18 Şubat 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

18 Şubat 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

l 18:2/937 Manisa'da Hlhötinde Müsamereler.. Manisa, 16 (Hususi muhabi- rimizden) — Ötedenberi her sahada mevcudiyet gösteren Manisa Yıldırımspor birliği iyi bir programla faaliyetini artır- mıştır. Birlik üyeleri ayın 13 ve İdüncü geceleri Halkevi salonunda güzel bir müsamere tertip ederek Kahraman piye- sini temsil etmişler ve Manisa halkına neş'eli geceler yaşat- tırmışlardır. Salon hınca hınç dolmuş, birçok kimseler oturacak yer bulamadıklarından geriye dön- mek mecburiyetinde kalmışlar- dir. Bunu nazarı dikkatealan gençler, piyesi 15 — Şubat gecesi tekrar etmişlerdir. Kah- raman piyesi halk üzerin- de iyi bir tesir yapmış gençlerimiz. büyük — muvaf- fakıyet göstermişlerdir. Birlik üyeleri, ayrıca bayra- mın üçüncü günü için pehli- van ve deve güreşleri tertip etmişlerdir. O gün ayrıca, kal- kan, cirid, futbol oyunları oy- nayacaklar, birinci gelenlere ikramiyeler vereceklerdir. Bu muvaffakıyetlerinden — dolayı, gençlerimizi takdir ederiz. Atatürk Mısır kralının doğduğu günün yıldönümünü tebrik ettiler Ankara, 16 (A.A) — Mısır ralhının doğumunun yıldönü- mü münasebetile reisicumhur Atatürk ile kral Faruk ara- sında aşağıdaki telgraflar teati olunmuştur. S. M. Birinci Faruk Mısır Kralı ve Kahire Majestenizin doğum yıldö- hümü münâasebetile samimi tebriklerimle birlikte — şahsi saadetleri ve Mısır'ın - refahi hakkında en hararetli temen- nilerimi arzederim. K. Atatürk Kamâl Atatürk Reisicumhur İstanbul - Beni çok mütehassis eden ı'şhıikâı telgrafınızdan dolayı Size hararetle teşekkür eder Ve gerek şahsi saadetiniz ge- Tek Türkiye'nin refahı için 'araretli temennilerimi takdim tderim, — Halkevi 18-2.937 Tarihine tesadüf tden Perşembe günü akşamı Mat 20,30 da Halkevi salo. "u':'dl Müzik severler sosye- ©Si tarafından bir konser ve- 'ecektir. Bu konsere bütün âlkevi üyeleri de davetlidir. Fı -80. ::nyi baş çevirmemişti. Allah, İ ;m—,; Cezayı niçin reva gör- V"Bilbıııı_ım şüphelerine hak bir Yor gibi idi.. Fakat, geniş K fasıla ile, içinde bir .ses y_'_“'yl başlamıştı. Bu ses, Sabret Zeliha -diyordu- n ŞCnğAllılıın kuvvetine ir kızsın. Bugünler d î z:çe(ek(ir.— ee J AE Faz sonra, Ali'yi kandili ö » ÂAli'yi kandilin _nd,. İfkrıı görmiye baş- *'.Ş_b'ır nefes aldı: N Yazan : rtına Ali Büyük Korsan Romanı geçiriyorum.. Ev- | Gümrüklere Gelen bı;;ı mallar hakkında bir tavzih Ankara, 17 (A.A) — Güm: rüklerimize gelen bazı malla- rın idhali hakkında İktısad vekâletince verilen prensip ka- rarına dair dünkü bültenimiz- de neşredilen haberin bazı gazetelerde yanlış izah edil. diği görülmüştür. Ehemmiyeti hasebile keyfiyet tavzih olunur. Gümrüklerimize 1 Şubat 1937 tarihinden önce gelmiş bazı mallar vardır. Bu kisım tüccar bunları, ya 'bundan evvelki kontenjan kararnamesi zamanında sipariş ettiğinden veya yanlışlıkla getirdiğinden ve bu yüzden zarara girmekte olduğundan veya mümasil se- beblerden bahsederek Vekâ- lete müracaat etmektedirler. Vekâletin ise bu kabil itha- lât taleplerini umumi prensibe bağlıyarak hal ve herkes için kabili istifade olmak üzere Anadolu Ajansı ile ilân etme- den tatbik etmemekte olduğu malümdur. Bu mülâhaza ile hareket eden Vekâlet bu se- fer de vaziyeti tetkik etmiş ve dünkü servisimizde bildi- rilen prensip kararına var- mıştır. 1 — Bu mallardan gir ka- rarına bağlı A ve M listeleri: ne giren malların ithaline mü- saade edilmiyor. 2 — Vlistelerine giren mal- ların idhaline aşağıdaki iki kayıd haricinde müsaade edi- lir: A — V'listesine dahil olup makine ve sanayi tesisatına taallâk eden maddeler bun- dan evel vekâletçe tesbit edil- miş olan prensiplere bağlıdır. B — Bu prensipleri alâka: darlar sanayi umum müdürlü- günden öğrenebilirler. Bu ka- bil maddeler ancak bu pren- sipler esasları dahilinde idhale devam edilebilecektir. B — V listesine dahil mal- lardan hemen-hemen tamamı mensucattan ibaret bir kısım pozisyonlar ise milli sanayii yakından alâkadar eden mad- delerdir. Bu maddelerin listesi ve her birinden ne kadar mik- tar ve ne kadar şeraitte idhali kabil olacağı da 7 prensip kararile birlikte tasvib edilmiş bulunmaktadır. — Alâkadarlar bunları da sanayi umum mü- dürlüğüne ve Türkofislere mü- racaatla öğrenebilirler. Siyasi konuşmalar Berlin, 17 (A.A) — Fran- sanın Berlin sefiri M. Franso- va Ponse hariciye nezaretine giderek Baron Von Nörat ile uzun bir mülâkat yapmıştır. GEERER. M. Ayhan, Faik Şemseddin Dedi, Gözlerini kapadı, de- | rin bir uykuya daldı: * .. Sahte Mustafa, tam bir ha- in, tam bir casus olarak vazi- yeti kavramış, hattâ vaziyete yavaşyavaş uüluz ctmiyc hli kim olmıya bile başlamiştı. Onun en kuüvvetli - tarafı, takındığı safiyet ve samimi- yetti. Önun bazan, öyle ma- sumane görünüşleri vardır ki, kendisini çocuk - sanıyorlardı.. ANADOLU Fenni kadın imaline dair... Evet, şu veya bu - şekilde pasta imali, zarif erkek, ka- din iskarpini imali, aspirin, pire tozu, kuvvet şurubu, kâ- ğıt, çivi, sigara imali gibi, ka- din imali!.. Maksadım. şaka- laşmaktır. Bazı şeyler vardır- ki, işin fecaatini insan, geve- zelikle ve kahkaha ile atlat- mak ister ya, ben de şimdi © vaziyetteyim... Bir vakitler Voronof aşısı çıkmıştı. İhtiyarlamış erkek ve kadınlara, dişi veya erkek maymunun — güddelerini aşılı- yarak bir cinsi kuvvet, tazelik, gençlik verileceğini duyunca, doktor Voronof için hepimiz; — Divane değilse bile ona yakındır. Evvelâ bu zatın ka- fasına akıl şırıngası vurmalı!. Demiştik. Halbuki doktor, tecrübelerinde muvaffak ta ol- du. Kimbilir kaç bin kişi, giz- Tiden gizliye doktorun mua- yenehanesine taşındılar, dur- dular. Derken efendim, bir saç bo- yası, bir ondülâsyon çıktı. Simsiyah veya bembeyaz saç- lar, şu şekle, bu renge girdi.. Yani insanın başında, tanrı vergisi gibi, yep-yeni renk ve şekilde saç imal edildi. Henüz bunun teraneleri de- vam ederken, Avrupa'da gü- zellik ameliyatı yapan doktar- lar türedi, meselâ muhterem bayan gayet güzel, fakat bur- nu uzunca veya gözleri biraz çekik, yahud da, çenesinin altı fazla etli. Başladılar yontmağa, yırtıp dikip kesip biçimine koymağa.. Bazı fotoğrafilere inanmak lâzimgelirse, şekli bozuk göz- ler bile, anadan doğma ba- dem gözlere, bakış itibarile de nazarı çeşmi âhuya döndüler. Bütün bunlar yetişmiyormuş gibi, bir Japon profesörü ne yapsa beğenirsiniz; Oturmuş, horozu tavuk yap-. mağa çalışmış.., Yumurtalar, horoz etleri ve saire; derken, olamaz olaydı- horozu tavuk haline getirmiş. Yani, tavuk- tan hoeroz imal eyle: Bu kadarla da kalsa çok i Fakat profesör, yakında er- kekleri de kadın yapabile- ceğini iddia ediyormuş.. Bu hâdisenin kadınlar tara- fından ne suretle telâkki edi- leceğini bilmem. Ancak şu var ki, erkeklerin arasında do- laşıp ta hakikatte kadından hiç farkı olmıyan zübbeler, bu Bu suretledir ki, ağanın ko- nağında, uşaklar arasında, hattâ ağanın dört silâhlı mu- hahzı üzerinde tam bir emni- yet ve sevgi yaratmıştı. Hattâ bir iki defa gaf yaptığı halde, hiç bir kimse bunları, menfi taraftan mülâhaza etmemiş, şüphelenmiye lüzum görme- mişlerdi. Petro ara-sıra kendi kendine düşübüyor; — Bu Türk'ler, zeki olmakla beraber, sevdikleri insanlara fazla itimat ediyor, herkesi kendileri gibi doğru - sanıyor- lar. Bana karşı bu insani alâ- kayı, ne Yunanistan'da, ne başka dost bir yerde göster- diler. Kora değil, kendisi bile bu Diyordu. Bir iki defa, vic- harikulâde Şıbi!i_xgüqi_n[gigıf' danının kımıldadığını duyar gibi| şünceli görmüşlerdi. M. Tataresko Almanya, İtalya ve Partekiz sefirlerini muahaza etti. Bükreş, 17 (Radyo) — Ro- manya meb'usan meclisinde, çiftçi meb'uslardan Kalinesko- ya cevap veren başvekil M. Tataresko: — Almanya. İtalya, Porte- kiz sefirleri ile Japon masla, hatgüzarının dahili bir cenaze merasimine — iştirakleri, bey- Znelmilel usul ve âdetlere ta- fmamile muhaliftir. Çünkü bu Eselirler, siyasi bir partinin ha- reketine, nümayişkâr bir şe- kilde iştirak etmişlerdir. Fransa'da Eşya fiatlerini yükseltenler ceza görecekler Paris, 17 (Radyo) — Eşya fiatlerinin yeniden — yükselme- sine mani olmak için hükümet Wühim tedbirler almıştır. Kabul edilen *kanuna göre eşya (ifiatlerini — yükseltenler 100,000 franga kadar para ve 6 aya kadar hapis cezasına ( çarptırılacaklardır. çıkmaz, hemen kavuşacaklardır . erkek- fırsat - çıkar emellerine Onlar da kurtulacak, lik tel.. Bunu takiben, bazen kadın- larının fazla çenesine taham- mül edemiyen erkekler; — Beni kızdırma, - vallahi doktora gider, kadın olurum hal.. t Diyecekler. Keza, kazak ko- calarının kahrından yakayı sil- ken kadınlar da; — Bana bak bayım -diye- cekler artık çok fazla oldun.. Vallahi bir daktora yalvarır, yakarır da sana bir oyun ya- parsam görürsünl. Şu içimizde, kelli-felli er- kekler — halinde - dolaşanları, şöyle kadın olarak tahayyül ediyorum... - Meselâ, — vaktile erkek tanıdığınız bir arkadaşı, kadın olarak görmüşsünüz... — Yahu, dostum, Ali, Meh- med, ne bu hal? — A, rica ederim, ayıpl.. Kocam görürse ne der banal. — Etme be, biz seninle bu kadar dosttuk... Can-ciğer ku- zu sarmasıydık; ne çabuk unut- tun?. Allah müstahakkını ver- sim nankörl... — Allah senin müstahak- kını versin, pis herifl.., Polis efendi,. polis efendil, Şu erkek bana taarruz ediyor; namus dâvacısıyım... Haydi arkasından cürmü meş- hud... Hafazanallah!. Düşman ba- şından bile ırak olsun... Çimdik ve alçak tarafı, galib gelmişti. Kendi kendine: — Ben de saflık ediyorum -diye mırıldandı - Türk'lere karşı şükran hissi - taşıyacak değilim yal. Ben korsan Pot- ro'yum. Hıristiyanım. Casusum. Mariya'nın adamıyım. Aldığım vazifeyi sonuna kadar, hattâ ölüm bahasına olsa, yerine getirmiye çalışacağım. Ağanın âlicenaplığı, Türk'lerin ve bu- radaki heriflerin iyiliği bana vız gelir.. Vazifem, bu ocağa kundak sokmaktır. İsterlerse beni göklere çıkâarsınlar. Zeliha'nın odasından çıkınca, Zihninin bir noktaya saplan- dığını hissetti ve gülümsedi: Zeliha ne kadar güzeldi? Arkadaşları, onu biraz dü- Danimarka [ a— na vasıl oldular. Kan, 17 (Radyo) — Dani- marka kral ve kraliçesi bura- ya vasıl olmuşlar ve kral şar- bay ve sair yüksek memurlar. tarafından karşılanmışlardır. Danimarka kral ve kraliçesi bir ay kalmak üzere Kalifor- niya oteline inmişlerdir. Alman gazeteleri - Müstemleke mes'elesi etrafında neşriyata başladılar Berlin, 17 (Radyo) — Al- man - gazeteleri, müstemleke mes'elesi etrafında uzun ma- kaleler yazmağa başlamışlar ve Almanya'nın, müstemleke- lerini istirdat etmek mecburi- yetinde bulunduğunu, — aksi takdirde hertürlü teşebbüsata tevessül etmek mecburiyetnde kalacağını ilâve ediyorlar. M. Eden Kimse ile görüşmedi Roma, 17 ( Radyo ) — İn- giltere'nin Roma sefareti; M. Eden'in Montekarlo'da hiçbir kimse ile siyasi bir mülâkatta bulunmadığını bildirmiştir. Norveç denizlerinde Garip bir tayyare görüldü Oslo, 17 (Radyo) — Nor- veç denizlerinde garip bir tayyare görülmüştür. Taham adındaki — kotranın - tayfaları, bir tayyarenin ansızın denize düştüğünü görmüşler ve bir kaza ihtimaline karşı kotrayı, tayyareye doğru tahrik etmiş- lerdir. O sırada tayyare, et- rafa mavi dumanlar neşreden bir bomba atarak sun'i sis arasında havalanmış, — biraz sonra mavi şıklar neşreden bombalar atmıştır. Yeni icad Roma 17 (Radyo) — İtal- yan fen profesörlerinden biri yeni bir tayyare topu icad et- miştir. Bu top, tayyernin me- safesini otomatikman tayin et- mekte ve ayni surette ateş eylemektedir. Hitler'in kitabı Alman kitapcılığına aid bir mecmua, Hitler'in - “Mücade- lelerim, ismindeki — eserinin 231 defa basıldığı ve satış | miktarının ikibuçuk — milyona | vardığını yazmaktadır. İngiliz, Fransız, Danimarka, | İtalya, İsveç, Portekiz, İspan- yol, Macar ve Felemenk li- sanlarına — tercüme edildiği halde bu eser Almanya'dan hariçte büyük bir rağbet ka- zanmış değildir. Meselâ, İngi- lizce tercümesi, Paris Ameri- ka da olmak üzere ancak | 14,000 nüsha satılmıştır. Kral ve kraliçesi Ka." düşünüyorsun, enginde gemi- lerin mi battı? — Koca karı anam aklıma geldi de... — Bayramda gider, görür- sün bel.. Yattılar, uyudular.. Fakat | Petro, biraz sonra gözlerini açtı, düşünmiye başladı: Zeliha, hoşuna gitmişti ves- selâmi, O ne kızdı öyle: Ay parçası gibi, Ahu gibil. Sonra Mariya'yı görür gi oldu ve nihayet, diğer uşakla- rın hırıltıları ile o da uyuya | kaldı. * .. Sabah ezanı okunuyordu ki, kapıda bir ses duydu: t ç İngiltere ESilâhlanma hakkında be- yaz kitap neşretti Londra 17 (Radyo) — İn« giltere hariciye silâhlanma mes'elesi hakkında hazırladığı beyaz kitap neş- redilmiştir. Beyaz kitapta, yeniden iki hattı harp gemisi yapılacağı ve her birinin 8 milyon İn- giliz lirasına mal olacağı bil- dirilmiştir. 1937-1938 bahri programında yeniden üç zırblı yedi kruvazör, iki hattı harp gemisi daha yapılacaktır. Kara ordusu baştan başa makineleştirilecek, hava kuv- vetleri de azami dereceye çı- karılacaktır. Londra 17 (Radyo) — İn- giltere'nin silâhlanma mes'ele- si hakkında çıkardığı beyaz kitabda ayrıca deniliyor ki: “İngiltere'nin müdafaası için tanzim —olunan — silâhlanma programına göre silâh ve mü- himmat yetiştiren fabrikalarda, daimi surette ihtiyat kömür iptidai maddeler bulundurul- malı ve fabrikaların - faaliyeti aslâ sekteye uğramamalıdır.,, Yugoslavya Maliye işleri Belgrad, 17 ( Radyo ) — Yugoslavya maliye işleri salâh yolundadır. Büdçenin heyeti umumiyesi, yarından itibaren Yugoslavya millet meclisinde müzakere edilmeğe başlana- caktır. Pişaver'de kanlı bir çarpışma Pişaver, 17 (Radyo) — Hu- dudun şimali şarkisinde iki kabile arasında müthiş. bir . müsademe olmuş, 5 kişi ölmüş, 3 kişi yaralanmıştır. 25 Kişi tevkif edilmiştir. Filistin Haydutlarının bir taarruzu Kudüs, 17 (A. A) — Hay- dutlar iki yahudi kolonisine taarruz etmişlerdir. Silâhlı po- lisler Kudüs, Yafa ve Hayfa'ya rapteden yol üzerinde gece ve gündüz karakol gezmekte- dirler. KDA CAKA DK KDEĞERK LKYK İK NAAAK DNUK Ali Rıza Yeni Kavaflar çarşısı No. 34 — Ne var? — Namazını kıldın mı?. — Hayır, daha kılmadım. — Çabuk kıl da çık. Me- sireye gideceğiz.. Hanımlar | çıkmak üzere. Petro, gizli bir sevinçle ür- perdi. Kendisine silâh taşımak müsaadesi de verilmişti. Böyle, bir iki defa, kırlara eğlence- lere gidilmiş ve Petro, bera- ber götürülmüştü. Zeliha, geçirilmiş olan felâ- kete ve dolaşan dedi-koduya rağmen, gene serbestti. Uşak- larile beraber gezintiye çıka- | cakları günlerde, yüzü daima açık duruyordu. Sırtına, baba- sının Şam'dan getirdiği beli | kemerli bir bornosu geçiriyor, — Mustafa, Mustafa! Ağanın muhafızlarından biri, kendisini çağırıyordu. Cevab başını ipek bir atkı ile örtü- yordu. İç fistanının kemerin: 'de de ü Sayta > — bakanlığının - ) * Mücellit KDNT DATDYARIATAAIIKANAAKAKICAKI I IN —| BE üaK ZN REZ "hançer — v

Bu sayıdan diğer sayfalar: