3 Mayıs 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3

3 Mayıs 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hitler, bu akşam saat 20 de Romaya varacaktır (Taymis) in Roma muhabiri, bir Alman - Italyan askeri ittifakından bahsetmekte bunun, düşündürücü mahiyette bir hâdise teşkil eylediğini kaydetmektedir Berlin, 2 (Radyo) — Hitler, bu akşam saat 16,40 da Ro- maya hareket etmiştir. Hitler, Hariciye Nezareti bi. nasından — İştasyona kadar, yâ- rım milyon halk tarafından toş- yi edilmiş ve şiddetle alkışlan miştir, Hitlerin refakatinde; Haric'ye Nazırı Von - Ribentrop, Von Hes, da Nazırı doktor Göbele, Fren, Von Di- yenberib ve Erkânı harbiyei umuniye rolsi Von Gotel ve daba birçok kimselerle iki yüze den fazla gezeteci bulunmak- tadır. MAT H istasyonda m res .ıı.ı"ıt" eden kıtaatı teitişten a, Mareşal Göringle on boş dakika kadar konuşmuş ve mü- teakıben Göriğgin elini sıkarak trene binmiştir. Hitlerin gaybubetinde kendi- sine Masoşal Göring — vokület edecoktir. Hitler, kompartimana çıkar- ken, küçük bir kız, kendisine bir buket vermiş ver — Uğurlar — olsun, Mussoli niye selâm söyleyimiz. vanjmıqok bnhü.wkr:pîı! diktaş göüra, halkın - alkışları arasında kompartimana girmiştir. Hitlerin treninden evel zabıta memurlarını taşıyap bir tren harı elmiş ve bijraz sonra da, A hümi Hususi tren kalkınıştır. Hitler, yarın sabah saat 7 de Bregasr bududunda bulunacak ve Romaya gece saat 20 de varacaktır. Roma, 2 (Radyo) e- İtalyan matbuatı, Hitlerin Roma seyâ- hatinden babisle uzun makale- ler yazmaktadırlar. Her taraf, Almanritalyan bayraklarile do- natılmıştır. Gazetelerin - verdiği | malümata göre, İtalyan donan- ması, Hitlerin teltişine hazır bir halde Napoliya gelmiştir. Hitleri, ilk defa Brenner istar yonunda hükümet mümessiller: ve öğleden sonra da yeni ya- pilmiş olan Ortiyenze İstasyo- nunda Kral Viktor Emanuel ile Mussolini karşılıyacaklardır. Hitler, bundan sonra krella Kristal sarayına inecek ve orada misafir edilecektir. Romada Hitlerin istikbali için muazzam hazırlıklar —yapılmak- tadır. Roma, 2 (Radyo) — Taymis gazetesinin bura muhabiri; M. Hitlerle M. Mussolininin, bir Almanya-İtalya —asker? muahe desi için konuşacaklarını yaz- makta ve M. Hitlerin, progra- mını tatbik için cebir kullanr mağa karar verdiği bir zaman- da böyle bir ittifakın, düşün- dürücü olduğunu ilâve eyle. mektedir. Şehrin muhtelif büyük cad- delerine kırk sekiz tak yapıl- mış ve bu taklar, her biri on sekiz metre uzunluğunda Alman- İtaiyan bayraklarile donanmıştır. Yunanlı dostlarımız 14Haziranda İstan. bulla şehrimizi ziya- ret edecekler İstanbul, 2 (Hususi- muhabiri- mizden)— Türk-Elen ticaret ofisi Yu ından memleketimize bir seyahat tertip eyle- $ Haziranda Hollas yatı ile birçok seyyahin İstanbul vo İzmir şehirlerile Trova harabe- lerini ziyaret edeceklerini bil- dirmiştir. Muğlada zelzele Maddi zarar yoktur İstanbul, 2 (Hususi mubabiri- mizden) — Buraya gelen haber. lere göre Muğlada sürekli zek- zeleler olmuştur. Dün gece saat 22,30 da şiddetli bir zelzele da- ha vukubulmuştur. Kazalarda hissedilmiyon - zelzele Muğlada hiç bir maddi zarar yapmamıştır. Zelzele hep doğu istikametin- den gelmektedir. Ankara maçı Ankara, 2 (Husust muhabi- Ankaragücü iği kulüpleri tarafın- idan vukubulan daveti kabul eden Fonerbahçe takımı, iki takımın muhtelitile yaptiğı müsabakada $-5 berabere kalmıştır. ŞehirTiyafrosu D Deniz 1İisesini bi- tiren gençlerimiz Hamidiye mekhtep ge. misine geçtiler İstanbul, 2 (Hususi) — Bu- gün Heybeli lizesini bitiren 44 deniz genci, Hamidiye mektep gemisine geçmiş, bu münase- betle Heybeli Askeri lisesinde mesasim yapılmış, kendilerine zabitlik diploması — verilmişi Ayni zamanda Heybelida Ha- midiye mektep gemisi ile deniz okuluna sancak verme törenleri yapılmıştır. Bir Musevi karı- sını öldürdü Ölen kadının anası, kızının resmini istis. mara kalkıştı! İstanbul, 2 (Hususi muhabiri» mizden)—Tünelde oturan Muiz isminde bir Musevf, kendisine ihanet eden karısı Karoaiyi bı: gekle — öldürmüştür. —Kadının * anası, öldürülen genç kadının resmini —istiyen — gazetecilere resmi 25 lira mukabilinde ver: mek istemiştir. İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu M ELHAMRA SİNEMASINDA YN 3. Mayıs 1938 Salı 4. Mayıs 1938 Çarşamba $. Mayıs 1938 Perşembe 6. Mayıs 1938 Cuma 7. Mayıs 1938 Cumartesi HAFTALIK TEMSIL PROGRAMI Fidanaki . . . İntikam Maçı Dram Temsillere tam saat 21 de başlanır. Temsilden sonra otobüs ve Karşıyakeya vapur - vardır. Tango Kralı Edvar Biyanko Şehrimizde Büyük fedakârlıklarla İzmire getirilmesi temin edilen dün: yanın en meşhur san'atkârla- rından, Tango Kralı EDVAR BİYANKO arkadaşları — ile birlikte, Çarşamba günü akşa- mından itibaren Fuar gazino- sunda konserlerine — başlıya- caktır. Kısa bir zaman için angaje edilen bu meşhür — san'atkârı dinlemek fırsatını kaçırmama- nızı tavsiye ederiz. Pazgr günleri saat 17 den 19za kadar Matine Fiatlerde zam yaoktur. Yeni şilebimiz İstanbula geldi İstanbul, 2 (Husust) — Lor dradan satın alınan ve Bakır adı verilen 7300 - tonluk şilep, dün limanımıza getirilmiştir. Satın alınan diğer — şilepler de yakında gelecektir. Karagün dostlu- ğu imtihanında İzmirin teberrüleri devamda! İzmirde, selzele (felâketzedeleri için başlıyan teberrü, halkın hami» yet ve hasasiyotiile mütenatip bir şekilde inkişaftadır. Dün de iki bin lizadan fazla bir teberrü kayı dedilmiştir. Banko Di Roma 50 liza, Banko Di Roma memurları 24 lira, Hay: riye 6 liza, Misakı Millt İlkokala öğrencileri 60 lira, Karlo Sperco 30 Hira, Esnaf ve Abali bankam 175 Hra, Saatek Morzeno Gubay $ Hira, Tumail Özgar 2 lira, Bulgari» tan müabacirlerinden Ahmet Çavaş 25 karup, E. jensi 5 lica, Nezim ve Boher Varom 1 lira, Fotvacı aa. deler tülün mağasanı işgileri 26 Hira 80 kuruş, Simsar İsak — Roditi ve Müasevi hastahanesi idaze heyeti reisi ve arkadaşları taralından tep lanan 70 liza 60 kuzaş, Yemişci Settar 1 lira, Speroo acentesı — me- İJmurları 19 Hra, İthalit gümeüğü azsbarları Denizbank işçileri 16 lira 55 karaş, İthallt gümrüğü ambar latı Denizbank işçilerinden Ali Pa. İa 10 Şira, Armutla okulu öğrenci- leri 7 Hra, Kahveci Murat Bakrac? Hira, Makimeci Muastafa Karaeğlan — Sona, inci sebifede — İInebolu faciası — Başi J inci sahifede — Geminin vücudünde bir ârıza olup olmadığını tetkik etmek salâhiyeti haricinde olduğunu söyliyen B. Mehmed Ali, 30 sahife süren müdafaasını mah- keme riyasetine vi , zabıt kâtibi tarafından iki #saatten fazla bir zamanda okunmuştur. Müdafaanın hulüsası şudar: Gemiye istiap haddinden faz- la yük alınmamıştır. Esasen İz- mirden alınacak beşyüz askerle yük ve yolcuyu da düşünerek mümkün olduğu kadarstz yük almak için — çalışılmıştır. Ağır yükler aşağıya, hafifleri de gü- verteye konmuştur. Yolda ge- riye dönmeği ve başka limi iltica etmeği icap ettirecek bir tehlike görülmemiştir. Gemi meyillerini yalnız ve yalnız rota tebdillerinde yapmış ve bu su- retle.. Pelikan feneri önünde yaptığı meyil, şiddetli rüzgür- ların ve basıl ettiği şiddetli dalgaların tesirile çok artmış ve kazan önüne - birdenbire su geldiği zaman — tehlike baş- göstermiştir. ü Aldığı bu vaziyet geminin derhal tumba olmasını ve bütün yolcu ve mürettebatın kâmilen ölüme atılmasını intaç edeceği ve pek yakında İstik. bal vapurunun bulunması — gibi sebeplerle yolcuların elbiseleri bile ıslanmadan bu gemiye nak- Hini ve denizleri ve rüzgârı başa alarak geminin de kurtulmasını temin için hemen demir atmak tedbirinde bulunulmuştur. Demir atmakla batmak ara- sında tahminlerin en kısasına nazaran — geçtiği sabit olan asgari yarım saât içinde bir ferdin düğmesi bile ıslanma- dan — İstikbal vapuruna nakli mümkün iken ikinci kaptan Be- Şehir - tiyatrosunda: “Sözün kısası, ve “Size öyle geliyorsa,, İki gece evel İstanbul şehir tiyatrosu artistlerinin temsil et- tikleri “Sözün kısası, komedi- sinin son perdesi kapanırken kahkaha ile başlıyan herşeyde bir fali hayır arıyanlara bir defa daha hak verdim. Artist- ler İzmir debülerini Sözün kı- sası ile başlamakla cidden isa- bet etmişler. Eğer kahkaha ile başlıyan herşeyin gene kakkaha ile bit- mesi mukadderse Şehir tiyat- rosu artistlerine İzmir turmesi- nin hakiki bir muvalfakıyetle biteceğini şimdiden tebşir et mek doğru olur. . .. Sözün kısası tekaik itibarile vakıa bir komedi... Sizi ta ilk sahneden itibaren muânnid bir gicik gibi bir kabkaha tufanı yakalıyor ve oyunun sonuna kadar hiç gevşemeden, dudak- larınızı bırakmadan devam edip gidiyor. Fakat mevzu... Bütün olduğu gibi en yok gibi birşey... ızdan bir sahne hayatımdan bir macera koparmışlar, komşunu- zun yaşayışından bir parçayı çekmişler, tanıdıklarınızdan bi- rinin evlilik hayatından bir kı- ümüne almışlar, bunların hepsini yuğurup bir paçal yap- mışlar... O kadar ki, sahneler biribirini kovaladıkça siz şura- da kâh kendinizi tanıyorsunuz, kâh komşunuzun, kâh bir arka- daşınızın yarı — silik, yarı bariz yüzlerini görür gibi oluyorsu- puz. Beride teşhis ettiğiniz si- nirli bir kavga esnasındaki re- fikanızdır, şurada gördüğünüz her akşam bir çeşidine şahid olduğunuz bir tanıdığınızın dur- gun ve bazan gülünç yüzüdür. Hulâsa eserin başından sonuna kadar hiçbir yabancıya rastla- miyorsunuz. Bu sahneler, bu kavgalar, bu kıskançlıklar, bu karı koca oyunları ve nihayet bu yapmacık âşık çekişmeleri hep sizin hayatta gördüğünüz hakikat - sahnelerinden başka birşey değildir. Yalnız arada bir fark varsa o da bunların biraz karikatürize edilmiş olma» larında, azıcık mübalegalandr rılmalârında ve nihayet birçok ta o sahnelerin bakiki temsil üstadları olinde ve ağızlarında canlandırılmalarındadır. Sözün kısası inanmazsanız gi- simin — şuursuzca hareketi ve vazifedar oldukları sandalları indirtmek ve yolcuları — kurtar- makla mükellef olan diğer ar kadaşların kampana sesine rağ- men vazifelerini yapmıyarak kaçmaları yolcuların denize at- Tamalarını ve boğulmalarını İn- taç etmiştir. Herkes vazifesi buşında bu- lunarak üzerine düşen vazifeyi bihakkın ifa etseydi dört can- kurtaran sandalı ile bir defada bütün yolcuların kurtarılması ve ayni zamanda usulü daire- sinde ve kendi nezaretleri ab tında muntazaman avarya yapı- larak yolculâr tarafından gelişi güzel yapılan avarya ile batma tehlikesinin artmasının vo h zanın tahakkukunun önüne geçi- lecek ve gemi de kurtarılacaktı. Su hücumu binnetice muva. zenesizlik bu sebeplerden başka bir sebep te aranmak lâzimgol- diği takdirde bu sebeplerin, geminin başları kopuk ve kala- fatlanmış perçin çivilerinin ko- yüvermesi ve — saç açılarak su itmesinden dümen çerçevesinin kıç omurgasındaki papuca ka- diniz, görünüz, sözlerimde hilaf boynuma almağa razıyım. .. Şehir tiyatrosu artistleri evel- ki akşam “Size öyle geliyorsan. iyesi; bitirmişlerdi. Sahnede benim biraz lüzumsuz ve bir o kadar da tatsız bul- duğum (At martini) komedisinin dekorları hazırlanıyordu. Dışa- rtıda sigaramı tellendirmiş dü- şünüyordum. — Yanımda iki ar- kadaş piyes hakkında bir mü- nakaşaya tutuşmuşlaı Kulak misafiri oldum. Birisi bu eser- den hiçbir şey anlamadığını, artistlerim zin — böyle ips sapa gelmez eserlerle seyircilere var kit kaybettireceklerine meselâ bir komedi, bir vodvil vesaire gibi birşey temsil etselerdi herkese daha iyi bir gece ge- çirtmiş olacaklarını söylüyor, muhatabı da esere oldukça nü- fuz etmiş bir kudretle artistle- rin intihabındaki faa ediyordu. Mür raretine — kendilerini o kadar kapıp koyvermişlerdi ki biraz evel sahnede sanki kendileri için söylenmiş olan —“herkesin kendisine göre bir hakikati var- dır, cümlesinin mahiyet ve şümulünü unutmuşlardı - bile.. Onlara münakaşalarındaki se- bep ile biraz evel sahnedse seyrettikleri eserin tezi arasında: ki yakınlığı izaha lüzum görme- dim. Fakat kendi kendime düşün. düm. Eğer herkesin kendisine göre bir takım hakikatleri ola- bileceğini, bize hoş görünmiyen, tatlı gelmiyen birçok şeylerin pekâlâ görünebileceğini aklımıza yerleştirebilmiş olsaydık hayatta lüzumsuz ve manasız bir sürü münkaşaların, dedikoduların ve mücadelelerin ne kadar kolayca önüne geçmiş olurduk. İtalyan müellifi Pirandello da bundan başkâ birşey yapmıyor, Size öyle geliyorsa piyesinde herkesin kendi hakikatini, kendi hayı kendi düşüncesini gene kendisine bırakmak lâzımgeldi- ğgini bir tez halinde müdâlan ediyordu. .. Mahiyeti ne olursa olsun bir tez müdafaa eden piyesler biraz sıkıcı, biraz yavan çok kes rede muvaffakıyetsiz — olurlar. Bilhassa tez eğer bir vak'aya — Sonu 6 ıncı sahifede — dar çatlak bulunmasından, safrâ tanklarının tatl su sarnıcı ha- line konmasından ileri geleceği de meydandadır. -Nitekim, ka- zan önüne birdenbire su hü- cumu da bunu açıkca göster- mektedir. Ölüm vukuuna sebep, yolcu. ların düşmüş bulunduğu servis filikasına binen ikinci kaptanın şaşkınca hareketi neticesi ola- rak halat kesilmesi üzerine ge- minin bordasına çarpan sanda- lın alabora olması ve bu suretle içindeki yolcuların denize dö- külmesi ve bunu takiben diğer zabitan ve mürettebatın kendi- lerini denize atmış bulunmala- mndır. Bu delillere göre yüksek ve sayın mahkemenizin, yüksek vicdanının masumiyetimi gör- düğüne eminim. Bu emniyetle beraetime karar verilerek ada- letin izhar buyurulmasını rica ederim. Müdafaayı müteakıp diğer mazaunların — vekilleri de bazı sözler söylemişler ve neticede kararın tefhimi için muhakeme önümüzdeki halta Salı gününe kalmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: