8 Ekim 1943 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 13

8 Ekim 1943 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

lie Gilabilsek TAHAMMÜL EDEBİLİR MİSİNİZ ? Şair Ahmet Kutsi Te- cer'in oOBurhan Toprağa verdiği bir cevabı, bizzat Burhan Topraktan dinle- dik. Kutsi, Burhan Toprakla beraber bütün bir geceyi Beyoğlunda, bir pastacıda geçirmiş... Kutsi, boyuna susan, Burhan Toprak da her zaman âdeti oldugu gibi, Kutsi'ye içini dışını dökmüş; Acemlerin mah- rem âyini tarzında kendi kendisini omanen soyup nefsine her işkenceyi yap- tıktan sonra, sabaha karşı, Kutsi'ye demiş ki: — Offf, ben ne taham- mül edilmez bir insanım, değil mi ? Süküt ve soğukkanlılı- ğın mümessili, Burhan Toprağa tahammül etme- meği bir zaaf ve aciz te- lâkki edercesine şu cevabı vermiş : — Hayır! Sâna pek âlâ e edilebilir !1! TEK CÜMLE Nüktelerin en yamanı, Yahya Kemalin İsmail Ha- bib hakkındaki bir cüm- lesidir. İsmail Habibin Anado- luya ait yazılar yazdığı bir hengâmede, Yahya Ke- mali, Galatada, İzmirden gelen bir vapurdan çıkar- ken görmüşler — Hayır ola, üstad, ne- reden böyle — İzmirden geliyorum ! — Ne yapmıya gittiniz İzmire ? — İsmail Habib yazma- dan İkeniri bir göreyim dedim CEVAP Ee Nazife sor- muşlai va Nani Safa nerede oturur ? Cevap vermiş — Server Bedi'i in evin- İstanbul Çocuğu HAYDARPAŞADA B. M. HALİD ESKİŞAR — Mek- tubunuz alâkaya değer. Fakat ifadenizdeki dikbaşlılık gö- zümüzden kaçmadı. Şu veya bu tamayüle mensup farzet- tiğiniz insanların (Büyük Doğu) ya kabul edilişini; bizim zafımıza değil; kuvvetimize yormanız lâzımdır. Zira (Büyük Doğu), içinde o birlik hamurunun yoğurulduğu teknedir ki, herkese ve herşeye rağmen, herkesin ve herşeyin üstünde, yekpare ve tecezzi kabul etmez bir telekki mihrakında bü- tün hüviyetleri birleştirecektir. Şüphelendiğiniz nokta, bizim tam zıt kutbumuzdur; ve bu ku mensuplarının eski şöhretlerine değil, bundan böyle (Büyük Doğu) da verecek- leri yeni eserlere dikkat ediniz. Sizi canlılığınızdan dolayı beğendiğimizi ve her bakımdan öğrenicilik makamınıza şimdilik sadık kalmanızı bildiririz. ZONGULDAKTA B. YAKUB ÇUKUROĞLU — Alâ- kanızdan dolayı teşekkürler ederiz. İstediğiniz ' tarzda (Karikatür) lerin bizde daha âlâlarını bulacaksınız. Saygılar. MODADA B. KILIÇOĞLU — (Nefs Muhasebesi) Sü- tunumuza gösterdiğiniz âlâkadan ve bu hususta işaret ettiğiniz. hususiyetlerden çok memnun kaldık. Bir gün, okuyucularımızın da bu husustaki fikrini ortaya atacağımız zaman cevabınızdan istifade edeceğiz: BİZE . ŞİİR GÖNDEREN OKUYUCULARIMIZA — Büyük minnetdarlıkla kaydetmek isterizki, bugüne kadar okuyucularımızdan, sayısı iki yüzü geçen şiirler aldık. (Ye- tişenler) sütunu, mutlaka ileriye doğru bir yetişme kıyme- tini belirtmek şartile, okuyucularımızın eserlerine mahsustur. Bu şiirlerden, ölçümüze uyanları sırasile neşredeceğiz. Ma RAMİ LI BİR YAZ RÜYASI Hatırla ey Anne gök kararmadan, Zamanı habersiz içen rüyayı; Hatırla kalpleri keder sarmadan Rüzgâr gibi gelip geçen rüyayı... O bir rüya idi seherden serin, Ufkumda bir ılık rüzgâr gibiydi. Hatırası bende aşkımdan derin Hasretle andığım bahar gibiydi. Ufkumda açarken güller, zanbaklar, Bir parça yakuta döndü yapraklar. Gümüş sanılırdı saçında aklar Siyahlar gözümde hep kar gibiydi. O rüya gözümden silindi gitti, Bir yaz oyaladı, sonunda bitti... Varlığından kalan tek şey ümitti, Bıraktığı boşluk mezar gibiydi. O bir rüya idi seherden serin, Bin bir nağme veren sular gibiydi. O rüya içinde senin gözlerin; Hasretle andığım bahar gibiydi... 99 Ümit Y. OĞUZCAN ? Soldan sağa: 1 — Erkek ismi - soyadı 2 — Sonbahar - alaturkada bir makam yvan - usta - b zinin kısımlarından 6 — İncelik — Uyandırma - para 8 — Su- Ma yükselmesi - yere inmiş bu- eder ği — seli yurt ll — Alçak - Yukarıdan aşağı: iç bie VR - namaz kıl- ni 2 — ara ciğer 3 — Çok değil iyi vasıtası nota 4 - çatı - defa - ucuz Oötel 5 — Taannüd - mey sunan 6 — bibl 7 — Çıkmamış Ai bulunur - Tunanın bir kolu 8 — gi m an li köpek 10 — İnayet - gecikmeli — Bir vilâyet - mebusan meclisi. HAL ŞEKİLLERİ Prens ( Türandot) un bu bilmecesi vay yine (Kris- tof Kolomb) un yumurtası tarzında bir incelik gizler. Elinize küçük bir ayna alacak; bu aynayı, baş parmağınızla şahadet par- mağınız arasında tutacak Buda ) heykelinin ba- şı üzerinde aynayı devi- rerek, koca heykeli güya iki parmağınızla tepetak- lak getirmiş olacaksınız. Sadi ÜNAL Me A a la vldlalololalu “la el İKEA JRBJAlklslajm u “|8(JEJRİlE MİEİJTİR sJalola He lAjL dJrlâlali AİRİKİA| Ju fRjalelılmlafmi Jufaslajslik A İklzlvlalıTzTmTAlk ö

Bu sayıdan diğer sayfalar: