24 Ağustos 1939 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 8

24 Ağustos 1939 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© İFE 8) TARIRİ ROMAN KANLI ÇÖL —İ tan Muradın 'sinde iki rakip karşı karşıya gelmi; Bdi gelen idaresizliği yüzünden, Osman- h imparatorluğunun ta - göbeğinde hüküm sürüp müstakil iki devlet gı- kendilerine göre ordular tedarik eden şeyh Yusuf ibni Seyfi ile Kork- mazın oğlu Fahreddin arasındaki — Mmüzakereler bir netice vermemiş, karşılıklı kuvvetler biribiriyle çarpış- ğa ve ufak tefek müsademeler ol- a başlamıştı. Bu hatmane teca- * gittikçe fazlalaşıyordu. Ve ni. t Fahreddin fırsattan 'ade e- derek rakibine ilânı harp etmişti. İki hasım taraf ordularını süratlo amış ve karşılıklı yürüyüşe baş- amıştı. İki ordu Norelkep semtinde k 4 Ve saatlarca süren kanlı bir muharebeden sonra daha mahir ik meydan harbinden muzaffer ola çıktı. Yusuf İbni Seyfinin ordusu müt- hiş bir bozguna uğramıştı. Yollarda, sahralarda yüzlerce ölü terk ederek bir halde Beyruta doğru ri. başlamıştı. Fahredinin ordusu , lak eseri göstermöden fırar — eden düşmanı takip etti. Ve kısa bir zaman içinde Şam kalelerine dayan. dı. Osmanlı zimamdaranı dalmış ol- dukları derin uykudan bir türlü - — yanmıyorlardı. Bu suretle devletin €en muti taraftarı olan şeyh Yusufu iyalnız - olarak azgın bir düşmanla bırakıyorlardı. Mağlübiyetten perişan olan Şeyh Yusufun ordusu Şamın kalelerini de terk ederek Beyruta doğru - firara başladı. Bundan istifade eden Fah- reddin bir tek silâh bile atmadan Şa- ma girdi ve doğruca Şeyh Yusufun “ #arayına dayandı.. Mukavemet gösteren saray muha fızlarını ve şeyhin oğlunu - kılıçtan şirdi. Şeyhin kızını da alarak Bey- kaçan yeni kainpederinin ordu- Nakleden: eu *& brr|rut kalelerini de feth ederek zafeti- , yâni 1598 aene- ni tamamladı. Arzu ettiği gibi sahile e denize de kavuştu. Zaferin şarhoşluğu geçtikten son- Devleti Osmaniyenin devam ede-!ra Fahreddin kuvvetli bir orduya ma İlik olmakla beraber genişlettiği ara- |zisinin müdafaasını başlı başına ken- di kuvvetleriyle beceremiyeceğini anladı ve kuvvetli müttefikler bul- mak istedi. Vakın Suriye memaliki çinde kazandığı nufuz idi. Fakat bu kâfi gelemezdi. kimlerden yardım görebileceğini dü- şünüyordu. İran, Şahı Abbas gibi merd ve ted. birli bir hükümdarın elinde idi. Fakat © da Osmanlı devleti ile harp ediyor giliz Sirley vamtasiyle hıristiyan âle- minin yardımını talep ediyordu. Fa- de tahrik etmek istediği ehli salip or- duları bakkında bu kuvvetleri teda- rik ve tahrik edecek olan devlet a- damlarından bir türlü kati söz ala- mıyordu. Avrupa, neticesi belli ol du. Fakat birdenbire Floransa hükü - meti aklına geldi. Bu hükümet yakın şarkın Akdeniz üzerindeki limanla- rına icrayı nufuz etmek — ve bu sü- retle Venediklilerin ticart nufuzunu kırmak arzusunda idi. Floransa ay- ni zamanda Osmanlı devletinin a - mansız bir düşmanı idi. Fahreddin maksadına vasıl olmak için her şeyden önce, Avrupa devlet leriyle Osmanlı devleti siyast münasebetlerin şeklini anla mak zaruretini duydu. Bünun için yakın tarihe müracaat lüzumunu duydu. Tanıdığı ve itimad ettiği ilim ve irfan sahibi ihtiyarları davet ti. Fahikdilii Buttem içim tebtiyn ği mükellefziyâfette £ harip ihtiyarları d: elde etmişti. Fahreddin bu suretle Venedikli- lerle, Medikler arasındaki ticari re- fevkalâde Fahreddin, nazarını denizin açık mavi ufuklarına çevirmiş, icabında ve Avrupaya göndermiş olduğu İn- kat Osmanlı imparatorluğu aleyhin- mıyan külfetlere girmek i.ıımiyur-i' arasındaki | la tanımak fırsatımı | rını adım adım takibe başladı. İn- uğramış olan ordu Beyrut ta vemet gösteremedi ve bu st- retle Fahreddin az bir zayiatla Bey- ecekkekrrr Cenubi Şarki memle- n kendi bankalarında toplıyan millet- leri anlıyordu. — Devam edecek — kabeti, bütün Avrupanın zervetini| ÇAN, Romanya korkmuyor Bükreşten Dally Heralda bildiri » Kral Karol Akdenizde yaptığı bir seyahatten Rom: a dönmüştür. Resmi mahfillerde bu seyahatin prog bir iki gün daha kısa sürdü- ul edilmekle beraber Almany'a âa gösterilmemektedir. beri askeri mah |filler da ketumiyet muha- İfaza etmektedirler. Kral Karolun Türk |ru ji Akatından © tukdirinde harp malze- mesini tedâariki meseles'nin emniyet Altına girdiği kanaati hâkmidir. n Romanya silâh fabrikaları son süratleriyle imalâta devam et- mekte iseler de bir harp takdirinde Romanya gene hariçten cephane ve ithali mecburiyetini hissedecek tir. Eğer bir harbte Romanya —bt- Yyük harpte olduğu gibi— Almanla- ra karşı durür ve Lehistanın Gdinya lmanı da abloka edilirse o zaman Romanya Çanakkale boğazı vasıta- siyle 4! ve mühimmat tedarikine muktedir olacaktır. , Kral Karol ile Reisicumhur İsmet İnönünün bu meselede anlaşmış ol- maları Romanyayı tatmin etmiştir. Romanyanın resmi mahfilleri, bir harp vukuunda Almanyanın Roman- yadan - bitaraf kalmasını — istiyeceği kanaat'ni izhar etmektedirler. Eğer Romanya bu teklifleri redde decek olursa 6 zaman Macaristan yalu ile bir tazyık yapılmasma iİnti- Zzar olunabilir. Papa ve patrik sulbü korumak için el ele mi ver2scekler? Dally Heraldın İstasibul muhabiri bİM Siygp 34 8 M G 4 a S Türkiyedeki murahha: monsinyor jozef Rokallinin birden ikana hareket etmesi bura- iyasi mahfillerde alâka uyan- dirmiştir. Papalık murahhası, hareket'nden önce İstanbuldaki Rum ortadoks pat Fiki ile odanın kapısnı kilitliyerek bir saat süren bir mülükatta bulun- müştur, Hâkim olan kanaata göre Rokalli, sulh üğründa ortodoks ve katolik ki- lisesinin Müştereken çalışması husus ketleri ve boğazlar - Bir Alman generali Trakya ve Bo- ğazlar için ne dedi? müdafaası, cihan tarihi- & Boğazlar ' nin de şanlı bir destanıdır . Geçenlerde Berlin siyasi yüksek| — Boğazlara gelince general demiş- bilgiler okulunda müdafaa politikası|tir ki: '|j#Öminarinin müdürü general Horst| — Cenubi şarkıye ait bütün mese- on Metsch,, «cenubi şarkinin aske-|leler ve an'aneler doğrudan doğru- — konferans verdi. General ezcümle dedi ki «Bu sahanın askeri an'anesi A- Yvusturya ordusunun cenubi - şarki hasında küçük olmasına rağmen, ar milletlerini Osmanlı imparatorluğu-| Kasında boğazların olması dolayısiy- | — tiği harplerde ve hususiyle prens Ö-|le bu sahanın ehemmiyeti son derece zulmünden kurtarmak için giriş- büyüktür. jenin zaferiyle başlamıştır. Türkler evvelâ Lozanda ondan Türk mirasının taksimi, Rusya- *Onra yaptıkları muahedelerle ve hu- mın yayılması önüne geçmek teşeb- * siyle Montröde bu boğazları hem büsleri, nihayet cihan harbi havzasının cenubi şarkisinde ve Av- işgal altına almağa muvaffak oldu- Tupanın cenubi şarkt sahillerinde as- lar. — ———0 keri an'aneyi tesis etmiştir, Bu günkü Türkiyenin de Avru- Almanyanın cihan harbinde ce- Padaki ehemmiyeti - ki bu huzusta mubi şarki memleketlerinde faaliyeti kendimizi aldatmıyalım- işte bilhas- de tabiatiyle cenubi sark? sahatında|sa bu bakımdan çok büyüktür. çok tesirli olmuştur ki, bu tesir Bal.| — Hele İngiltere ile Türkiye arasın- î:ğlekcdcrinde hâlâ kendini|da aktedilmiş olan yardım paktının ektedir. tam metnini bilmiyoruz. Ancak, ak- Bundan dolayı Avusturyanın es-| tedilmiş olan paktı bir tarafa bıraka- ki askerf an'anesi bizim için çok bü-|rak diyebiliriz ki, Boğazlardan ge- a görüşlerimizde prens Öjenin tencede Romanya sahillerine var - Frederik, Radeteki ve Blühe-|mak imkânını bulacak olan donan- yanında yer alması lâzımdır. “malar, bu iki memlekete, bu donan- Fi an'anesi> mevzuu etrafında bir|ya ve ya bilvasıta boğazlarla alâka-| du, Bu 'Tuna | yeniden tahkim ve hem de askeri | sunda patrikin muvafakatini elde etmiştir. Son hareket, asırlardanberi biri birinden ayrı bulunan iki kilise ara sında bir işbirliği yapılacağına dair olan kanaatleri kuvvetlendirmiştir. Bir müddettnberi — iki kilise ara- gında bir birlik yapılmasına çalışı! - dığı hakkında rivayetler deveran et. mekte idi. Papa tarafından patrikhanede de. vamlı bir mümessil ve patrik tarafın- dan keza Vatikanda daimi bir mü- messil bulundurulması plânının mü- zakere edildiği zannediliyor. Papanın, bir müdettir, hâriçteki mümessilleri vasıtasiyle sulh uğrun da teşebbüslerde bulunduğu malâm ımunla beraber, Vatikan, za- hdır. Türklerin Avrupa kitamızın ce | man zaman, papalığın muayyen bir nubi şark? köşesindeki köprü başı sa- | sülh plânı tatbik etmediği hakkında tebliğleri intişar etmiştir. Doktor Demir Ali müuayenehanesinde kabul eder. tır. zi Avrupa devlet bizim tarafımızda olmamış olsaydı, dir Zeitschrift für Polotik maların menfaatleri birleştiği cephe- de yer aklırmak mevkiinde olacak-| “Cihan harbinde boğazların merke kombinezonuna girmesi, Rusyanın başına hepimizin bildiği felâketi verdi. Eğer boğazlar |cihan harbinin seyri bambaşka, hat- ta denilebirlir ki tamamiyle o netice- nin bir aksi olurdu. Boğazların mü- yük bir ehemmiyeti haizdir. Bu iti-|çip Varnada Bulgar sahillerine, Kös-| dafaası yalnız Türk tarihinin değil, Cihan tarihinin de şanlı bir destanı- ADOLU, Uzak Şarkta Tiençin hâdiseleri, japonyanın azçok teeyyüt etmiş olan maksat ve ga- seye gelinceye kadar, ejapon impa - ratorluk plânı» ndan o kadar endişe | edilmiyor, ö kadar çok meşgul olun- |muyordu. Çin harbi, japon genişlemesi için lüzumlu bir hinterlandın işgali te- Tâkki edilmişti. Çünkü fakir bir ye -| ri (şgel etmek suret'yle kazanç te- min edilmez. Böyle bir saha müte - madiyen para çeker. Tokyo nizamları esasen «Asya sa- rı irktırs nazariyesini güdüyorlar. Avrupalıların — Hindiçiniyi ve bü-| yYük okyanostaki etratejik adaları| terketmesini istiyorlar. 1935 te, Japonyanın resmi gazete- si olan Nişi - Nişi şu satırları yazı « yordu: japon endüstrisine — iptidaf |maddeler için bir kaynak lâzımdır. jJaponya Hindiatan adalarından Yyağ, yün, demi rmadeni, pamuk, ve kâu- Çuk gibi iptidai maddeleri bol bol temin edebilir. Buradaki iptidaf mad deler japon sanayiine kâfi gelecek kadar çoktur.» Hint Okyanosundaki Hollanda| müstemlekelerini gezen, Hanri De- ferdin bankasının bir memuru bu- rada bir petrol tröstü tesis etmek tedi. Sumatra, Cava, Borneo ve Ye- ni Kigin'n Seram adasında bol pet -| Hindistan adalarının %:Lis:ıdi e-| Banka ve Billiton kalay-| ir, Bundan başka bu adalar- da bütün aıcak iklim mahsulleri be-! S veketij bir şakilde yetişir. Şeker kamı adalarının müdafaası için atra, düpdi çüneli derecededir. Kauçük, pirt de, çoktur. Bu adaların en mühim is- tihsali baharattır. Zaten, adalara ba harat adaları derler. Hollandanın müstemlekesi olan Hindistan adala-| rının ticareti, senede 30 milyar F « ransız franga kadar çıkar. Siyam cemiyetinin japon relsi: «Hollanda, kendisinin altmış misli olan imparatorluğunu —nasıl muha- faza edecektir, sorarım?> demiştir. Hakikaten, Hollanda imparatorluğu japonyanın kıyısına kadar uzanmiş-| tır, japonlar, ecenuba doğrü tarihi bir akın> yaparlar, Siyamdan Ma - lezyaya kadar bir visayet tesis eder lerse, japon İmpâratorluğu Sumat - raya komşu olacaktır. japonların Hollanda - arazisinde flk giriştikleri iş: japon mallarını düşkün fiyatla bu kadara sokmak, olmuştur. japonlar, buradaki yerli- lerce, bir insaniyet muhibbi olarak telükki edilmektedir, Japonyanm elinde bir tek petrol imtiyazı vardı, o da Sakalin Sovyet adasında idi. Fakat bu da kâfi gö- Fülmedi. İki japon petro! şirketi Bor neo adasında da bir petrol elde etti- ler. Üç dört milyon yen sarfettiler. Fakat petrol damarları çok zayıf çıkth. Zaten Hollanda . İngiliz selâ. hiyettarları bu potrolün çok &z ol - duğunu bildikleri için müsaade et- mişlerdi. japonlar buradan hiç ist! - fade edemediler, japon iktisad afanları parasızlık yüzünden «doğrudan doğruya» İş- letme menbaları bulmak için tetkik- ler yaparken, cenubi Amerika pet- rollerine gözleri ilişti. Amerika cumhurreisi B. Ruzvelt, Limada toplanan Pan - Amerikan konferansında totaliter — devletlerin cenubi Amerikada giriştikleri pro - paganda hakkında teyakkuzu davot edecek sözler söyledi. Ayni tarihlerde Nişi Nişi gazetesi şöyle yazıyordu: «Onu niçin Tok « yodaki askeri mensubları Hindistan ve cenub adalarında işletme plânları yapmışlardır. Bu adalardan gelecek ham maddeler, japonyaya yalnız ik tisaden yardım etmekle kalmıyacak, ayni zamanda japonyayı askeri nok tadan da kuvvetlendirecektir. «japanlar, . canup adalarını tah - ü Japonya faaliyette Şimdi de Hollanda adalarına göz dikmeğe başladı I Paris - Midi Gazetesinden: | yeleri üzerine yeniden dikkati çek-| y miştir. Öyle görünüyor ki, bu hâdi. |i hemmiyeti günden güne a'tmaktadır| müdafaasiyle meşgul olmağa baş - ü itt'kçe inki- | ladı. atranımn maden kömürü çok ' dayanarak, bu müdafaa birliği, 24 Ağustos 'ıî"ıııbı 1939 Danzig ve Revizyoncular Borlinden yazılıyor: Salzburgda ve-Berhtesgaden gö- rüşmelerinin neticeleri gittikçe daha ziyade bariz bir şekil almüktadır. Üç gün süren müzakerelerden maksad Ve gaye, 22 mayıs 1939 tarihli itti» fak muahedesinde hususi mahiyette olmak üzere derpiş edilmiş olan Kon sültasiyonu yapmış olmaktır. Buna da sebeb, ileride entern. bir buhranın çıkması ve böyle bir buhra hin arifesinde bulunulmasıdır. Öyle anlaşılıyor ki, Hitler, hastd biter bitmez, Danzig meselesinin hal lne daha hızlı bir tempö vermek a mindedir. Hattâ Nürenberg — pa edeceklerdir. | kongresinden evvel kat'i bir neti: hi Hindistan adaların 'almak istemesi de büyük bir ihtimal da ve Çinde oturan bir milyardan| dahilindedir. Danziyin, belli — başlı fazla nüfus, japonyanın tabil müşte-|bir Avrupa mevzuu olduğu ve Ber: risidir. lin - Roma mihverinin Hallcdlieceği japon deniz — ticareti müthiş bir| davalar listesinin en başında bulun- hamle ile ilerlemektedir. Memleketin duğu hakkında Berl'nin ilân ettiği yeni endüstrileşme inkişafıma bir|habor esen havayı göstermeğe küf- şey mâüni olmiyacaktır. dir. Son hafta içinde garbi Avrupa - «Bu programı tahakkuk ettirmek|nın bazı memleketlerinde, Salzburg için japonyanın seri ve kuvvetli bir|daki görüşmelerin hedefi yabancı bahriyeye ihtiyacı vardır. memleketlerin dikkatlerini Danzig - Evvelki sene japon başvekili olan | den Balkanlara çekmek olduğu şek- Hayaski, japon meelisinde bir celse|linde ileri sürülen mütalcada pek isa esnasında, Hollandanın yeni Gine|bet olmasa gerek. adasını japonyanın edaimi bir kiralı.| — Mihver devletlerinin faaliyetleri, » olduğunu söylemiştir. japonya -| bilhasa şimdi Danzigi istihdaf et n Hollanda elçisi, Hollanda hükü-|mektedir. İtalyanın taleb etmekte ol meti ile müzakereleri epeyce ilerlet-|duğu revizyonunun yolu Danzigten miştir. Fakat sonradan, hiç bir haber| geçmektedir. çıkmamıştır. Bakalım Hollanda, kur Noye Zürher Saytang dü koyun ağılına koyacak mı? Fa- v kat Tokyo projesinden vaz geçeceğe benzemiyor. Belki de başka bir yolu ZAB]T AD gemrez Esrar satmak nu bulür. Hollandada «Yeni Ginede orman ları işletmek, ziraati inkişaf ettir -| Kemerde Halid oğlu “Nüri eörat mek için» geniş bir şirket teşekkül |Sütarken iki buçuk gram esrarla bir etti. 19835 de Nişi - gazetesinin | ikte yakalanmıştır. ndan kuşkulanan Hollanda Kaçak siçara kâğıdı hükümeti, Okyanostaki — arazisinin| Kemerde Sümerli sökakta umumf kadınlardan Mustafa kızi 22 yaşın- da, Muzafferin odasında esrar sraş- tirilirken 86 yapraklı bir defter ka- çak sigara kâğıdı bulunmuş, hakkın. da tahkikata başlanmıştır. Bir vak'a Fuar sahasında Kurtiş oğlu manav Durmüğr İbrahim 'kızı 80 yaşııda Şe- fikaya sarkıntılık etmiş, 12 yaşında Mustafa da taşla mütearrizi başıt- dan yaralamıştır. Tokatla dövmüş Fuar sahasında Şevket oğlu Talât Özgencer, Hatlce adında genç bir kadının kolunu 'sıkarak — sarkıntılık etmiş, kadının yanında bulunan Bay Kâmil, suçluyu tokatla dövmüştür. Dövmek İkiçeşmelikte Tire kapısı sokağın- da -Ahmed karisı Hamdiye, gçocuk meselesinden Kâzım kızı Hadiyeyi dövmüştür. kim etmeden yapamazlar. Bu, ja - ponlar için, mübrem bir emniyet ihti , Bu âdâaları tahkira ederek, a Amerika birleşik develtle-| cevap ve| nosta hükik Hollanda, İngilterenin dostluğuna a ada mo müda- ahriyeyi ve bilhassa ni kuvvetlendirdi. Hint apettire kuvyetlerin heyeti umumiyesi için, Hollandanın bir nevi serbest icraa- fina muvafakat edildi, Bazı alâmetlere bakılacak olursa, Singapur deniz üesünü munzam olarak tahkim et. miş olan İngiliz selâhiyettarlariyle s'kı temasta bulunmaktadır. Hepsi biribirine bağlı bulunuyor. : Hollanda bir taraftan şarki Hindis- tan adalarının japon tehlikesine ma z olduğunu il: ürerken, bir ta- ftan da yeni bir endişeye düşüyor- lar: Alman - Hollanda hududu tah- kim ediliyor. faa sistel tayyarec Roma - Berlin « Tokyo- mihveri , düşünülmiyecek derecede uzun ve- ya kısa vadeli bir filiyata girişiyor lar, Eğer bir ihtilâf çıkacak ve barl« kadın bir tarafından antikomintern pakta dahil blok bulunduğu halde İjaponya Hindistan adalarına taar - ruz edecek olursa, Hollandanın Av - rupada bitaraflığını muhafaza etme si güçtür. Ö zaman, Almanya, İngil: tereyi tayyare ile tesir altına almak için Hollandanın stratejğik mevkilne ihtiyaç duyacaktır. Bu da öyle. Karantinada Terakki — sokağında Yusuf oğlu yol müteahhidi B. Kâzım min karısı Bn, Cevriyeyi dövmüştür. Biçak çekmek Keçecilerde Dellâ! baş; sokağındâ Rauf oğlu pastacı Halli Mahmud ve karısı Remziyo, ötedenberi aralari açık bulunan Celâleddin oğlu Talâta hâkaret etmiş ve bıçak teşhir etmiş” lordir. Bıçak çekmek Şehitler — caddesinde Halil oğlu Mehmed Selek, alacak meselesindef İbrahim oğlu İsmalle bıçak çektiğit” den yakalantıştır. kk——— İIktıbaslar — Baştarafı 3 ncüi Sahifede — Namık Kemalin tahayyül ettiği VA" tanı, Büyük Atatürkün Hıvul'"ı'; sayesinde Türk milleti yır.uıııııı”;. Medeni, sulhçü ve taassuptan 474 bir yurt. y yeni Paris - Midi Doktor Cahit Tuner Sinir hastalıkları mutehassısı “Her gün saat 8 den sonra Şamlı sökek No, 19 da hasta kabulüne başlamıştır. Telk 3559 Avrı N. Papazoği Ankara Üniversitesinde Yunan — edebiyatı prnw":; (Bu Yunan genci şimdi YUN tanda bu unvanı kullanarak B*S mektedir.) Köylü eşyası Sümerbank yerli mallar Paza- yında ucuz fiatle satılmaktadır. Rp ç— —— FEHMİ &ENĞ&N Makine Tamirhanesi Işi gününde tes'im etmeği prensip edinen nunla ifthar eden bir müessesedr Teleton: 8998 | ve bu- İ Kestane pazamı damireller 67 - 69

Bu sayıdan diğer sayfalar: