8 Ekim 1943 Tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 2

8 Ekim 1943 tarihli Büyük Doğu Dergisi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Doğu ile Balı yanyana... © Derinliğine doğru insanın ve bütün ruh ilimlerinin kaynağı olan Doğu, hiçbir zaman ve mekânda, kuru ak- lın maddeyi avlama hakkını ruhuna sindiremedi. © Sızlığına doğru insanın ve bütün madde bilgilerinin , menbaı olan Batı, hiçbir zaman ve mekânda, ruhun mad- deden ötesine hakimiyetini akılla denkleştiremedi. © Doğu'nun gidiş ve usulü, bu dünyadan ötesini, Batı- nınki de bu dünyayı fethetmek olduğu için, biri yumruğunu çözüp bu dünyayı elden düşürürken, öbürü yumruğunu sı- kıp bu dünyayı avucunun içine aldı. Böylece iki ayrı hedef, iki ayrı usul, iki ayrı seciye halinde, bütün tarih ve coğrafya hususiyetleriyle, biribirine zıd iki âlem yaşadı; ve aralarındaki zıdlık hassası, birinin zevalini öbürünün kemalinde bitiştirmekte kusur etmedi. o Zaman, istediği kadar mekân kıymetinin dışında ve ondan müstakil bir hadise olsun; onu mekân değişiklikleri ve nisbetleri dışında elde edemiyeceğimize göre, mekâna hâkim olanın, dış çerçevede zamana da hâkim görüneceği şüphesizdi. Nitekim Batı, fethettiği mekân zemini üzerin- de topyekün hayata hâkim görünmenin imtiyazına erdi; böylece başlangıçda zaman âleminin sanatkârı Doğu, so- nunda mekân dünyasının zanaatkârı Batının dilencisi oldu. 9 Doju, bütün peygamberleri, velileri ve sanatkârla- (Bergson) de sesini aratan mağlup ruhçuluğu bir tarafa; (Aristo)da gürleyip şoförlere kadar nakaratı yayılan müsbet ve riyazi kafanın muhteşem kadro p:rdesi halinde sahnenin üstüne çıktı. © Doğu'yla Batı arasında, siyaset, askerlik, felsefe, ilim, fen, san'at, iktisat, her pilânda olup bitenler, Doğunun, eşya ve hadiseleri derinliğine doğru, Batının da pie ru tefsir etmesinden doğan hazin bir usul bün farkından başka hiçbir müessire bağlanamazdı. BÜYÜK DOĞU 1001 ÇERÇEVEDEN ada kık ila ür has ifadesinden, yine adına irkilir. lacal pi BU ADAM, BU ŞEHİR... Necip Fazıl KISAKÜREK am şehrin içinde oturmaz. Küçücük dalgalarla yı- uzak ve Bu adam şehre miyete düşman de onları sever. Palit adi öd hayal o türlü yükseltmiştir ki, şehir ve cemiyetin bugünkü şehir ve cemiye Bu adam yine bayram adına bayramlardan, insan adına bee a? ör adına sözlerden bucak bucak kaçıp kurtu- bayram sabahı yanına karısını aldı ve İs- nar bir semtte oturur ğildir. En çok ve mefküre ikliminde muşah- tin mücerret manası DAĞDAN ŞEHRE KADAR: Köpek havlar, Dağda, şehirde, Köpek olmak kötü şey, Fikirde. Herkesten fazla aptal olduğun- an mıdır, Devam eder hatıralardan. Daha mı zekidir ği Yemyeşil bahardan Büyük nesillerin ağ duyulur, Bir et, bir kemik ister nefis. Kö Köpek olduğumuzdan habersiz. Anlar ölüyü Anasından, babasından önce. Yabancıların ayak seslerini duyar Düşündükçe. Susmak isterim, J Susmak istersiniz, “ Bütün m rağmen, Köpek h Hüsnü DAĞLARCA 2 YL geçti. Odan da Beyoğluna çıktı. ve karısı, Galatasaraydan Taksime çıkıncaya kadar kadayıf gibi tel tel parçalanacaktı. Bir sinamanın önün- den geçerken, misli rüyalarda görüleme oldu. Her ferdi anasının, ba yatını kurtaracak iksiri 5 dakika zarfında içerden alamazsa sanki her şeyini kaybetme vaziyetinde bir insanlık, bir hava- na dolmuş, birbirinin ruhunu ve maddesini eziyordu. Dikkat!!! Heyat bağıran kümaş, çığlık, nefes ve kemik birbirine arışmıştı Bu aa Meli — gün bayram...) meselini pek iyi an- lamasına ri en bi r delinin başında bir dibe ara- dı; meselâ bir Dn abi eti... Yoktu ar İnsan birikmiş; üst üste ya- naşan vapurlardan, uzak ve kenar semtlerin bayram yerine gidenlerile bayram yerinden dönenleri arasında öyle bir çatış- sinin uhar kaldı, üstü başı yeri Ve tek bir inzibat salâhiyetine, tek bir şehir v mümessiline rastlumadı. Ve kâh (Şirketi- hayriye) ye, kâh e kâh halka kabahat bulan bazı münfe- rit şikâyetcilerin çığlıkları arasında vapura doğru sürüklenir- ken şöy i düşündü : Bu şehir ve cemiyette artık her fert, iz kendi ba- Şıni iöareak mak ve kendisini öbürüne karşı korumaktan başka hiç bir ka aygi ve ölçü sahib iğ Sağlik ve serKeatlik usulünün nihai ve mefkürevi haddiyle serbest! ŞAHADET Filizleniyor, filizleniyor | top- rakta, AE düşünceleri ki buğulu. Allah bu suretle kabul ediyor ; Hislerinden ayrılan kulu Dünyaya ait her şeyi bıraktık, Bir vücut arıyan elbiselerimizle eraber. Hayâttan uzak yaşamayı öğre- ceğiz, Dünyadan bihaber... Dâvâ gününe doğru yolcusuyum; Âşinası bulunmıyan bir yolun Siz ellerim, ayaklarım, göelerim, Şahidim alün'/:. Emin ÜLGENER Büyük DU # flejeşnin Elim) (043, S.4,s 2

Bu sayıdan diğer sayfalar: