22 Aralık 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3

22 Aralık 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ANADOLU Otobüs tahkikatına müfettiş lerce dün de devam edildi (Tan ) Başmuharriri, tahkikat devam ettiği müddeiçe izin almasını İstanbul valisine tavsiye ediyor İstanbul, 21 (Hususi) — Otobüs tahkikatı devam ediyor. Tan gazetesi başmuharriri Ahmet Emin Yalman, bu gönkü makalesinde, tahkikatın devamı müddetince izin almasını vali Bay Muhid- din Üstündağe tavsiye etmekte ve Sabur Samiye mezarlıkta verilen bir arsa ile kendisine altmış bin kira kazandırıldığını iddia eylemektedir. Balkan milletleri —-a —— Avrupanın en mesud insanlarıdır Belgrad, 21 (Radyo) — Ma- liye encümeninin bu günkü iç- timamda Hariciye Nezaretinin büdeesi müzakere edilirken,Baş- vekil ve Hariciye Vekili B. Mi- lan Stoyadinoviç, Yugoslavyanın harici siyaseti hakkında izahat vermiştir. B. Milan Stoyadinoviç, bu se- neki siyasi ziyaretlerinden bah- seylemiş ve Bulgar — Başvekili Köse İvanofla, İtalya Hariciye Nazırı Kont Ciano, Çekoslovak- ya Reisicumhuru B. Benesle Fransa Hariciye Nazın B. İvon Delbosun Belgradı ziyaretlerin» den çok iyi neticeler elde edil- diğini, buna (mukabil — Atina, Bükreş, Londra, Paris ve Roma seyahatlerinde Yugoslavya ile bu devletler arasındaki dostlu- a viyesine çalışmı - ğ:nu"ı'â, :mı:ş—; Kında Berin om:r resmen ziyaret edeceğini bildir- miştir. Balkanlarda sulhun muhafa- zası için büyük faaliyet sarfe- dildiğini - söyliyen B. Stoyadi- noviç, Avrupanın bu kısmında- ki milletlerin en bahtiyar insan- lar olduğunu beyan etmiştir. Telefon şirketi Satın alınması hak- kında lâyiha Baş. vekâlette İstanbul, 21 (Hususi) — İz- mir Telefon şirketinin satın alın- ması hakkındaki lâyiha, Nafıa Vekâletinden Başvekâlete gön- derilmiştir. Rumen Milli takımı İstan- bula geldi İstanbul, 21 (Hususi) —Rumen milli takımı, ıpoıcıılı'nmııh maç yapmak üzere bu gün şehrimize gelmiş ve karşılanmıştır. M. Benes Parise gidecek Paris, 21 (Radyo) — Çekos- lovakya Reisicumhuru B. Benes, Hariciye Nazırı B. Delbosun davetini kabul ile İlkbaharda Fransayı resmen - ziyaret edece- ğini bildirmiştir. Bir cüce boyundan büyük bir marifet işledi! İstânbul, 21 (Hususi) —Simon isminde yarım metre boyunda bir cüce, bu gün oturduğu apar- tımanın merdivenlerinden çıkar- ken, arkasından acele gelen bir adamdan — korkarak - kendisini “tabanca ile yaralamıştır. Cüce yakalanmıştır. Avam Kamarasında münakaşalı bir celse Attle Japonyaya tazyik yapılmasını istedi İtalya ile Almanyada İngiltere aley- hine yapılan propagandalar Londra, 21 (Radyo) — Avam kamarasının bu günkü içtmaında İngilterenin harici siyaseti hak- kındaki münakaşalara başlandı. Muhaliflerin » liderlerinden B. Mazor Attle, söz alarak: — Hükümetin takib ettiği siyaset teessüfe şayandır. Hü- kümetimiz ne ektiyse onu biçi- yor, zira, Mançuri meselesinde seyirci kalmıştı. Bu gün, Uzak Şarkta - devam eden hâdiseler, yalnız İngiltereyi değil, Amerikayı da alâkadar âmtıt; erığxıîşğrı%iı::lgef etsin. Lord Halifaksın Berlin seya- hatine gelince, bundan pek ümitvar değilim. Demiştir. Major Attle alkışlan- mıştır. Bunun - üzerine Başvekil B. Çemberlayn kürsüye gelmiş ve şunları söylem ştir: — Major Attle, istiyor ki, porselenlerle dolu olan bir ma- ğazayı bir anda silâh deposuna çevirelim. Biz öyle düşünmüyo- rüz. Biz, şimdi vaziyeti daha berrak görüyoruz. Majör Atte, tekrar kürsüye gel- miş ve hükümetten sormuştur: — Uluslar Sosyetesi ne hal- dedir? Radyolarda sistematik bir şe- kilde Üluslar Sosyetesi aleyhine bir propağanda başlamıştır. Bu propağanda, sulh idealini, ve bazan da İngiltereyi baltalamak- tadır. Uzah Şarkta devam eden hü- diselerde, İtalya Başvekili Mus- solininin, sulha tecavüz ettiği gibi, Japonlar da İngiliz gemi- lerine tacavüz ediyorlar. Bu iti- barla hükümet, menafiimizi ko- rumak için ne yapıyor? Japonyaya karşı harb açılsın. Demiyoruz. Fakat, bir tazyik yapılması lâzımdır. Major Attle, Cumhuriyetçi İs- panya seyahatinde, Cumhuriyet- çilerin, bütün mahrumiyetlere rağmen kuvvetli bir inanla har- bettiklerini müşahede eylediğini || ve bu vaziyet karşısında İngil: terenin, Franko hükümeti nez- dine mümessil göndermesi key- fiyetinin, siyasi bir hata oldu- ğunu söylemiş ve müteakıben, Almanyanın müstemleke — taleb- leri etrafında söz söyliyerek de- miştir ki: — Almanya, müstemleke iste- mekte haklı olabilir. Ancak bu hususta bir kapı açılırsa, yarın bütün devletlerin müstemleke istemiyeceklerinden nasıl emin Fay Başvekil B. Çemberlayn; kür- süye gelerek B. Major Attlenin sözlerine cevap vermiş ve hü- kümetin muhalefetle bazı nokta- larda mutabık olduğunu, yalnız başkalarının aleyhine kalkşmak için eskiden cari metodların şim- di geçmediğini bayan etmiş ve İngilterenin, kendi noktai naza- rzının kabul etmiyen her devlete karşı harb etmek fikrinde olma- dığını ilâve eylemiştir. Müteakiben saylavlardan (Hen- dersön), İtalyada olduğu gibi Alpanaşlarda. SeR SA YeNİige | ğını söylemiş zahat iste- miştir. B. Eden, kürsüye gelerek: — Bu hususta sefirlerin dik- kat nazarını celb ettim. Ve bu propagandanın, s yasi münase- batımıza tesir ettiğini bildirdim. Müracaatim yenidir. Bu itibarla netice elde etmiş değilim, Demiştir. ve SAANRARAeR b ae n aa LAT KI KETA ZTT NMN AM Van Zelandın dünyaiktisa- Wizi , © Y eee AA e İ İ : tü Parti grubunda | öay Celal Bayar İz Hariciye Vekilimiz mühim beyanatta bulundu Ankara, 21 (Hususi) — C B. Partisi Kamutay grabu, bu gün An: YAZAN; Talât Onay “Gireson mebusu, mirde - İşgalin acı bir hatırası - Vali Rahmi (beyle) mücadele.. v $ ü Heyetin müzakerat ve mukar- reratı, akademik bir şekilde idi. Benden bu yüksek seviye ve talya sayları ” Dr, Cemal Tuncanın || geciyeli arkadaşlara hürmet ve başkanlığında toplanmıştır. Hariciye Vekili Dr. Tevfik Rüşp tü Aras, Balkan devletleri ile olan münasebatımız, Balkanları alâkadar eden beynelmilel meseleler ve ha rici siyasetimiz hakkında uzun be- yanatta bulunmuştur. Kayserililer Atatürk gününü kut- luladılar Kayseri, 21 (Hususi) — Ata- türk günü, Kayseride misli gö- rülmemiş tezahüratla kutlulan- mıştır. Sovyet meclisi top- lanıyor Moskova, 21 (Radyo) — Sov- yet Meclisi, İkincikânunun 12 s'nde içtimaa davet edilmiştir. Napolide bir infilâk Napoli, 21 ( Radyo) — Mü: himmat fabrikalarından birinde bir infilâk vukubulmuüş ve ame- leden iki kişi ölmüştür. Doyçland Napoli limanında Napoli,21 (Radyo) —Doyçland kruvazörü de dahil olduğu hal- de, dört Almân harp gemisi bu gün Napoliye gelmiştir. Al- man gemileri, İkincikânunun bi- rine kadar burada kalacaklardır. Habeşistanın yeni valisi Roma, 21 (Radyo) — Habe- şistanın yeni umum? valisi, Zara kruvazörü ile Masavvâya var- mıştır. diyatı hakkındaki raporu Paris, 21 (Radyo) — Sabık Belçika Başvekili, bugün buraya gelmiş ve Fransız ricalile konuşmuştur. B. Van Zeland, dünya iktısadiyatı için Amerikada ve Avrupanın muhtelif yerlerinde yapığı tetkikat hakkında bir rapor tanzim edecek ve İkincikânunun ilk haftasında bütün Avrupa matbuatına verecektir. Yılbaşı Gecesi Fuar Gazinosu Salonlarında Senenin beklenen en muhteşem balosu Revu Heyeti Ve Şehir Gazinosu artist kadrosunun her gece beğenilen numaraları l Bu balo için Avrupadan bilhassa getirtilen | İ | Dans, Kotiyon, İzmirde hiç Eğlence, Neş'e görülmemiş Dekor ve Sürprizler Saloniarın konforu için her türlü tertbat alınmıştır. Şehir Gazinosunda . Kışlık salonlarında her gece büyük varyete numaraları, fev- kalâde müzik ve muhtelif eğlenceler... Matine: Cumartesi ve Pazar günleri saat 17 den 20,5 kadar. Suvareler: Her akşam saat 4 Varyete programı değişmiştir. -21 NOT: Bu ayın on beşinde üç kişilik bir grub muazzam var- te numaraları için angaje edil ştir. Yılbaşına büyük hazırlık selâmlar.. Çok muhterem muallim ve değerli bir alim Olan Celâl hocanın Milli Kütüphane müdü- rü olduğunu geçen yıl düymüş- tum. O şerefli yere, şerefli bir mekinl. Bir kaç nüsha neşredilen ve hükümetin tebeddülü ile tatile uğrıyan (Halka Doğru) mecmua- sı, Celâl Bayarın himmetile te- sis edilmiş çok mühim, ilmi bir mecmua idi. Devam etseydi, büyük bir boşluğu dolduracaktı. Bu mecmuaya yazdığım (halk edebiyatı) — silsilesinin — birinci kısını olan (darbımeseller) e aid notlardan elime geçenlere bak- tıkça, o zamanki gayretime bu gün gıptalar ediyor ve ikmâl edemediğime — hayıflanıyorum. Çünkü bu gün ne notlara ma- likim, ne de o gayrete sahi- bim. Haydar Rüştü, Celâl Bayarla görüşerek Anadoluyu ıslah ede- rek büyük hacimde çıkarmağı ve gazeteyi şunun bunun yazıca yardımları ile doldurmaktansa, daimi bir mubarrir elinden çık: masını kararlaştırdılar. Benim bazı yazılarımı şurada burada ve bilhassa Anadoluda gören Celâl Bayar, beni almağı teklif etmiş. Haydara vazifemin çok- luğundan bahisle itizar edince, ertesi gün Celâl Bayarın kandı- rıcı teklifi ve hoşa giden tavsi- yesi üzerine Anadolu tahrir mü- dürlüğünü kabul ettim. (Tanin) tahrir heyetinin, Hü- seyin Cahid beye (usta) dedik- lerini öğrenmiştik. Bz de Hay- dar Rüştüye (usta) diye hitab ediyorduk. Günün birinde Celâl Bayarın bana (Küçük usta) demesile ar- tık unvanım bu olmuş, adım âdeta unutulacak dereceye gel mişti. Bana, bu adı takan Celâl Bayarın bugüne kadar bana (Küçük usta) diye iltifat etmekle mazinin © binbir — hatıralarla dolu günlerini böylelikle hatır- layıp zevk aldığı muhakkaktı. Yalnız Haydar Rüştü - beni kızdırmak için olacak- ( Küçük usta) tabirini hakkımda mebzu- len kullanmakta semahat göster- Gazeteler sık sık yazıyorlar: *— Halk eğlenmiyor. Bu vazi- İ| yet, şehrin medeniliğile taban W tabana zıddır., | Gazino ve bar sahipleri de söylüyorlar: İ *— Açtığımız müessesler, çok yaşamıyor, kapanıp gidiyor. Müş- teriler, cim karnında bir nokta gibi.. Halbuki masraflarımız o kadar çok ki., Bir kariimiz de diyor ki: — Geçen gece, bir gazinoya uğradım. Küçük bir altınbaş rakı içtim, bir de kavun aldım. Topu topu bu kadar; emin olun.. Kab karken hesap istedim, pusulayı burnuma dayadılar: ı’ 1 miyor, keyfi yerinde olduğu za- İğmanlar (Usta) dediği halde bazı akşamlar (Çırak ve Kalfa ) diye hitap ediyordu. Bunu işitenler, korkarım ki benim gazetecilikte henüz ayak saymakta olduğuma hükmedeceklerdir. 'Halbuki ben kendimin yalnız ve yalnız gaze- teci, hem de (Usta) olduğuma inananlardanım.. Bilmem İzmir muhbarrirleri ara- sındaki eski dostlarım, Milli kü- tüphane arkadaşlarım hâlâ bara (Küçük usta) diyorlar m? Di- yorlarsa bir saadettir. Çünkü muhabbetlerinin devamına de- lildir! c ANADOLU ve DUYGUda çıkan bir çok acı yazıların mev« zuunu veren Celâl Bayar, yazan” da Haydarla ben olduğum için Haydarın ( Usta) olmasına mu- kabil benim ( Çırak ve Kaltfa ) kalmaklığım elbette insafa mu- vafık değildir. 3 .. oi İzmirin işgalinden sonra Çan- kırıya çekilmiştim. Sabık Mos- kova sefirimiz. ve eski Maarif Vekillerinden — rahmetli — Vasıf bana Balıkesirden gönderdiği bir mektupta Celâl Bayarın Ak- hisar cephesinde milli kuvvetlere kumanda ettiğini, teşkilâtla uğ- raştığını ve bir gazete çıkarmak için benim, Celâl Bayara iltihal etmekliğimi bildirmişti. Bilâhare Celâl Bayarın başına sarık sa- rarak (Galip hoca ) adile çete. leri sevk ve idare ettiğini ve Demirci Efe ile hayli maceralar geçirdiğini öğrenmiştim. Merhut Vasıfın bu iş'arı, Celâl Bayarın Aarzusu üzerine mi olmuştu, bu ciheti bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa, benim kalem müc- delemden fayda umanların old. . ğudur. Nitekim gene o günlerde değerli arkadaşım Gireson meb. usu — ve (Vakıt ) gazetesi sahibi Hakkı Tarıkın da Afyonda çıkan (Haber) gazetesinin başmuhar- rirliğini yüz lira ücretle yapmak lığımı bildiren bir mektubunu almıştım. y İzmirin işgalile ayrıldığım ga- zetecilik hayatına beş ay sonra Kastamonuda çıkan (Açık Söz) gazetesinin başmakalelerini yazmak suretile avdet etmiştim, Gazetecilik, meslek edinenler için, şifa bulmaz bir hastahık gibidir. Devası, yazı yazmak, mürekkebi koklamaktır; yazıla- Sonu 8 inci sahifede Halk eğlenmiyor tabii.. Yanlış olacağını sandım, gar sona hatırlattım, doğru olduğunu söyledi.. Halk eğlenmiyor öyle Mi? Gazinocular — müşterisizlikten şikâyetçi ha?.. iin yerden göğe kadar hakkı var. Halk, boğuntuya gelmiyor. Açıkgözlü- lüğünden sarfınazar, takati mü- sait değil zaten.. Bizim bar, gazino sahipleri, biraz da bu memleketin kazancını düşünseler, az kârla çok servis yaparak, çok müşteri çekerek hem ken: dileri kazansalar, hem halkı eğ- lendirseler, hem de kendi yanla- rında çalışan, hanende, sazende, garson, büfeci vesaireyi geçim- dirseler, kıyamet mi kopar?. İnabar, b

Bu sayıdan diğer sayfalar: