23 Mart 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

23 Mart 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ANADOLÜ Güreşçilerimiz döndüler Seçme müsabakalarında iyi neticeler aldılar Antrenör Nuri de milli takımla Es- tonyaya gidecektir | t Estongoya gidecek olar milli takım güreşçimiz antrenör B. Nuri Istanbulda muhte'if bölgele- rin güreşçilerile yapılan Türk Güreş milli takımı seçme mü- sâbakalarına iştirak eden güreş- çilerimiz dün akşam Bandırma ekspresile şehrim: ler ve Basmane istasyonunda güreşçi arkadaşlârı ve birçok sporcular tarafından hararetle imizi İstanbula gö- güreşçilerimizden antrenörleri B. Nuri kendisile #por — muharririmize , Börüşen şanları söylemiştir. — İstanbulda gördüğümüz misafirperverlikten dolayı çok memnunum. Müsabakalara işti- rak eden muhtelif bölgelere mensub — güreşçiler — arasında *İstanbul müstesna, en iyi de- receyi biz aldık. İstanbul, Bal- kesir ve Ankara, her sınıfta müteaddit güreşçilerle müsaba: kalara iştirak ettiği halde biz yalnız $ güreşçi ile girmiştik. Buna rağmen İzmir güreşçi- leri yaptıkları temaslarda - bir mevcudiyet gösterdiler ve inti- balar bıraktılar. Bilhassa 72 kiloda Alsaıncaktan Enver Çetin rakiblerle yaptığı üç güreşten ikisini tuşla kazandı ve ancak milli güreşçimize karşı sayı he- sabile mağlüp oldu. 79 kiloda Alsancaktan İsmail rakibsiz ol- duğundan bütün müsabakaları seremonile kazandı. 66 da Al- sancaktan Bekir; 56 da Demir- Ruh ve kafa yeni birşey ya- ratamıyor. — Yaratabildiği de eski, yarı dümura uğramış olan- larla karışarak manasız, pis, karmakarışık bir şekil alıyor. Aferide çok yorgun konu- şuyordu. Fakat bu yorgunluğun garip hüznü o akşam — onda, benim henüz tanımadığım - bir- çok yeni şeyleri de açıyordu. Gece yarısından sonra ayrı- Tacağımız esnada: — Peki -diyordu kabul edi- Â Ben yazayım, daima düşün.. manın, beni — öldürmemesine dikkat et.. Ben yarın saat do- spordan Ali müteaddit güreş- çilerle — yaptığı temaslarda güreş tekniği noktai nazarından fevkalâde güreştiler ve takdir edildiler. Hulâsa; İzmirden mü- sabakalara iştirak eden dört güreşçinin aldıkları — neticeler şunlardır: 56 da Ali üçüncü, 66 da Bekir üçüncü, 72 de Enver ikinc, 79 da İsmail birinci gel diler. Güreşçilerimizi az zaman zar- fında muntazam bir — sistem dabilinde çalıştıran antrenörleri B. Nuriyi takdir eder ve İzmir güreşçilerini de aldıkları güzel neticelerden dolayı tebrik ederiz. | Nuri Estonyaya da gidecek Milli takım — güreşçilerinden antrenör Nuri de milli takımı- mızin Estonyâ seyahatine — işti- rak edecek ve 72 kiloda güre- şecektir. İstanbul, 22 (Hususi) — Te- kirdağlı Hüseyin, bugün Paris- ten geldi ve pehlivanlarımızla sporcularımız - tarafından harar retle karşılandı. Hüseyin: — Londraya gi k, da- kat menajerim anlaşamadı. Gi- demediğime üzülüyorum. Yoksa, garbın bütün peblivanlarile gü- reşecek, onların sırtlarını birer birer yere getirecektim.., Dedi. Hüseyin, sözlerine devamla: — Az çok, Fransız da öğ- rendim. Bonjur, bonsuar, ko- man televu Diyebiliyordum!. Pariste, beni görebilmek için; kızlar, kadınlar mütemadiyen mektup gönderiyorlardı. Fakat ben aldirış etmiyordum., Dedi. Tekidağlının, Bulgaridtanın Kırcalı kasabasında iki kardeşi varmış; Hüseyin Pariste Bulgar pehlivanı mağlüp edince, Kır- calıdaki Bulgarlar, kardeşlerine zülmetmişler. Yazan: Saim2a Sadi —i kuzda hareket edeceğim. Hay- darpaşaya yetişmek, bilet ab mük vessire için çok erken kalkmaklığım lâzım.. — Biraz — kalsan — Aferidel *dedim: şöyle — birkaç — gün daha.. Pencereye doğru - gitti. Per. deyi araladı. Dışarıya - baktı, uzakta — birşeyi düşünür — gibi oldu: — İmkânı yok -dedi. yalnız bırakamam.. Ertesi sabah, onunla beraber çıktım. Birçok şeyler satın aldı. Çok acele ediyordu. —Hiçbir şey üzerinde titizlik göstermi» yor, en iyisinden istiyor, her üçok Ankarada yaptıkları iki maç- ta da mağlüb olan Üçoklular, evelki akşam dönmüşlerdir. Sporcuların söylediklerine gö- re, birinci maçta solaçıkları Sü- leymanın ayağı kırılmış, ilk da- kikalarda vukuagelen bu kaza takım üzerinde fena tesir husule getirmiş ve on kişi olarak oy- namışlardır. Hakem Avusturyalı antrenör, gerek bu maçta, gerekse ikinci maçta muhtelif — tarafkirlikler yapmıştır. Hatta ikinci, maçta birinci devrenin 40 ncı — dakikasında Üçok muhacimleri kale dibine kadar inmiş ve iyeye bir gol atmak üzere iken birinci devreyi bir düdükle bitirmiş, göole mani olduktan sonra güya bilmiyerek hata işlemiş gibi oyunu tekrar başlatmıştır. İkinci devre, bu şartlar altında 1—0 Harbiyenin”galibiyeti il e bitmiş, fakat hükem, oyunu 7 dakika , Ve Harbiye müte- akip iki golünü bu içinde çıkarmıştır. Bu Ankara spor mehafilinde çok fona tesirler uyandırmıştır. Üç- ok, birinci maçtaki Tekirdağlı Paristen döndü Hüseyin, Pariste Bulgar pehlivanını mağlüp| edince Bulgarlar, Kırcalıdaki kardeşle- rine zulmetmişler! Çekoslovakyanın BB yeni bir kararı — Başı 1 inci sahifede — koslovakyanın l hümüni. yç:d ÖD l DaR merkesi Avrupaya taallük eden hususl bir tashbüd altına girmek istemiyecektir. Paris, 22 (A.LA.) — Selühiyettar malıfeller Çekoslovakyanın Südetler meselesini halletmek hususundaki arsusunu tasvip etmektedirler. Siyasf Fransin müşahitleri — ekseriyetle Süt dellere mohtariyet vermek hususun: daki telâkkinin tatbik kabiliyeti ol. madığını, çünkü Çekoslovakyadaki Alman ekalliyetisin Alman bududu civanada topla bir helde bulanma. ıp diğer irklara mensap — milletler umda dağınık bir balde bulundu. ' beyan etmektedirler. Fransız parlâmentosu — Başı T inci sahijede — Tükle idaro edilen memleketlerde görülen harp hazırlıklarının, Frama. da tatbik — olunamıyacağımı söyler ile “Çok — böylüyoruz, İakat ax iş yapıyoruz. Diyerek — sözlerini — bitirmiştir. 'e geç Yakte kadar aıdığının — bedelini, etmeden, pazarlıksız, tereddüd. süz veriyordu. INN Biran evel gitmek istediği aş kârdı. e Zai » Haydarpaşada treni ancal on dakika bekledik. Bu müd. det zarfında, o hep düşünceli, ve telâşli idi, ni bekliyormuş ve bekle: insandan fevkalâde birşey istiyecekmiş gibi — garip bir hali ıııı-ıiw.d di Beni bağrında bir dakika kıdı:ıııhı. Kalbi şiddetle çar. /du. Saçlarından, vücudün. :!ı,:'(ııiı bir. kokü - dökülü. yordu. : Tren hareket ım_.ı ücük bir mendil, uzaktan ııııı(ıî:ç I:ııi hâlâ — selâmlıyordu, Bu mendil, bir aralık kompar. tıiman penceresinden Ççizgi 4, şekillerini çoktan ı.""'“üıi_ Eçebresi: üstüne gitti: Aferide ağlıyordu. geldi Hakemlerin hatalarının neticeleri. kak ve ihtiyatlı olmak tine düşmüştür. Teşekkür Ankaradaki spor temasların- da ayağı kırılan oyuncumuzu l getirirken Denizli say- lavı ve Anadolu gazetesinin sayın sahibi ve başmuharriri B. Haydar Rüşdü Öktemden gördüğümüz yüksek alâkayı hiç Ututamıyacağız. Muhterem me bus ve muharririmiz, kendi ya- taklarını oyuncumuza terkede- cek kadar büyük bir âlicenap- hk gösterdiler. Dıyduğumuz şükranı gene Anadolu sütunlarında ifademize müsaadenizi rica ederiz. Üçok kafile idarecilerinden Niyazi Yeni dünyada Silâhlanma faaliyeti Vaşington, 22 (ALA.) — İyi mlümat alan mahfeller meclisin Mütemmim deniz programını 191 rey ekseriyetle kabul et- suretile infirat taraftarla- tına ağır bir hezimet darbesi indirdiği kanaatindedirler.Bu mabr fellerde Amerika milletinin dış vaz'yetin tehlikelerini hesaba kattığının ve lüzumlu — olan si- lâhlanmağa gecikmeden teves- sül etmeğe azmetmiş bulundu: gunun yeni bir işareti - olarak telâkki edilen ittihadı göster diği - söylenmektedir. Kabul edilen kanun aşağır daki inşaata mezuniyet vermek- tedir: Yekünb 7 ye çıkaran 3 zırhlı yekünu 17 ye çıkaran 8 kruva. zör, yekünun 30 a çıkaran 9 de- nizaltı, yekünu 40 a çıkaran 2 tayyare gemisi. zarure- Ma:t — 23 Profesör Pittardın Anka- rada verdiği konferans - Ankara, 22 ( ALA. ) — Ce- nevre üniversitesi profesörlerin: Pittard mevzuu beyaz ırkların ve medeniyetin ilk tarihi olan bir seri konferansın - bugün il- kini Halkevinde vermiştir. Maarif Vekili Saffet Arıkan ve Türk tarih ve dil kurumları başkan ve üyeleri ile Maarif Vekâleti erkânı yüksek mektep- ler profesörlerile talebeleri ve seçkin bir dinleyici kitlesi kon- feransta hazır bulunmuştur. Profesör Pittard konferansa başlarken, Türk tarih kurumu başkanı Hasan Cemil Çambel tarafından hazıruna takdim edik miştir. Fransızca verilen bu kon- ferans akabinde Maarif Vel i müfettişi Fethi İskenderoğlu rahadan aşağıdaki şekilde Türk- çeye çevrilmiştir: Rrofesör Pittard, Avrupa kıt- aşının eski — coğrafyasile Avru- paya bitişik olan ve o devirlerde beşerin üzerinde yaşadığı ihti- mal dahilinde bulunan diğer kıtalara dair bilinen şeyleri an- latmış' ve; bünlâra ddir- projek- siyonla bazı resimler de göster- miştir. Profesör Pittard şunları söy- liyor: Akdeniz, bugünkü Tunusu Sicilyaya bağlıyan bir köprü ile tali iki denize ayrılmıştır. Marmarâ denizi yoktu. Kara deniz şimdikinden daha küçüktü. Britanya adaları'Fransadan ay- tılmiş değild. —Büyük nehirler rin kudret vo tesirleri çok faz- laydı. Denize döküldükleri yer- ler bugünkü mevkilerinden çok daha uzaklarda idi. Bugün denizden oldukçaruzak olan eski plâjlar o tarihlerde ayni zamanda Deniz | surların altındaydı. Başar tarihi, Bakânlığına tayyare adedini üç bine çıkarmak salâhiyetini ver- mekte ve birçok muavii İ ler inşasını derpiş Yeni kanun muayyen hiç bir tonilâto tespit etmemektedir. Vaşington, 22 (AA.)— Par- lâmento 100 reye karşı — 291 rey ile bir milyar dolarlık bah- riye büdcesini kabul etmiştir. Büdce şimdi a meclisinin tasdikine ârzedilecektir. Bu büdce 46 harb gemisi, 22 muavin gemi, ve 950 tay yare inşasına imkân vermekte- dir. Yeni inşa edilecek gemiler şunlardır: 3 zırhli, 2 tayyare gemisi, 9 kruvazör, 23 muhrib, 9 tahtel- bahir. Bu gemiler takriben 731 mil- yon dolara, muavin gemiler ise iki yüz kirk —yedi — milyona mal olacaktır. Tayyarelerin inşa- s1106 milyon dolara mal ola- caktır. . Vadini — yerine — getirmişti. Yalnız bir şartı vardı: Şimdi bulunduğu yeri yaz- mamak.. — (K.)da dersek kâfi, di. yordu. Bu defa artık; “romanının yaprakları ve hüviyeti üstünde beni çürütüp öldürme, demi: yordu. Tekniğini bana - bırakı- yor, esasını bozmi suretile, eseri işliyebileceğimi de ilâve ediyordu. Fakat ben bu lüzumu çok hissetmedim. Yaptığım ilâveler ve genişletmeler âdeta hiç de- recesindedir. O kadar ki, To- mana kendi imzamı — koyup koymamaklığımı bile uzun müd- det düşündüm. İşte o yazıyor: *“Sana bu notları ancak üç #y sonra gönderiyorum Saime.. — Sonu var — nin bu periyodu esnasında Fran- sadal asif santralda merkezi Platgda indifalar hep devam etti. Hulâsa beşer mevcudiye- tinin başlangıcında — bugünkü coğrafya şartlarından bambaş- ka bir coğrafya içinde yaşıyor du. Eğer medeniyet tarihine dair bazı meseleleri anlamak istiyorsak bu muhtelif fiziki hâ- disşelere iyice nüfuz etmeliyiz. O zaman iklim vaziyeti bizim bu gün tabi olduğumuz iklime hiç benzemiyordu.. Beşer sıcak periyotlar yaşa- dı. Bunları — muühtelif tiplerde kuru ve ratip birçok soğuk pe- riyotlar takip etti. İlk insanlar tarihi - üzerinde bu iklim vaziyetlerinin çok bü- yük tesirleri görüldü. İklimin şöyle —veya böyle — olmasına göre —hayvanlar — bazı mü- sait yerlere toplanıyorlar veya mevcudiyetlerini korumak için daha iyi şartlar aramak mak- sadile — dağılıyorlardı. - İllimin şöyle veya böyle oluşuna göre, © devirde yalnız avla yaşayan insanlar da yer değiştiren bu vahşi hayvan sürülerinin peşin- den ardı sıra gitmeğe mecbur oluyorlardı. İşte binlerce se insanın yaşayış şartları hep böyle devam ed.p gitti. Bu hal Av rupada ebediyen böyle devam edip gidebilirdi. Eğer ilerde mevzuu — bahsolabileceği üzere vakayi beşerin hayat şartlarını temelinden yıkıp altüst etmemi olsaydı bugünkü hayvan mec- myası beşerin uzun se:güzeşti esnasında tanımış olduğu hay- van mecmuasının bir bakiyer sidir. O devrin insanı üç nevi de- lse bile muhakkak iki nevi ladı. Bunlar Antikafil ve Mamuttur. O insan su aygırını yani İpopotamı ve Merk Rino- serosu ile burun delikleri böl- meli Rineseros olmak — üzere iki sry Rineseros tanıdı. Artık bugün ortada cisimleri tüken- miş o'an hayvanlar — arasında ezcümle pek büyük ayı mağara: lar aslanı, mağaralar kurdunu, mağaralar sırtlanını ve azı diş- leri müthiş bir canavar olan Ma- serodusu sayabiliriz. O devria geviş getirici hayvanlarından da İrlanda turbiyelerinde — iskelet- leri gayet iyi — muhafaza edilmiş bir balde — bulunaa veçok güzel bir hayvan olan büyün boynuzlu geyik zikrolu- nabilir. Şimal mıntakalarına göç etmiş olanlardan dağ keçisini, yapan cı tekeyi ve Marmaot adı verilen dağ faresini sayabiliriz. Biaaen- aleyh coğrafık değişikliklerin ayni derecede ehemmiyetli biyo- lojik değişikliklerle müteralik olduğu görülmektedir. İşte bu kadar çok değişen — vasıtalar işiade — beşur — knyatusrır teyollr ve tekâmül ettiğini göreceğiz. Bu hâdiseler gelecek konferanı- ların mevzuları olacaktır. Denizbank mütehas. sısları İstanbula döndüler — Başı | inci sahifede — mizbank, balıkçılığın — inkişalı mese. lesi, balık konserve fabrikaları inşar # içile de moşgul olacaktır. Balık konserve fabrikasının da Şehidlerde yeni balıkhane binan yanımda inşa ettirilmesi çok muhtemeldir. Müte. basnslar, İzmir tetkiklerine sid ha. sarlıyacakları — raporu, — Denizbank #mum müdürlüğüne vereceklerdir. Yaş üzüm işi — Başı birinci sahifede — iyi şaraplarından daha iyidir. Geçen sene, yaş üzüm, sevkı- yatı muvaffakıyetle aldu. — Bu sene, bu işi çok daha fazla genişleteceğiz. — Frigotifik te- sisatını havi vagon ve vâpür- larımızın yakında gelmesi, bu işi daha müsaid bir şekle ko- yacaktır. Dedi. Burnavada yap'lan toprak bayramında hazır bulunanlar ve vüerden bir grup«

Bu sayıdan diğer sayfalar: