24 Ağustos 1939 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

24 Ağustos 1939 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(SAHİFE 6) (ATİLLA ROMA KAPILARINDA| . . * Tef. No. 3 Yazan: Rıza Çavdarlı Roma halkı, korku ve deh- şet içinde bulanuyordu ekti. Fakat R karşı olan hîd—î' iği malları öde pek meselesi | bi Iı<Juı rına rakip olmak üzere onlara . Roma, bu entri riyle Hünleri, ko ,lxıu oldukça büyük bir 1 det ve nefreti yal değildi. Hünleri Roam akiyet çok hususlarda ald. * biribirine sokuyor, aklı riyordu. Hattâ Hünleri küçük Çünkü H 4 bir muvazene temin edeceği h elere bile ayırmıştı. Pa. mini olarak $ nediyordu |ra kuvvetiyle de bir çok Hün süvari- tı. (Volga) nehrini gelip geçmişler,| Hün krali — (Oktar) 1 kandır i hizmetlerine almışlardı. Tunaya kadar sarkmışlardı. rak R fına göndermişti. Diğer | e maksadla u- Yani Aksayışarktan, Hazar deni -| Hün kralı Rua yalnız kalmıştı. Hile-|zak şarktan, buraya ka- zine kadar olan bütün !|kâr Romayı bu sefer Bizans k: du, Bu uzun ettikleri gibi, birçok — ka di âsından kurt erine — karşı Hün prenslerinin idareleri altında,/ çin ona nun intikamını Tuhna” vadisine gel eşmişlerdi. | lattı. onları doğru, namuslu in İşte Roma imparatorluğu, bu Hün.| D ne sokmaktı leri, o zaman kendisine taarruz eden | Atti (Arkası var) ve bütün bir Romayı mahv ve peri -| şafr edeceğine şüphe edilmiyen Ra dağeze karşı kullanmak İçin ücretle tutmak istiyordu. Çünkü Hünlerin cesaretleri, at üstünde geriye dönerek düşmanları- nt oklarla vurmaları, kementlerle ya , bilmed şeylerdi | Bu sıralarda Romada im|>ını[wıl Hovoryos hükümd Sarayında kendin! verilmiş, bir çok u darlarının evlâtları bulunn rehine olarak ak ülke hüküm aktay -| ha fazlı dı. Romanın Kayzerden & nüfuz sahibi Huldin, R mi yaptırıyordu. İri boylu bir genç dikkat nazarını ü e çekti. — Bu kimdir? Diye sordu. — Hün kralı Mandzukun oğlu de- diler, Filhakika bu eski kralın oğlu idi. | ispanyolen, (ANADOLU) — Sen portakal dondurması Meraklı baba Oğlunun tahsiline fevkalâde düş- ken bilhas- n öğrenmesine fevkalâde itina u, Müdüre çıktı: — Mektebinizde hangi — yabancı dil öğr Diye sordu. Müdür: — Fransızca, ingilizce, italyanca... ü, Çocuğunu fevka- Almanca, Halbuki o zaman Tu havalisinde- ki Hün krallığınmı Rua yapmaktaydı. Hilekâr Huldin — Bunün ismi — Attilâ... Cevabını aldı. Attilâ, babası mandası altında hareket indinanmz ee V | ve amucasının ku- eden ordu ile Tuna havalisine gelip yerleşm ler, fırsat beklemeğe — ba genç Attilâyı da , şöhreti dünyayı sa | ran Romayı tetkik için yanına göndermişlerdi. | Attilâ burada, in! n alacağı Romayı yakından tet ediyor, her gün kin ve nefretini bir kat daha zi- yadeleştiriyordu. O amucası Ruanın emriyle buraya | gelmişti. Ve burada entirikadan, hi- lekârlıktan başka bir şey bulamamış- tı, Rua da bunlarla bir ittifak akdet- müşti, Bu ittifaka göre Roma, zaptet Doktor B. Behçet Uz ÇGOCUK Hastalıkları mütehassısı Hastalarını 11,30 dan bire kadar Beyler sokağında Ahenk matbaası iyanında kabul eder. Dokrtor Bakteryolog A. Kemal Tonay lıııı.ııuıı hastalıklar ” mütehamı fVerem ve saire) Basmahane polis karakolu ya- mışlar, | mparatorun |Hizmetçi kullanmağa alışmış adam KB — Ahmed, yamımızdaki parka git, Dir ağaca bir kalb resmi çizerek üs- benim ismimle bayanın isminin ni kazı —— xo — Ne zaman söyliyecek Bir köyden geçiyordu. Tarlada ça- lışan ihtiyar bir adama tesadüf et- ba, çok ihtiyar olmalısın sen, nasıl çalışıyorsun? Dedi. — Evet, oğul tam 96 yaşındayı: — Demek bütün ömrünüzü bur: sürdünüz? — Bunu şimdiden söyliyemem, ö- lünce size bildiririm.. Sıcaklar rlardan herkes SU müşteki idi. .Riı. dünya kavruluyordu. Bir akıl h da Sicilyaya gitmeğe karar vermiş- ti, Arkadaşı — Aman, dedi. Deli misin?- Ora- da gölgede hararet 45.. Diğeri güldü. — O hararet sana ” göre. kimse gölgede durdurmağa bur edemez ya.. —kk— Uyuyormuş İki kardeş-bir türlü geçinemiyor- lardı. Sokaktan gelecek olan baba- Beni mec - mında 747T Telefon: 4115 Nuri Şemsi Güneren İburatuvar şefi Hastalarını Tilkilik Menzil So-|| « hleNo.dılubulşlâ | Bayramda Mandolin çalan Manisa kızları.. Manisa, (Hususi) — Üzüm bayramının bu sene çok güzel geçtiğin Gönderdiğim resimler, üzüm bayramının açıl. " kızlarımızın ; bayramda, özerlerinde üzüm re- *2 verdikleri oyunları tespit etmekt Cevad Dığlı İkinci Beylersokağı No. 65 Telefon 3055 lazını birisinin beklemesi lâzımdı. Küçük, bir açık gözlük etmek İsti. yerek hemen koştu, yatağa girdi. Bü- yüğü karyolanın başına dikildi. — Haydi yaalncı, uyuyor musun özlerini boş yere yumma. Küçük hiç gözlerini açmadan ce- vap verdi: — Zaten senin yalancılığın meş - hurdur. Vallâhi uyuyorum. Fotoğraf camı n ceketli vorsunuz?. i ilik — Hayı İzumu yok. Ben senin fotograf camın da başaşağı çıktığımı bilmiyor mu - sev mediğin halde ne diye ondan ısmar- — Portakal rengi mavi elbiseme çok yakışıyor da ondan.. - #k— , ukalâlığın lü - v Karı koca ara.ıında Karı koca konuşuyorlardı. Erkek bir aralık: | — Kadınlar asla sır tutmazlar, de- di. Karısı hiddetle ağzından- bie-sıf kaçırdı: — Tutabilirler, Meselâ - ben, 28 yaşımdanberi yaşımı saklayıp duru< yorum, — Fakat günün birinde-söyliye « ceksin. — Asla! Ben bir sırrı sekiz sen& mubafaza edebildikten sonra artık bir daha söylemem . —o— Tedbir Yeni tanıştığım apartmanın kapı- cısına sıkı sıkı tenbih etti: — Bana gelen mektüpları karımâ belli a bir lira bahşiş vereyim. Kari* ma gelen moda mektuplarını - onü genç | Yermezsen bu hizmetin için de ayree yol.| €a ayda beş lira veririm. — Fransız karikatürü — etmeden bana verirsen — sanâ İsim Komiser karşısına gelen iki kadı- ni İnceden ye süzdü. Biri, ve çok güzel bir kadındı, Faka dan çıkmış olduğu âşikârdı. Diğeri e fevkalâde çirkindi. Ko miser zihninde bu kadınların müna - Servet — İnan ki çocuğum, servet dalir sebetlerini ararken isimlerini sordu. İ jnsana saadet getirmez. Genç kadına — Biliyorum amcacığım, Benimi — İsminiz? İservet isteyişimin sebebi kendim içiğ ne gibi bir sefalet seçmek lııuıd' diğini tayin etmek içindir. — İffet.... İhtiyarına : — İsminiz?, k — Âfet.., Komiser dayanamadı: — Buraya niçin geldiniz? İsim de- Kiştirmek için yapılacak muameleyi mi soracaksınız? Dedi. ——c000—— Sarhoşluk Ali gene sarhoştu, Mehmed bu halde görünce: — Bu ne hal! Dedi. Gene sarhoş- sun, — Sarhoş değilim ayol. İçtim sa- yılmaz ki! — Bu hale süt içip bal yiyerek gel- mwedin ya? — Evet amma, şunu da bil ki ben bütün bir sene sütten başka ağzıma hiç bir şey koymadım. — Yok canım! Sen böyle bir şey yapar mısın hiç? — Yaptım vallahi, hentüiz meme- den kesilmemiştim. İi Bir moda İki erkek konuşuyor: Senin karın son birisiyle kavga mı etti? — Hayır. Neye sordun? — Gözünün üzerinde bir gürdüm de.. — Ayol, o sargı değil.. yeni şapkası.. onu — Niçin askerlere pul yaj —' mnız? — Ni; — Fransız karikatürü —kk— Dalgın profesör Hizmetçi — Evde hiç kömür Kör mamış efendim. Yemeği-ne ile receğiz? Dalgın profesör — Aldırma -& atm, bana bir çay yapıver kâfi, zamanlarda Kimi dinliyor? — | Öğretmen — Ne yapıyorsunuz sargı|kalım oğlum. Bir şeyler öğrenm önağ mi meşgulsünüz? Talebe — Hayır efendim, Karımın den böyle soğuk duruyorsun şekerim? — Senin sıcaktan müteessir oldu gunu bilirim. Daha çöl yim diye bu havalarda soğuk durma ğa karar vermistim.

Bu sayıdan diğer sayfalar: