşıyacak kamyon sahiplerinden onbeşer lira ceza alınacak, bütün oto- mobillerde yangın söndürme makineleri ve pansuman leva- zamı bulundurulacaktır. Kam- .yon ve otobüsler, bir sene içinde bu talimatnameye göre hazırlıklarını yapmış olacak- lardır. Daha sonra aza arasında bazı münakaşalara — sebebiyet veren Hüsnü Tonağ'ın takriri okunmuştur. Bunda halkın şi- küyetlerine ve zararlarına se- bebiyet veren İzıı!iv elektrik ve tramvay . şirketinin | | Türkkuşunda dersler Yakında 6 plânör getirilecek İzmir Türkkuşuna yazılmış olan üyelere, pazartesi, çar: şamba ve cuma günleri Türk hava kurumunun İzmir merkez binasında nazari dersler, bay- ram Mmünasebetile 1 marta kadar tatil edilmiştir. 1 mart- ta 6 plânör gelmiş olacağı için Türkkuşunda ameli ders- lere başlanacaktır. Türkkuşuna üye kaydına devam ediliyor. Türk üzümleri Londra piyasasında aranıyor Türkofis Atina şubesinden rapor gelmiştir. Bu raporda Yunanistan üzümlerinin satışı hakkında malümat vardiır. Yılbaşından sanra, Londra üzüm satışlarında görülen faa- liyet devam etmektedir. Her kalite ve — menşede üzümlere müşteri eksik de- ğildir. Mal sahipleri, fat hu- susunda fazlaca ısrar göster- mektedirler. Sultaniye piyasası iştihasızdır. En ziyade İzmirin Sultaniye- üzümleri — revaçta olup Avusturalya malı üzerine | de ufak-tefek alişverişler ol- | maktadir. Pelepouez ve Girid | mallarına hiç müşteri yoktür. Kızılay Karşıyaka kongresi Karşıyaka Kızılay kurumu kongresi, Pazar günü toplan- mış, bir yıllık iş raporu ve büdçe tasdik edilmiştir. Kur'a keşidesile âzadan Hüsnü To- nak ve Avni Ozan çıkarılmış:- larsa. da yeniden yapılan inti- hapta ittifakla tekrar seçilmiş- lerdir. Diğer âzalar hâkim Hikmet, doktor Süleyman Behçet, ec- zacı Ömer Saydan'dır. Karşı- yaka Kızılay dispanseri için uzun münakaşalar olmuş, mü- essesenin çok faydalı olan fa- aliyetinin idame ettirilmesi ka- rarlaştırılmıştır. ea nden ve fahiş tramvay ücreti aldığından şikâyet edi- liyor ve bu şirket - tesisatının ya belediye, yahud da hükü- met tarafından satın alınması isteniyordu. Hüsnü — Tonak, takriri hakkında izahat vermiş, şirketin imtiyaz mukavelesine riayet — etmediğini — söylemiş, neticede: — Buna bir çare bulalım. Şirket tesisatını ya belediye, yahud hükümet alsın. Demiştir. Mustafa Buldan'ır ve - Suad Yurdkoru, takrir lehinde söz söyliyerek — belediye - reisinin Ankara'ya gittiği sırada Ve kâletler nezdinde bu mesele ile de meşgul olmasını istedi- ler. Bazı üyeler SsÖz söy- lediler, neticede Münir Birsel'in teklifi üzerine şirket tesisatının belediye hesabına satın alına- bileceği, fakat şimdilik te buna maddi imkân olmadığından ileride bu meselenin tedkik edilmesi ve şimdilik şikâyet- lere- meydan veren hareketler hakknda alâkadar makam ve dairelerin nazarı dikkatlerinin celbedilmesi — için - teminnide Iıılunıılmuı kararlaştırıldı. Baş- | Bassas Balkan Konseyinde.. — Başı T inci snlııfsdv —- budur. Eğer Bulgaristan'ın Balkan itilâfına yaklaşması bilfarz bir. Ro- manya - Baulgaristan veyahud. bir Yunanistan - Bulgaristan yakınlığı şeklinde başlamış olsaydı. bugünkü naboş vuziyetin tahassül etmesine biçbir sebep bulunmyacak, Bilâkis bu şekil Bulgaristan'ın da antanta girmesini kolaylaştıracağı için mem- nuaiyeti mucib bir hüdise diye te- lükki edilecekti. Fakat Yugouslavya ile Bulgaristan'ın ayni arktan ol maları, ba iki memleket arasında eskidenberi bir cenubi İslâvya vah- deti teşkili içir — vwetli cereyan- lar bulunması ve alhayet Romanya ile Yunanistan toprakları — üstün- de Kesif Bülgar — ekalliyetlerinin mevcüad bulunması ba iki devletin siyasi — adamlarımı — ister-istemez, ihtirazhı veya hiçolmazsa temkinli bir hattı hareket ittihaz etmiye sevkediyor. Vakın Balkan antantı. man akdedilmesini intaç eden siya- si, iktisadi ve hattâ coğraft sebeb- | ler pek mühimdir, ortaya atılmış şehrimizdeki. alâkadarlara bir | olan gümrük ittihadı çayialarına röğmen henüz Yugoslavya ile Bul- garistan ( arasındaki- yakımlık bu komşu — ve dost devletlere endişe verecek bir şekil almamıştır. ve nihayet müttelik- Yuzı Balkan antantımın akdir ettiren hayati şartları göz önünde bulundurarak — Romanya ile Yuna- nistan'ın endişelerini — izala edecek her türlü teminatı kolaylıkla ve derhal vereceğine ve hattâ belkü de | bu teminatın Balkan antantına bir | zeyl şeklinde ekleneceğine hiç şüp- | he yoktar. | Bütün akidleri için o kadar hayatt Ancak Balkan — itilâf bir zarnrete ocevab vermektedir ki böyle Bir takım baid — iltimallerin bile ortaya çıkman — alâkadarların davranmalarını intaç et- mektedir. İtitâfim resanetine olan ilima- dımız o kadar. küvvetlidir ki biz Balkan — dövletleri antantının bu imtihan — devresinden bilâkis dâha kuvvetli olarak — çıkacağından hiiç tüphe etmiyoruz. Konseyin gözden geçireceği ve hiç şüphesiz bir karara da bağlıya- cağı en son ve mübim mes'elöler: den birisi de Balkan devletlerinin İtalya ile olan münasebetleri ve Milüno mülâkatından sonra bu mü- masebetlerin almak istidadım gös- terdiği inkişaf ve salâh ihtimal- leridir. Her zaman tekrar ettiğimiz gibi geve — söyliyelime Balkan a0 tantı bir mücadele ve rekabet gurubu değil bir sulh ve mesalimet zümresidir. Eskideo bir fesad ve yangın ocağı telâkki edilen Bal- kanlar için bu untant sayesindedir ki bugün dünyanın en sükünetli ve barışa ea çok taraftar bir kö- yesi haline gelmiştir. Balkan antan- ünim gayesi şa veya bu zümreye meylederek şu veya bu zümrenin aleyhinde bir cebhe almak - değil, imkân mevcod oldukça ve bu im- kânlar maddi teminat şeklinde ken- disine verildikçe bütün devletlerle, bütün zümrelerle dost olarak ge- çinmektir. İngiltere'nin Balkan — devletler rine yakınlaşmasını - kendimiz için ve dünya sulhu için bir bahtiyarlık telâkki ediyoraz. Fransa'nın Bal kanlılarla dostluk — münasebetlerini mubafazaya — kişmet - verdiğini filf delillerile görmekle memnun oluyo- rur. Bugün” eğer İtalya ile Balkatı devletleri arasında da bir yakınlağ ma imkânı basıl oldağuna, Türkiye ile — İtalya — arasında — Milâno mülâkatları ile —esasen — başlamıt olan dostlüğün pek yakında İtalya ile diğer Balkan devletlerinin dt bir doslüğu şekline inkılâb ettiğini ve bütün bunları çarki - Akdenitt aid bir umumi —anlaşma ğini görürsek duyacağımız şey a cak bir memmuniyet ve behtiyarlık olabilir. İşte konseyin ( <diki - içtim ma, bu üç mühim mes'eleyi mür zekere ve mütlaka müsbet biref karara raptedeceğini —ümid - ettiği" miz için, bu lısl- e| iyet

Bu sayıdan diğer sayfalar: